Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/97 E. 2022/70 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : ….
DAVALI :….
VEKİLLERİ : ….

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; 30/07/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, tedavi gördüğünü, oluşan kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, kusurlu aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi bünyesinde sigortalı olduğunu, açıklanan nedenlerle şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …. plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi bünyesinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğu olduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Tarafların usulünce ileri sürmüş oldukları iddia ve savunmaları,
2-Kazaya ilişkin soruşturma dosyası,
3-Davalı tarafından tanzim edilen hasar dosyası,
4-İlgili kamu kurumlarından celp edilen cevabi yazılar,
5-Dosyada mündemiç kusur, maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporları,
6-İlgili yasal mevzuat ve yargısal içtihatlar,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası neticesinde meydana cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı istemlerine ilişkindir.
Kazaya ilişkin bilgiler;
Davaya konu kaza 30/07/2020 günü davacının yolcu olarak bulunduğu …. plakalı aracın tek taraflı olarak kazaya karışması neticesinde meydana gelmiştir.
Davalıya dava açılmadan önce yapılan başvuru ve poliçeler;
Davalı sigorta şirketi vekilinin dosyaya sunduğu belgelerden davacının iş bu davayı açmadan önce davalıya başvuru yaparak 2918 sayılı KTK m.97 hükmünde düzenlenmiş olan başvuru şartını yerine getirmiş olduğuna kanaat getirilmiştir.
Arabuluculuk dava şartı bakımından yapılan değerlendirme;
Eldeki dava mutlak ticari dava niteliğinde olup 6102 sayılı TTK m.5/A/1 hükmü uyarınca arabuluculuk dava şartına tabidir. Dosyada bulunan arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın tetkiki neticesinde davacılar tarafından iş bu dava açılmadan önce davalı bakımından da arabuluculuk dava şartının yerine getirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacıya kaza nedeniyle herhangi bir gelir bağlanıp bağlanmadığı yönünden yapılan tespit;
SGK’ya müzekkere yazılmış olup davaya konu kazaya istinaden davacıya ödeme yapılmadığı ve gelir bağlanmadığı anlaşılmıştır.
Kusur yönünden yapılan değerlendirme;
Kazanın meydana gelmesinde tarafların kusurunun tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup; …. plakalı aracın sürücüsünün 2918 sayılı KTK m.52/a-b hükümlerini ihlal ettiği ve davacının kusursuz olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Raporun davacı ile sürücünün kazaya ilişkin olarak vermi,ş oldukları kolluk ifadeleri ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle bilirkişi raporunda kazanın gerçekleşme şeklinin doğru bir şekilde irdelendiği ve bu şekilde kanaate varıldığı ve bu haliyle de raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Maluliyet yönünden yapılan değerlendirme;
Kusura ilişkin tespit yapıldıktan sonra dosya maluliyet bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Burada davacının maluliyeti tespit edilirken öncelikle hangi yönetmeliği uygulanacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu noktada alınacak maluliyet raporlarında uygulanacak yönetmeliğin tespitine ilişkin olarak; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/7120 Esas, 2021/2627 Karar sayılı ve 11/03/2021 Tarihli ilamında “…2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir…” denilmektedir. Görüldüğü üzere uygulanacak yönetmeliği tespiti noktasında kaza tarihinin baz alınması gerekmektedir.
Somut olayda dosya kapsamında hazırlanan 10/06/2021 tarihli rapor kaza tarihi 30/07/2020 tarihi olduğundan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlanmış olup bu haliyle hükme esas alınmıştır.
Talep edilebilecek tazminat miktarının belirlenmesi yönünden yapılan değerlendirme;
Burada davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi noktasında baz alınacak yaşam tablosu ve uygulanacak hesaplama yönteminin de ayrıca irdelenmesi gerekmektedir. Bu noktada benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/1290 Esas, 2021/751 Karar sayılı ve 21/05/2021 Tarihli ilamında “…Mahkemece yapılacak iş, bilirkişi kuruluna anılan yönetmelik çerçevesinde yeni bir maluliyet raporu tanzim ettirdikten sonra, davacının muhtemel yaşam süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlenerek, hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için yeni bir aktüerya raporu almaktan ibaret olup…” denilmektedir.
Dosyada yer alan 04/010/2022 tarihli aktüerya bilirkişi raporu dikkate alındığında bu şekilde bakiye ömre ilişkin tespitin doğru bir şekilde yapıldığı anlaşılmıştır. Yine raporda hesaplama yöntemi olarak progresif rant yönteminini benimsendiği, işlemiş aktif dönem, işleyecek aktif dönem ve işleyecek pasif dönem hesaplamalarının ayrı ayrı ve isabetli olarak yapıldığı anlaşılmıştır. Bu haliyle de raporun dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilmiştir.
Bu bağlamda aktüerya raporunda davacının 14.526,69 TL geçici iş göremezlik, 74.280,25 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 4.414,50 TL bakıcı gideri tazminatı talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Bedel artırım talebi;
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulmuş olan;
– 07/09/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı bakımından sürekli iş göremezlik tazminatı talebi 38.979,76 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı talebi de 14.526,69 TL’ye ve bakıcı gideri tazminatı talebi 4.414,50 TL’ye,
– 05/01/2022 tarihli dilekçesi ile de geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı talepleri aynen tekrar edilmekle birlikte sürekli iş göremezlik tazminatı talebi 74.280,25 TL’ye arttırılmıştır.
Davacı vekilince artırılan bedel miktarı bakımından 492 sayılı Harçlar Kanunu m.28/1-a hükmü uyarınca alınması gereken harcı da yatırmış olduğu tespit edilmiştir.
Bedel artırım dilekçeleri davalılar vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Bu noktada benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/1017 Esas, 2019/9303 Karar sayılı ve 14/10/2019 Tarihli ilamında “…Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176. ve devamı maddelerine göre bir kezde ıslah edebilir…” denilmektedir. Mahkememizce de bu doğrultuda davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 07/09/2021 tarihli dilekçe bedel artırım dilekçesi, 05/01/2022 tarihli dilekçe de ıslah dilekçesi olarak kabul edilmiş ve hüküm bu doğrultuda tesis edilmiştir.
Faiz başlangıcı ve türü yönünden yapılan değerlendirme;
Davacı vekili dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacının iş bu davayı açmadan önce davalı sigorta şirketine yaptığı başvuru tarihi 31/08/2020 tarihidir. Bu noktada 2918 sayılı KTK m.99/1 hükmünde “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” denilmektedir. Bu haliyle davalının temerrüde düşme tarihi 11/09/2020 tarihidir.
Ayrıca bakıldığı zaman davacı vekili dava dilekçesinde avans faizine hükmedilmesini talep etmiştir. Sigorta poliçesinin tetkikinde sigortalı aracın otomobil cinsinde olduğu görülmektedir. Bu noktada benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/13463 Esas, 2018/6799 Karar sayılı ve 05/07/2018 Tarihli ilamında “…Kabule göre de Trafik kazasına karışan araç ticari kullanım niteliğinde olmayıp hususi araç olduğundan uygulanabilecek faiz oranı da yasal faiz olmalıdır. Bu nedenle mahkemece, yasal faize hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu üzere avans faizine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir…” denilmektedir.
Dolayısıyla da hüküm altına alınan tazminat miktarlarına davalının temerrüde düştüğü tariten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda da davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 14.526,69 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 74.280,25 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 4.414,50 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 93.221,44 TL maddi tazminatın 2918 sayılı KTK m.99/1 hükmü uyarınca davalının temerrüde düştüğü tarih olan 11/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri olan 93.221,44 TL üzerinden alınması gereken 6.367,96 TL ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ile toplam 1.574,92 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.733,74 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ve toplam 1.574,92 TL ıslah harcının toplamı olan 1.693,52 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen 2.495,20 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 12.806,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Dava açılmadan önce başvurulan arabuluculuk dava şartı nedeniyle hazineden karşılanmış olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 02/06/2018 Tarihli ve 30439 Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.26/4 hükmü uyarınca davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan taraflara okunmak suretiyle tefhim edildi. 25/01/2022