Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/106 E. 2020/439 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO :…
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …… …
Av. … –

DAVA : …
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ :…
GEREKÇE TARİHİ :…

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/06/2019 tarihinde davalı … şirketi tarafından sigortalanan … plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin yaralandığını, sigorta şirketine başvuruda bulunduğunu ancak herhangi bir dönüşün olmadığını, müvekkilinin kazada bir kusurunun bulunmadığını, açıklanan nedenlerle şimdilik 100,00 TL’lik maddi zararın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi şahıs başına azami poliçe limiti ile sınırlı olarak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin poliçeden kaynaklı sorumluluğunu yerine getirdiğinden dolayı davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu göz önüne alındığında, 09/12/2019 havale tarihli kusur raporu da dikkate alınarak mahkememizce kusur bilirkişisinden rapor tanzimine esasla… plakalı araç sürücüsü …’nın (7/8= %87,5) oranında, … plakalı araç sürücüsü…’nın ise (1/8=%12,5) oranında, kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda tanzim edilen 17/01/2020 havale tarihli Adli Tıp Kurulu raporunda davacının özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybının %5 olduğu, tıbbı iyileşme süreci göz önüne alındığında 3 ay süreyle geçici iş göremezliğinin olduğu, iyileşme dönemi içerisinde 3 hafta tam gün bakıcı ihtiyacı olduğu, devamlı suretle başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı sonucuna yönelik maluliyet heyeti raporuna itibar edilmiştir.
Yine aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 03/02/2020 tarihli raporun poliçe tarihinde yürürlükte bulunan şartnameye uygun ve denetime elverişli olduğu kanaati ile zararın 4.456,46 TL olduğu tespit edilmiştir.
GEREKÇE VE KANAAT:
Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır (6098 sayılı TBK m. 54). Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, tarafların beyanları ve alınan tüm bilirkişi raporları dikkate alındığında, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜNE,
4.456,46 TL ‘nin 18/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan alınması gereken 304,42 TL nispi harçtan peşin alınan 59,28 TL harcın mahsubu ile 245,14 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yaptığı toplam 2.329,70 TL’nin yargılama giderinin ve yatırılan 59,28-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabulucu gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Yapılan giderin avanstan mahsubu ile bakıye kısmın HMK’nın 333. Maddesi uyarınca karar kesinleşitğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı bedel itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.19/10/2020