Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/518 E. 2021/769 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇE TARİHİ : 24/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle: Müvekkili şirketin resen sicilden terkin edilen ….ıda Pazarlama Anonim Şirketinden Gaziantep İcra Dairesinin …. Esas sayılı (Kapanan Gaziantep 4. İcra Dairesinin … Esas) dosyasına konu alacağı temlik alan sıfatı ile alacaklı olduğunu, söz konusu şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünün 02/07/2014 tarihinde resen sicilden terkin edildiğini, müvekkili şirketin alacağına kavuşma için icra takip işlemlerinin yapılamadığını, bu nedenle söz konusu şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle: … Pazarlama Anonim Şirketinin 24/06/2014 tarihinde kapandığını, davanın 16/07/2021 tarihinde açıldığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, söz konusu şirketin vergi dairesi kaydı terk ve adresinde bulunamama nedeni ve şirket yetkilisinin bilgi ve talebi neticesinde TTK’nın Geçici 7.maddesinde belirtilen usullerine göre ihtar ve ilanların yapıldığını, bu nedenle şirket yetkilisi …n bilgi ve talebiyle kapanan şirketin ihyasına ilişkin talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen belgelerden şirketin 19661 sicil numarasında kayıtlı olduğu, 24/06/2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince resen silindiği anlaşılmıştır. Şirket adresine, yetkililerine ve kapatılma sürecindeki ilanlara ilişkin bilgi ve belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
Gaziantep İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının …… Bankası A.Ş. olduğu, borçluların …. … ve ihyası talep edilen … Anonim Şirketi olduğu, kredi ödemesine ilişkin ilamsız takip yapıldığı, takibin Gaziantep 4. İcra Dairesinin …Esas sayılı takibi üzerinden 25/10/2013 tarihinde başladığı, daha sonra yenilenerek Gaziantep İcra Müdürlüğünün….Esas sayılı takip numarasını aldığı anlaşılmıştır. Güncel halinin incelenebilmesi bakımından UYAP’tan dava dosyamız ile ilişkilendirilmiştir.
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde:Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İhyası istenilen “ …. GIDA PAZARLAMA ANONİM ŞİRKETİ”nin davalı ticaret sicil müdürlüğü tarafından dosyaya sunulan belgelerden 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesine istinaden re’sen terkin edildiği anlaşılmaktadır.
TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nın geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumet sadece ticaret sicil memurluğuna yöneltilir. Tasfiye memurları veya yöneticilerine husumet yöneltilmez, davaya dahil edilmeleri gerekmez. Eğer, şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri terkin şartlarının bulunmadığı iddiasına dayalı olarak açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur.
Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir. Yapılan yargılama sonucunda ticaret sicil memurluğu TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olarak bir şirketi terkin ettirmiş ise bu durumda, kendi hatalı eylemi ile şirket terkin edildiğinden oluşacak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur.
Şirketin TTK hükümleri uyarınca genel kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden terkin edilen şirketin ihyasına yönelik davalarda ise, husumet ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilir. Bu tip davalarda ticaret sicil memurluğu yasal hasım olup, aleyhine yargılama giderine hükmedilemez. Her halükarda TTK’nın 547/2. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilirse ek tasfiye memuru atanır.
Davalı, davanın 6102 sayılı yasanın geçici 7.maddesinin 15.fıkra hükmünde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığını ileri sürmüştür. Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın m.547’ye dayalı olarak açılan davalarda zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değilken, burada kanun koyucu tasfiye hükmü şeklinde bir düzenlemeye gitmiş ve 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 15.fıkra hükmünde, dava açılabilmesini silinmeden itibaren beş yıllık bir süreye bağlamıştır. Buradaki hak düşürücü sürenin hangi şartlarda tatbikinin gerektiği önem arz etmektedir. Sürenin usulüne uygun olarak tasfiye işlemi gerçekleştirilen şirketler ve kooperatifler bakımından uygulanması gerekmektedir. Zira kanun koyucu bu düzenlemeyi tasfiye hükmü gibi gerçekleştirmiş olup, amaçlanan sonucu doğurabilmesi için terkinin yasanın belirttiği şartların yerine getirilmesi ile yapılması gerekmektedir. Bu nedenle her ne kadar süre silinme tarihinden itibaren başlatılmış ise de; buradan usulüne uygun terkin sonucu gerçekleştirilen silinmenin anlaşılması gereklidir. Davamıza konu somut olayda yukarıda belirtilen nedenlerle terkinin usulüne uygun yapılmamış olması nedeniyle hak düşürücü sürenin işlemeyeceği değerlendirilmiştir. (Bkz. Ankara BAM 21 HD’nin 04/03/2021 T. 2020/1314 E.-2021/338 K.; Ankara BAM 21 HD’nin 2021/395-502 E.K; Gaziantep BAM 11 HD’nin 30/11/2020 T. 2020/793-1147 E.K) Aksi yöndeki bir değerlendirme Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen Hak Arama Hürriyetine ve Anayasanın 35. maddesinde düzenlenen Mülkiyet Hakkına da aykırılık oluşturabilecektir.
Şirketin ihyası hususunun yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından dava konusu şirketin 24/06/2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edildiği, TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a, 11. fıkralarına göre, şirkete ve şirket yetkililerine ihtar tebliğ edilmesi gerekirken dosyaya sunulan belgelerden terkin edilen şirkete ve şirket yetkililerine ihtarın tebliğine ilişkin belge bulunmadığı doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle terkin işleminin yapıldığı bu durumun usule aykırı olduğu anlaşılmıştır. (Gaziantep BAM 11 HD’nin 12.07.2018 tarih 2018/558 -1152 E.K sayılı ilamı)
Yine TTK’nın geçici 7.maddesinin 2.fıkrası uyarınca davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirketler bakımından re’sen tasfiyeye ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu hükmün icra takibi devam eden şirketler bakımından da uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Bu nedenle şirketin re’sen terkin tarihi itibariyle devam eden icra takibinin bulunduğu gözetildiğinde re’sen terkin şartlarının oluşmadığının kabulü gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle ek tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş ve davalı ticaret sicil müdürlüğünün TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olarak terkin işlemi yapması nedeniyle yargılama giderinden sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne, Gaziantep Ticaret Sicil Müdürlüğünün 19661sicil numarasında kayıtlı olan …Pazarlama Anonim Şirketinin Gaziantep İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, bu hususun Ticaret Sicil Müdürlüğünce re’sen tesciline
2-TTK’nın 547/2. maddesine göre ……(TC No:…..), ……(TC No:…….), ……(TC No:…..)’nın ek tasfiye memuru olarak atanmasına, Ticaret Sicil Müdürlüğünce re’sen tesciline
3-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşinen alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı toplam 114,40 TL yargılama giderinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yapılan giderin avanstan mahsubu ile bakiye kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafa içinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince incelenmek üzere istinaf yolu açık olarak verilen karar açıkça okundu ana çizgileriyle anlatıldı. 11/11/2021