Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/212 E. 2021/462 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
2 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …….
KARAR NO : …….

BAŞKAN : …….
ÜYE : …….
ÜYE : …….
KATİP : …….

DAVACI : …….
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI : …….
İLİŞKİLİ KİŞİ : ……. TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ.
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile; ……. Ticaret Sicil Memurluğuna ……. sicil numarasıyla kayıtlı bulunan …….’ın müdürü olduğu ……. Tic. Ltd. Şti. ……. tarihli karar ile ticaret sicilden silindiğini, ……. tarihli ……. Sayılı Ticaret sicil gazetesinden ilan edildiğini, bu silinmenin resen olduğunu, ……. Tic. Ltd. Şti.’e kayıtlı ……., ……., ……., ……. plakalı araçlar halen şirketin üzerine kayıtlı olduğu ve akıbetlerinin bilinmediğini, bu araçları kullanılmadığı gibi taşıtlar için halen vergi tahakkuk ettirildiğini, açıklanan nedenlerle ……. Tic. Ltd. Şti. ‘nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile ihyası istenilen şirketin 07/10/2015 tarihinde şirketin terkininin yapıldığını, söz konusu hususun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlattırıldığını, tasfiye ve terkin işlemlerinin prosedürlere uygun olarak yapıldığını, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, açıklanan bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, davanın kabulü halinde ise kusurlarının olmaması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Dava sicilden terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin açılan Şirketin İhyası davasıdır.
İncelenen Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından ihyası talep edilen şirketin 07/10/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Eldeki uyuşmazlıkta ihyası istenilen ……. Tic. Ltd. Şti. ‘nin davalı ticaret sicil müdürlüğü tarafından dosyaya sunulan belgelerden 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesine istinaden 07/10/2015 tarihinde terkin edildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nın geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumet sadece ticaret sicil memurluğuna yöneltilir. Tasfiye memurları veya yöneticilerine husumet yöneltilmez, davaya dahil edilmeleri gerekmez.
Eğer, şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri terkin şartlarının bulunmadığı iddiasına dayalı olarak açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur.
Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir.
Yapılan yargılama sonucunda ticaret sicil memurluğu TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olarak bir şirketi terkin ettirmiş ise bu durumda, kendi hatalı eylemi ile şirket terkin edildiğinden oluşacak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur.
Davalı, davanın 6102 sayılı yasanın geçici 7.maddesinin 15.fıkra hükmünde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığını ileri sürmüştür. Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın m.547’ye dayalı olarak açılan davalarda zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değilken, burada kanun koyucu tasfiye hükmü şeklinde bir düzenlemeye gitmiş ve 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 15.fıkra hükmünde, dava açılabilmesini silinmeden itibaren beş yıllık bir hak düşürücü süreye bağlamıştır. Buradaki hak düşürücü sürenin hangi şartlarda tatbikinin gerektiği önem arz etmektedir. Sürenin usulüne uygun olarak tasfiye işlemi gerçekleştirilen şirketler ve kooperatifler bakımından uygulanması gerekmektedir. Zira kanun koyucu bu düzenlemeyi tasfiye hükmü gibi gerçekleştirmiş olup, amaçlanan sonucu doğurabilmesi için terkinin yasanın belirttiği şartların yerine getirilmesi ile yapılması gerekmektedir. Bu nedenle her ne kadar süre silinme tarihinden itibaren başlatılmış ise de; buradan usulüne uygun terkin sonucu gerçekleştirilen silinmenin anlaşılması gereklidir. Davamıza konu somut olayda yukarıda belirtilen nedenlerle terkinin usulüne uygun yapılmamış olması nedeniyle hak düşürücü sürenin işlemeyeceği değerlendirilmiştir. Aksi yöndeki bir değerlendirme Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen Hak Arama Hürriyetine aykırılık teşkil edebilecektir.
Davaya konu şirketin 10/07/2015 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edildiği, TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a, 11. fıkralarına göre, şirket ve şirketin yetkililerine ihtar tebliğ edilmesi gerekirken dosyaya sunulan belgelerden terkin edilen şirkete ihtarın tebliğ edilmiş olduğu ancak şirket yetkililerine her hangi bir ihtar tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle terkin işleminin yapıldığı bu durumun usule aykırı olduğu anlaşılmıştır. (……. BAM 11 HD’nin 12.07.2018 tarih ……. E.K sayılı ilamı) Davacıya taşınmazların satış ve devri için ihya kararı verilmesinde hukuki yararı bulunduğu ve bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine yukarıda belirtilen nedenlerle davalı ticaret sicil müdürlüğünün TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olarak terkin işlemi yapmış davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-……. Ticaret Sicil Müdürlüğünün ……. sicil numarasında kayıtlı olan ……. Tic. Ve San. Ltd. Şti’nin İHYASINA
2-1 Nolu kararın ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanına
3-Harç Peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı ve karşıladığı harç dahil 92,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde bakiye avansın iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/06/2021

Başkan …….
¸…….
Üye …….
¸…….
Üye …….
¸…….
Katip …….
¸…….