Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/175 E. 2022/882 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : .
KARAR NO : .

HAKİM : .
KATİP : .

DAVACILAR : .
VEKİLİ : .
DAVALI : .
VEKİLİ : .
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 06/12/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/08/2012 günü davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı ….. plaka sayılı aracın dikkatsiz ve tedbir davranarak davacıların desteği ….’ün sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması neticesinde destek …..’ün vefat etmiş olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ….için 30.000,00-TL ve davacı ……için 34.317,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Dava Değerinin Belirlenmesi: Davacı Vekili sunmuş olduğu 27/10/2022 tarihli dilekçesinde, bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı ….. yönünden dava değerini 56.271,98-TL’ye artırdığını, davacı ….. için artırımda bulunmadığını toplamda 86.271,98-TL destekten yoksun kalma tazminatının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği 12/08/2012 tarihinde trafik kazasına karıştığını belirttiği ….. Plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, davanın açılış tarihi itibariyle müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunmadığını, arabuluculuk aşamasında ve başvuru aşamasında yeterli dellillerin müvekkili şirkete ibraz edilmediğini, kaza anında müteveffanın müterafik kusuru bulunması sebebiyle indirim yapılması gerektiğini, meydana gelen kaza ile ilgili olarak Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas ve ….. Karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu tarihi itibariyle faiz başlangıç tarihi olarak belirlenmesi gerektiği, müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğunun bulunduğunu ilgili yerlerden gerekli raporlar alınması gerektiğini, davada zamanaşımı söz konusu olduğunu, belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesinin …../… Esas sayılı dosyası
UYAP üzerinden celp edilerek dosya arasına alınan dosyanın incelenmesinde; sanığın …… maktulün ….., katılanların ……ile …… olduğu olduğu, 12/08/2012 tarihinde şüphelinin sevk ve idaresinde bulunan ….. plakalı aracın maktülün kullandığı ……plakalı motosiklete maktülün kullandığı şeride girerek aracının ön sağ kısımları ile çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası neticesinde başlatılan soruşturma dosyası kapsamında açılan kamu davası olduğu, kovuşturma dosyasında alınan ATK trafik ihtisas dairesi raporu uyarınca sanık sürücü ….. …… yönetimindeki minibüs ile yola giderken dikkati vermemiş kontrolsüz bir şekilde karşı yön yol bölümüne geçip karşıdan gelmekte olan müteveffa idaresindeki motosiklete önlemsiz vaziyette çarpmış, dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı hareket etmiş olup olayda asli ve tam kusurlu olduğunun rapor edildiği; mahkemece yapılan yargılama neticesinde 21/10/2019 tarihli karar ile Sanık …..in taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçu nedeni ile suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, sanığın ve müteveffanın kusuru dikkate alınarak sanığın eylemine uyan TCK’nun 85/1 maddesi uyarınca takdiren ve teşdiden 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtay 12. CD’nin 14/09/2020 tarih …../….. E. …/…. K. Sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/674 Esas sayılı dosyası;
Fiziken celp edilerek dosya arasına alınan dosyanın incelenmesinden; Davacılarının ….. ve ……, davalısının ….. Sigorta AŞ. olduğu, davanın 12/08/2012 tarihli trafik kazasında müteveffa …..n ölümü sebebiyle açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu, dosya kapsamında trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 21/10/2013 tarihli raporda, kazanın gerçekleşmesinde …. plaka sayılı araç sürücüsü …… ….. % 100 kusurlu olduğu, davacıların murisi …..ün kusursuz olduğunun rapor edildiği, hesap bilirkişisinden alınan rapor, PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesaplamada davacı …… (Gerçek zarar 122.816,51 TL – Güncel ödenen tazminat 59.219,28 TL) 63.597,23 TL, davacı …..’ün (Gerçek zarar 19.341,98 TL – Güncel ödenen tazminat 7.405,44 TL) 11.936,54 TL ve davacı ……’ün (Gerçek zarar 35.720,51 TL – Güncel ödenen tazminat 11.369,33 TL) 24.351,18 TL destekten yoksun kalma zararının olduğunun belirtildiği; Mahkemece verilen 14/01/2021 tarihli 2020/674 Esas ve 2021/22 Karar tarihli karar ile “davanın kısmen kabulü ile, davacı ….. 50.877,78-TL, ….e 9.549,23-TL …..e 19.480,94-TL destekten yoksun kalma tazminatının 17/10/2012 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limiti ile sınırlı olarak) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” dair karar verildiği, hükmün Yargıtay 4. HD’nin 23/11/2021 tarih ../16577 E. …/…. K. Sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, hükmün 01/03/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
3- SGK Kayıtları;
12/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında …..ün vefatı sebebiyle davacılara gelir tahsis edilip edilmediği, ödeme yapıldı ise rücuya tabi kısmının bildirilmesi hususunda SGK Gaziantep İl Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, Gaziantep Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 09/03/2022 tarihli sayılı cevabında; davacılara meydana gelen trafik kazasında ……’ün vefatı sebebiyle ödeme yapılmadığı ve gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
4- Bilirkişi raporları;
i) Kusur Bilirkişi Raporu:
a)Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/…. Esas sayılı dosyası üzerinden alınan 21/10/2013 tarihli raporda, 12/08/2012 tarihinde meydana gelen tarfik kazası sebebiyle ….. plakalı araç sürücüsü …..’in meskun mahal içeresinde 11.79 promil alkollü olarak seyir ettiği, seyir istikametinde ayaklı trafik işaret levhası ile belirlenmiş rogar kapağı sağında kalan 5 metre yola rağmen tedbir ve dikkatsiz davranıp hatalı sollama yaparak karşı yola trafiğine ayrılmış yola girdiği bu sebeple asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffa sürücü ….’ün ve yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruluşun meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı rapor edilmiştir.
b)Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden alınan 11/02/2013 tarihli ATK raporunda; Sanık sürücü …. yönetimindeki minibüs ile yola gereken dikkati vermemiş kontrolsüz bir şekilde karşı yön yol bölümüne geçip karşıda gelmekte olan müteveffa idaresindeki motosiklete önlemsiz vaziyette çarpmış , dikkatsiz özensiz ve nizamlara aykırı hareket olması sebebiyle asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffa sürücü ….. …… olayın meydana gelmesinde hatalı tutum ve davranışının bulunmadığından atfı kabul kusurunun bulunmadığı rapor edilmiştir.
ii) Aktüer Bilirkişi Raporu: Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 13/09/2022 tarihli gerekçeli raporda; 12/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle teminat limiti dahilinde davacı ….. … için 18.045,07-TL davacı Sultan Güngör için 56.271,98-TL destekten yoksun kalma tazminatını hak edeceği rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava açılmadan önce başvuru şartının yerine getirilmediği iddiası yönünden:
KTK’nın 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindedir. Davacının bu kapsamda dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvurduğu, madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin bir hükmün bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin itirazlarına itibar edilememiştir. (Emsal olarak; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/2102 E., 2021/1494 K. Sayılı kararı ile Yargıtay 4. HD’nin 25/10/2021 tarih 2021/4498 E. 2021/7405 K. Sayılı kararı )
Davalının zamanaşımı def’i yönünden;
2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne; aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; kaza sonucu davacıların çocuğu olan ….. …. vefat ettiği, zarar gören davacıların ZMMS karşısında 3. Kişi olduğu, somut olayda haksız fiil söz konusu olup bu haksız fiil sonucunda zararın doğduğu sabittir. (HGK’nun 10/10/2001 tarih 2001/19-652-705 E-K, 16/04/2008 tarih 2008/4-326-325 E-K ve 05/06/2015 tarih 2014-17-2198E. 2015/1495 K. sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıldır. Davaya konu trafik kazası 12/08/2012 tarihinde meydana gelmiş, eldeki dava ise 04/03/2022 tarihinde, yani uzun ceza zamanaşımı süresi dolmadan önce açılmıştır. Bu sebeplerle, davalı vekilinin zamanaşımı definin reddi gerekmiştir.
Davanın esası yönünden:
Dava, 6098 sayılı TBK md. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmüne, aynı Kanun’un 85/5. maddesinde “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükmüne yer verilmiş olup; işletenin sorumluluğunun, araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğu kabul edilmiştir. Araç işletenine düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alan trafik sigortacısı (davalı ZMSS) aynı yasanın 91. maddesi gereğince sigortalı araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında zarardan sorumlu olacaktır. Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” düzenlemesine yer verilmiş olup; haksız fiil failinin sorumluluğu için kusur, önşart olarak benimsenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 53/3 maddesi gereğince; ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar ölüm halinde talep edilebilecek zararlar arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun 55. maddesinde ise destekten yoksun kalma zararlarının belirlenmesinin esasları düzenlenmiştir.
Yasa metni doğrultusunda; destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın amacı, ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi sonucu destekten yararlanan kimselerin uğradıkları zararın peşin ve toptan şekilde tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki durumlarına kavuşturulmasıdır. Şu hale göre; “destek” sayılabilmek için, yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterlidir. Destek kavramının dayanağı hukuksal bir ilişki değil eylemli bir durum olduğundan, akrabalığa ve yasanın nafaka ile miras ilişkisi hakkındaki hükümlerine dayanmaz. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06/03/1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “Destekten Yoksun Kalma Tazminatı eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” vurgulanmıştır. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/04/1982 gün, 1979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararı)
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 12/08/2012 tarihinde sürücüsü dava dışı ….. …. olan ….. plakalı aracın davacıların murisi …… sevk ve idaresindeki motorsiklete çarpması neticesinde trafik kazası meydana gelmiştir. Gerek Gaziantep 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …./….. Esas sayılı dosyasında gerekse Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …./……. Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarında meydana gelen trafik kazasında …..plaka sayılı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Anılan her iki Mahkeme kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği gözetilerek Mahkememizce ….. plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusurlu, müteveffanın kusursuz olduğu kabul edilmiştir.
Kaza tarihinde …. plaka sayılı aracın geçerli bir ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olduğu; davacıların müteveffanın anne ve babası olduğu, kazanın oluşumu ile davacılar desteğinin vefatı arasında illiyet bağının olduğu bu yönde gerek soruşturma dosyasında gerekse mahkememiz dosyasında bulunan delillerin aynı yönde ve sabit olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 4. HD’nin emsal içtihadı olan 21/09/2021 tarih …/…… …. K. Sayılı kararında “(…)Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.(…)” şeklinde değerlendirme yapıldığından Mahkememizce TRH 2010 tablosu esas alınarak ve Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …../…. Esas sayılı dosyasında mütevaffanın eşi ve çocukları lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatları ile bakiye poliçe teminat limiti gözetilerek aktüerya bilirkişisinden rapor aldırılmıştır. Bu doğrultuda, yukarıda belirtilen kusur durumu ve TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda davacı ……..’ün 77.439,06-TL, davacı … ….. 241.487,00-TL gerçek destek zararlarının olduğu; davacılarının murisinin kaza sonucunda künt kafa travması sonucu kafa tası lineer kemik kırığı ve genel vücut travması neticesi sağ göğüs multibil kot fraktürleri, hemoponomotoraks, travmatik SAK, beyin ödemi kontüzyon ve gelişen komplikasyonlara bağlı oluşan solunum ve dolaşım durması sonucu vefat ettiği, KTK ve Karayolları Trafik Yönetmelik hükümlerine ve aracın özelliğine göre kullanılması gereken kaskı takmaması, nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu sebeple TBK’nın 52. maddesi uyarınca davacıların belirlenen destek zararları üzerinden %20 oranında tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Yapılan bu değerlendirmeler ve bakiye poliçe teminat limiti gözetilerek yapılan garame hesabı neticesinde davacı …. … lehine 18.045,07-TL, davacı …. …. lehine 56.271,98-TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE;
a) Davacı … …. yönünden, 18.045,07-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b) Davacı …. …. yönünden, 56.271,98-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 5.076,60-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 253,83-TL harç ile 74,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 4.748,77-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 ve Arabuluculuk ücret tarifesinin 1.kısım 2.a maddesine göre hesaplanan 1.560,00-TL’nin, Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2 madde gereğince, davanın kabul edilen kısmına göre hesaplanan 1.343,83-TL’sinin davalı sigorta şirketinden, ‭‭davanın red edilen kısmına göre hesaplanan 216,17-TL’sinin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının peşin yatırdığı 253,83-TL harç ile 74,00-TL tamamlama harcı toplamı olan 327,83‬-TL harcın yargılama giderlerine dahil edilmeksizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacının yaptığı ve karşıladığı toplam 667,25‬-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 574,79-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-a) Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı verilmesine,
b) Davacı …. …. kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …. …. verilmesine,
c) Reddedilen kısım yönünden davalı ….. ….. ….. Sigorta Şirketi kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …. …… alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Gaziantep BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 09/11/2022