Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/452 E. 2020/11 K. 07.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO :…

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av….
Av….
DAVALI : …

DAVA : …
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda gereği düşünüldü;
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 24/10/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; davalının kaçak elektrik kullanımından dolayı işyerinin elektriğinin kesildiğini, müvekkili şirket yetkilileri tarafından düzenlenen 28/03/2017 tarih ve … numaralı tutanak ile davalının ikili anlaşması olmadan sözleşmesiz alacak enerji kullanıldığının tespit edildiğini, davalının haksız fiil niteliğindeki bu eyleminin mülga Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26.maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davalının kaçak olarak kullandığı elektrik bedelini ödememesi üzerine Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu, dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvurduklarını ancak netice alamadıklarını iddia ederek, itirazın iptali ile davaya konu takip dosyasının kaldığı yerden devamına, ayrıca %20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı asil Mahkememize sunduğu 28/11/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, tutanak tutulan işyerini 15/04/2017 tarihinde kira sözleşmesi ile dava dışı …dan kiraladığını, sözleşme öncesinde işyerini kullanıma hazır hale getirmek için tadilat yaptırdığını, tutanağın tutulduğu tarihte kendisinin işyerinde olmadığını, tutanağın usulsüz ve bilgisi dışında imzalandığını, yeni kiraladığı işyerinde mühürün kırılarak kaçak elektrik kullanıldığını bilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddi ile %20 ‘den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce 31/10/2019 tarihli tensip zaptı düzenlenerek tarafların dildirdiği deliller toplanmış, dava miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğundan ön inceleme duruşma günü tayin edilmiştir.
Taraflar 07/01/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında hazır bulunmuş, imzalı beyanlarıyla dava ve cevap dilekçesini tekrar etmişlerdir. Mahkememizce uyuşmazlık noktaları tespit edilmiş, ön inceleme için araştırılacak başka husus kalmadığından tahkikat aşamasına başlanarak dava şartlarının incelenmesine geçilmiştir.
Davaya konu Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün 2…Esas sayılı dosyası fiziken celp edilerek dava dosyası arasına alınmıştır. Dosyanın incelenmesinden takip dayanağının kaçak kullanım bedeli olarak gösterildiği, davalının icra takibinde borçlu sıfatına haiz olduğu, davalıya çıkarılan ödeme emri ekli tebligatın iade olduğu, davalının 27/07/2017 tarihinde borca tüm fer’ileriyle itiraz ettiği, takibin icra müdürlüğünün 27/07/2017 tarihli kararı ile durdurulduğu, dosyada masraf yatırılmadığından itiraz dilekçesinin alacaklıya tefhim ve tebliğine karar verildiği görülmüştür. İtirazdan sonra dosyada görünen ilk işlem tarihi 06/09/2017 olup, alacaklı vekili Av…. takip borçlusunun mernis adresi çıkarılarak yeniden tebligat çıkarılmasını talep etmiştir. İcra Müdürlüğü bu talebi takibin durduğu gerekçesiyle 12/09/2017 tarihli kararı ile reddetmiştir. Adı geçen vekilin dosyada vekaletnamesi bulunmaktadır.
İİK’nın 67.maddesi hükmüne göre, ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde
alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Bu süre hak düşürücü süre olup Mahkemece re’sen gözetilir. 1 yıllık süre her ne kadar , yasal olarak kadar ödeme emrinin tebliği ile başlayacak ise de, yasakoyucu bu düzenleme ile itirazın içeriğinin takip borçlusu tarafından tam olarak öğrenilmesini amaçlamıştır. Yargıtay uygulaması da bu esasa göre şekillenmiştir. Takip hukukuna göre öğrenme tarihi son işlem tarihi olarak kabul edilmekte olup, alacaklı vekilinin talebinin İcra Müdürlüğü tarafından reddedilerek ilgili yerlere müzekkereler yazıldığı da gözetildiğinde davacı yönünden hak düşürücü sürenin başladığının kabulü gerekmektedir. Arabuluculuk görüşmeleri 10/07/2019 tarihinde başlamıştır. Dava tarihi ise 24/10/2019’dur. Görüldüğü üzere 1 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olup davanın esasa girilmeksizin İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1.maddesi hükmü uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yönelik talebine gelince, davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli bulunduğuna dair delil bulunmadığından bu talebin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M:
1-Davanın İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Md’si hükmü uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Yeteri kadar harç alındığından harç takdirine yer olmadığına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan karar ve ilam harcının hazineye irat kaydına,
4-Davalı kendini vekil aracılığıyla temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacının icra takibine girişmekle kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
Kısa kararda her ne kadar istinaf kanun yolu açık olmak üzere denmiş ise de, karar miktar yönünden kesin olup sehven yargı yolunun açık tutulması taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından, miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 07/01/2020