Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/267 E. 2021/819 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :…..
KARAR NO :…..

HAKİM : …..
KATİP : …..

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av……
DAVALI :…..
VEKİLLERİ : Av…..
Av……

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/09/2020 tarihinde davacının ….. plaka sayılı aracı ile seyir halindeyken ….. plaka sayılı aracın çarpması sonucunda trafik kazası gerçekleştiğini, davacının bu kazada bir kusurunun bulunmadığını, kaza sonucunda davacının aracında hasar meydana geldiği ve değer kaybı yaşandığını, sigorta şirketi ve arabuluculuk görüşmelerinden bir sonuç alınamadığını belirtmiştir. Bu nedenlerle oluştuğu belirtilen değer kaybının davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karışan ….. plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunmadığını, kaza tarihinde ….. Anonim Türk Sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle davalı taraf yönünden reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Taraflarca usulüne uygun olarak ileri sürülen iddia ve savunmalar,
2-Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı,
3-Davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen ZMSS poliçesi ve hasar dosyası,
4-İlgili kamu kurumlarından celp edilen cevabi yazılar,
5-Dosyada mündemiç kusur ve makine mühendisi bilirkişi raporları,
6-İlgili yasal mevzuat ve yargısal içtihatlar,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen değer kaybının tazmini istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza 24/09/2020 tarihinde Gaziantep ili Şehitkamil ilçesi sınırları içerisinde ….. plakalı araç ile….. plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelmiştir.
Taraflarca anlaşmalı olarak kaza tespit tutanağı düzenlendiği görülmüştür.
Kusur durumunun tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup hazırlanan 02/08/2021 havale tarihli raporda kazanın meydana gelmesinde ….. plakalı aracın sürücüsüsün 2918 sayılı KTK m.57/b-5 hükmünü ihlal etmesi nedeniyle kusurlu olduğu,….. plakalı aracın sürücüsünün ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Kusur raporundaki tespitlerin dosyada bulunan deliller ile uyumlu olduğu ve raporun hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Kusur durumu tespit edildikten sonra aracın değer kaybının tespitine geçilmiştir.
Burada hemen belirtmek gerekir ki 09/10/2020 tarihli ve 31269 sayılı resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı ve 17/07/2020 Tarihli kararı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun m.90 hükmünün birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu haliyle de artık zarar miktarının hesabı noktasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda yer alan düzenlemelerin esas alınma olanağı kalmamıştır.
Nitekim bu yönde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/1843 Esas, 2020/1278 Karar sayılı ve 04/12/2020 Tarihli ilamında “…2918 Sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekir…” denilmektedir.
Genel şartların uygulanma olanağı bulunmadığından burada zarar miktarının tespiti noktasında genel şartlardan önce mevcut olan uygulamanın esas alınması gerekecektir. Buna ilişkin olarak benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7769 Esas, 2016/11925 Karar sayılı ve 26/12/2016 Tarihli ilamında “…Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekir…” denilmektedir.
Dolayısıyla eldeki uyuşmazlıkta da bu yönde değerlendirme yapmak gerekecektir.
Bu bağlamda dosyada yer alan 21/06/2021 havale tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda kaza tarihi itibariyle hasarsız rayiç değeri ile hasarlı rayiç değeri arasındaki farka göre 11.500,00 TL değer kaybı tazminatı hesaplaması yapılmıştır.
Yukarıda detaylıca izah olunduğu üzere Anayasa Mahkemesi’nin zikredilen iptal kararından sonra tazminatların belirlenmesi noktasında genel şartların uygulanma olanağı kalmamıştır.
Bu haliyle de eldeki dosyada araçtaki değer kaybının 11,500,00 TL olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davacı vekilince dosyaya sunulan ıslah dilekçesi ile talebinin 11,500,00 TL’ye çıkarıldığı anlaşılmıştır. Yine eksik harcın da ikmal edildiği görülmüştür.
Islah dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacının iş bu davayı açmadan önce davalı sigorta şirketlerine yaptığı başvuru tarihi 24/03/2021 tarihidir. Bu noktada 2918 sayılı KTK m.99/1 hükmünde “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” denilmektedir. Bu haliyle davalının temerrüde düşme tarihi 06/04/2021 tarihidir.
Yine davacı vekili her ne kadar ticari faiz talebinde bulunmuşsa da davalı sigorta şirketince sigortalı aracın otomobil olduğu ve ticari nitelikte olmadığı nazara alınarak yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dolayısıyla da hüküm altına alınan tazminat miktarlarına bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda da davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 11,500,00 TL değer kaybı tazminatının 2918 sayılı KTK m.99/1 hükmü uyarınca davalının temerrüde düştüğü tarih olan 06/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri olan 11,500,00 TL üzerinden alınması gereken 785,56 TL ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ile 196,38 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 529,88 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL başvurma harcı, 196,38 TL ıslah harcı ve 1.006,20 TL yargılama giderinin toplamından oluşan 1.321,18 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Dava açılmadan önce başvurulan arabuluculuk dava şartı nedeniyle hazineden karşılanmış olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 02/06/2018 Tarihli ve 30439 Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.26/4 hükmü uyarınca davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan taraflara okunmak suretiyle tefhim edildi. 26/10/2021

…..