Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/140 E. 2023/86 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
2 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ….
KARAR NO :….

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : ….
DAVALI : ….
VEKİLLERİ : ….
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İstinaf öncesi Gaziantep ….. Tüketici Mahkemesi …./…. Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama;
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu taşınmazı dava dışı …. …. satın aldığını ancak, davalı bankanın dava konusu taşınmaz üzerinde dava dışı …. …. borcundan ötürü 800.000,00 TL’lik ipotek kaydı bulunduğunu, davacı müvekkili ile dava dışı …. evin satın alınması noktasında anlaşmaları üzerine müvekkilinin …. Bankası A.Ş.’den 265.000,00 TL bedelinde konut kredisi kullandığını, bu kullanılan kredinin 135.000,00 TL’sinin ipotek alacaklısı davalı bankaya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, keza davalı bankanın 24/04/2019 tarihli taahhütname ile 135.000,00 TL’nin kendilerine ödenmesi durumunda dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkedileceğini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilince belirtilen tarihte bahsi geçen ödemenin yapıldığını ancak, ödeme işleminin üzerinden yaklaşık 6 aylık bir zaman geçmesine rağmen davalı bankanın ipoteği kaldırmadığını, buna gerekçe olarak ise dava dışı Yasin’in başka borçlarının bulunduğunun gösterildiğini, bu anlamda müvekkilinin mağduriyet yaşadığını iddia ederek, davasının kabulünü dilemiştir.
Davacı vekili 11/12/2019 tarihli celsede; ” Beyan dilekçemizi tekrar ederiz, karşı taraf ipoteği terkin etmiştir, davamız konusuz kalmıştır, karşı taraf dilekçemizde belirttiğimiz gibi davanın açılmasına sebebiyet vermiştir, bu nedenle tüm yargılama giderleri ve AAÜT gereği nispi vekalet ücretinin 1/2’sinin davalı üzerine bırakılmasını talep ediyoruz. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının ipotek fek bedelini müvekkili bankaya ödediğini ancak, ipoteğin fekki için müvekkili banka nezdinde herhangi bir talepte bulunmadığını, fakat buna rağmen müvekkili bankaca dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını ve davacının davasını kabul ettiklerini, davanın açılmasına müvekkili bankanın sebebiyet vermediğinden bahisle HMK m.312/2 gereğince müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı vekili 11/12/2019 tarihli celsede; ” Cevap dilekçemizi tekrar ederiz, davayı kabul ediyoruz, ipotek fek edilmiştir, ipoteğin feki için herhangi bir talepte bulunulmamıştır, davanın açılmasına sebebiyet vermediğimiz için yargılama giderlerinin davacı tarafa bırakılması talep olunur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İhtilaf:
Dilekçelerin incelenmesi ve icra edilen ön inceleme duruşması sonucunda taraflar arasındaki ihtilafın temel olarak dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
B) DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibari ile ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında tarafların dosyaya sunduğu deliller ile birlikte tarafların başka yerlerden getirtilmesini istediği deliller toplanmış, bu kapsamda dava konusu taşınmaza ilişkin ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılarak taşınmaza ilişkin takyidatlı tapu kayıtları celp edilerek incelenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta dava devam ederken, davalı tarafın cevap dilekçesi ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkin edildiği ve davacının davasının kabul edildiği yönünde beyanda bulunduğu, nitekin 11/12/2019 tarihli celsede de bu hususun yinelendiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın ”Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331/1. maddesi/fıkrasına göre ”Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” Bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde: dosya arasına celp edilen tapu kayıtlarına göre dava konusu taşınmaz tapusu üzerindeki takyidatlara bakıldığında dava tarihi itibariyle davalı banka lehine…. tarih ve …. yevmiye numarasıyla devam eden ipotek kaydı bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça ipoteğin terkin edildiğinden bahisle davanın açılmasına sebebiyet verilmediği savunmasından bulunulmuş ise de, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz tapusu üzerinde ipotek kaydı bulunduğu, davalı vekilince ipoteğin kaldırıldığı tarih belirtilmemiş ise de yine tapu kayıtlarından anlaşılacağı üzere ipotek fek işleminin yargılamanın devamı sırasında gerçekleştirildiği, buna göre yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesi gerekeceği ancak, davacı vekilinin 11/12/2019 tarihli celsede “tüm yargılama giderleri ve AAÜT gereği nispi vekalet ücretinin 1/2’sinin davalı üzerine bırakılmasını talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
İstinaf incelemesinde;
Dava konusu ipoteğin dava dışı …. Konfeksiyon Teks. Gıda İnş. Ltd.Şti’nin davalı bankaya olan kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği anlaşılmaktadır Buna göre dava, genel kredi sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere verilen ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümünde ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi tartışma konusu yapılacağından 6102 sayılı TTK’nun 4/1-a maddesi uyarınca görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.(Yargıtay 19.HD 2016/7360 Esas, 2016/14873 Karar sayılı ilamı) Görev kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Mahkemece davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİNİN 30/11/2021 TARİH …./…. ESAS VE …./…. SAYILI ilamı sonrası , Gaziantep 2. Tüketici Mahkemesi’nin …./…. Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada;
Dava hukuki niteliği itibari ile ipoteğin fekki davasına ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde, Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3/1/(l) maddesinin/fıkrasının/bendinde tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde; aynı maddenin (k) bendinde ise tüketici, ‘‘Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi’’ şeklinde tanımlanmıştır. Bahsi geçen Kanunun 73/1 maddesi/fıkrasında ‘‘tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli’’ olduğu belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukukî işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin ”ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden tüketici” diğer tarafın ise ”ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden bir kişi” olması; aralarında da bir ”sözleşme veya hukuki işlem” bulunması şarttır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkememizce işin esasına girilerek “dava konusu taşınmaz tapusu üzerindeki takyidatlara bakıldığında dava tarihi itibariyle davalı banka lehine 30/12/2016 tarih ve 45390 yevmiye numarasıyla devam eden ipotek kaydı bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça ipoteğin terkin edildiğinden bahisle davanın açılmasına sebebiyet verilmediği savunmasından bulunulmuş ise de, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz tapusu üzerinde ipotek kaydı bulunduğu, davalı vekilince ipoteğin kaldırıldığı tarih belirtilmemiş ise de yine tapu kayıtlarından anlaşılacağı üzere ipotek fek işleminin yargılamanın devamı sırasında gerçekleştirildiği” gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri davalı banka üzerine bırakılmış, mahkememiz kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması sonrasında Gaziantep BAM 11. H.D.’nin …./…. E. – …./…. K. Sayılı ilamı ile “Dava konusu ipoteğin dava dışı …. Konfeksiyon Teks. Gıda İnş. Ltd.Şti’nin davalı bankaya olan kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği anlaşılmaktadır Buna göre dava, genel kredi sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere verilen ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümünde ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesi tartışma konusu yapılacağından 6102 sayılı TTK’nun 4/1-a maddesi uyarınca görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.(Yargıtay 19.HD 2016/7360 Esas, 2016/14873 Karar sayılı ilamı)” davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğundan bahisle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
HMK’nun 114/1/c maddesi/fıkrası/bendi gereğince ”Mahkemenin görevli olması” bir dava şartıdır. Aynı yasanın 115/1 maddesi/fıkrası gereğince ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır….”
Yukarıda değinilen usul ve yasaya uygun BAM kararı doğrultusunda “Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir” denilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Gaziantep 2. Tüketici Mahkemesi’nin Görevsizlik karar sonrası mahkememizde yapılan yargılamada;
Dava hukuki niteliği itibariyle ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir.
Davanın görevsiz mahkeme olan Gaziantep 2. Tüketici Mahkemesi’nde 14/10/2019 tarihinde ikame edilmiştir.
Tapu kayıtları tetkik edildiğinde dava konusu ipoteğin davanın açıldığı tarihten sonraki tarih olan …. tarihinden …. yevmiye numarası ile terkin edildiği görülmüştür.
Bunun neticesinde de davanın yargılama devam ederken konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Davanın esası hakkında karar verilmemesine ilişkin olarak yapılan tespitler;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle davanın açıldığı tarihte davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın tespiti ve tarafların haklılığının tespitini yapmak gerekmiştir.
Davalı bankanın 24/04/2019 tarihli taahhütname ile 135.000,00 TL’nin kendilerine ödenmesi durumunda dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkedileceğini bildirdiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan davacının hesap hareketleri tetkik edildiğinde davacının 24/04/2019 tarihinde 135.000,00 TL’nin gönderildiği banka hesap hareketlerinden anlaşılmıştır.
Davalı bankanın paranın gönderilmesinden sonra davacının davalı bankadan herhangi bir talepte bulunmadığı yönündeki savunmasına, taahhütname tetkik edildiğinde bu yönde bir ibarenin olmaması dikkate alınarak itibar edilmemiştir.
Hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından değerlendirme;
AAÜT’nin “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” başlıklı 6’ncı maddesi; “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya tetkik edildiğinde 11/12/2019 tarihinde ön inceleme tutanağı imzalandığından davacı taraf lehine tam vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Yargıtay 7’nci Hukuk Dairesi’nin 2021/6257 Esas ve 2022/6919 Karar sayılı ilamında;
“Somut olaya gelince, davacı tarafından ipotek bedelinin 18.02.1999 tarihi itibariyle tamamen ödenmiş olup davanın açıldığı tarihte, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan ipoteğin haklı ve yasal dayanağı bulunmadığından ve mahkemece, davacının talebinin kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiğinden, yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve harçlandırılan dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının aleyhine hüküm verilen davalı tarafa yükletilmesi ve yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine yine harçlandırılan dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. ” denilmiştir.
Yargısal içtihat da dikkate alınarak davacı vekili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
TTK’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesi “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememizin 14/11/2022 tarihli duruşmasının 1 no.lu ara kararında davacı vekiline arabuluculuk tutanağı ibraz etmek üzere kesin süre verilmişse de; 14/12/2022 tarihli duruşmasının 2 no.lu ara kararında davanın bir paranın ödenmesinden kaynaklı alacak ve tazminat talebinden ibaret olmadığı dikkate alınarak ara karardan rücu edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 14/11/2022 tarihinden sonra arabuluculuk başvurusunda bulunularak arabuluculuk faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Davanın arabuluculuk dava şartına tabi olmaması dikkate alınarak hazine tarafından arabulucuya ödenen ücret, tarafların haklılık durumuna göre değil zorunlu arabuluculuğa tabi olmayan davada arabulucuya başvuran davacı tarafa yükletilmiştir.
Neticeten;
Davalının ipoteğin fek işlemini dava ikame edildikten gerçekleşmiş olması nazara alındığında davanın açılmasında davacının haklı olduğunu bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda yazılı olan nedenlerle;
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu madde 22 uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 2.305,46 TL peşin harcın‬ mahsubu ile fazladan alınan ‭‭‭‭2.125,56‬ harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen 126,75‬ TL posta, tebligat ve bilirkişi ücretinden oranlama yapılmaksızın oluşan yargılama gideri ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam ‭207,45‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 21.250,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
8-Davanın niteliği itibariyle zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olmadığından hazineden karşılanmış olan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin 02/06/2018 Tarihli ve 30439 Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan tarafa okunmak suretiyle tefhim edildi.12/04/2023