Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/420 E. 2022/440 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile dava dışı … Şti. ile müvekkili şirket arasında 27/03/2015 tarihinden itibaren 1 yıl süreli sigorta poliçesi imzalandığını, 17/09/2015 tarihinde Gaziantep Büyükşehir Belediyesi … ekipleri tarafından müvekkili şirket tarafından sigortalanmış işyerinin bulunduğu sokakta yapılan kazı çalışmaları esnasında kepçe operatörünün sehven şehir şebekesi ana boru hattını patlattığını, tazyikle akan suların sigortalı işyerinin depo olarak kullandığı yerdeki emtiaların hasarlanmasına sebep olduğunu, 9.000,00 TL tutarındaki hasar tazmin bedelinin sigortalıya ödediklerini, hasara sebebiyet veren su baskınından davalının sorumlu olduğunu, yapılan ödemenin 10/03/2016 tarihinden itibaren işletilecek faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının belirtilen sokakta yapılan herhangi bir çalışması bulunmadığını, davacı tarafın sigortalısının tacir olduğunu, basiretli bir tacirin her türlü ihtimali göz önünde bulundurarak gerekli önlemleri alması gerektiğini, ayrıca zararın meydana geldiği iddia edilen sokakta benzer bir konuda davalı kuruma herhangi bir şikâyet yapılmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, işyeri sigortası kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili talebine ilişkindir. Taraf delilleri toplanmıştır.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkememiz kararı istinaf edilmekle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesine gitmiş ve Gaziantep BAM 11. Hukuk Dairesinin …./… Esas …/… Karar ve 18/05/2021 tarihli ilamı ile mahkememiz kararı ” TTK.’nun 1283. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin ancak gerçekten uğradığı zararı tazmine mecburdur. Poliçe teminatı kapsamında gerçekleşen riziko nedeniyle sigortalı mallarda meydana gelen gerçek zarar miktarı, alınacak bilirkişi raporuyla belirlenmelidir. Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerçek zarar miktarı hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmamış, sadece hasarın neden kaynaklandığı hususu değerlendirilmiş, mahkemece davalı tarafından kabul edilmeyen ekspertiz raporu doğrultusunda davacı şirket tarafından dava dışı sigortalıya yapılan ödeme miktarı esas alınarak hüküm kurulmuştur. Davalı tarafından kabul edilmeyen ekspertiz raporuna dayalı olarak eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece seçilecek uzman bilirkişiden tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek ekspertiz raporu, olay yeri tespit tutanağı, cd ve fotoğrafların da irdelendiği gerçek zarar yönünden, ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru olmamıştır. ” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Somut olayda gerçek zararı belirlemek ve hüküm kurabilmek için iki hususun tespiti gereklidir. İlk olarak hasar gören ürünlerin neler olduğu ve sayılarını tespit etmek gereklidir. İkinci olarak ta hasar gören ürünlerin birim fiyatlarının doğru olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Hasar gören ürünlerin neler olduğu ve sayılarını tespit etmek, dosya arasında bulunan fotoğraf ve video kayıtlarını inceleyerek zayi olan ürünlerin miktarını belirlemek, mali müşavir bilirkişinin bulduğu birim sayıları ile karşılaştırılarak rapor tanzim edilmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi gerekli incelemeleri yaparak raporunu sunmuştur.
Bilirkişi 10/04/2022 tarihli gerekçeli raporda özetle; Görüntülerin incelenmesi sonucunda bilirkişi raporunda; sigorta eksperi raporunda belirtildiği gibi net sayılar
vermenin mümkün olmadığı,
video dosyasında suyun 13-14 cm yüksekliğe ulaşmış olduğu, duvarlardan sızıntı şeklinde geldiği,
birçok malzemenin paletler üzerinde korunaklı durumda kaldığı, bazı paletlerin üstüne geldiğinden palete temas eden malzemenin sudan etkilenmiş olduğu,
açık alana yığma şekilde konan malzemenin sayılmaya imkân vermeyecek şekilde olduğu,
açık alana yığma şekilde konulmuş malzemelerin sayısının bilirkişilerin raporlardaki sayılardan az olduğu, listede vantilatör olarak (Teknopa-Premier-Prv 1826) ifadeleri bulunmasına karşın fotoğraflarda 10 adet Rubenis
marka, 1 adet Skytech marka vantilatör görüldüğü, adet, takım ve paket olarak sayıları belirtilen tüm malzemelerin kutu içerisinde olduğu, kutu içerisinden ne kadar
malzemenin hasar gördüğünün video ve fotoğraflardan anlaşılamayacağı rapor edilmiştir.
İkinci olarak hasar gören ürünlerin faturaları üzerinden gerekli incelemelerin yapılması ve birim fiyatların belirlenerek gerçek zararın tespiti için dosya hesap uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi gerekli incelemeleri yaparak raporunu sunmuştur.
Bilirkişi 30/01/2022 tarihli gerekçeli raporda özetle; Dosyadaki ekspertiz raporu, bilirkişi raporu, CD görüntüleri, resimler, olay yeri tespit tutanağı ve faturaların incelenmesi neticesinde gerçek zararın ekspertiz raporundaki 7.729,89 TL olduğu rapor edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporlarındaki tespitler karşısında mahkememizde; davalının yaptığı çalışmalar sonunda, davacının sigortalısının zararının oluştuğu, video ve fotoğraflardan zarar gören ürünlerin tam olarak sayılarının ve markalarının tespitinin mümkün olmadığı, ancak zarar gördüğü kabul edilen ürünlerin davacı ile sigortalısı tarafından düzenlenen tutanaklarda belirtilen ürün fiyatlarının, bu ürünlerin satın alınması sırasında düzenlenen faturalara uygun olarak fiyatlandırıldığı anlaşılmıştır.
TBK 50 maddesi uyarınca; “Zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”
Huzurdaki davada, davacının sigortalısına ait depoda yaşanan su baskınına davalı kurumun çalışmaları sırasında yaşanan su borusu patlamasının sebep olduğu yönünde kanaat oluşmuştur. Davacı da sigortalısının zararını ve davalının kusurunu bu hali ile ispat etmiştir. Ancak zararın ne kadar olduğunun belirlenmesi için mahkemelerce değişik iş dosyası üzerinden bir tespit yapılmamıştır. Bunun yerine yetersiz fotoğraflama ve video çekimi yapılmıştır. Bu kayıtlardan da zararın miktarı tam olarak ispat edilememiştir. Bu durumda TBK 50 maddesi uyarınca zararın miktarının, hakkaniyete uygun olarak, olayların olağan akışına ve zarar görenin aldığı önlemlere göre mahkememizce tayini gerekmektedir.
İzlenilen video görüntüleri ve fotoğraflardan davacının sigortalısının, ürünleri yerden yaklaşık 10-15 cm yukarıda depolamak için ahşap paletler kullandığı görülmüş, zararın artmasını önleyecek bu tedbirler mahkememizce yerinde kabul edilmiştir. Ancak özellikle ütü masası sayısının görüntülerde sayılabilenlerden daha fazla olarak eksper kayıtlarına yazıldığı ve ücretlendirildiği nazara alınarak, mali müşavir bilirkişinin belirlediği 7.729,89 TL gerçek zarardan bir miktar indirim yapılmış ve hakkaniyete göre zararın 6.500,00 TL olacağı yönünde oluşan kanaate göre hüküm kurulmuştur.
Çünkü hasarlanan ütü masasının birim fiyatının 15,04 TL olduğu mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Sigorta kayıtlarında hasarlı ütü masası adedi 153 olarak kabul edilmesine rağmen, görüntüleri izleyen bilirkişi sayının 50 civarında olduğunu belirlemiştir. Elbette resimlerde görünenlerden başka hasarlı ütü masası olabilir. Tüm bu tespitlerin dikkate alınarak, yasanın ifadesiyle hakkaniyete uygun olarak belirleme yapmak gerekmiştir.
Anılan gerekçeler ile zararın 6.500,00 TL olduğu kabul edilmiş, davacının kendi sigortalısına ödemem yaptığı 10-03-2016 tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; Davanın KISMEN KABULÜNE,
6.500,00 TL’ nin 10/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 444,01 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 153,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 290,31‬‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının peşinen yatırmış olduğu 153,70 TL harcın yargılama giderlerine katılmaksızın davalıdan alınarak alınarak davacıya verilmesine,
Davacının yaptığı ve karşıladığı 1.265‬,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 913,61 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalının yaptığı ve karşıladığı 39,13‬ TL yargılama giderinden, davanın reddedilen kısmına tekabül eden 10,86 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ne göre davanın kabul edilen kısmına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ne göre davanın reddedilen kısmına göre hesaplanan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye avansın iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2022