Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/648 E. 2021/457 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
2 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …. …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – …
3- … – …
VEKİLLERİ : Av. … – […] UETS
Av. … – […] UETS
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … – […] UETS
DAVALI : 2- … – …
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2019
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ortadan Kaldırma Kararından Önceki Yargılama;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile Tasfiye olunan … Elt. Bilgi İşlem Mer. Tic. Ltd. Şti. Arasında kira akdinden dolayı müvekkillerinin tasfiye edilen şirketten alacaklı olduğunu, ancak davalı şirket müdürü ve tasfiye memurlarının açılmış olan dava ve icra takiplerine rağmen terkin işlemlerine devam ettiğini ve alacaklı oldukları şirketleri tasfiye ettiklerini, Davalı şirket müdürünün kötü niyetli olduğunu,müvekkillerinin alacağının tahsil edemediğini, mağdur olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; Davanın kabulü ile Davalı şirket müdürü …’ın sorumluluğuna ve talep etmiş oldukları 20.675,58 TL’nin davalılardan işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ile müvekkillerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Dava Nevi İtibari İle Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat İstemine İlişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 2/1. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde ise kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı icra ve iflas kanununa göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda davanın kiralama sözleşmesinden kaynaklandığını ve uyuşmazlığın çözümünde kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı anlaşıldığından mevcut davanın sulh hukuk mahkemesine görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihedine gidilmiştir. Aynı şekilde Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/7340 Esas 2016/10400 Karar sayılı yargı yeri belirleme kararı da mevcut mahkememizin kararını tevsik eder niteliktedir. Mahkememizce görevsizlik kararı verilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Ortadan Kaldırma Kararından Sonraki Yargılama;
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Esas ve … Karar sayılı ilamı doğrultusunda mahkememizce verilen karar kaldırılarak dosya yeniden mahkememize gönderilmiş, ortadan kaldırma kararı ile birlikte yeni duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş, ortadan kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama neticesinde;
Dava Tasfiye memurunun sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davalının dava dışı …Elt Bilgi İşlem Merkezi Tic. Ltd. Şti.’nin tasfiye memuru olduğu, davalının tasfiye memuru olarak atandığı bu şirketin tasfiye işlemlerinin devam ettiği ve tasfiyesini tamamlamadığı, davalının tasfiye memuru olduğu şirket hakkında davacının dava açarak ve icra takibi yaparak alacağını elde etmeye çalıştığı, ve davalı tasfiye memuru …’ın davacının bu alacaklarını yok sayarak tasfiyenin tamamlandığı gerekçesi ile davalı tasfiye memurunun sorumlu olduğunu ileri sürerek iş bu davayı açmıştır.
Bilindiği üzere dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK ‘ın limited şirketlere ilişkin 644. maddesi yollamasıyla tasfiye memurlarının sorumluluğuna ilişkin olarak uygulanması gereken TTK 553. maddesi gereğince tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde alacaklılara verdikleri zararlardan sorumludurlar.
Madde hükmünden de anlaşılcağı üzere tasfiye memurlarının sorumluluğu bir çeşit kusur sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Tasfiye memurunun sorumlu tutulabilmesi için kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmaları ve bu yerine getirmeme olgusunun da kusurlarıyla oluşması gerekir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulmaları için görevlerini kusuruyla ihlal etmeleri yeterli olmayıp aynı zamanda bu kusurlu eylem nedeniyle bir zararın doğmuş bulunması da gerekir. Kusurlu eyleme rağmen zarar doğmamış ise tazminattan söz edilemez.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya baktığımızda davacının davalının tasfiye memuru olduğu şirketten olan alacağını icra takibine koyduğu ve dava açtığı, anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının borçlu şirketten olan alacağını icra yolu ile tahsil etmesi mümkün bulunmaktadır. Diğer yandan davacının alacağının ödenmemiş olmasına rağmen davalı tasfiye memurunca tasfiye işlemleri tamamlanmış gibi tasfiyenin de kapatılmadığı ve tasfiye işlemlerine devam edildiği anlaşılmaktadır. …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … karar sayılı ilamı ile davalı şirketin ihyasına karar verilmiş, Davacının zararı ancak tasfiye işlemlerinin tamamlanmasından ve borçlu şirketin bu nedenle sicilden terkini halinde doğacaktır. Bu nedenle dava tarihinde ve halen doğmuş bir zarardan söz edilemez.
Hal böyle olunca davacının doğmuş bur zararaının bulunmadığı, mevcut alacağını tasfiye tamamlana kadar işleyecek faiziyle borçlu şirketten cebri icra yolu ile tahsil etme imkanı bulunduğu, alacağın geç ödenmesinde belirlenen durumlar karşısında davalı tasfiye memurunun kusurlu sayılamayacağı sonucuna varılarak aksine davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (Bakınız: Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas … Karar)
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 353,09 TL harcın mahsubu Bakiye 293,79‬ TL harcın talep halinde davacıya tarafa iadesine,
3-Davacının yaptığı tüm masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yaptığı bir masraf bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸ ¸