Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/158 E. 2021/711 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : … Esas
KARAR NO : …

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – [… ] UETS
Av. … –
Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizce verilen… Esas,… Karar sayılı ve… Tarihli karar Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve … Tarihli ilamıyla “…1-Davacı vekilince bakıcı gideri taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istiraf itirazında bulunulmuştur.
Dava dilekçesinin incelenmesinde küçük …’un … tarihinde trafik kazası neticesinde yaralanmasından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı tutalarak 4.500-TL maluliyet (kalıcı sakatlığından) ve 500-TL bakıcı giderlerinden kaynaklı olmak üzere toplam 5.000-TL maddi tazminat istemli olarak dava açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre, davacı tarafın, davaya konu ettiği her bir talebin hüküm altına alınması hakim için bir zorunluluktur. (Yargıtay 17.H.D. 2014/9227 E. 2016/8118 K.)
Davacı tarafça, dava dilekçesinde bakıcı gideri tazminatı talep edilmesine rağmen mahkemece bu hususta olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmaması ve dava dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı talebi bulunmamasına rağmen gerekçeli karar içeriğinde tazminat talebinin değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilince, maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, yeniden maluliyet raporu alınması talebinin mahkemece reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu. kazadan dolayı müvekkilinin halen oturup kalkamadığı,… Futbol Klubü (Eski adıyla … … Spor) alt yapısında oynarken huzurdaki kazayla sakat kalıp futbol hayatının bittiği belirtilerek istinaf itirazında bulunmuştur.
Hükme esas alınan maluliyet raporunun incelenmesinde 30/03/2013 tarihinde 28603 sayılı R.G.de yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine göre tesis edildiği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 55. Maddesinde “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.” düzenlemesi mevcuttur. Yine T.C. Anayasa’sının 19. Maddesinde “kişilerin uğradıkları zararların tazminat hukukunun genel ilkelerine göre ödeneceği” düzenlenmektedir.
Bu halde Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararı sonrası düzenlenecek maluliyet raporlarında, 01/06/2015 tarihinden itibaren uygulanan genel şartlarla belirlenen Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerinin uygulama imkanı kalmamıştır.
Yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5558 Esas 2020/6282 Karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/405 Esas 2020/5729 Karar sayılı ilamları)
Bu halde mahkemece Anayasa Mahkemesinin İptal kararı doğrultusunda yukarıda belirlenen esaslara göre somut uyuşmazlık bakımından kaza tarihinin 27/06/2017 olması nedeni ile Yargıtay uygulamalarına göre genel şartlardan önceki düzenlemeler nazara alınarak değerlendirme yapılarak yeniden rapor aldırılması gerekmektedir.
3-Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; küçüğün ismi ile birlikte anne ve babasının isim ve adreslerinin belirtilerek davanın küçüğe velayeten açıldığının belirtilmemesi, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir…” denilerek kaldırılmıştır.
Kaldırma sonrasında dosya mahkememizin … esasına kaydedilmiş ve kaldırma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur.
(1) nolu kaldırma nedenine yönelik yapılan değerlendirmede; dava dilekçesine bakıldığı zaman davacı taraf iş bu dava kapsamında sadece kalıcı maluliyet tazminatı ve bakıcı gideri talebinde bulunmuştur. Bilirkişi raporları ile davacının bakıcı tazminatına hak kazandığına kanaat getirilmiş olmakla bakıcı gideri tazminatı talebi hüküm altına alınmış ve ayrıca davacının herhangi bir kalıcı maluliyeti bulunmadığından bu talebinin reddine karar verilmiştir.
(2) nolu kaldırma nedenine yönelik yapılan değerlendirmede; Yargılama devam ederken Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin… Esas, … Karar sayılı ve … Tarihli ilamında “…3- Yine, maluliyete ilişkin alınacak raporların poliçe tarihlerine göre;
a-)11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü,
b-)11.10.2008-31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği,
c-)01.09.2013’ten sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,
Poliçe tarihi yeni genel şartların yürürlüğe girdiği tarihten sonraki bir tarih ise;
d-01.06.2015-19/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik,
e-)20/02/2019 tarihinden itibaren ise,18 yaşını doldurmuş bireyler yönünden Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir…” denilmiş olup iş bu dosya kapsamında verilen kaldırma kararında fiilen dönülmüş bulunmaktadır. Nitekim dosyada alınmış olan maluliyet raporu da Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmıştır. Bunun yanından yeniden alınan raporda da önceki görüşler aynen tekrar edilmiştir.
Bu haliyle mahkememizce daha önce verilen karardaki maluliyete ilişkin tespitlerin yerinde olduğuna kanaat getirilmiştir.
(3) nolu eleştiri nedenine yönelik yapılan değerlendirmede; yargılama esnasında kazazede çocuk ergin olduğundan çocuk tarafından düzenlenen vekaletname dosya arasında alınmıştır. Bu nedenle de gerekçeli kararda davacı olarak sadece kazazedenin adına yer verilmiştir.
Ayrıca davacı vekili her ne kadar kazazedenin futbolcu olduğundan bahisle maluliyet raporuna itiraz etmişse de dosyada davacının futbolcu olduğuna dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Sadece davacı tarafından ibraz edilmiş olan belgede davacının futbol eğitimi aldığında dair bir belirtme bulunmakta olup bu belge tek başına davacının futbolcu olarak kabulüne yeterli bulunmamaktadır. Bu nedenle de davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL ve KISMEN REDDİ ile; 953,10 TL bakıcı giderinin dava tarihi olan 14/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalıcı maluliyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri olan 953,10 TL üzerinden alınması gereken 65,11 TL ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç ile 1,55 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 32,16 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç ve 1,55 TL ıslah harcının toplamı olan 64,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen 2.619,40 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan yargılama giderinin davanın kabul (%17,48) ve ret (%82,52) oranlarına göre 457,87 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 953,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT m.13/3 hükmü de nazara alınarak hesaplanan 953,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan taraflara okunmak suretiyle tefhim edildi. 28/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸