Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/384 E. 2022/858 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 29/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/09/2017 tarihinde müvekkillerinin oğlu ……’in maliki olduğu, …. sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın çarpması sonucunda müvekillerinin murisinin vefat ettiğini, ….. plakalı aracın davalı …. Sigorta tarafından ZMMS sigortası ile sigortalı olduğunu, kaza ile ilgili İslahiye CBS’nin …..soruşturma nolu dosyası açıldığını, …’ın vefatı sonucu müvekillerinin murislerinin desteğinden yoksun kaldıklarını, belirterek şimdilik 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ….. Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faiziyle tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Dava Değerinin Belirlenmesi:
Davacı vekili sunmuş olduğu 17/04/2018 tarihli dilekçesinde, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacılardan …’ın maddi zararının 45.163,27 TL, ….’in maddi zararının 50.183,41 TL olduğunun tespit edildiği, sigorta şirketinin dava tarihinden sonra 31.01.2017 tarihinde 58.275,00 TL ödemesi ve bu miktarın yasal faiziyle mahsubu neticesinde davacıların toplam zararının 34.740,68 TL olduğu, bu nedenle ….’ın maddi zararının 14.860,27 TL, ….’in maddi zararının 19.880,41 TL’ye yükseltilmesine ve taleplerinin bu şekilde ıslah edilmesine karar verilmesini, talep edilen tazminatın tümüne dava tarihinden itibaren … Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizi yürütülmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu 06/10/2022 tarihli dilekçesinde, davanın kabulüne karar verilmesini, değer artırım ve ıslah dilekçeleri göz önüne alınarak müvekkilleri …. ….. için 107.935,23-TL, … … için 137.939,91-TL olmak üzere toplam 245.874,85-TL maddi tazminata hükmedilmesine, talep edilen tazminatın tümüne kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi yürütülmesini, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DOSYANIN SAFAHATİ VE BAM KARAR İLAMI:
Mahkememizce BAM kaldırma kararı öncesi -2017/1275 Esas sayılı dosya üzerinden- yapılan yargılama esnasında; davanın reddine hükmedilmiş; 30/04/2018 Karar tarihli,….. Esas – ….. Karar sayılı Mahkememiz kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 01/10/2019 tarih, ….. Esas – …. Karar sayılı Kaldırma Kararı kapsamında “(…) Eldeki davanın 16/10/2017 tarihinde açılmış olmasına göre, KTK’nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir. Bu sürede yetersiz görülen ödemeler varsa dava açılabilir. Bu durumda maluliyet tazminatı öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından, davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşan duruma göre (davalı lehine oluşan kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerekmektedir.(…)” gerekçesiyle kaldırma kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin …… Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; 23/12/2019 tarih ….. Esas ……Karar sayılı karar ile davanın reddine dair karar verildiği, hükme karşı davacılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, dosyanın gönderildiği Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. HD’nin ….. E. ….. K. Sayılı kararı ile “(…) davacının talep edebileceği tazminat belirlenmeden önce ibraname verildiği, KTK’nın 111/2. maddesiyle getirilen anlaşma ya da uzlaşmanın iptaline ilişkin düzenlemenin, dava içinde ya da davadan önce yapılmış anlaşma şeklinde bir ayrım içermediği göz önünde bulundurularak, davacıların hak edeceği tazminat belirlenmeden önce verilen bu ibranamenin, belirli hale gelmiş bir alacağa ilişkin olmadığı ve makbuz niteliğinde olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru olmamış ve mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle kaldırma kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin işbu …… esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER:
i) Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesinde alınan bilirkişi raporları
– Kusur Bilirkişi Raporu: Trafik bilirkişi tarafından düzenlenen 22/01/2018 havale tarihli raporda arkasında römork takılı ….. plakalı sürücü belgesiz traktör sürücüsü … ….. (6/8 =% 75) oranında, yolcu ….. ……. ise (2/8=% 25) oranında kusurlu sayılmasının uygun olacağı görüş ve kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.
-Aktüer Bilirkişi Raporu: Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 09/04/2018 havale tarihli gerekçeli raporda; 09/04/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle; davacıların ve müteveffanın Suriye vatandaşı olması nedeniyle, davacıların yaşadığı ülkede geçerli asgari ücret, ücret artışları, bakiye ömür süreleri, emeklilik yaşları, rüşt yaşları, evlenme ihtimalleri, evlenme yaşları, askerlik süreleri, destek oranları ve destek süreleri hususunda herhangi bir bilgi bulunmadığından, ülkemizde kabul gören uygulamalar esas alınarak yapılan inceleme sonucu, davacıların 14.05.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nda belirtilen usul ve esaslara göre iş bu rapor tarihi olan 09.04.2018 tarihine göre; …. ….. gerçek zararının 45.163,27 TL, … ….. gerçek zararının 50.183,41 TL olmak üzere, gerçek zarar toplamının 95.346,68 TL olduğu rapor edilmiştir.
– 16/04/2018 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda: 09.09.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle; davacıların gerçek zararı 09.04.2018 tarihli rapor ile hesaplanmış olup, davacılar – tarafından 10.04.2018 tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen ibraname, feragatname ve makbuz başlıklı belgenin nihai takdiri üksek mahkemelerine üzere, davalı tarafından hangi hak sahibi için ne kadar ödeme yapıldığı belli olmamakla, davalı tarafından ödenen tazminatın tamamı güncellenerek davacıların toplam gerçek zararından mahsup edilmesi sonucu, davacıların bakiye gerçek zarar toplamının 34.740,68 TL olduğu rapor edilmiştir.
ii)Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı uyarınca alınan bilirkişi raporları
-Aktüer Bilirkişi Raporu: Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 29/11/2019 havale tarihli gerekçeli raporda; 09.09.2017 tarihinde meydana gelen olayda desteklerini kaybeden davacının talebi ile davalının sorumluluğunun, nihai takdiri yüksek mahkemelerine ait olmak üzere, TRH 2010 yaşam tablosu ile 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle progresif rant yöntemine göre, yüksek mahkemelerince, davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenmeden mahsup edilmesi gerektiğinin kabulü halinde, davacıların poliçe teminat limitine tekabül eden bakiye gerçek zararının 271.725,00 TL, yüksek mahkemelerince, davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğinin kabulü halinde, davacıların poliçe teminat limitine tekabül eden bakiye gerçek zararının 245.874,85 TL olduğu rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı TBK md. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmüne, aynı Kanun’un 85/5. maddesinde “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükmüne yer verilmiş olup; işletenin sorumluluğunun, araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğu kabul edilmiştir. Araç işletenine düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alan trafik sigortacısı (davalı ZMSS) aynı yasanın 91. maddesi gereğince sigortalı araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında zarardan sorumlu olacaktır. Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” düzenlemesine yer verilmiş olup; haksız fiil failinin sorumluluğu için kusur, önşart olarak benimsenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 53/3 maddesi gereğince; ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar ölüm halinde talep edilebilecek zararlar arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun 55. maddesinde ise destekten yoksun kalma zararlarının belirlenmesinin esasları düzenlenmiştir.
Yasa metni doğrultusunda; destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın amacı, ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi sonucu destekten yararlanan kimselerin uğradıkları zararın peşin ve toptan şekilde tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki durumlarına kavuşturulmasıdır. Şu hale göre; “destek” sayılabilmek için, yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterlidir. Destek kavramının dayanağı hukuksal bir ilişki değil eylemli bir durum olduğundan, akrabalığa ve yasanın nafaka ile miras ilişkisi hakkındaki hükümlerine dayanmaz. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06/03/1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “Destekten Yoksun Kalma Tazminatı eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” vurgulanmıştır. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/04/1982 gün, 1979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararı)
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
09/09/2017 günü saat:13.00 sıralarında dava dışı …. …. sürücüsü olduğu, arkasında römork takılı . plakalı traktörü ile iki yönlü tarla yolu üzerinden Ortaklı istikametine giderken yolun sola tehlikeli virajlı bölümünde römork üzerindeki biber çuvallarının üzerinde oturduğu yerden yere düşen yolcu (davacılar desteği) … ….. üzerinden traktöre bağlı römork tekerinin geçmesi neticesinde meydana geldiği;
Meydana gelen kazanın oluşumunda arkasında römork takılı …. plakalı sürücü belgesiz traktör sürücüsünün üzerinde yolcu taşımaya müsait olmayan biber çuvalları yüklü römorkunun üzerine hiçbir surette yolcu almaması, her halükarda römork üzerine bindirdiği yolcuların can emniyeti açısından hızını yol durumuna göre ayarlayıp kontrollü seyretmesi gerekirken aksine davranıp emniyetsizce seyri sırasında yolcu taşımaya müsait olmayan römork üzerinde yolcu olduğunu bilmesine rağmen yolun sola tehlikeli virajlı bölümü girişinde yapmış olduğu sert fren neticesinde traktörüne bağlı römork üzerinde yolcu olarak bindirdiği .. … dengesini kaybederek yol üzerine düşmesi ve akabinde römork tekerinin üzerinden geçmesine sebebiyet verdiğinden asli derecede (%75 oranında) kusurlu olduğu; yolcu … …. …. plakalı traktörün arkasında takılı yarı römork üzerine yüklenmiş biber çuvallarının üzerinde kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde yolculuk yaptığından dolayı tali derecede (%25 oranında) kusurlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Kaza tarihinde ….. plaka sayılı aracın geçerli bir ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olduğu; kazanın oluşumu ile davacılar desteğinin vefatı arasında illiyet bağının olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesinde; tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, “Bu kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebilirler.” Kanunun bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafça, eldeki dava tarihinden sonra 20/10/2017 tarihinde düzenlenen ibranamede belirtildiği üzere davacılara toplam 65.000-TL ödeme yapılmıştır.
Gaziantep BAM 17. HD’nin 24/03/2022 tarihli kaldırma karar ilamı gereği “davacının hak edeceği tazminat belirlenmeden önce verilen bu ibranamenin, henüz belirli hale gelmemiş alacağa ilişkin olduğu, yargılama aşamasında davacı vekili tarafından dosyanın bilirkişiye tevdii ile mahsup yapılmak suretiyle hesaplama yapılması gerektiği bildirildiğinden KTK’nın 111/2. maddesi gereği ibranamenin iptali iradesinin ortaya konduğu ve verilen bu ibranamenin makbuz niteliğinde olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği”ne işaret edildiğinden, bu yönde değerlendirme yapılarak karar verilmiştir. Mahkememizce verilen ilk hükmü davalı yanın istinaf konusu etmediği, bu surette asgari ücret miktarı yönünden davalı lehine usuli kazanılmış oluşmayacağı değerlendirilmiştir. Mahkememizce hükme esas alınan 04/10/2022 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda; destek tazminatı öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmış, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş fark olduğu saptandığından davacılar tarafından verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından davalı tarafından yapılan ödemelerin düşülmesi sonucunda oluşan duruma göre karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
a) Davacı ….. …. yönünden, 107.934,93-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı . …. verilmesine,
b) Davacı …. ….. yönünden, 137.939,91-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … .. verilmesine,
2-Alınması gereken 16.795,71-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40-TL ve 836,37-TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 15.927,94-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacıların yaptığı ve karşıladığı harç dahil toplam 2.476,17-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı .. ….. kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince 17.190,24-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ….. ….. verilmesine,
6-Davacı …. ….. kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince 21.690,99-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …. ….. verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Gaziantep BAM’da istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/11/2022