Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/717 E. 2021/316 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ :

DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/02/2017
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇE TARİHİ : 21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle: Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki nedeni ile davalının 652.849,76 TL borcunun bulunduğunu, müvekkilleri tarafından kesilen faturaların davalı tarafa bildirildiğini, borçlu tarafından müvekkilleri şirkete kaşe ve imzalanarak verilen ve müvekkillerinin alacaklı olduğunu gösteren muavin defter ve cari hesap ekstresi bulunduğunu, davalı hakkında Gaziantep 13. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazlarının yersiz olduğundan bahisle davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle: Davalının ikametgahının Kilis olduğunu, Kilis İcra Dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğunu bu nedenle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, aralarında alım satımdan kaynaklı sözleşme bulunmadığını bundan kaynaklı ticari ilişki olmadığını, akdi ilişkiye itiraz ettiklerini, bunun ispatı yönünden davacı alacaklarının ticari defterlerine hasrettiklerini ve sadece davacının defterlerine delil olarak dayandıklarını, aralarındaki ilişkiyi kabul etmemekle beraber mal teslimi iddiasının davacı tarafından ispatlanması gerektiğini ve bu konuların ispatı yönünden de davacının ticari defterlerine hasrettiklerini, takipte borç kaynağı olarak “Cari Hesap Ekstresinden Kaynaklanan Alacak” ibaresinin belirtildiğini, dava dilekçesinde muavin defter ve faturalardan bahsedildiğini takibe bağlılık gereği bu delillere muvafakat etmediklerini davanın reddini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesine talep etmişlerdir.
Gaziantep İcra Dairesinin…Esas sayılı takip dosyası celbedilip incelendiğinde özetle : Takip alacaklısının davacı …, takip borçlusunun davalı …. Ltd.şti. olduğu, cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağı nedeniyle ilamsız takip yapıldığı ve takip borçlusunun borca itiraz ettiği, takibin 30.01.2017 tarihinde durmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi 04/01/2018 tarihli raporda özetle: Davacı şirket 2014-2015-2016 yılına ait defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, 2014 yılı kapanış tasdikinin görülmediği, 2015-2016 yılı kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, davacı ile davalı şirket arasında 2014-2015-2016 yıllarında ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirketin davalı şirkete toplam 1.818.672,44 TL fatura düzenlediğini, davacı şirkettin davalı şirketten toplam 1.165.822,68 TL tahsil etti, davacı şirketin davalı şirketten 30/06/2016 tarihi itibariyle 652.549,76 TL alacaklı görüldü, davalı şirketin dosyada görülen muavin defter dökümünde, davacı alacak tutarında uyuşmazlık olmadığının görüldüğü belirtilmiştir.
Mahkememizce dosya davalının itirazlarıda gözetilerek alacağın ve miktarın yerinde olup olmadığı ayrıca bilirkişi incelemesi sırasında hazır olmak istediklerini belirtmeleri üzerine itirazların karşılanması amacıyla farklı bir bilirkişiden ayrıca tarafların bilirkişinin yerinde inceleme yetkisine binaen inceleme sırasında hazır olmalarına imkan tanıyacak şekilde yeniden rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi 16/07/2018 tarihli raporda özetle: Davacı şirket 2014-2015-2016 yılına ait defterlerinin açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, 2014 yılı kapanış tasdikinin görülmediği, 2015-2016 yılı kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, 2014 yılı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 150.534,87 TL alacağının kaldığının kayıt edildiği, 2015 yılı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 823.060,96 TL alacağının kaldığı, 2016 yılı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 652.849,76 TL alacağının kaldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 28/11/2018 Tarih,…..Esas -….. Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmekle, Gaziantep BAM 11. Hukuk Dairesinin 19/11/2020 tarih ve ……Esas – …. Karar sayılı ilamı ile “…İtirazın iptali talep edilen icra takibinin dayanağı olarak cari hesap ekstresi gösterilmiştir. Bu durumda davacının defterlerinin lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, geçmiş defter kayıtlarının ticari ilişkinin başlangıcından itibaren incelenmesi, kayıtların usulüne uygun tutulması, birbirini doğrulaması ve defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması gerekir. Somut olayda davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 2013 yılına ait envanter ve kebir defterlerini ibraz etmediği, 2013 yılı yevmiye defterinin noter tasdiki yapılmasına rağmen usulsüz olduğu, 2013 yılı yevmiye defterindeki kayıtların birbirini doğrulamadığı, 2014 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı tespit edilmiştir. HMK’nın 222.Maddesi uyarınca; “… Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır…. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” Hal böyle olunca, mahkemece davacının açık hesap ilişkisinin başlangıcından itibaren usulüne uygun tutulmamış olan defterlerinin lehine delil olarak kabulü hatalı olmuştur.
Öte yandan davacı, delil listesinde davalının ticari defterlerine de dayanmıştır. Kaldı ki, HMK’nın 222/1. Maddesi uyarınca, “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.” Her ne kadar davalı münhasıran davacının ticari defter kayıtlarına dayandığını belirtmiş ise de, davacının iddiasının ispatı bakımından davalının ticari defterlerinin incelenmesine yasal bir engel yoktur.
Bu nedenle mahkemece, davalıya, davacı ile aralarındaki ticari ilişkinin başlangıcından itibaren ticari defterlerini sunması konusunda süre ve imkan tanınması, buna rağmen defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden tarafın iddiasını ispat etmiş sayılacağının ihtarı ile sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde delillerin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. ” şeklindeki temel gerekçe ile kaldırma kararı verilmiştir. Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde: Dava İİK’nın 67/1 madde ve fıkrasına dayalı itirazın iptali davasıdır. Dava bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 19/04/2021 tarihli dilekçesinde davasından feragat ettiğini belirtmiştir. Davacı vekilinin, vekaletnamesinde feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Feragat HMK’nın 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, davayı neticelendirmeye dönük tek taraflı bir irade beyanıdır.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 19/04/2021 tarihli dilekçesi ile davacının davasından feragat ettiğini, feragat neticesinde davacı taraftan herhangi bir tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Belirtilen nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek ayrıca davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını belirtmesi nedeniyle, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine
2-Harçlar Kanununun 22. maddesi uyarınca feragatin ilk celsesinden sonra yapılmış olması nedeniyle maktu karar ve ilam harcının 2/3 oranına isabet eden 39,53 TL harcın peşin alınan 11.798,74‬‬ TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 11.759,21‬‬ TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının ve davalının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
5-Yapılan giderin avanstan mahsubu ile bakiye kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nın 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafa içinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince incelenmek üzere istinaf yolu açık olarak oybirliği ile verilen karar açıkça okundu ana çizgileriyle anlatıldı. 27/05/2021