Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/486 E. 2022/58 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLİ : ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : ….

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının Gaziantep 13.İcra Müdürlüğünün ….E sayılı icra dosyasında takibe itirazının iptaline, icra takibinin devamına, takip konusu alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK’nun dava şartları başlığını taşıyan 114. Maddesinin (i) bendi; “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartı olarak kabul edildiğini, Kesin hüküm itirazında bulunulabilmesi için; iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerektiğini, Belirtilen sebeplerle kesin hüküm itirazlarının kabulü ile ve esasa girilmeden başvurunun usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Kaza tarihi 15.05.2018 olduğu için davacı talepleri 2 yıllık zamanaşımına uğradığını, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması mümkün olmadığını, Dava ticari nitelikte olup görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Açıklanan nedenle dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini tüm nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmalar,
2-Mahkememizin….esas sayılı dava dosyası ve münderecatı,
3-ZMSS poliçesi ve hasar dosyası,
4-Ödeme dekontları,
5-Gaziantep İcra Dairesi’nin….esas sayılı icra takip dosyası,
6-İlgili yasal mevzuat ve yargısal içtihatlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı alacağına ilişkin olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tarafları ve dava konusu aynı olan mahkememizin …. esas sayılı dava dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Anılan dosyanın tetkikinde aynı kazaya ilişkin olarak yargılama yapıldığı ve alınan bilirkişi raporlarında davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı sigorta şirketince sigortalı araç ile dava dışı aracı sürücüsünün eşit kusurlu olduğu ve araçta genel şartlar uyarınca hesaplamaya göre 2.184,00 TL, rayiç değer hesaplamasına göre de 5.000,00 TL değer kaybı olduğu anlaşılmıştır.
Yine verilen karar ile 1.532,25 TL’nin hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.
Davaya konu kaza tetkik edildiğinde davacının aracının, davalı sigorta şirketince sigortalı aracın ve dava dışı bir aracın daha çarpışması ile meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Burada davalı sigorta şirketince sigortalı aracın sürücüsü her ne kadar % 50 oranında kusurlu olsa da 2918 sayılı KTK m.88 hükmü uyarınca davalı sigorta şirketi zararın tamamından müteselsilen sorumludur. Nitekim davacı tarafın talebi de bu yöndedir.
Kusur durumu tespit edildikten sonra aracın değer kaybının tespitine geçilmiştir.
Burada hemen belirtmek gerekir ki 09/10/2020 tarihli ve 31269 sayılı resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı ve 17/07/2020 Tarihli kararı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun m.90 hükmünün birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu haliyle de artık zarar miktarının hesabı noktasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda yer alan düzenlemelerin esas alınma olanağı kalmamıştır.
Nitekim bu yönde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/1843 Esas, 2020/1278 Karar sayılı ve 04/12/2020 Tarihli ilamında “…2918 Sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekir…” denilmektedir.
Genel şartların uygulanma olanağı bulunmadığından burada zarar miktarının tespiti noktasında genel şartlardan önce mevcut olan uygulamanın esas alınması gerekecektir. Buna ilişkin olarak benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7769 Esas, 2016/11925 Karar sayılı ve 26/12/2016 Tarihli ilamında “…Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekir…” denilmektedir.
Dolayısıyla eldeki uyuşmazlıkta da bu yönde değerlendirme yapmak gerekmekte olup rayiç değer hesaplamasına göre belirlenen miktar nazara alınmalıdır. Bu haliyle de davacının aracında meydana gelen değer kaybının 5.000,00 TL olduğuna kanaat getirilmiştir.
Dosyadaki belgeler tetkik edildiğinde davalı tarafından davacıya daha önce 738,72 TL ve 1.532,25 TL değer kaybı tazminatı ödemesi yapıldığı ve davacının bakiye 2.729,03 TL değer kaybı tazminatı alacağının bulunduğuna kanaat getirilmiştir.
Öte yandan davacı taraf her ne kadar icra inkar tazminatı talebinde bulunmuşsa da alacak likit nitelikte olmadığından bu talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda da davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının Gaziantep İcra Dairesi’nin…. esas sayılı dava dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİNE,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri üzerinden alınması gereken 186,42 TL ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 127,12 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile 59,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 8,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca davanın kabul edilen değeri üzerinden hesaplanan 2.729,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Dava açılmadan önce başvurulan arabuluculuk dava şartı nedeniyle hazineden karşılanmış olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 02/06/2018 Tarihli ve 30439 Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.26/4 hükmü uyarınca davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Karar kesinleştiğinden artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, dava değeri 2022 yılı için getirilen kesinlik sınırı olan 8.000,00 TL’nin altında kaldığından 6100 sayılı HMK m.341/4 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan taraflara okunmak suretiyle tefhim edildi. 18/01/2022