Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/38 E. 2023/30 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2023
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sahibi olduğu …. plaka sayılı traktör Gaziantep ilinin Oğuzeli ilçesinin . Mahallesinde dava dışı İ…’ ya ait çiftlik evinde iken 13/04/2021 tarihinde çalındığını, çalındığının fark edilmesi üzerine dava dışı … tarafından jandarmaya haber verildiği, bunun üzerine Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca … Soruşturma Numarası üzerinden soruşturma başlatıldığını, çalınan …. plaka sayılı traktörün 2… Poliçe numarası ile 30/10/2020 tarihinde davalı … A.Ş. Tarafından . Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, davalı sigorta şirketi kasko poliçesinde herhangi bir hırsızlık durumunda müvekkile ait traktörün rayiç değerini ödemekle yükümlü olduğunu ancak traktörün çalınması sonucunda davalı sigorta şirketine zararın karşılanması hususunda usulüne uygun başvuru yapılmış olmasına rağmen davalı sigorta şirketi tarafından müvekkile ödeme yapılmadığını ve müvekkilin zararının karşılanmadığını beyanla, oluşan zararın tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 100-TL maddi tazminatın sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davacıya ait ve davalı nezdinde Ziraat Traktör Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı ….. plakalı ziraat traktörün çalınması nedeniyle kasko poliçesi kapsamında rayiç değerin ödenmesi amacıyla davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, sigorta şirketi tarafından ödeme talebinin reddedildiği iddiasıyla sigorta sözleşmesi kapsamında tazminat istemli davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinin 1.fıkrası gereğince malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yine 2.maddenin 2.fıkrası uyarınca HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Göreve ilişkin bu genel düzenlemeler yanında bazı kanunlarda belirli kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklara veya belli bir çeşit uyuşmazlıklara bakmak üzere kurulmuş özel olarak görevli mahkemeler de belirlenmiştir. Bu anlamda uyuşmazlıkla ilgili olması bakımından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz işlerin Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği düzenlenmiştir.
Ticari davalar TTK’nın 4/1.maddesinde tanımlanmıştır. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Asıl olan bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir. Yani bir özel mahkemede bakılacağına dair özel bir kanun hükmü bulunmayan her dava genel mahkemelerde görülür. Özel mahkemeler istisnai niteliktedir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2.maddesinde, kanun’un kapsamı “bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davalı sigorta şirketine sigortalı ve kullanım amacı traktör olan ……..plakalı traktörün sahibi sigortalı davacı gerçek kişidir. Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, davacı 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici değildir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, davanın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkememizce davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması yönünde görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir. (Bkz..Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2016/12639 esas, 2017/5840 karar sayılı ve 24/05/2017 tarihli kararı ile Gaziantep BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/1968 esas 2021/2047 karar sayılı ve 23/12/2021 tarihli kararı )
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın görev yönünden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-6100 sayılı HMK nun 20. Maddesi uyarınca karar kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşirse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli ve yetkili Mahkemece gözetilmesine,
4-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin belirtilen süre içerisinde talep edilmemesi halinde HMK nın 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Gaziantep BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/01/2023