Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/115 E. 2023/47 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
2 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :….
KARAR NO : ….

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLLERİ :….
DAVALI : ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu ile davacı banka arasında imzalanan ticari kart sözleşmesinden kaynaklı Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün …./…. esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını ancak davalının borca ve takibe itiraz ettiğini, itiraz neticesinde takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takibi kötü niyetli olarak uzattıklarını, açıklanan bu nedenlerle; itirazın iptali ile takibin aynen devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olup davalı taraf süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir. Cevap dilekçesi verilmemesi nedeniyle HMK 128 delaletiyle davacının ileri sürdüğü bütün vakıalar davalı tarafından inkar edilmiş sayılmıştır.

DELİLLER:
1-Tarafların usulünce ileri sürmüş oldukları iddia ve savunmaları,
2-Ticari Kart Sözleşmesi
3-Kat İhtarına ilişkin evraklar,
4-İcra Dosyası,
5-İlgili yasal mevzuat ve yargısal içtihatlar,
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER, TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava Nevi İtibari İle İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İstemine İlişkindir.nın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Uyuşmazlığa uygulanacak normlar açısından yapılan değerlendirme;
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
İii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.09.2019 tarihli ve 2017/19-824 E., 2019/885 K.; 25.11.2020 tarihli ve 2017/(19)11-894 E., 2020/942 K. sayılı kararlarında da değinilmiştir.
Dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Asıl borçlu yönünden hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz.
Hesap kat tarihi itibari ile asıl alacak, kullanılan kredi tutarı ile bu krediye uygulanan akdi faiz toplamından oluşur. Kullanılan krediye hesap kat tarihine kadar akdi faiz uygulanması gerekir. Ayrıca kat tarihi itibari ile belirlenen asıl alacağa hesap kat tarihinden temerrüdün gerçekleştiği takip tarihine kadar akdi faiz istenebilir. Asıl alacağa temerrüt faizi istenebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Borçlu temerrüde düşürülmemiş ise asıl alacağa takip tarihine kadar ancak akdi faiz istenebilir.
Alacağa ilişkin yapılan değerlendirme;
5464 sayılı Bankacılık ve Kredi Kartları Kanunu’nun Kurumsal Kredi Kartları başlıklı 43.maddesinde tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında kanunun 8/2, 9,12,24,25,26 ve 44. maddelerinin uygulanmayacağı hükmüne yer verildiği, 6495 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile 02/08/2013 tarihinden itibaren ticari kredi kartlarına 5464 sayılı kanunun 26. maddesi uyarınca T.C. Merkez Bankasınca Kredi kartlarınca belirlenen akdi ve temerrüt faizi oranların uygulanması gerektiğini, Merkez Bankasının 25/05/2013 tarih 35 sayılı duyurusunda 27/05/2013 tarihinden itibaren kredili mevduat hesaplarına uygulanacak akdi ve gecikme faiz oranlarının kredi kartı işlemlerine uygulanacak aylık azami ve gecikme faiz oranlarını geçemeyeceği düzenlemesinin yapıldığını, davacı bankanın kredi mevduat hesabı alacaklarının bu yasa ve düzenlemeler kapsamına girdiği, kredili mevduat hesabı kredi alacaklarına TCMB tarafından ilan edilen yıllık akdi ve yıllık temerrüt faiz oranı uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Ticari kredili mevduat hesabı tarihinden sonra uygulanacak akdi ve gecikme faiz oranının üst sınırının T.C Merkez Bankası tarafından belirlendiğinden bilirkişi raporunu bu yönüyle de hükme esas alınmıştır. (Yargıtay 19.HD’nin 2019/2021 esas 2019/4757 karar 14/10/2019 tarih ve Yargıtay 19.HD’nin 2016/9671 esas 2017/6303 karar 26/09/2017 tarihli ilamları).
İcra takibi açısından yapılan değerlendirme;
Dava konusu icra takibinde ödeme emrinin davalıya tarihinde tebliğ edildiği, davalının tarihinde borca itiraz talebinden bulunduğu, davalının borca itiraz talebinin davacıya tebliğ edilmediği ve bu nedenle davacının davayı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Bilirkişi incelemesi bakımından yapılan değerlendirme;
Deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından hazırlanan 03/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda;
Davacı banka ile davalı arasında Ticari Kart Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredili mevduat hesabının ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalı hakkında takip başlattığını,
Davalının takip tarihi itibariyle toplam 35.015,21 TL borçtan sorumlu olduğunu, ayrıca davalının icra takibinden borcun tamamen tahsil tarihine kadar 34.500,00 TL’lik anaparaya yıllık %18,60 temerrüt faizi ve %5 BSMV ile birlikte ödemesi gerektiğini,
Bankanın talep ettiği 497,38 faizin %5 BSMV tutarı 24,87 TL olup, banka tarafından 17,83 TL talep edildiğini, 7,04 TL’nin anaparaya eklendiğini mahkememize bildirmiştir.
Uyuşmazlığa ilişkin belirlemelerin doğru yapıldığı, denetime elverişli ve ayrıntılı düzenlenmiş bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi raporunda davacının asıl alacağın talep edilenden düşük olduğu belirlendiğinden asıl alacak bakımından kısmen red, faiz alacağı ve BSMV alacakları yönünden ise taleple bağlı kalınmıştır.
İcra inkar tazminatı talebi bakımından yapılan değerlendirme;
Burada her ne kadar davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de kabul edilen kısım bakımından alacak likit nitelikte olup ayrıca davalı da itirazlarında haksızdırlar. Bu haliyle de davacı lehine 2004 sayılı İİK m.67/2 hükmünde öngörülen şartlar oluştuğuna kanaat getirilmiş ve kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine % 20 nispetinde icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Neticeten;
Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli alınmış bilirkişi raporları, taraf beyanları, gelen yazı cevapları birlikte incelendiğinde davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki gibi hüküm kurumuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın Kısmen KABULÜ Kısmen REDDİ ile;
1-Davalının Gaziantep İcra Dairesinin …./…. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 34.500,00 TL asıl alacak, 497,38 TL işlemiş faiz ve 17,83 TL BSMV yönünden DEVAMINA, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacak olan 34.500,00 TL karşılığının %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri olan 34.500,00 TL üzerinden alınması gereken 2.356,69 TL ilam harcından davacı tarafından yatırılan 422,99 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye ‭‭1.933,7‬0 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 422,99 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen toplam ‭‭‭715‬,00 TL yargılama giderinin davanın kabul (%98,50) ve ret (%‭1,50) oranlarına göre hesaplanan 704,33 TL yargılama ve 80,70 TL başvurma harcının toplamı olan ‭‭‭785,03‬‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve mütelsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
9-Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.26/2 hükmü gereğince, Gaziantep Arabuluculuk Bürosu tarafından suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul (%98,50) ve ret (%1,50) oranlarına göre hesaplanan ‭1.576‬,00 TL’sinin davalıdan alınarak, bakiye 24‬,00 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan tarafa okunmak suretiyle tefhim edildi.18/01/2023