Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/193 E. 2022/100 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : …
VEKİLLERİ :…
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı olan … plakalı araç 24/10/2020 tarihinde … plakalı aracın çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davaya konu kazaya sebebiyet veren ve sürücüsü … …olan… plakalı araç ise … adına kayıtlı olduğunu, kazadan sonra davacı adına kayıtlı …plakalı araçta ciddi hasarlar meydana geldiğini, olay yeri Kaza Tespit tutanağındaki ifadeler kazanın oluş şekli ve tutanak birlikte değerlendirildiğinde davacının aracının sürücüsünün kusurunun olmadığının anlaşılacağının, davacıya ait araca ilişkin tramer kayıt sorgulamasınd… plakalı aracın uyuşmazlığa konu trafik kazasında %0 kusuru olduğu mutabakat altına alındığını, aracında maddi hasar gelen davacının aracını servise bırakarak tamirini sağlamaya çalıştığını,… plakalı araçta toplamda 9.633,63 TL masraf çıktığını, her ne kadar davacıya ait aracın hasarı giderilmiş olsa da tamirat sonrasında araçta bir değer kaybı meydana geldiğini, kaza sonrasında davacı şirketin aracında tamirle düzeltilebilecek hasarlar değil de aracın piyasa değerini etkileyecek ciddi hasarlar oluştuğunu, davacı tarafça davalı … şirketine 28/01/2021 tarihinde müracaat edilerek araçta oluşan değer kaybı talep edildiğini ve ilgili sigorta şirketi tarafından 12/02/2021 tarihinde 1.221,00 TL ödeme alındığını, ancak araç değer kaybı bu tutarın çok üzerinde olduğunu, Sigorta şirketinin değerlendirmeyi nasıl ve neye göre yaptığını bildirmediğini, bu nedenlerle hesaplanacak güncel değer kaybı üzerinden sigorta şirketinin ödediği tutarın düşülerek bakiye değer kaybının tahsili gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, davacı adına kayıtlı bulunan … Plakalı araçta oluşan değer kaybının (şimdilik 100,00 TL ileride arttırılmak üzere, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla) müracaat tarihi olan 28/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile; Kabul anlamında gelmemekle birlikte, davacının zararı, davadan evvel alınan ekspertiz raporu ile belirlenmiş olduğundan huzurdaki davanın belirsiz alacak şeklinde açılmasında hukuki yararının bulunmadığını, bu husus dava dilekçesinde de açıkça belirtilmiş olmasına rağmen davanın belirsiz olarak açılması HMK m.107 hükmünün amacına aykırı olduğunu, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin genel müdürlük adresi Maslak Sarıyer İstanbul olduğunu, davalı şirketin genel müdürlük adresinin İstanbul ili Sarıyer ilçesi sınırlarında bulunmasından dolayı mahkemenin yetkili olmadığını, dava ticari nitelikte olduğunu ve görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, bu nedenle dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesi ile birlikte delil ve belgelerini göndermemiş olması nedeniyle davaya ilişkin delil ve belgelerin davalı tarafa gönderilmesine kadar davaya karşı cevap ve delil sunma hakkı saklı tuttuğunu, davacı şirket tarafından yapılan başvuruya istinaden alınan ekspertiz raporu doğrultusunda 12.02.2021 tarihinde 1,221.00 TL değer kaybı bedeli davacıya ödendiğini, davalı şirketin sorumluluğu yapılan bu ödeme sonrası kalmadığını, işbu ödeme neticesinde davanın reddini ettiğini, aksi kabul anlamına gelmemek üzere, davacının kasko sigortacısı … Sigorta A.Ş.’ye 25.02.2021 tarihinden 9,633.63 TL maddi hasar ödemesi yapıldığını, ilgili miktarın da değer kaybı ödemesi ile birlikte poliçe limitlerinden aynı teminat dahilinde mahsup edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle Davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Taraflarca usulüne uygun olarak ileri sürülen iddia ve savunmalar,
2-Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı,
3-Davalı … tarafından tanzim edilen ZMSS poliçesi ve hasar dosyası,
4-İlgili kamu kurumlarından celp edilen cevabi yazılar,
5-Kazaya karışan aracın daha önceki kazalarına ilişkin SGBM yazı cevabı
6-Dosyada mündemiç kusur ve makine mühendisi bilirkişi raporları,
7-İlgili yasal mevzuat ve yargısal içtihatlar,
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER, TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava temelinde haksız fiile dayanmakta olup kaza neticesinde uğranılan maddi zararın, kazaya sebebiyet veren aracın sigortacısından aralarında imzalanmış olan poliçe limitleri dahilinde tazminine ilişkindir.
Uyuşmazlığa uygulanacak mevzuatın tespitine ilişkin yapılan değerlendirme;
Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesine göre; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 90’ıncı maddesi “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda (…)(2) öngörülen usul ve esaslara tabidir. (Ek cümle:9/6/2021-7327/18 md.) Bu tazminatlardan;
a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,…
hesaplanır.Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” düzenlemesini içermektedir.
Mahkememizce yapılan incelemeler;
Yukarıda anılan yasal düzenlemeye istinaden, Mahkememizce tensip tutanağı düzenlenmiş, davacının dava dilekçesinde bildirdiği deliller ilgili kurumlara müzekkere yazılmak suretiyle toplanmış, ön inceleme duruşma günü tayin edilerek taraflar duruşmaya davet edilmiştir.
Davalı şirkete müzekkere yazılarak davaya konu kazaya ilişkin hasar dosyası istenmiş, gelen cevabi yazı ve ekleri dosya arasına alınmıştır.
Davacının huzurdaki davayı açmadan önce usulüne uygun şekilde arabuluculuk yoluna başvurduğu, anlaşmaya varılamadığına dair son tutanağın aslının dosyaya sunulduğu, dava şartlarının tamam olduğu görülmekle ön inceleme duruşması yapılarak ilk itirazlar değerlendirilmiş, taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları değerlendirilerek işin esasına girilmiştir.
SBGM’inden dava konusu kazadan önce dava konusu aracın karışmış olduğu kaza/kazalara ilişkin bilgi ve belgeler aracın rayiç bedeli için önem kazandığı için dosyaya kazandırılmıştır.
Dava konusu araçların kaza tarihi itibariyle sahiplik bilgileri ve ZMSS poliçe bilgileri ilgili kurumlardan getirtilmiştir.
Kusur durumuna ilişkin yapılan değerlendirme;
Haksız fiil, bir başka söylenişle kusur sorumluluğu, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışla sözleşme dışında diğer bir kimseye vermiş olduğu zararın giderilmesini düzenleyen sorumluluk türüdür. (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22. Bası, Ankara 2017, s. 540).
Haksız fiilin kurucu unsurları olan fiil, zarar, uygun illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılığın mevcudiyeti gerekmektedir.
Bu nedenlerle dosyada öncelikle davalının sigortalısının kusur durumunu tespit etmek gerekmiştir.
Dosyada kusur raporu düzenlenmek üzere mahkememizde yapılan 12/03/2021 tarihli duruşmada verilen ara kararı gereğince trafik bilirkişisine tevdi edildiği, bilirkişi hazırlamış olduğu 05/07/2021 havale tarihli raporunda özetle;…plaka sayılı araç sürücüsü …n 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 56/1-C kuralını ihlal edip ağır ihmal ve ihlali ile kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, … plaka saylıı araç sürücüsü …nın olayın meydana gelmesinde etken bir davranışlarının olmadığını mahkememize bildirmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 74’üncü maddesi gereği hakim kusur oranını belirlemede tam bağımsız ve yetkili kılınmıştır.
Kusur raporundaki tespitlerin dosyada bulunan deliller ve Kazaya ilişkin taraflarca hazırlanmış kaza tespit tutanağı uyumlu olduğu ve raporun hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Zarara ilişkin yapılan değerlendirme;
Kusur durumu tespit edildikten sonra aracın değer kaybının tespitine geçilmiştir.
Burada hemen belirtmek gerekir ki 09/10/2020 tarihli ve 31269 sayılı resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı ve 17/07/2020 Tarihli kararı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun m.90 hükmünün birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu haliyle de artık zarar miktarının hesabı noktasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda yer alan düzenlemelerin esas alınma olanağı kalmamıştır.
Nitekim bu yönde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/1843 Esas, 2020/1278 Karar sayılı ve 04/12/2020 Tarihli ilamında “…2918 Sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekir…” denilmektedir.
Genel şartların uygulanma olanağı bulunmadığından burada zarar miktarının tespiti noktasında genel şartlardan önce mevcut olan uygulamanın esas alınması gerekecektir. Buna ilişkin olarak benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7769 Esas, 2016/11925 Karar sayılı ve 26/12/2016 Tarihli ilamında “…Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekir…” denilmektedir.
Dolayısıyla eldeki uyuşmazlıkta da bu yönde değerlendirme yapmak gerekecektir.
SBGM’inden dava konusu kazadan önce dava konusu aracın karışmış olduğu kaza/kazalara ilişkin bilgi ve belgeler aracın rayiç bedeli için önem kazandığı için dosyaya kazandırılmış, ardından dosya makine mühendisi bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilen dosyada, bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; bilirkişi hazırlamış olduğu 22/09/2021 tarihli raporunda özetle; …Plakalı 2016 Model OPEL Marka MOKKA 1.6 DİZEL 136 AT FWD COSMO Tipindeki aracın 24.10.2020 tarihinde karıştığı kazadan dolayı kaza sonrası araçta meydana gelen değer kaybı: 12.000,000 TL olduğunu, söz konusu hesaplamalar kaza tarihi ile geçerli olan rakamlar göz önüne alınarak yapıldığını mahkememize bildirmiştir.
Makine mühendisinden her ne kadar faiz indirimi yapılması için ek rapor alınmışsa da; değer kaybına ilişkin zarar haksız fiilin meydana geldiği tarih itibariyle doğmakta ve davalının yapmış olduğu ödeme yapması gereken ödemenin eksik ödenmiş halidir. Bu durumda zaten yapması gereken ödemeyi eksik ödeyen davalının yapmış olduğu faiz işletilmemesi gerekmektedir. (Emsal kararlar için bknz. Gaziantep BAM 17’nci Hukuk Dairesi’nin 2019/1002 Esas, 2021/30 Karar sayılı ilamı)
Bu nedenle haksız fiil neticesinde meydana gelen 12.000,00 TL’lik ödemeden sadece davalının yapmış olduğu ödeme düşülmüş, ödemeye ilişkin faiz işletilmesine dair ek rapor hükme esas alınmamıştır.
Bunun sonucunda davalının ödemesi gereken miktar;
12.000,00 – 1.221,00 = 10.779,00 TL’dir.
Bu haliyle de eldeki dosyada araçtaki değer kaybına dair bakiye zararın 10.779,00 TLolduğuna kanaat getirilmiştir.
Temerrüt, faiz ve değer arttırımı hakkında yapılan tespitler;
Davacı vekili davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiştir.
Islah dilekçesi davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacının iş bu davayı açmadan önce davalı … şirketlerine yaptığı başvuru tarihi 28/01/2021 tarihidir. Bu noktada 2918 sayılı KTK m.99/1 hükmünde “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” denilmektedir. Bu haliyle davalının temerrüde düşme tarihi 09/02/2021 tarihidir.
Tüm dosya kapsamı denetime elverişli alınan bilirkişi raporları, taraf beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; 10.779,00 TL değer kaybı tazminatının sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 09/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri olan 10.779,00 TL üzerinden alınması gereken 736,31 TL ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ile 183,00 TL ıslah harcının toplamı olan 242,30 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 494,01 TL bakiye harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 183,00 TL ıslah harcı ve 1.050,70 TL yargılama giderinin toplamı olan 1.352,30 TL yargılama gideri ve harçlar toplamının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
7-Dava açılmadan önce başvurulan arabuluculuk dava şartı nedeniyle hazineden karşılanmış olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 02/06/2018 Tarihli ve 30439 Sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği m.26/4 hükmü uyarınca davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan taraflara okunmak suretiyle tefhim edildi. 02/02/2022