Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/353 E. 2020/719 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı banka nezdinde kullanmış olduğu kredi kartı, hesap kartı ve altın hesabının bulunduğunu, söz konusu banka nezdindeki kredi kartı hesabından 06/10/2019 ve 07/10/2019 tarihinde ayrı ayrı zamanlarda rızası ve bilgisi dışında 8.000,00 TL çekildiğini, hesap kartından ise 07/10/2019 tarihinde yine bilgisi ve rızası dışında yaklaşık 6.000,00 TL çekildiğini, yine hesabından 07/10/2019 tarihinde ayrı ayrı yaklaşık 8.000,00 TL çekildiğini, son olarak ise altın hesabında bulunan yaklaşık değeri 7.000,00 TL olan altınlarının müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında bozdurulduğunu, bu durumun tamamen müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştiğini, müvekkilinin bu zararının tazmini için davalı bankaya Gaziantep……… Noterliğinin 24/03/2020 tarihli …… yevmiye numaralı ihtarname çektiklerini ancak bankanı e-mail olarak cevap vererek taleplerini kabul etmediklerini bildirdiklerini, müvekkilinin kendisine ait şifre ve kart ile hesap bilgilerini kimseyle paylaşmayarak üzerine düşen edimi yerine getirdiğini ancak bankanın müşterisinin hesabında bulunan mevduatlarına dışarıda erişimi engellemek için gerekli önlenmeleri alması ve güvenliği sağlaması gerektiğini, müvekkilinin bu durumu ….. Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, işlemlerin Ukrayna ülkesinden yapıldığının tespit edildiğini ve yurt dışı temaslı hafif suçların istinabe yolu ile soruşturmasının yapılamadığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davalı bankanın kusuru nedeniyle uğranılan maddi zararın karşılanabilmesi için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla başlangıç olarak 1.000,00 TL maddi tazminat ve daha sonra mahkemece asıl zararın bilirkişi tarafından tespit edilmesi sonucunda ortaya çıkacak maddi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile öncelikle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının dava şartı olarak arabuluculuğa başvuru şartını yerine getiremeden dava açtığını ve usulen davanın reddedilmesi gerektiğini, huzurdaki davaya konu işlemlerin davacının cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık SMS şifresi ile yapıldığın, davacının kusurlu olduğunu ve müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE VE KANAAT:
7155 sayılı yasanın madde 20 maddesinde yapılan değişiklik ile dava şartı olarak Arabuluculuk düzenlemesi getirilmiş ,aynı kanunla Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinde yapılan değişiklik ile Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce Arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olacağına dair yürürlük tarihi 01.01.2019 olduğuna dair düzenleme getirilmiştir,
7155 sayılı yasa ile 6325 sayılı Arabuluculuk Kanununa Eklenen 18/A Maddesine göre “(1) İlgili kanunlarda Arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu , Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Mahkememizce davacı vekiline ihtaratlı tebligat çıkarılarak tebliğden itibaren1 haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağını mahkememize ibraz etmesi aksi halde davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verileceği hususu ihtar edilmiş olup davacı vekilince dosya kapsamına herhangi bir belge sunulmamıştır. Kaldı ki davacı vekili ibraz etmiş olduğu 28/07/2020 tarihli beyan dilekçesi ile arabuluculuk kurumuna başvuru yapmadıklarını ve davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı incelenmiş ve davacı vekilinin de arabuluculuk kurumuna başvurmadığına dair açık beyanı da dikkate alınarak davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve ayrıca mahkemece dava ilk açıldığı tarihte tensiben dava şartı yokluğu sebebiyle red kararı verilmesi gerekirken sehven dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edildiğinden ve davalı tarafça da vekaletname ibraz edildiğinden vekalet ücreti gündeme gelse de, kararın geç verilmesinde davacının kusuru bulunmadığından, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşinen alındığı anlaşıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacının yaptığı tüm masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalının yaptığı herhangi bir masraf bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar kesinleştiğinde bakiye avansın iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020