Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/ 2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
YAZIM TARİHİ : 18/12/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yem alım satımı yaptığını, davalı şirket ile yem alışverinden kaynaklı alacak meselesi olduğunu, müvekkili şirketin aracısına ödeme yapmasına rağmen aracının kaçtığı ve parayı da şirkete ödemediğini, davalı şirket tarafından müvekkilli aleyhine Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile asıl alacak olmak üzere 4.126,00-TL bedelli icra takibi başlatıldığı müvekkilinin icra takibini öğrendikten sonra 14/04/2016 tarihinde davalı şirket vekiline 2.500-TL ödeme yaptğını, kalan borcuda 14/05/2016 tarihinde ödediğini, müvekkilinin icra takibine konu tüm borçları ödemiş olmasına rağmen icra takibinin kaldırılmadığını belirterek, icra takibinin haksızlığı yanında davalı yanın kötü niyetli olup borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
Dava, icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
GEREKÇE VE KANAAT:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun, 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile değişik “dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin ilk fıkrasına göre; TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na, 7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile eklenen “dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesinin ilk iki fıkrasına göre; (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Menfi tespit davası doğrudan bir alacak talebine ilişkin değildir. Ancak her tespit davası eda davasının öncüsüdür. Eda davası aynı zamanda içerisinde tespit hükmünü de barındırır.
Menfi tespit davaları şartları oluştuğunda istirdat talebini de içermektedir. İİK’nın 72/6 madde ve fıkrası ”Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” hükmünü içermektedir. Bu nedenle davaya konu çekin ödenmesi halinde davaya İİK’nın 72/6 madde ve fıkrası uyarınca istirdat davası olarak devam edilmesi gerekecektir.
Nitekim Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın ”Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk” başlıklı Mart 2019 tarihli yayınının 142. sayfasında ”Söz konusu gerekçeler dikkate alındığında, TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar yanında, tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu sonucuna varılmaktadır. Aksinin kabulü halinde, hem kanun koyucunun alacağa aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacaktır.” şeklinde benzer tespitte bulunmuştur.
Belirtilen nedenlerle davanın, işaret edilen mevzuat hükümlerine aykırı olarak arabulucuya başvurulmadan açıldığı ve buna göre dava şartının yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. HMK m. 114/2 düzenlemesi gereğince, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. .
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 70,47 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 26,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı ve karşıladığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır