Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/33 E. 2022/50 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :……
KARAR NO : ……

BAŞKAN : ……
ÜYE : ……
ÜYE : ……
KATİP : ……

DAVACI : ……
VEKİLİ :……
DAVALI : ……
VEKİLİ : ……
DAVALI : ……
VEKİLİ :……
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
YAZIM TARİHİ : 12/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından Yangın Abonman Sigorta Poliçesi ile ……Şehitkamil/GAZİANTEP adresindeki işyerinin sigortalandığını, 30/03/2019 tarihinde meydana gelen bu baskını neticesinde sigortalı işyerinde hasar meydana geldiğini, buna ilişkin olarak müvekkili tarafından 95.900,28-Euro ödeme yapıldığını, sigortalıya ödenen meblağın rücuen tahsili amacıyla davalı kurumlar aleyhine …… İcra Müdürlüğü’nün…… esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davaya konu hasar ve borca ilişkin olarak …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı dosyasında ……l Müdürlüğü(……) ve ……Sanayi Bölgesi’ne (……)’ye karşı husumet yöneltildiğini, itirazın iptali davasının …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nde…… E. Sayılı dosyası ile ikame edildiğini, işbu davada taraf olarak gösterilen …… Belediye Başkanlığı ve ……Genel Müdürlüğü’nün de sorumluluğunun bulunduğu tespit edilmesi üzerine tahsilde ve takipte tekerrür olmamak kaydıyla konu, hasar ve alacak miktarı aynı olan işbu davalar arasında sıkı bir bağlantı bulunması nedeniyle işbu davanın ……Asliye Ticaret Mahkemesi’nde……E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı ……vekili cevap dilekçesinde özetle; Taşkına sebep olan 30/03/2019 tarihinde meydana gelen yağışın 84,6 mm olduğu ve bunun 1000 yıl tekerrürlü yağış miktarının üzerinde olduğunu, taşkının olduğu yerde …… tesisinin bulunmadığını, taşkının meydana geldiği yerde ……Bölge Müdürlüğünün taşkın kontrol tesisinin olduğunun ve bu tesisin bazı bölümlerinin üzerinin kapatıldığını, taşkının hadisesinin vuku bulduğu yerlerin taşkın tesisinin üzerinin kapatıldığı kesimlerde olduğunu, ……kriterlerine göre kontrol tesisleri, derenin 100 yıl tekerrürlü debisine göre tasarlandığını, 500 yıl tekerrürlü debisine göre hava payı verilerek projelendirildiğini, taşkının meydana geldiği tarihteki yağış miktarı 1000 yıl tekerrürlü yağışın üzerinde gerçekleştiğinden meydana gelen taşkının doğal afet olduğunu sonuç olarak tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı……Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu taşkının oluştuğu yerin davalı belediyenin yetki sınırları içerisinde bulunmadığını, davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde belediyenini sorumluluğuna ilişkin başlık açıldığını ancak davalı belediyeye herhangi bir kusur yönetilmediğini belirtmiş ayrıca idari hizmetin görülmesinden kaynaklanan zararlardan doğan tazminat davalarının tam yargı davası niteliğinde olduğunu, bu sebeple davanın idari yargı yerinde açılması gerektiğini ve Mahkememizin görevli olmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLER:
1-Taraflarca usulüne uygun olarak ileri sürülmüş olan iddia ve savunmalar,
2-…… İcra Dairesi’nin………… esas sayılı icra takip dosyası,
3-İlgili yasal mevzuat ve yargısal kararlar,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesi uyarınca sigortalıya yapılan ödemenin zarar sorumlularına rücu istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
…………Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas sayılı dava dosyası mahkememizin ……esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiş olup bu defa mahkememizce birleşen dosyanın tefriki mahkememizin ……esas numarasını aldığı görülmekle, birleşen davaya bakıldığında davalıların …………i ve ……Belediyesi olduğu görülmektedir.
Bu noktada benzer uyuşmazlıklara ilişkin olarak;
– Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/9933 Esas, 2016/10854 Karar sayılı ve 24/11/2016 Tarihli ilamında “…Mahkemece, davalı …… …… Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü yönünden açılan davanın bu dosyadan tefrikiyle ayrı esasa kaydedilmesine, kayıttan sonra davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına girmesi nedeniyle mahkemenin görevsizliğine, HMK 20. maddesi gereğince süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Bursa Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, yeni esasın bu şekilde kapatılmasına; davalılar …… Genel Müdürlüğü ve …… Belediyesi yönünden açılan davanın İdari yargının görev alanına girmesi nedeniyle görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm davacı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı …… yönünden davanın hizmet kusuru iddiasına dayalı olarak açılmış bulunmasına ve davalı ……ş Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü yönünden davacının sigortalısının şirket (tacir) olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle davalı Belediye ile davalı …… …… Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü yönünden usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir…”,
– Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/17570 Esas, 2018/9131 Karar sayılı ve 16/10/2018 Tarihli ilamında “…Davacı, davalıyı hizmet kusuru nedeniyle dava etmiştir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan idareler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzelkişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur. O halde mahkemece, davanın HMK 114/1-b. maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” denilmektedir.
Yapılan izahatlardan da anlaşılacağı üzere rücuya konu zarar bir idarenin hizmet kusurundan kaynaklanıyor ise burada artık uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerekmekte olup, uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda da yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114/1-b ve m.115/2-1. cümle hükümleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcından dava açılırken yatırılan 12.607,99 TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 12.527,29 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davalı …… Belediyesi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı……kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE,
7-Dava açılmadan önce başvurulan arabuluculuk dava şartı nedeniyle hazineden karşılanmış olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 02/06/2018 Tarihli ve 30439 Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.26/4 hükmü uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Karar kesinleştiğinden artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan taraflara okunmak suretiyle tefhim edildi. 12/01/2022