Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/398 E. 2022/43 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO :…

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin Arap kökenli turistlerin Türkiye’ye gelerek otellerinde konaklama yaptıklarını, otelde ortadoğu bölgesini temsil eden tek yetkili turizm acenteliği yapmakta olduğunu, bu nedenle 2009 ile 2011 yılları arasında her sene başında aralarında Ortadoğu pazarı tek yetkili acentecilik sözleşmesi yapılmakta olduğunu, bu sözleşme gereği otelde konaklayacak asgari kişi sayısı grup sayısı ve tutarını taahhüt ederek konaklama işlemlerini gerçekleştirdiklerini, sözleşme gereği 17.000 kişi geceleme ve bunun karşığında ödemesi gereken 200.000 $ depozito vermeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, ancak depozitonun 50.000 $ ödendiğini, 150.000 $ ise firmaya ödeme yapılmadığını, ayrıca diğer ekipte yer alan otel programı hesap dökümünde anlaşılacağı üzere 300.000 $ tutarında konaklama yaptığını, ancak 30.000 $ ödeme yapıldığını geri kalan ödemelerle ilgili bahaneler ileri sürülerek ödemelerin yapılmadığından bahisle 2011 yılından kalan alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER, TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 114 te Dava Şartları sayılmıştır. HMK 114. maddesinin 2. fıkrasında “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü bulunmaktadır.
19 Aralık 2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunu’nun 20. Maddesinde dava şartı olarak Arabuluculuk Kanununa eklenmiş olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4. Madde ve diğer kanunlarda da belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat ve alacak talepleri hakkında dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir;
6235 sayılı Kanun 18/A-2 “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden rededileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesin haizdir.
Yine Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115 maddesinin 2.fıkrasında “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak yani görevsiz mahkemede açılan davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi ve görevsizlik kararı üzerine arabuluculuk yoluna başvurulması olguları karşısında mahkememizce arabuluculuk dava şartının yerine getirmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin … Esas, …Karar sayılı ve … Tarihli ilamında “…Dava, elektrik enerjisi parekende satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.
19.12.2018 tarihinde yürürlüğe giren 06.12.2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesinde “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne, aynı tarihte yürürlüğe giren aynı yasanın 23. maddesiyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-(2) maddesinin dördüncü cümlesinde “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta her iki tarafın tacir olması nedeni ile dava nispi ticari dava niteliğinde ve itirazın iptali davasının da mahiyeti itibariyle alacağın ödenmesi talebine yönelik olması sebebiyle dava tarihi itibariyle yürürlükte olan TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasına dair dava şartına tabidir. HMK’nın 115/2. maddesinde tamamlanabilir dava şartı eksikliğinin giderilmesi için davacı tarafa süre verilebileceği belirtilmiş ise de 6352 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2. maddesinde arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği açıkca belirtildiğinden anılan dava şartı eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı eksikliği olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira arabuluculuk, tarafların mahkeme yoluna başvurmadan uyuşmazlıkları bir araya gelerek çözmeleri, bu şekilde daha hızlı ve barışcıl yöntemlerle sonuca ulaşmaları ile mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla getirilmiş bir alternatif çözüm yoludur.
Buna göre kesinleşen görevsizlik kararı sonrası yasal süre içerisinde talep üzerine görevli mahkemede yargılamaya devam edilmesi aynı davanın devamı niteliğinde olduğu gözetildiğinde, zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir…” denilerek emsal bir davada mahkememizce verilen kararın hukuka uygun olduğuna hükmedilmiştir. (Benzer yöndeki kararlar için bknz. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/70 Esas, 2021/99 KArar sayılı ve 26/01/2021 Tarihli ilamı)
Mahkememizde 25/07/2019 tarihinde açılan iş bu davada davacının Arabuluculuk dava şartının yerine getirip getirmediğinin tespiti yönünden davacıya mahkemimizin 08/09/2021 tarihli celsesinde kesin süre verilerek duruşmada bizzat kendisine ihtar edilmiştir.
Davacı tarafından arabuluculuk tutanağı aslı veya aslı gibidir yapılmış onaylı örneği mahkememize ibraz edilmemiş, davacı tarafından sunulan beyan dilekçesinde dava açıldıktan sonra 14/09/2021 tarihinde dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğu bildirilmiştir.
Dosya kapsamına göre davacı tarafın dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartını yerine getirilmediği anlaşıldığından davacının davasının HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun m.114/2 ve m.115 hükümleri gereğince arabuluculuk özel dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 853,88 TL’den mahsubu ile kalan 773,18 TL’nin talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacının yaptığı tüm masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yaptığı bir masraf bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte olan …Ü.T madde 7 hükmüne göre hesaplanan 2.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye avansın iadesine,
Dair davacı … davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize ya da başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine; mahkememize gönderilmek üzere sunulacak dilekçe ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
05/01/2022