Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/81 E. 2023/38 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/02/2021
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 02/03/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi …..’ın , Ziraat Bankasından 2, Vakıflar Bankasından 1 adet kredi karşılığında kendisine 3 adet sertifika numaralı kredi karşılığında kendisine 3 adet sertifika numaralı 435.505,00 TL ,62.873,72 ve 30.000,00 TL teminat karşılığında hayat sigortası yapıldığını ve bunun karşılığında sigorta parası kesildiğini, murisin 05/11/2020 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin, bakiye kredi borcunun ödenmesi için başvuru yaptıklarında sigorta şirketinin murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan hastalığını gizlemiş olduğu gerekçesiyle ödeme yapmaktan imtina ettiklerini, ölümününün kalp krizinden olduğunu kabul etmemekle birlikte sigorta şirketince sigortalı tarafından beyan yükümlüğüğünü yerine getirilmeyerek kalp hastalığı olduğunu bildirilmediği için tazminatın ödenmesinin hukuken mümkün olmadığı iddiası karşısında sigorta şirketinin müteveffanın kredi çekerken sağlık taraması ya da sağlık durumuna ilişkin belge istenmesi yönünde istekte bulunulmadığını ve poliçe şartnamesi gereği sigortanın gerekli araştırma ve incelemeleri yapma yetkisinin olduğunu beyan ettiklerini, bu nedenle vefat tazminatından sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, karşı taraf sigorta şirketince, poliçenin tanzimi sırasında basiretli bir tacir gibi davranarak sigortalıya bu hususlarda gerekli soruların yöneltilip, cevaplarını alması gerektiğini, basiretli bir tacir gibi davranmayarak, sigortalıya gerekli soruları yöneltmeyen, ancak buna rağmen poliçe prim bedelinin tamamını tahsil eden sigorta şirketinin, sigortalının bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek bu durumdan lehine sonuç çıkarmasının kabul edilemeyeceğini, karşı taraf sigorta şirketince (Türkiye Hayat ve Emeklilik A.Ş.) … Bankası ve Vakıf Bankası’na kredi ödenmediği gibi poliçe kapsamında müvekkillerine de ödeme yapmadıklarını, belirtildiği üzere müteveffadan kredi çekerken sağlık taraması ya da sağlık durumuna ilişkin belge istenmesi yönünde bir istekte bulunulmadığını, bu konuda hiçbir soru sorulmadığı gibi sigortanın gerekli araştırma ve incelemeleri yapma yetkisi varken böyle bir araştırma yapmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000,00 TL müvekkilleri murisinin kalan borcunu dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, teminat miktarından kalan bakiyenin de mirasçılarına ödenmesine, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketlerinin unvanı 04.09.2020 tarihli Türk Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilanıyla değiştiğini, buna göre eski unvanı ”Ziraat Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi” ve ”Vakıf Emeklilik ve Hayat Anonim Şirketi” olan şirketlerinin yeni unvanı ”Türkiye Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi” olduğunu, bununla birlikte, davacılar tarafından her iki şirket nezdinde bulunan poliçelere yönelik taleplerin tek bir dava ile talep edildiğinden, açıklamaların her iki şirkete ve şirketin kendi değerlendirme kriterleri ve poliçe şartlarına göre yapılacağını, bununla birlikte Ziraat Hayat ve Emeklilik A.Ş. Yönünden T.C. Ziraat Bankası A.Ş ile müvekkili şirket arasında imzalanan Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamında sigorta ettirenin ilgili banka olup, sigorta sözleşmesinden doğan hak ve alacakları talep etme hakkının da sigorta sözleşmesi uyarınca T.C Ziraat Bankası A.Ş’ye ait olduğunu, yine Vakıf Emeklilik ve Hayat A.Ş. yönünden sigorta sözleşmesi gereği T. Vakıflar Bankası T.A.O.’nun dain-i mürtehin kaydının yer aldığını, sigorta tazminatını öncelikli talep yetkisinin de bu sebeple dain-i mürtehin T.Vakıflar Bankası T.A.O.’da olduğunu, rizikonun gerçekleşmesi halinde de birinci derecede hak sahibi ve lehdarın da ilgili banka şubeleri olup, sigortalı varislerinin anılan sözleşme kapsamında doğrudan sigorta tazminatına hak kazanmaları mümkün olmayıp, sigorta tazminatı talep haklarının da bulunmadığını, davacılar murisi sigortalının sigorta dönemi öncesinden gelen şeker, kalp, hipertansiyon ve hiperlipidemi hastalıklarını müvekkili şirketten gizleyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sigorta poliçesi kurulmadan evvel mevcut olan hastalıkların teminat kapsamı dışında olup, sigortalıya bu kapsamda gerekli bilgilendirme yapıldığını, davacılar murisi Hamit Kırat’ın poliçesinin kredi tutarı ve süresiyle uyumlu olarak azalan teminatlı olduğunu, sigortalının Vakıf Emeklilik Şirketinde mevcut olan poliçesi yönünden dain-i mürtehin bankaya müzekkere yazılarak davaya muvafakatinin olup olmadığı ve kredi borcunun ödenip ödenmediğinin sorulmasını, dain-i mürtehin bankanın muvafakat etmemesi halinde ise davanın öncelikle husumet eksikliği sebebiyle reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, sigortalının Ziraat Emeklilik Şirketinde mevcut olan poliçeleri yönünden ise ilk dava tarihi itibari ile dosya tekemmül etmediğinden ve dava tarihi itibari ile ret edilen bir talep bulunmadığından davanın öncelikle uyuşmazlık konusu alacak ile ilgili olarak T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ile müvekkili şirket arasında imzalanan Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi kapsamında, rizikonun gerçekleşmesi halinde, bu sigortadan bir tazminat ödenmesi durumunda birinci derecede hak sahibi ve lehtar, aynı zamanda kredi sözleşmesi ile de daini mürtehin olarak banka belirlenmiş olduğu gözetilerek öncelikle davanın husumet nedeni ile reddine, vefat ihbarından dava tarihine kadar arada geçen sürede, şirketin yasal düzenlemeleri nedeni ile değerlendirmeye esas teşkil edecek evrakların şirkete intikal ettirilmemesi, temin edilmemesi gözönüne alınarak, TTK’nun 1427 ve 1446-1147. maddeleri gereğince, sigorta şirketine atfedilebilecek bir kusur bulunmadığından, davanın esastan reddine, tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilmesi halinde, şirketlerine intikal ettirilmeyen belgelerin celbinin sağlanması için müzekkereler yazılmasına, delillerin toplanmasına ve bilirkişi incelemesi yapılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1- Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçeleri ve hasar dosyası;
Davalı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçeleri ile hasar dosyası Mahkememize sunulmuş, hasar dosyası kapsamında davacılara ya da daini mürtehin bankalara herhangi bir ödemenin yapılmadığı bildirilmiştir.
2-Ziraat Bankası kayıtları
3-Davacının meydana gelen trafik kazası sonrasına görmüş olduğu tedavilere ilişkin hastane kayıtları;
Davacılar murisine ait hastane kayıtları ve tedavi evrakları Gaziantep Deva Hastanesinden ve Gaziantep Medicalpark Hastanesinden celp edilerek dosya arasına eklenmiştir.
4- SGK Kayıtları;
Muris …’ın 05/11/2020 tarihinde vefatı sebebiyle sigortalının ilaç ve hastane kayıtları hususunda SGK Gaziantep İl Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, Gaziantep Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 26/05/2021 tarihli sayılı cevabında; 2010 yılından vefat ettiği tarihe kadar fatura edilen ve reçete ilaç kayıtları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
5- Bilirkişi Raporları
i)ATK raporu:
Muris …’ın -33506297230- hangi sebepten vefat ettiği, sigorta sözleşmesinin yapıldığı tarihte hastalığının bulunup bulunmadığı, bilinip bilinmediği, davalının cevap dilekçesinde belirttiği nedenle mi vefat ettiği belirlenmesi için rapor tanzimi için dosyanın ATK 2.İhtisas Dairesine gönderilmesine, karar verilmiş olup, 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 13/12/2021 tarihli gerekçeli raporda; Adli dosyanın tetkikinde ; kişinin 15.11.2020 tarihinde evde fenalaştığı, nefes darlığı, göğüs ağrısı şikayetleri ile bilinci kapalı şekilde yakınları tarafından acil servise getirildiği, genel durumu kötü, şuuru kapalı olduğu, ekg çekildiği, akut mıyokard enfarktüsü açısından kardiyak enzimleri istenildiği, pnömoni açısından toraks bt istenildiği, toraks bt de; akciğer ödemi bulguları tespit edildiği, tetkik aşamasında iken kısa sürede solunumu ve dolaşımı durduğu, yeniden canlandırma işlemlerine cevap alınamadığı, öldüğü dikkate alındığında; Kişinin ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerekeceği, Kişinin ölümüne neden olan kalp damar hastalığının sözleşme öncesinde tanısının konulmuş olduğu rapor edilmiştir.
iii) ATK Üst Kurul Raporu:
Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından mahkememiz iş bu dosyası için tanzim edilen 23/12/2021/6433 karar numaralı rapor ile Gaziantep 1. Tüketici Mahkemesi ….esas sayılı dosyası için tanzim edilen 19/01/2022/348 karar numaralı rapor arasındaki farklılık sebebiyle düzenlenen raporun “kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığı” değerlendirilerek Adli Tıp Kanunu 15/a maddesi gereği Adli Tıp Üst Kuruluna gönderilmesine, karar verilmiş olup, Adli Tıp Üst Kurulu tarafından düzenlenen 04/10/2022 tarihli gerekçeli raporda; … A. Ş. ile 14/4/2020 tarihinde sigorta sözleşmesi imzalayan ve 15/11/2020 tarihinde öldüğü bildirilen Hacı ve Hanım oğlu, 22/07/1971 doğumlu ….hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin 15/09/2022 tarihinde Adli Tıp Üçüncü Üst Kurulunca yeniden değerlendirilmesinde; Dava dosyasındaki tıbbi kayıtlara göre 2011 yılından itibaren Aterosklerotik Kalp Hastalığı, Esansiyel (Primer) Hipertansiyon, Diabetes Mellitus, Hiperlipidemi, Koroner Arter Hastalığı tanıları ile takip edilen kişinin 15/11/2020 tarihinde evinde fenalaştığı, nefes darlığı, göğüs ağrısı şikayetleri ile bilinci kapalı şekilde yakınları tarafından Acil Servise getirildiği, genel durumunun kötü, nunşuuru kapalı olduğu, EKG çekildiği, akut myokard enfarktüsü açısından kardiyak enzimlerinin istenildiği, pnömoni açısından toraks BT istenildiği, çekilen toraks BT incelemesinde akciğer ödemi bulguları tespit edildiği, tetkik aşamasında iken kişinin kısa sürede solunumu ve dolaşımının durduğu, yeniden canlandırma işlemlerine cevap alınamadığı ve aynı gün öldüğü dikkate alındığında; Dosya kapsamında olay tarihinde çekilen kişiye ait EKG tetkiki bulunmadığı, kişinin tetkik aşamasındayken kesin tanısı konulmadan öldüğü ve zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskobik ve mikroskobik incelemeler ile toksikolojik analizlerin de yapılmamış olduğu görülmekle beraber adli dosyada kayıtlı bilgiler ve konu ile ilgili uluslararası kılavuzlara göre de kişide enzim yüksekliği bulunması nedeniyle kişinin ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği ve kişinin ölümüne neden olan kalp damar hastalığının tanısının sözleşme öncesinde mevcut olduğu rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacılar, dava dışı bankadan kredi kullandıktan sonra vefat eden murislerinin davalı sigorta şirketi tarafından hayat sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olması nedeniyle sigorta teminatının ödenmesini talep etmektedir.
Davacılar murisinin dava dışı Ziraat Bankası ve Türkiye Finans Bankası nezdinde kredi aldığı ve bu esnada murise davalı sigorta şirketi nezdinde hayat sigorta poliçesi tanzim edilmiş olduğu ve kredinin geri ödenme zamanı gelmeden murisin hayatını kaybetmiş olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; murisin ölümüne yol açan rahatsızlığın sigorta poliçesinin tanzimi sırasında bilinip bilinmediği, murisin vefatı ile varsa önceki rahatsızlığı arasında illiyet bağı olup olmadığı, davacıların talebe haklı olmaları halinde miktarının ne olduğu hususlarına ilişkindir.
Dava dışı Ziraat Bankası ile davacılar murisi arasında 05/04/2017 tarihli 600.000-TL limitli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, bu kapsamda 07/04/2017 tarihinde 125.000-TL, 10/04/2017 tarihinde 275.000-TL, 14/04/2017 tarihinde 100.000-TL, 16/04/2018 tarihinde 100.000-TL olmak üzere tarımsal kredilerin kullandırıldığı, krediler sebebiyle düzenlenen hayat sigortası poliçelerinin düzenlendiği (…. ve …. numaralı poliçeler), poliçelerin yıllık olarak yenilendiği ve poliçelerde bankanın dain-i mürtehin kaydının yer aldığı, murisin vefat tarihinden itibaren kullandırılan kredilere ilişkin her hangi bir tahsilat işlemi yapılmadığı, mirasçı ….ın davalı sigorta şirketinden ödeme yapılmasını talep etmesi üzerine verilen 20/12/2020 tarihli cevapta Hayat Sigortası Genel Şartları C.2 ve TTK md. 1439 maddesi gereğince beyan yükümlülüğünün ihlal edilmesi sebebiyle talebin reddedildiği, kredi borcuna ilişkin 28/05/2021 tarihi itibariyle yasal takip başlatılmış olduğu görülmektedir.
Diğer taraftan dava dışı Türkiye Finans Bankası tarafından davacılar murisine 20/06/2018 tarihli 30.000-TL tutarlı kredinin kullandırıldığı, bu krediye ilişkin hayat sigortası poliçesinin düzenlendiği (71262779
numaralı poliçe), poliçede bankanın dain-i mürtehin kaydının yer aldığı görülmektedir.
Muris Hamit Kırat, 15/12/2020 tarihinde hayatını kaybetmiş olup, davacıların davalı sigorta şirketine yaptıkları başvuru üzerine, sigorta şirketi tarafından beyan yükümlülüğünün ihlal edilmesi sebebiyle sigorta teminatı istemi reddedilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 17/03/2021 tarih 2021/2027 Esas, 2021/2890 Karar sayılı ve 27/01/2020 tarih 2019/536 Esas 2020/51 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere;
Poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1435. maddesi ile sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sigorta hukukuna ilişkin genel düzenleme mahiyetinde olan bu hüküm, hayat sigortalarında da uygulanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 1435. maddesinde “Sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır” denilmek suretiyle sigorta ettirenin, sözleşmenin kurulması sırasındaki doğru beyan yükümlülüğünün kapsamı düzenlenmiştir.
Gerek TTK’nun 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
Dosya kapsamındaki tedavi evraklarında sigortalı ….’ın Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin 25/08/2011 tarihi ilaç kullanım raporundan itibaren devam eden süreçte kalp hastalığı sebebiyle ilaç kullanmakta ve tedavi görmekte olduğu, söz konusu hastalığın davalı sigortaya bildirilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, murisin ölümüne neden olan rahatsızlığının ne olduğu, sigorta poliçesinin tanzim edildiği tarihte bu rahatsızlığın bulunup bulunmadığı ve ciddi olduğunun bilinip bilinemeyeceği, ölümü ile rahatsızlığı arasında illiyet bağının olup olmadığı konusunun açıklığa kavuşturulması için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmıştır.
Anılan raporda, “kişinin 15/11/2020 tarihinde evde fenalaştığı, nefes darlığı, göğüs ağrısı şikayetleri ile bilinci kapalı şekilde yakınları tarafından acil servise getirildiği, genel durumu kötü, şuuru kapalı olduğu, ekg çekildiği, akut mıyokard enfarktüsü açısından kardiyak enzimleri istenildiği, pnömoni açısından toraks bt istenildiği, toraks bt de; akciğer ödemi bulguları tespit edildiği, tetkik aşamasında iken kısa sürede solunumu ve dolaşımı durduğu, yeniden canlandırma işlemlerine cevap alınamadığı, öldüğü dikkate alındığında kişinin ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerekeceği” kanaati bildirilmiştir.
Bu durumda davalı sigorta şirketinin, sigortalının hastalığını gizleyerek sigorta poliçesi düzenlettiği şeklindeki savunmasının yerinde olduğu, murisin ölümüne neden olan rahatsızlığın önceden var olduğu, sigorta sözleşmelerinin karşılıklı iyiniyet ve güven esasına dayalı olarak kurulan sözleşmeler olduğu gözetildiğinde güven ve iyiniyet ilkesi ile yasal düzenlemeler (TTK 1435 ve devamı) gereği, sigorta yaptıranın önemli tüm hususları poliçenin tanzimi sırasında sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu; sigortalının poliçe tanziminden önce ve sırasında ölüme sebep olan hastalığının sigortacıya bildirmeyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE
2-a)Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından, peşinen alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile 120,60-TL harcın davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Zorunlu Arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabulucu giderinin davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince (md. 13/4) 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 125,10-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davacı Recep Kırat’ın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince incelenmek üzere istinaf yolu açık olarak verilen karar açıkça okundu, ana çizgileriyle anlatıldı. 25/01/2023