Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/831 E. 2023/31 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
2 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ….
KARAR NO : ….

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI : ….
VEKİLİ : ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : ….
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2016
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İstinaf öncesi yargılama;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait işyerinde 19/06/2015 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, hırsız olayında müvekkiline ait işyerinde bir takım konfeksiyon malzemelerinin çalındığını,müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkiline ait işyerinin davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, oluşan zarardan dolayı davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak davalı sigorta şirketince red cevabı verildiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; şimdilik 1000 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketine alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen olayın gerçek bir hırsızlık olayı olmadığını, faturaların gerçeğe ve ticari usullere aykırı şekilde düzenlendiğini davacının poliçedeki özel şartlara aykırı davrandığını, davacının gerçek bir zararının bulunmadığını, davacı tarafça tutulan muhasebe kayıtlarının sağlıklı tutulmadığını, davacı yan sigortayı bir zenginleşme aracı olarak gördüğünü ve çok daha fazla bir meblağı haksız olarak tahsil etmeye çalıştığını, açıklanan bu nedenlerle; davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava Nevi İtibari İle Haksız Fiilden Kaynaklanan Tazminat İstemine İlişkindir.
Mahkememizin 5 nolu celse 1 nolu ara kararı uyarınca dosya kül halinde İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, Sigorta hukuku alanında uzman bilirkişi tarafından hazırlanan 10/06/2018 tarihli raporda; Davacıya ait işyerinde 18/05/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık hasarı kapsamında davacı yanın beyanının giriş çıkış ve envanter kayıtları ile hırsızlık hasarı kapsamında davacıyanın beyanının giriş çıkış ve envanter kayıtları ile diğer bütün kanuni defter ve evrakların incelenmesi ve saptanması sonucunda riziko tarihi itibari ile bulunan değerler hırsızlığa konu olabileceğinden bu konuda net bir tespit yapılamadığını, Davalı sigorta şirketince hırsızlık sigortası poliçesi genel ve özel şartları gereği sigortalı işyerinin kilitli kepenk demir parmaklık panjur 12 mm veya daha kalın darbelere dayanıklı dış cephe camı, alarm sistemi, özel güvenlik gece bekçesi önlemlerinden en az birinin bulunması şartı ile teminat verilmiş olmakla talep olunan tutardan davalı yanın sorumlu olamayacağına, davacı tarafça tutulan resmi tasdikli defter ve kayıtları ile açılış maddesindeki devir ticari mal stoğu ile hırsızlık olayının meydana geldiği tarih itibariyle ilgili döneme ait kayıtlar dosyada bulunmamakla işyerinde mevcut işletme kayıtları uyarınca hırsızlık iddiasına konu ne kadar satışa konu emtea bulunduğu hakkında kanaate varılamadığını, mahkememize bildirmiştir.
Akabinde mahkememizin 8 nolu celse 1 nolu ara kararı uyarınca dosya yeniden ek rapor hazırlanmak üzere İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan 06/02/2019 tarihli ek raporda; Davacının sigortalı olduğu poliçede “hırsızlık Teminatı Klozu” ile davacının işyeri adresinde bulanan sigortalı işyerinin zemin veya bodrum katlarında kilitli kepenk, demir parmaklık, panjur, 12 mm veya daha kalın darbelere dayanıklı dış cephe camı, alarm sistemi, özel güvenlik gece bekçisi önlemlerinden en az birinin bulunması şartı ile verildiğini, sigortalı işyerinin sayılan güvenlik önlemlerinden hiç birine sahip olmaması halinde her bir hırsızlık hasarında 1.000,00 TL den az olmamak kaydıyla hasar bedelinin %20 si oranında muafiyet uygulanacağını, Poliçede olay tarihi itibariyle riziko adresi olarak yer almamasına rağmen dava konuu hırsızlığın gerçekleştiği adreste davalı nezdinde hırsızlık tarihi itibariyle sigortalı olduğuna karar verilmei halinde ilgili kloz içeriğinin tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini mahkememize bildirmiştir.
Yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde davacı tarafın işyerinde meydana gelen hırsızlık olayının davalı sigorta şirketince düzenlenen poliçe de belirtilen adreste olmadığı davacı tarafça işyeri değişikliğinin davalı sigorta şirketine bildirildiğine dair soyut tanık beyanları dışında mahkememize herhangi bir delil ibraz edilemediği, mahkememizce aldırılan denetime elverişli bilirkişi kök raporu ve ek raporu da dikkate alınarak meydana gelen hırsızlık olayının hırsızlık teminatı poliçesi kapsamında yer almadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf incelemesinde;
Somut olayda davalı tarafça fesih ihbarında bulunulmamış ancak adres değişikliğinin rizikoyu ağırlaştırıcı bir mahiyette olduğu iddia edilmiş olduğuna göre, mahkemece bu kapsamda hiçbir araştırma ve inceleme yapılmaksızın ve yine poliçenin “Hırsızlık güvenlik önlemleri şartı” başlıklı, işyerinin kararlaştırılan güvenlik önlemlerine sahip olmaması halinde hasar bedelinin % 20’si oranında muafiyet uygulanacağına dair hükmü değerlendirilmeksizin davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık konusu da zarar miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır. Hiç şüphesiz sigortacı, sigortalının gerçek zararını tazmine mecbur olup, sigortalı ise gerçek zararını usulüne uygun bir şekilde kanıtlamak zorundadır. Bu bağlamda somut olayda mahkemece, davaya dayanak faturaların gerçek bir mal alım satımını yansıtmadığının davalı vekilince savunulması karşısında, dava dışı satıcı firmaların defter ve kayıtları ile dayanak faturaların gerçek bir mal alımını ve satımını yansıtıp yansıtmadığı karşılıklı olarak incelenerek, gerektiğinde vergi dairesinden davacının vermiş olduğu beyannameler araştırılarak, bu noktada faturaların sıhhati tartışılarak bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, davacı ile dava dışı şirketlerin iştigal alanları ile davacı işletmenin iş hacmi de gözetilerek dayanak faturaların gerçek bir mal alım satımını yansıtıp yansıtmadığı, başka bir deyişle gerçek mal alımını kanıtlamaya yeterli olup olmadığı yeterince ve kuşkuya yer bırakmaksızın araştırılıp belirlenmelidir. (Bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17.12.2013 tarih, 2012/6797 Esas, 2013/23064 Karar sayılı kararı)
Bu durumda gerek görüldüğü takdirde mahallinde sektör bilirkişisi, sigortacı ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyeti ile keşif icra edilip rapor da alınmak suretiyle, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353. maddesi hükmü gereğince kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİNİN 10/11/2021 TARİH 2020/156 ESAS VE 2021/1716 KARAR SAYILI ilamı sonrası yapılan yargılamada ;
Yeni duruşma gün ve saati taraflara tebliğ edilmiş olup;
Mahkememizin 13/01/2022 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar gereğince 1 SMMM bilirkişi, 1 sigortacı bilirkişi ve 1 sektör bilirkişisinden oluşan heyet ile keşif yapıldığı, bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 28/03/2022 havale tarihli raporda özetle; Hırsızlık Sigortası Genel Şartları C.3 Maddesi (bildirim süreleri) açısından yapılan değerlendirmede, sigortalının adres değişikliğini kendisine tanınan süre içerisinde yapıp yapmadığına dair herhangi bir yorum yapılamadığını, Örneğin hırsızlığın gerçekleştiği işyerine ait kira kontratı vs. bir belgenin dosyaya sunulması halinde daha sağlıklı bir yorum yapılabileceğini, Adres değişikliğinin bildirilip bildirilmediği, bildirildi ise bildirildiği tarih hakkında mahkemece Tanık beyanları doğrultusunda bir kanaat oluşması halinde; rizikonun gerçekleştiği tarih ( 18.06.2015), sigortalı tarafından yapılan bildirim tarihinden (30.05.2015) sonra, sekiz günlük süre geçmesine rağmen, sigortacı tarafından fesih yahut ağırlaştırıcı etkiden dolayı prim farkı tahsili kaydıyla yürürlükte tutma iradesi karşı tarafa beyan edilmemiş olduğundan maddede anılan orana gerek kalmaksızın, sigorta şirketinin poliçe teminat üst bedelleri (emtea hırsızlığı için 150.000,00 TL) ile sorumlu tutulabileceğinin düşünüldüğünü, adres değişikliği bildirimi için yalnızca tanık beyanlarının yeterli olmadığını, ayrıca yazılı delil de sunulması gerektiği yönünde bir kanaat oluşması halinde; rapor tarihi itibariyle dosyada bu yönde mübrez bir belge de bulunmadığından sigortalı tarafından adres değişikliği bildiriminin hiç yapılmadığı yorumu yapılabilecek olduğu, bu durumda sigorta şirketinin rizikoyu teminat kapsamında değerlendirmeme hakkının doğabileceğinin düşünüldüğünü, adres değişikliğinin zeyilname tarihinde sigortacı şirkete bildirildiği kanaati hasıl olduğunda ise, adres değişikliğinin riziko gerçekleşme tarihinden (18.06.2015) en erken sekiz gün öncesine (10.06.2015 veya sonrası bir tarihte) gerçekleştiğinin de ispatı halinde, rizikonun henüz sigortalı bildirim süresinin bitiminden ve sigortacının durumu öğrenmesinden önce gerçekleştiği sonucu ortaya çıkacağı ve “sigortacı, tazminatı tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki orana göre öder.” hükmünün uygulanabileceğinin değerlendirildiğini, ancak, 19.06.2015 tarihli zeyilnamede ödenecek prim tutarı 0,-TL olarak gözüktüğünü, dolayısıyla, böyle bir durumda uygulanması gereken oranın 1/1 olması ve yine sigortacı şirketin poliçe üst bedeliyle sorumlu olması gerektiğini, Poliçe klozlarında yer alan muafiyet şartlarının uygulanıp uygulanmayacağı konusunda ise yine (keşfimiz ve rizikonun gerçekleştiği tarihler olmak üzere) ikili bir ayrım yapılarak değerlendirmenin sunulacağını, Buna göre; Salt keşfin tarihi itibariyle oluşan gözlemlerimiz dikkate alındığında hırsızlık olayının gerçekleştiği işyerinin poliçe klozlarında yer alan güvenlik tedbirlerinin hiçbirisine sahip olmadığından dolayı %20 muafiyet uygulanması gerektiğini, rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle söz konusu güvenlik önlemlerinin en az birinin (güvenlik alarmı) varlığı hakkında tanık beyanı ile ekspertiz raporu çeliştiğinden bu konuda yorum yapılamadığını, davacının dava dosyasına ibraz etmiş olduğu kendine ait 2015 yılı işletme defterinin ve bu işletme defterine dava dosyasına konu olan hırsızlık tarihine kadar alış olarak kayıt ettiği alışların ve de bu alışların alındığı üçüncü kişilerin yasal defterlerindeki satış kayıtlarının SM. Mali Müşavir bilirkişi tespitlerinde belirtilen gibi olduğunu, davacının hırsızlık sonucu çalındığını ifade ettiği ürünlerin faturalarındaki birim fiyatlarının, hırsızlık tarihi itibari ile piyasa değerleri ile uyumlu olduğunu mahkememize bildirmiştir.
Mahkememizin 14/04/2022 tarihli duruşmasında 1 nolu ara kararı gereğince dosyanın raporu hazırlayan mali müşavir bilirkişi ve tekstil mühendisi bilirkişisine yeniden tevdine karar verildiği, bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 09/05/2022 havale tarihli raporunda özetle Gazikent Vergi Dairesi Müdürlüğü, Suburcu Vergi Dairesi Müdürlüğü, Şehitkamil Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dosyadaki eksikliklerin ikmal edildikten sonra raporunu düzenleyeceği hususunda ön rapor sunduğu görülmüştür.
Mahkememizce ilgili vergi dairelerine müzekkereler yazılarak cevabi yazıları dosya arasına alınmıştır.
Akabinde dosya yeniden raporu hazırlayan mali müşavir bilirkişi ve tekstil mühendisi bilirkişisine yeniden tevdine karar verildiği, bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 09/09/2022 havale tarihli raporda özetle;….’a ait iş yerinde 19/06/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili, 19/06/2015 tarihli talimat alan Grup Amiri …. imzalı olay yeri inceleme tutanağı incelendiğinde, ayrıca …. dosyna nolu, rapor no:….ve 29/07/2015 tarihli sigorta ekspertiz raporu göz önüne alınarak dosyada yapılan inceleme ile bilirkişi mali müşavirin tespitleri dikkate alınarak hırsızlık olayında meydana gelen zarar mıktarı ile ilgili tespitlerinin belirtildiğini, 29/05/2015 tarihli ekspertiz raporunda herhangi bir hasar tespiti, miktarı ve değeri belirtilmediğini, İlgili hasarın teminat dışı olması ,fatura muhasebe kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını ve sigortalı talebinin yüksek bulunması nedeni gösterildiğini, ekspertiz taporundaki fotoğraflar, olay yeri inceleme krokisinde ile mahkeme heyeti ile keşif yapıldığında iş yerinin durumu ile ilgili iş yeri büyüklüğü göz önüne alındığında; mali müşavir bilirkişinin yukarıda faturalar incelemesi sonucu; davacının yukarıda belirtilen dava dışı üçüncü kişilerden toplamda 5.000 adet desenli çanta, 20.000 adet bayan çanta, 1.155 çift ayakkabı, 1.132 adet iş güvenlik elbisesi, 1.915 metre kare kumaş aldığını belirttiğini lakin bu miktar ürünün bu büyüklükteki iş yerine sığma ihtimalinin ya da depolama imkanının çok zor olduğu kanaatinde olunduğu bildirilmiştir. 23/06/2015 tarihli ….’ın hırsızlık sonrası kalan bazı ürünlerin miktarı ile ilgili beyanında iş yerinde kalan ürün miktarını belirtmiş; kalan ürünlerin ekspertiz raporundaki fotoğraflar incelendiğinde yukarıda 2. madde de söylediğimiz ürünlerin bu iş yerinde satışa sunulması veya depolama imkanın çok zor olduğunu göstermesi açısından önem arz ettiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Davacının dava dosyasına ibraz ettiği faturalara göre, davacının yukarıda belirtilen dava dışı üçüncü kişilerden toplamda 5.000 adet desenli çanta, 20.000 adet bayan çanta, 1.155 çift ayakkabı, 1.132 adet iş güvenlik elbisesi, 1.915 metre kare kumaş aldığı; 23/06/2015 tarıhinde kalan mal miktarı beyan ettiği belgede sadece 30 adet büyük boy bayan çanta ile 9 adet bayan çanta dışında kalan mallar envanterinde olmadığı mali müşavir bilirkişinin yukarıdaki tespitinden anlaşıldığını bildirmiştir. davacının yukarıda belirtilen dava dışı üçüncü kişilerden toplamda 5.000 adet desenli çanta, 20.000 adet bayan çanta, 1.155 çift ayakkabı, 1.132 adet iş güvenlik elbisesi, 1.915 metre kare kumaş aldığını; toplam fatura değerinin; 136.438.60 TL olduğunu, fatura belirtilen ürünlerin değeri piyasa değeri ile uyumlu olduğunu, İş yerinin büyüklüğü ve kalan ürünlerin miktarı göz önüne alındığında, hırsızlık olayında mali müşavir bilirkişinin belirttiği ürün miktarlarının iş yerinde depolama veya bulunma imkanının çok zor olduğundan hırsızlıkta meydana gelen zarar miktarının tespiti yapmamızı zorlaştırmakta ve gerçekçi bir hasar miktarının tespitini yapma imkanını vermediğini, mahkemenin talebi doğrultusunda(mali müşavir bilirkişinin yapmış olduğu tespitler, sigorta ekspertiz raporu, olay sonrası olay yeri inceleme tutanağı ve dosya içerisindeki tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı tarafın meydana geldiği iddia olunan hırsızlık olayı sebebiyle ne kadarlık bir zararının olduğu hususunda denetime elverişli ve ayrıntılı rapor hazırlamamızı) dosyadaki tüm belge ve deliller incelendiğinde yukarıda yazılan nedenler ile iş yerinin büyüklüğü ve davacının 3.şahıslardan aldığı fatura miktarlarındaki ürünlerinin iş yerinde bulunma, depolama, satış yapma imkanları göz önüne alındığında; bu miktarda bir ürünün bu iş yerinde bulunma imkanının gerçekçi olmadığını, hırsızlıktan kaynaklı meydana gelebilecek zarar miktarı belirtilmek istenirse; gerçekçi bir zarar miktarının tespiti yukarda da belirtilen nedenler sebebiyle mümkün olamayacağını mahkememize bildirmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize 15/11/2022 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki tüm deliller, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin karar ilamı, denetime elverişli olarak alınmış bilirkişi raporları, taraf beyanları birlikte değerlendirildiğinde mali müşavir bilirkişi ve tekstil mühendisi bilirkişi tarafından mahkememize ibraz edilen 09/09/2022 tarihli ikinci ek raporun incelenmesinde davacı tarafça bedeli talep edilen ve faturaları ibraz edilen tüm malların hırsızlık olayının meydana geldiği işyerine sığmasının mümkün olmadığı ve davacı tarafın mal aldığı gerçek ve tüzel kişilerin bir kısmının vergi dairesine bildirimde bulunduğu dikkate alınarak mahkememizce davacıya davaya konu faturalara istinaden mal sattığı hususunda vergi dairesine bildirimde bulunan davacı dışı.3. kişi …. İç Ve Dış Ticaret Limited Şirketi ile dava dışı 3.kişi …. ….’ ın yapmış olduğu satışların gerçek bir mal alım satımına konu olabileceği mahkememizce değerlendirilmiş fakat diğer 3. Kişilerin faturalara konu malların davacıya satışına ilişkin iddiasının vergi dairesine bildirilmemiş olması, tüm malların hırsızlık olayının meydana geldiği işyerine sığamayacağı hususundaki tekstil mühendisi bilirkişinin değerlendirmesi dikkate alınarak bu alım satımların gerçek bir alım satıma konu olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir. Davacının hırsızlık olayının meydana geldiği iş yerinde davalı sigorta şirketi ile tanzim edilen poliçedeki belirtilen güvenlik önlemlerinden herhangi birisine sahip olmadığı hususundaki 29/03/2022 tarihli bilirkişi raporu değerlendirmesi dikkate alınarak …. İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’ nin KDV dahil 49.680,00 TL ve …. …. KDV dahil 450,80 TL olmak üzere toplan 69.130,80 TL bedel üzerinden %20 muafiyet indirimi yapılarak 55.304,64 TL’ nin davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
55.304,64 TL’nin dava açılış tarihi olan 28/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri olan ‭55.304,64 TL üzerinden alınması gereken ‭3.777,85 TL ilam harcından davacı tarafça yatırılan 29,20 TL peşin harç ile 2.312,96 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye ‭1.435,69 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 29,20 TL peşin harcı ve 2.312,96 TL ıslah harcı olmak üzere toplan 2.371,36 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen toplam ‭4.083,63‬ TL yargılama giderinin davanın kabul (%40,53) ve ret (%59,47) oranlarına göre hesaplanan ‭1.655,09 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümleri uyarınca davanın kabul edilen değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 13/4 hükümleri uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2023