Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/380 E. 2020/720 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ :

DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile müvekkilinin Gaziantep ilinde nakliye şirketi işlettiğini, işlerinin büyümesiyle ticaret hacminin arttığını ve davalı bankadan kredi kullanarak ticari araç satın aldığını, davalı bankanın müvekkili ile akdedilen sözleşme nedeniyle hukuka ve usule aykırı şekilde masraf adı altında fahiş sayılabilecek oranda masraf aldığını, davalının işbu sözleşmede sadece kendisini koruma güdüsüyle hareket ettiğini, müvekkilinden haksız olarak alınan bu bedelin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle tahsilini istediğini, sözleşmede masraf alınacağına dair hüküm bulunmamasına rağmen bu kesintinin ne miktarda yapılacağının belirli bulunmadığını, bu itibarla mahkemece diğer banakların o tarihte aynı tür kredilere uyguladıkları masraf oranları araştırılarak somut olaydaki kesinti ile karşılaştırılması gerektiğini, davalının dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, açıklanan tüm bu nedenlerle davalı şirket tarafından alınan şimdilik 100,00 TL’nin kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile davacının haksız olarak işbu davayı açtığını, müvekkili bankaca yapılan tahsilatların taraflar arasındaki sözleşmeye ve yasal mevzuata uygun olduğunu, emsal yargı kararları gereğince, davacı tarafından imzalanan sözleşmede yer alan düzenlemenin ne eski ne de yeni borçlar kanunu yürürlük döneminde genel işlem şartı olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, açıklanan bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE VE KANAAT:
7155 sayılı yasanın madde 20 maddesinde yapılan değişiklik ile dava şartı olarak Arabuluculuk düzenlemesi getirilmiş ,aynı kanunla Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinde yapılan değişiklik ile Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce Arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olacağına dair yürürlük tarihi 01.01.2019 olduğuna dair düzenleme getirilmiştir,
7155 sayılı yasa ile 6325 sayılı Arabuluculuk Kanununa Eklenen 18/A Maddesine göre “(1) İlgili kanunlarda Arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu , Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Mahkememizce davacı vekiline ihtaratlı tebligat çıkarılarak tebliğden itibaren1 haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağını mahkememize ibraz etmesi aksi halde davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verileceği hususu ihtar edilmiş olup davacı vekilince dosya kapsamına herhangi bir belge sunulmamıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı incelenmiş , davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve ayrıca mahkemece dava ilk açıldığı tarihte tensiben dava şartı yokluğu sebebiyle red kararı verilmesi gerekirken sehven dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edildiğinden ve davalı tarafça da vekaletname ibraz edildiğinden vekalet ücreti gündeme gelse de, kararın geç verilmesinde davacının kusuru bulunmadığından , davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşinen alındığı anlaşıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacının yaptığı ve karşıladığı tüm yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde bakiye avansın iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020