Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/513 E. 2023/38 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : ….
DAVALI : ….

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 14/06/2022
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı Banka vekilinin 14.06.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle;
Dava dışı asıl borçlu ile davacı Banka arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi
Sözleşmesi gereğince kredilerin geri ödeme planları imzaladığı, davalının müteselsil kefil sıfatıyla
sözleşmeyi imzaladığı, borcun ödenmemesi nedeni ile hesapların kat edildiği….. Noterliği’nin
…. tarih ve …. yevmiye no. hesap kat ihtarnamesi keşide edildiği, borcun ödenmemesi üzerine
Gaziantep İcra Müd.’nün 2018/…E. Sayılı takip dosyası ile icra takibine başlandığı, takibe itiraz
edildiği ve takibin durdurulduğu, açıklanan nedenlerle, davanın kabulü ile davalının Gaziantep İcra Müd.’nün 2018/….
E. Sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin devamına, % 20’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine, dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar
verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı taraf kendisini dava dilekçesi ile tensip zaptı ekli ve gerekli şerhleri içerir davetiye tebliğ edilmesine rağmen yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiş ve herhangi bir delil sunmamıştır.
DELİLLER:
1-Tarafların usulünce ileri sürmüş oldukları iddia ve savunmaları,
2-Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri,
3-Kat ihtarnamesi,
4-İcra takip dosyası,
5-Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları,
6-Dosyada mündemiç bilirkişi …. tarafından tanzim edilen bilirkişi kök ve ek raporları,
7-İlgili yasal mevzuat ve yargısal içtihatlar,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra takibindeki alacak davacı banka ile dava dışı …. İnşaat San. Ve Tic. A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanmaktadır.
Anılan genel kredi sözleşmeleri tetkik edildiğinde davalının kefil sıfatıyla sözleşmeleri imzalamış olduğu görülmektedir.
Anılan genel kredi sözleşmeleri tetkik edildiğinde davalının kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış olduğu görülmektedir. Ancak her ne kadar kefil sıfatıyla imzası bulunsa da davalının eş rızasına dair herhangi bir belirtme veya imza bulunmadığı görülmektedir.
…. Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden dava dışı kredi borçlusu …. İnşaat San. Ve Tic. A.Ş.’nin sicil bilgileri celp edilmiş olup davalının borçlu şirketin ortak ve yetkilisi oldukları tespit edilmiştir. Dolayısıyla davalı bakımından 6098 sayılı TBK m.584/3 hükmü uyarınca eş rızasın gerek bulunmamakta olup bu davalının kefaleti hukuken geçerlidir.
Davaya konu icra takibine dayanak teşkil eden ve davacı tarafından davalılar aleyhine keşide edilmiş olan ….. Noterliği’nin …. tarihli ve …. yevmiye numaralı kat ihtarnamesi tetkik edildiğinde; 200.764,91 TL alacak, 425.000,00 TL teminat mektubu depo ve 11.010,00 TL çek riski depo talebinde bulunulduğu görülmüştür.
Kat ihtarnamesinin tebliğ mazbataları tetkik edildiğinde tebligatların muhataplarına çıkartılan tebligatların sözleşme adreslerine çıkartıldığı ancak tebligatların iade edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Asıl borçlu bakımından 2004 sayılı İİK m.68/b/1-son cümle hükmü uyarınca sözleşmedeki adrese çıkartılan tebligatın iade edildiği tarih itibariyle tebligat yapılmış sayılmaktadır.
2004 sayılı İİK m.68/b/1-son cümle hükmünün sadece asıl borçlu bakımından tatbiki mümkün olup kefiller bakımından nazara alınması hukuken mümkün değildir.
Ancak dayanak genel kredi sözleşmelerinin ilgili hükümleri nazara alındığında kefillere yapılacak tebligatlara ilişkin olarak sözleşmenin m.12.5. hükmü ile özel düzenleme ihdas edildiği anlaşılmıştır. Anılan özel hüküm nazara alındığında davalı bakımından da kat ihtarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğuna kanaat getirilmiştir.
Gaziantep İcra Dairesi’nin 2018/148926 esas sayılı takip dosyası tetkik edildiğinde; davacı banka tarafından davalılar aleyhine 98.000,00 TL asıl alacak ve 11.010,00 TL çek riski depo talebiyle icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafından yasal süresi içerisinde takibe itiraz edildiği ve icra dairesince takibin durdurulmasına karara verildiği anlaşılmıştır.
İcra takip dosyasında borca itirazın davacı alacaklıya tebliğ edildiğinde dair herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğu görülmüş ve bu haliyle de eldeki davanın 2004 sayılı İİK m.67/1 hükmünde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından hazırlanan kök bilirkişi raporunda özetle; “Davacı Banka ile dava dışı /asıl borçlu arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan taksitli kredi, borcu cari hesap kredisi, çek kredisi, teminat mektubu ile kredili mevduat hesabı borçlarının ödenmemesi nedeniyle, davacı Bankanın davalı hakkında takip başlattığı, Davalı kefilin sözleşmede belirlenen kefalet limitinin 650.000,00 TL olup, takip tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak tutarı nazara alındığında hesaplanan asıl alacağın kefalet limitinden daha yüksek seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin borcun tamamından kefalet limitiyle sınırlı olarak Müteselsilen sorumlu olduğu, Davalı ….’e ait…. plakası araca bila tarihli Taşıt Rehin Sözleşmesi ile rehin konulduğu, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği, Davalıya kat ihtarının tebliğ edildiğinin kabulü ile; takip tarihi itibariyle toplam 206.689,66 TL borçtan sorumlu olduğu, ayrıca davalının icra takibinden borcun tamamen tahsil tarihine kadar 194.457,32 TL’lik anaparaya (Banka talebi) yıllık %72,00 temerrüt faizi ve %5,00 BSMV ile birlikte ödemesi gerektiği, 5.317,64 TL anaparaya (Tespit edilen) yıllık % 33,00 temerrüt faizi ve % 5,00 BSMV ile birlikte ödemesi gerektiği, 3. Davalıya kat ihtarının tebliğ edilemediğinin kabulü ile; takip tarihi itibariyle toplam 199.851,06 TL borçtan sorumlu olduğu, ayrıca davalının icra takibinden borcun tamamen tahsil tarihine kadar 194.457,32 TL’lik anaparaya (Banka talebi) yıllık 4 72,00 temerrüt faizi ve %5,00 BSMV ile birlikte ödemesi gerektiği, 5.317,64 TL anaparaya (Tespit edilen) yıllık *4 33,00 temerrüt faizi ve % 5,00 BSMV ile birlikte ödemesi gerektiği, Dava dışı asıl borçluya 21.12.2015 tarihinde 425.000,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubu verildiği, 02.01.2019 tarihinde tazmin talebi olduğu ve gayrinakdi riskin nakdi riske dönüştüğü, Dava dışı asıl borçluya verilen çek karnesinden iade edilmeyen/ boş çek yaprakları için takip tarihinde toplam 11.010,00 TL gayrinakdi risk için depo talep edildiği, davalı kefilden talep edilmesine için Sözleşme de açık hüküm tespit edilemediği,” şeklinde raporun ibraz edildiği görülmüştür .
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup taraflarca yasal süresi içerisinde bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir.
Raporun mahkememizce denetlenmesi neticesinde davalının temerrüdü vakıası dışında tespitlerin dosyada bulunan deliller ile uyumlu ve gerekçeli olduğuna kanaat getirilmekle hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi raporunda her ne kadar davalının temerrüde düşmediğine dair tespit yapılmışsa da yukarıda izah edildiği üzere davalı talipten önce temerrüde düşmüştür. Hal böyle olmakla yani bilirkiiş raporunda bu yönde eksiklik bulunsa da bakıldığı zaman bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı takipte talep edilen miktardan fazladır. Bu haliyle davaya konu icra takibinde talep edilen asıl alacak miktarı da gözetildiğinde davacının davasını ispat etmiş olduğuna kanaat getirilmiştir.
Yine icra takibinde davacı banka tarafından tüm davalılardan çek depo talebinde bulunulmuştur. Bakıldığı zaman anılan depo talebi nakde dönüşmüş değildir. Dayanak genel kredi sözleşmelerinde kefillerin gayri nakdi kredilere yönelik depo sorumluluğu bulunduğuna dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu noktada benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/16494 Esas, 2018/1375 Karar sayılı ve 20/03/2018 Tarihli ilamında “…Taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesi ve eki niteliğinde olan kefalet sözleşmesinde kefillerin gayri nakdi kredilere yönelik depo sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmaktadır.Ancak yargılama sırasında bazı teminat mektuplarının tazmin edildiği ve böylece tazmin edilen kısım yönünden davacı bankanın talep hakkı bulunduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece tazmin edilen teminat mektubu belirlenerek takibin bu alacak için tazmin tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle devamına , depoya ilişkin talebin ise reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” denilmektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda da çek depo talebi bakımından davalı kefilin sorumlu olmadığına kanaat getirilmiş ve hüküm bu doğrultuda tesis edilmiştir.
Burada asıl alacak talebi bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olup ayrıca alacak likit niteliktedir. Öte yandan davalı da itirazında haksızdır. Bu haliyle de davacı lehine 2004 sayılı İİK m.67/2 hükmünde öngörülen şartlar oluştuğuna kanaat getirilmiş ve kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine % 20 nispetinde icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda da davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL ve KISMEN REDDİ ile, davalının Gaziantep İcra Dairesi’nin 2018/148926 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 98.000,00 TL asıl alacak bakımından İPTALİ ile takibin asıl alacak talebi bakımından DEVAMINA, çek riski depo talebi bakımından davanın REDDİNE,
2-Hüküm altına alınan asıl alacak miktarı olan 98.000,00 TL üzerinden %20 nispetinde hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri olan 98.000,00 TL üzerinden alınması gereken 6.694,38 TL ilam harcından davacı tarafça yatırılan 1.183,60 TL peşin hacın mahsubu ile bakiye 5.510,78 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 1.183,60 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen toplam 1.864,83 TL yargılama giderinin ddavalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümleri uyarınca davanın kabul edilen değeri üzerinden hesaplanan 15.680,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.26/2 hükmü gereğince, Gaziantep Arabuluculuk Bürosu tarafından suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan taraflara okunmak suretiyle tefhim edildi. 17/01/2023