Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/728 E. 2020/481 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …..
KARAR NO : …..

HAKİM :… …
KATİP : ….. …
DAVACI :… – … …
VEKİLİ : Av. … – …..
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …..
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan)
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, yetki itirazın haksız olduğunu, satım sözleşmesinin para alacaklısı olduklarını, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri kuralında icra dairesinin yetkili olduğunu, dava konusu malın davalı tarafından alındığının ticari defter ve bs ve ba formlarıyla sabit olduğunu, işlemiş faize yönelik itirazın kaldırılması taleplerinin bulunmadığını, alacağın likit olduğunu tüm bu nedenlerle haksız itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı mahkumiyeti kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: takibin davalı yerleşim yeri icra müdürlüğünden yapılması gerektiğini, yetkisiz icra müdürlüğünde takibin yapıldığını, davacı ile süregelen ticari ilişkilerinin bulunduğunu, ilk sipariş verilirken 17.200,00 TL avans ödemesi yapıldığını, yine 215.000,00 TL bedelli ileri tarihli avans çeki verildiğini tüm bunların davacı şirket yetkilisi ….. ın imzası ile verildiğini, dilekçe ekinde bulunan 28/07/2017 ve 29/07/2017 tarihli davacı şirket kaşe ve imzası bulunan tahsilat makbuzları karşılığında 19 adet çek verildiğini, bu çeklerin bir kısmının tahsil edildiğini, hatta fazla ödeme nedeniyle alacaklı olduklarını, bu çeklerin cari hesap nedeniyle verildiği ve başkaca bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını, şirket muhasebecisiyle yapılmış vatsap yazışmalarını mahkemenin dikkatine sunulduğunu, bankalara kimler tarafından ibraz edildiği ödenip ödenmediğinin sorulmasını talep ettiklerini, ba ve bs formlarıyla da bu hususun sabit olacağını tüm bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
CEVABA CEVAP: yetkiye itiraz konusu tekrar edilmiş, bahsi geçen 17.200,00 TL nin 215.000,00 TL lik malın yüzde 8 oranında KDV miktarı olduğunu, önceden avans çeki verilerek mal alınmasının söz konusu olmadığını, davalının mal satın alındığını kabul ettiğini, davalının mal karşılığı verdiği çeklerin mal bedelinden düşüldüğünü, diğer çeklerin ise davalı şirket yetkilisinin müvekkil şirketin ortağı ve yetkilisi ….. dan zaman zaman aldığı nakit borç para karşılığı verilmiş olan çekler olduğunu, davalının bu çeklerin müvekkil şirkete olan borca karşılık verildiğini yazılı delille ispatlanması gerektiğini, davacının idda ettiği 28/07/2017 ve 29/09/2017 tarihli belgelerin müvekkiline ait olmadığını, çeklerin borçların karşılığında verilmiş olsaydı davalı şirket tarafından müvekkiline ciro edilerek verilmesi gerekli olduğunu, cironun bulunmadığını, vatsat yazışmalarının delil niteliğinde bulunmadığını, davalıya verilmiş herhangi bir yazada bulunmadığından tanık dinletme talebine muvafakatlarının bulunmadığını, zira bu hususlarınyasılı delille ispatlanabilecek hususlar olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.CEVAP:
Sipariş formundaki imzaya yönelik olarak davacı şirket yetkilisi tarafından harhangi bir imzaya itiraz söz konusu olmadığını, avans olarak 232.200,00 TL lik bir ödeme yapıldığının sabit olduğunu, çeklerin davalı şirket yetkilisinin davacı şirket yetkilisine şahsi borcundan dolayı verildiği iddiasının haksız olduğunu, tahsilat mahkbuzları ve davacı şirket muhasebecisi ile yapılmış olan mailleşmelerin bunu ortaya koyduğunu, 28/07/2017 ve 29/07/2017 tarihli tahsilat makbuzlarından anlaşılacağı üzere 535.000,00 TL lik çek ödemesi yapıldığını, bu çeklerin bankaya ibraz edilip tahsil edildiğini, cari hesap ilişkisi dışında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, 28/07/2017 ve 29/07/2017 tarihli tahsilat makbuzlarını düzenleyen davacı şirket muhasebecisinin tanık olarak dinlenilmesini ve telefonuna ait kayıtlarını celbini istediklerini, ba ve bs formlarının incelenmesi neticesinde asıl alacaklı kendilerinin olduğunu tüm bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
DAVA: Tüm dosya kapsamı nazara alındığında satım sözleşmenin para alacaklısı olduğu iddiası ile davacının yapmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde dava; satım sözleşmesi nedeniyle para borçlusunun alınan mallara karşılık para ödemesi yapıp yapmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı borçlu satım sözleşmesini inkar etmemekle birlikte ödemenin yapıldığını savunmakta, davacı alacaklı bu savunmayı reddetmektedir. İspat külfeti davalı borçlu üzerinde olup, borcu sona erdiren hukuki işlem olan borcun ödendiğini senetle ispatlamak zorundadır. Dava ticari işletmeler arasında bulunduğundan TTK hükümlerine göre ticari defterlerde kanunda belirtilen şartları sağlaması durumunda bu ispatın aracı olarak kullanılabilir. Davacı alacaklı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ancak dava konusu borcun ödendiğine ilişkin bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu artı bakiye oluşturacak şekilde ödemelerin bulunduğu görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nun 83/2. maddesinde, HMK’nun senetlerin ibrazı zorunluluğuna ilişkin hükümlerinin ticari işlerde de uygulanacağı düzenlenmiş olup 6100 sayılı HMK’nun 222. maddesinde ise ticari defterlerin ibrazı ve delil olması hususları ayrıca hüküm altına alınmıştır. Anılan maddeye göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmaları, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamaları gerekmekte olup bu şartlara uygun biçimde tutulmuş defter kayıtlarının, sahiplerinin lehine delil olarak değerlendirilmesi ise diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması şartlarına bağlı bulunmaktadır. Ticari defterlerin incelenmesinde borcun ödendiği davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından bu yönü ile ispat edilememiştir.
Davalı borçlu avans çekleri ile borcun ödendiği savunmasında bulunmuş, davacı alacaklı bu savunmayı reddetmiş, çeklerin şirket yetkilisine şahsi borçtan dolayı verildiğini beyan etmiştir. Davalı borçlu verilen çeklerin davacı şirkete olan borcu nedeniyle olduğuna dair tahsilat makbuzları adı altında belge/senet fotokopileri ortaya koymuştur. Gerçekten de bu makbuzların bulunması ve davacı şirket yetkilisinin imzasına verilmiş olması senetle ispat koşulunu yerine getirecek olmasına karşın verilen kesin süre içerisinde davalı borçlu tahsilat makbuzlarını mahkemeye sunmamıştır. Davalı borçlu her ne kadar tanık dinlenilmesi ve mail yazışmalarının incelenmesini talep etmiş olsa da bu hususlar “tahsilat makbuzu” adındaki belgelerin mahkemeye sunulması sonrasında imza itirazının bulunması sonucu araştırılacak hususlar olması nedeniyle olduğu iddia edilen senet mahkemece dikkate alınmamıştır. Verilen çeklerin avans çeki olduğu ve dava konusu borca karşılık olduğu ancak yazılı senetle senetle ispat olunacak olup, davalı savunmasını ispat edememiştir.
Yetkisiz icra müdürlüğünde takip başlatıldığı ile ilgili itirazın HMK 10. Ve TBK 89. Maddeleri gereği, satım sözleşmesinin kurulduğuna dair tereddütün bulunmaması ve para alacaklısının yerleşim yerinin icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetki sınırları içinde kalması nedeniyle bu itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu haliyle davanın kabulü gerekmiş, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM(yukarıda açıklanan gerekçelerle):
1-Davanın kabulüne, davacı tarafından yapılan ….. İcra Müdürlüğü ….. esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin asıl alacak olan 253.269,24 TL asıl alacak yönünden devamına, iş bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren hesaplanacak yıllık 9,75 ve değişen oranlarda ticari faizin hesaplanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Hükmedilen asıl alacak miktarı üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 17,300,82 TL harçtan peşin yatırılan 2.986,28 TL nin mahsubu ile bakiye kalan 14.314,54 TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafından yapılan ve karşıladığı harç dahil 4.312,56 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T ye göre 26.178,85 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Bakiye avansın karar kesinleştiğinde iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize ya da başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine; mahkememize gönderilmek üzere sunulacak dilekçe ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/06/2020