Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/530 E. 2023/13 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bilgisayar donanım yazılım işleri ile uğraştığını, bu kapsamda davalıya verilen hizmet sonucu irsaliyeli fatura kestiğini, davalının ödememesi ile takip başlattıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü süresinde davayı açtıklarını, arabulucuya başvurduklarını, davalının 8 gün içerisinde faturaya itiraz etmediğini, dava konusu faturanın davalının ba formuna işlendiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacı tarafça kesilen faturanın müvekkilince ödendiğini, faturanın konusu aylık sözleşme bedeli (haziran, temmuz, ağustos, eylül) ve yazılım hizmet bedeli oludğunu, davacının işbu davaya dayanak olarak gösterdiği …. numaralı 03/10/2015 tarihli 8.437,00 TL bedelli faturanın ise müvekkiline tebliğ edilmediği gibi, müvekkil kayıtlarında da mevcut olmadığını, ticari defterlere işlenmemiş, bu faturaya konu mal ve hizmet alımı da yapılmamış olduğunu, söz konusu takibe dayanak gösterilen faturada, konunun tamamen taraflarınca ödenen fatura ile de aynı olduğunu, konusu aylık sözleşme bedeli (haziran, temmuz, ağustos, eylül) ve yazılım hizmet bedeli olduğunu, bu durumda davaya ve takibe dayanak olarak gösterilen faturanın mükerrer olarak düzenlenmiş olduğu görülmekte olduğunu, kaldı ki davacının, dava dilekçesi ekinde sunduğu form bs 2015 aralık dönemine ait olup bu da iddialarını ispatladığını, davacının sunmuş olduğu 2015 form bs de 1 adet fatura görülmekte olup bu fatura, taraflarınca ödenen …. seri nolu 11/12/2015 tarihli fatura olduğunu, yine davacının sunmuş olduğu ba form mutabakatı da 2015 aralık dönemine ilişkin olup, 1 adet faturadan söz edilmekte olduğunu, yine müvekkili tarafından ödemesi yapılan 11/12/2015 tarihli faturaya ilişkin olarak düzenlenmiş olduğunu, davacının sunduğunu beyan ettiği mail ekran görüntüsü okunaklı olmadığından anlaşılamadığını, müvekkilin, davaya konu edilen ekim 2015 tarihli faturaya ilişkin hiçbir mutabakatı bulunmamadığını, söz konusu fatura müvekkile tebliğ edilmediğini, söz konusu faturanın müvekkilinin ticari defterlerine de işlenmediğini savunarak davanın reddine karar verilmiştir.
DELİLLER:
1-Taraflarca usulüne uygun olarak ileri sürülmüş olan iddia ve savunmalar,
2-Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün 2019/106482 esas sayılı icra takip dosyası
3-Ticari defterler ve vergi dairesi kayıtları,
4-Bilirkişi …. tarafından tanzim edilen bilirkişi raporu,
5-İlgili yasal mevzuat ve yargısal kararlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce verilen 2021/744 Esas, 2022/393 Karar sayılı ve 15/06/2022 Tarihli karar Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2022/830 Esas, 2022/1084 Karar sayılı ve 15/06/2022 Tarihli ilamıyla “…Davacı vekili, davalı hakkında Gaziantep İcra Dairesi’nin 2019/106482 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davanın temelini oluşturan ilamsız icra takibinde 8.437,00 TL. asıl alacak, 3.964,11 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.401,11 tahsili talep edilmiştir. İtiraz üzerine açılan istinaf incelemesine konu itirazın iptali davasında ise harca esas değer 8.437,00 TL olarak gösterilmiş ve bu değer üzerinden peşin harç yatırılmıştır. Ancak dava dilekçesinin netice ve talep kısmında “itirazın iptali” denilerek, takip konusu alacağın tamamının dava konusu yapıldığına dair izlenim yaratılmıştır.
Bu durumda; öncelikle mahkemece 6100 sayılı HMK’nun 31. maddesinde düzenlenen “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” ilkesi çerçevesinde işin esasına girilmeden önce davacının talebinin icra takibindeki (harca esas değer olarak gösterilen) asıl alacağa yönelik mi, yoksa dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde belirtildiği üzere icra takibindeki toplam alacağa yönelik mi olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
Zira, davanın takip talebindeki toplam alacağa yönelik olduğunun saptanması halinde, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri uyarınca eksik peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilemeyeceğinden öncelikle eksik peşin harcın tamamlatılması gerekecektir. Davacının talebinin harca esas değer olarak gösterilen takipteki asıl alacağa yönelik olduğunun anlaşılması halinde ise taleple bağlı kalınarak söz konusu tutar üzerinden değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekmektedir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Harçlar Kanunu gereğince eksik harç tamamlanmadan yargılama devam edilememesi kamu düzenine ilişkin bir aykırılık olup mutlak bir istinaf sebebi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Zira HMK’nın 355. maddesi gereği de Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu resen gözetir.
O halde mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 31. maddesi çerçevesinde davacı vekiline davadaki talebi açıklattırılarak belirtilen usul kuralları çerçevesinde işlem yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Netice olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer sebepler incelenmeksizin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak, yukarıda açıklanan usul gözetilerek yargılamanın yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir…” denilerek kaldırılmıştır.
Kaldırma sonrasında dosya mahkememizin 2022/530 esasına kaydedilmiş ve taraflar duruşmaya usulünce davet edildikten sonra kaldırma ilamında belirtildiği şekilde yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce davacı vekiline taleplerini açıklaması için süre verilmiş olup davacı vekilince dosyaya sunulan 27/10/2022 tarihli dilekçe ve harç ikmali incelendiğinde talebin takibin tamamına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün 2019/…. esas sayılı icra takip dosyası tetkik edildiğinde takibin dayanağının 03/10/2015 tarihli ve 8.437,00 TL bedelli fatura olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada mündemiç 07/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna bakıldığı zaman davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 8.496,72 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 5.135,48 TL alacaklı olduğu görülmektedir. Ancak takibe dayanak yapılan faturanın davacının ticari defterlerinde ve BA formlarında yer almadığı anlaşılmaktadır. Yani burada her ne kadar davalının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 5.135,48 TL alacağı bulunsa da bu alacak davaya konu icra takibine dayanak teşkil eden faturadan kaynaklanmamaktadır.
Nitekim bu yönde benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak Yargıtay 2018/2505 Esas, 2019/5023 Karar sayılı ve 06/11/2019 Tarihli ilamında “…Dava, dört adet faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı takip talebinde alacağını 07.07.2012, 09.07.2012, 11.07.2012, 13.07.2012 tarihli 4 adet faturaya bağlamıştır. Mahkemece davalı site yönetiminin Denetim Kurulu raporuna göre sitenin borcu olduğuna ilişkin beyanı ve bilirkişi raporuna dayanarak, site yönetiminin davacı ile arasındaki cari hesap ilişkisinden dolayı borçlu olduğunu anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı sitenin borçlu olduğunu gösteren denetim kurulu raporunun 26.06.2012 tarihli olup fatura tarihlerinden önce olması sebebiyle, bu rapora dayalı olarak davanın kabulü doğru olmamıştır. Davacı takip dayanağı faturalardaki kömürü teslim ettiğini ispat edememiş olup, ayrıca takip dayanağı da cari hesap alacağına dayalı değildir. Bu itibarla ispatlanamayan davanın reddi gerekirken, yazılı sebeple davanın kabulü doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir…” denilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında da iş bu dava kapsamında davacının davaya konu icra takibine dayanak teşkil eden fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu ispat edemediğine kanaat getirilmiştir.
Ayrıca ilk karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmadığı ve böylece vekalet ücreti noktasında da davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğu gözetilerek (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2013/18354 Esas, 2015/4157 Karar sayılı ve 24/03/2015 Tarihli ilamı) davalı lehine ilk karardaki miktarda vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda da davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 82,08 TL peşin harç ve 67,70 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 30,12 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT hükümleri uyarınca davanın ret edilen değeri üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.26/2 hükmü gereğince, Gaziantep Arabuluculuk Bürosu tarafından suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi. 10/01/2023