Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/311 E. 2022/40 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
2 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ….
KARAR NO :….

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : ….
….
DAVALI : ….
VEKİLİ : ….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/07/2013
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay öncesi yargılama;
Gaziantep….Asliye Hukuk Mahkemesinin….esas ve …. sayılı kararı ile Dava dilekçesinin 6102 sayılı T.T.K’nun 4. ve 5. maddeleri gereğince görev yönünden reddine ve görevsizliğine, karar verilerek mahkememize tevzi edildiği, mahkememizin …. esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/09/2012 tarihinde….plakalı araç içinde yolcu olarak bulunan davacıların murisi …. …. aracın kaza yapması sonucu yaşamını yitirdiğini, aracın davalı şirket tarafından sigortalı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere harca esas olarak şimdilik 1.000 TL’ destekten yoksun kalma tazminatının davalı şirketten tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; sigortalılarının kusuru oranında ve poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatı talep etmeye hakkı olup olmadığının, var ise miktarının tespiti için kusur bilirkişisi, aktüer bilirkişi ve adli tıp bilirkişisine inceleme yaptırılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce, dosyaya ibraz edilen trafik sigorta poliçesi incelenmiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
818 Sayılı Borçlar Yasası’nın 41/1. Maddesinde “Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye büyük bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur” hükmüne yer verilmiş olup, taraflar arasında davanın sigorta poliçesi yahut ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, bu haliyle uyuşmazlığın, haksız fiile dayalı alacak davası olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar dava zorunlu mali mesuliyet sigortası (ZMMS) kapsamında açılmış ise de, davacının söz konusu poliçede taraf olmadığı, davacının poliçenin tarafı olmayan 3.şahıs konumunda olduğu, dolayısı ile davanın tarafları arasında ticari bir ilişkinin ve sözleşmenin bulunmadığı, iş bu davanın ticari dava niteliğinde olmadığı, haksız fiile dayalı alacak davasının genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sonuçlandırılması gerektiğinden tüm dosya kapsamından mahkememizin görevli olmadığı ve Yeni Ticaret Kanunu ile Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi olarak kabul edildiğinden, mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
Yargıtay incelemesinde;
Somut olayda, davacı vekili, müvekkilinin murisi …. …. davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanan araçta yolcu iken geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitirdiğini belirterek, bir miktar tazminatın sigorta şirketinden tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın TTK.nun 1483 vd. maddelerinden kaynaklanmasına ve aynı yasanın 4. Maddesine göre TTK.’nundan kaynaklanan uyuşmazlıkların ticari dava sayılacağının açıkça belirtilmesine göre, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 20/11/2019 tarih …. esas ve …. karar sayılı ilamı sonrası yapılan yargılamada ;
Yeni duruşma günü taraflara tebliğ edilmiştir.
Bozma kararı sonra yapılan davanın geri alınmasına ilişkin yapılan tespitler;
Geri alma dilekçesinin mahkemeye verildiği tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK/6100 sayılı Kanun) 123. maddesi ;
“(1) Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir.” şeklinde düzenleme içermekte olup daha sonra 22.07.2020 kabul tarihli 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 10. maddesi ile düzenlemeye “Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” şeklinde ek cümle getirilmiştir.
Görüldüğü üzere davacı HMK’nın 123. maddesine göre davalının açık rızası olmaksızın davasını geri alamaz.
Üstü örtülü (zımni) rıza, davanın geri alınması için yeterli değildir. Davacı geri alma iradesini mahkemeye bildirir ve davalı da buna açıkça rıza gösterirse dava geri alınmış olur. Davalı geri almaya rıza göstermezse davaya devam edilmelidir (Pekcanıtez, H./ Özekes, M./Akkan, M./Korkmaz, H. T.: Medenî Usûl Hukuku, C. II, İstanbul 2017, s. 1189-1190).
Dava, davalının yokluğunda devam ediyorsa, davacının davasını geri almasına mümkün değildir; çünkü davalının buna açıkça muvafakat ettiğini (mahkemeye) bildirmesine imkân yoktur (Kuru, B. : Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. II, İstanbul 2001, s.1685).
Davayı geri alma talebinin ve buna muvafakatın mahkemeye karşı (dilekçe ile veya duruşmada tutanağa yazdırmak suretiyle) yapılması gerekir. Davalı davacının davayı geri almasına açık bir şekilde muvafakat ederse, mahkeme davanın esası hakkında bir karar vermez (Kuru, B. : Hukuk Muhakemeleri Usulü s.1686). Davanın geri alınması durumunda mahkemece “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilir.
Davayı geri alan davacı, bununla davasını terk etmiş olmaktadır. Bu nedenle, mahkemenin (o zamana kadar edindiği kanaat gereğince, tarafların haklılık durumuna göre) haksız gördüğü tarafı, yargılama giderlerine (ve bu arada vekâlet ücretine) mahkûm etmesi gerekir (m. 425). Dava, hüküm verildikten sonra da (hüküm kesinleşinceye kadar, temyiz veya karar düzeltme aşamasında da) geri alınabilir. Bu hâlde, verilmiş (ve fakat henüz kesinleşmemiş) olan hüküm geçersiz (hükümsüz) olur (Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C I, s. 478).
Öte yandan, davanın geri alınması hâlinde kişi görülmekte olan davasını şimdilik takipten vazgeçerek yani geri alarak ilerde ne zaman isterse yeniden açabilme imkânına sahip olmaktadır.
Davanın geri alınması durumunda, dava hiç açılmamış sayılır, mahkemece geri alma anına kadar yapılan yargılamadaki oluşan kanaate göre haksız olduğu düşünülen tarafa vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderleri yüklenir.
Davanın geri alınması için “davayı takipten sarfınazar etmek”, “davayı takipten vazgeçmek”, “davanın atiye bırakılması” gibi adlarda kullanılmakta ise de, davayı takipten vazgeçmek, davadan feragat ve davayı takipsiz bırakmak ile karıştırıldığından buna “davayı geri alma” denilmesi daha doğru olur (Yılmaz,E.:Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Değiştirilmiş 2. Baskı, Ankara 2013, s.830-831).
Normların somut uyuşmazlığa uygulanması;
Davacı vekili vermiş olduğu dilekçe ile davada HMK 125 uyarınca taraf değişikliği talebi ile husumeti …. …. yöneltilmesi talebinde bulunmuşsa da; dava konusunun devri gerçekleşmediğinden ve davalı …. Sigorta A.Ş.’nin tüzel kişiliği devam ettiğinden bu husustaki talebi reddedilmiştir.
Yargılama devam ederken davalı …. Sigorta A.Ş vekilinin davanın geri alınması talebine muvafakat etmiş olduğunu bildirir dilekçesini 03/12/202 tarihinde ibraz etmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında vazgeçme talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları birlikte değerlendirildiğinde HMK 123/1 uyarınca davacının davasının açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasını geri almasını davalının açık rıza ile kabul etmesi nedeniyle DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcının davacı tarafından yatırılan 21,15 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 59,55 TL bakiye harcın davacılardan
3-Davacılar tarafından yargılama nedeniyle sarf edilen yargılama giderlerinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yargılama nedeniyle herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Karar kesinleştiğinde artan avansın 6100 sayılı HMK m.333 hükmü uyarınca resen yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı ….vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu AÇIK olmak üzere karar verildi, verilen karar hazır bulunan taraflara okunmak suretiyle tefhim edildi.05/01/2022