Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/607 E. 2021/878 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
2 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :…..
KARAR NO :…..

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile; davacı şirket alacağının tahsili amacıyla ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalı yapılan takibe itiraz ettiğini, bu itirazın tamamen zaman kazanma amacına yönelik olduğunu, Davalılara ….. …… Noterliliğinin….. tarihli…..yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini ancak borçlu ihtamameye bir itirazda bulunmadığını, takip tarihine kadar herhangi bir ödemede yapmadığını, bu nedenle davalı şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin kaydına dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine, Davalı şirket haksız ve dayanıksız itirazının iptaline takibin devamına icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin Davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER:
1-Taraflarca usulüne uygun olarak ileri sürülen iddia ve savunmalar,
2-İcra dosyası,
3-Ticari defterler,
4-İlgili kamu kurumlarından celp edilen cevabi yazılar,
5-İlgili yasal mevzuat ve yargısal içtihatlar,
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER, TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali (faturadan kaynaklı alacak) davasıdır.
BA-BS Kayıtları yönünden yapılan değerlendirme;
Benzer uyuşmazlıklara ilişkin olarak;
İstanbul BAM 44’üncü Hukuk Dairesi’nin 2020/536 Esas, 2021/1126 Karar sayılı ilamı;
“Davalının faturaları kabul ederek BA formu ile vergi dairesine bildirdiği, bu nedenle davalının mal veya hizmet almadığı yönündeki savunmasının hakkın açıkça kötüye kullanılması ve dürüstlük kuralına aykırı olacağından bu savunmasının yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içeriğindeki tespitler de gözetilerek ilk derece mahkemesince kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenleri de karşılanmış olmakla; ilk derece mahkemesince verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.”
Y19HD 2013/17556 E. 2014/14166 K. sayılı ilamı;
“…Davaya konu faturalara dair (BA) formlarının celbi hususunun, bizzat bilirkişi tarafından dile getirildiği görülmekle, iddianın genişletilmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği. Bu durumun HMK. 221 maddesinde açıklanan “taraflarca ileri sürülen bir hususun ispatı için, getirtilmesi zorunlu olan üçüncü kişi elindeki belge” mahiyetinde görülmesi gerektiği, kaldı ki, davacının gerek dava dilekçesinde ve gerekse delil listesinde açıkça “ticari defter ve kayıtlara” dayandığı görülmekle, adı geçen (BA) formunun da “dayanak belge” kapsamında mütalaa edilmesi gerektiği..”
Y19HD 2016/2756 E 2016/12461 K sayılı ilamı,
“Her ne kadar dosyaya sevk irsaliyesi ve teslim belgesi gibi iddiayı kanıtlamaya elverişli deliller sunulamamış ise de davalı tarafından Vergi Dairesine bildirilen BA/BS formlarında dava konusu faturaların yer aldığı görülmüştür. Dava açıldıktan sonra düzenlenen belgelerde BA/BS formlarının aksi yönde bilgiler olup dava konusu faturaların sonraki belgelerde yer almadığı görülmüş ise de dava açıldıktan sonra yapılan düzeltmelerin bu davanın sonucunu etkilememesi gerektiğinin kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece davalı tarafından Vergi Dairesine bildirilen BA/BS formlarındaki kayıtlar üzerinde durulup mal tesliminin bu belgeler değerlendirildikten sonra kanıtlanıp kanıtlanamadığı hususu diğer delillerle birlikte tartışılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sözü edilen deliller üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
Gaziantep BAM 11HD 2019/627 E, 2021/91 K sayılı ilamı,
“Belirtildiği üzere ba, bs formlarının ticari defter ve dayanak belge kapsamına girdiği, tarafların ticari defter ve belgelere dayandığı, ancak takibe dayalı faturalara ilişkin tarafların ba, bs formlarının getirtilmediği, bu formların getirtilmesi gerektiği, ba formunda faturaların gösterilmesi halinde bu faturalardaki malların teslim alındığına ilişkin karine olduğu, bu karinenin aksinin iddia edenin ispatlaması gerektiği, davalı taraf önceden ödeme yapıldığını ve malların teslim edilmediğini iddia etmiş olup, bu iddiasını da ispat etmesi gerektiği, tarafların ba,bs kayıtları getirtilerek, sonucuna göre tarafların dayandıkları deliller toplanılarak ve gerektiğinde malların teslimine ilişkin fatura ve sevk irsaliyesindeki teslim alan kişilere ilişkin davalı yetkilisinin isticvabı sağlanarak oluşacak sonuca göre konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken” denilmiştir.
Mahkememizce tarafların Gaziantep Vergi Dairesi’nden BA-BS kayıtları getirtilmiştir. Tarafların BA-BS formlarının incelenmesi neticesinde dava konusu ticari ilişki davacının BS kayıtların 56.000,00 TL bedelli olarak; davalının BA kayıtlarında 56.000,00 TL bedelli olarak bildirildiği görülmüştür.
Tarafların uyumlu BA/BS kayıtları dikkate alındığında davalının ticari ilişkiyi reddetmiş olması dikkate alınmamıştır.
Ticari defterlerin incelenmesi neticesinde yapılan değerlendirme;
HMK 222/3 maddesi “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK 222/3 değişikliği ile ilgili TBBM Komisyon gerekçesi “Madde 24- Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Davalıya ticari defterlerinin ibrazı için ihtaratlı davetiye çıkartılmış fakat mahkememize ibraz etmediği görülmüştür.
HMK 222/3 değişikliğiyle kanunun gerekçesinde de açıklandığı üzere davacı artık davasını münhasıran ticari defterleri ile ispatlayabilecektir. HMK’da ticari defterlerin ayrı bir delil olarak düzenlenmiş olması, TTK’da tacir olmanın hüküm ve sonuçlarında ticari defter tutma zorunluluğunun getirilmiş olması dikkate alındığında da ticari hayatın ilerleyebilmesi ve ticari uyuşmazlıkların hızlı ve doğru şekilde çözümlenebilmesi için hükmün bu şekilde değerlendirilmesinin hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Dosyanın davacı ticari defterlerinin incelenmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi hazırlamış olduğu raporda özetle; Davacının dava dosyasına 2019 ve 2020 yıllarına ait yevmiye, envanter ve kebir defterlerini yerinde ibraz ettiğini, davacının dava dosyasına yerinde ibraz ettiği bu yasal defterlerinden 2019 yılına ait yevmiye, envanter, kebir ve 2020 yılı envanter defterlerini basılı defter olarak, 2020 yılına ait yevmiye ve kebir defterlerini e-defter olarak tuttuğunu, basılı olarak tuttuğu yasal defterlerinin noter açılış ve noter kapanış tasdiklerini zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırdığı gibi e-defter olarak tuttuğu yasal defterlerinin açılış noter ve kapanış noter tasdiklerinin yerine geçecek olan e-defter beratlarını da sistemden zamanında ve usulüne uygun olarak aldığını, Bunun yanında, davacı tarafın incelenen 2019 ve 2020 yılları yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre, davacının davalıya dava dosyasına konu icra takibine dayanak olan 21.10.2019 tarih ….. seri numaralı faturayla 66.080,00 TL tutarında satış yaptığını, yaptığı bu satış karşılığında davalıdan herhangi bir tahsilat yapmadığı, böylece davacının incelenen bu 2019 ve 2020 yılları ticari münasebet kayıtlarına göre, davacının davalıdan dava dosyasına konu icra takibine dayanak olan anılan fatura nedeniyle 66.080,00 TL alacağı olduğu kaydının olduğunu, diğer yandan davalının dava dosyasına herhangi bir yasal defterini ibraz etmediği gibi yasal defterlerinin bulunduğu yeri de bildirmediğini, bu nedenle davalının yasal defterleri üzerinde herhangi bir inceleme ve tespit yapılamadığını mahkememize bildirilmiştir.
Bunun neticesinde de davacının davalıdan 66.080,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
İşlemiş faiz açısından yapılan değerlendirme;
Davacı tarafından icra takibi başlatılırken 309,58 TL işlemiş faiz talep edilmişse de; davalının temerrüde düşürülmesine dair ihtarname incelendiğinde ihtarnamenin 03/01/2020 tarihinde notere verildiği ve ihtarnamede davalıya 3 günlük süre verildiği görülmüştür. Fakat davalının temerrüdünün 03/01/2020 tarihinden itibaren başlatıldığı tespit edilmiştir. Dosyaya sunulan evraklarda ihtarnamenin ne zaman tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatasının da sunulmadığı görülmüştür. Taraflarca getirme ilkesi de gözetilerek ihtanamenin tebliğine dair evrakı davacı tarafından sunulması gerekirken sunulmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalının temerrüde düşürüldüğü iddiasının kabul edilemeyeceğine kanaat edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı denetime elverişli şekilde aldırılmış bilirkişi raporu, taraf beyanları hep birlikte incelendiğinde davasının kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen KABULÜ Kısmen REDDİ ile; ….. İcra Dairesinin …../….. esas sayılı icra takibi dosyasında davalının asıl alacak konusunda yapmış olduğu itirazının İPTALİNE, işlemiş faize ilişkin olarak itirazın iptali talebinin REDDİNE,
2-Asıl alacak miktarı olan 66.080,00 TL üzerine %20 nispetinde hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca davanın kabul edilen değeri olan 66.080,00 TL üzerinden alınması gereken 4.513,92 TL ilam harcıdan davacı davacı tarafından yatırılan 801,82 peşin hacın mahsubu ile bakiye 3.712,10 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 801,82 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen 735,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan yargılama gideri ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 789,40 TL yargılama giderinin avanın kabul(%99,53) ve ret(%0,47) oranlarına göre 785,69 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 9.390,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
9-Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereğince, Gaziantep Arabuluculuk Bürosu tarafından suçüstü ödeneğinden Arabulucuya ödenmesine karar verilen 1.320.00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/12/2021