Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/576 E. 2019/1390 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2019
YAZIM TARİHİ : 31/10/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili lehdar elinde bulundurduğu, Vakıfbank Midyat/Mardin Şubesinden verilen … San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ne ait ….. nolu çeki 30/09/2016 tarihinde ……..nolu çeki ise 31/03/2017 tarihinde takas yolu ile bankaya ibraz ettiğini ve karşılıksızdır işlemi yapıldığı, ancak takas sistemi ile karşılıksızdır işlemi yapıldığından bankanın sorumluluk bedeli ödenmediği daha sonra 18/20/2017 tarihinde davalı bankadan çek ile ilgili kanuni sorumluluk bedeli talep edildiği ancak davalı banka, imza tutmadığı gerekçesiyle kanunen mes’ul olduğu bedeli ödemekten imtina ettiği, davalı bankanın imzaların uyuşmadığı bahanesiyle ödeme yapmamasının kötüniyetli olduğunu göseterdiğini, belirterek Vakıfbank Midyat/Mardin Şubesinden verilen …. ve Tic. Ltd. Şti. ‘ne ait …. nolu çekin 1.290,00 TL banka sorumluluk bedelinin temerrüt tarihi olan 14/11/2016 tarihinden ve …. seri nolu çekin 1.410,00 TL banka sorumluluk bedelinin temerrüt tarihi olan 18/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların ticari ünvanları mevcut olup, TTK 5/a hükmüne konusu alacağa ilişkin olan göre ticari davalarda dava açılmadan evvel arabulucuya başvuru yapılması dava şartı olup, işbu sebepten davanın usulden reddi gerektiği, müvekkil bankanın keşideci imzalarının uyuşmadığını tespit ettiği bir çeke ilişkin sorumluluk tutarını ödememesi bankada mevcut imza sirküleri dikkate alındığında çekin sahte olduğunun düşünülmesinde bir yanlışlık olmadığından ödeme yapmaması nedeniyle bankanın kusurlu olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı, kusur isnadı bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun, 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile değişik “dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin ilk fıkrasına göre; TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na, 7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile eklenen “dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesinin ilk iki fıkrasına göre; (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Nitekim Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın ”Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk” başlıklı Mart 2019 tarihli yayınının 142. sayfasında ”Söz konusu gerekçeler dikkate alındığında, TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar yanında, tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu sonucuna varılmaktadır. Aksinin kabulü halinde, hem kanun koyucunun alacağa aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacaktır.” şeklinde benzer tespitte bulunmuştur.
Belirtilen nedenlerle davanın, işaret edilen mevzuat hükümlerine aykırı olarak arabulucuya başvurulmadan açıldığı ve buna göre dava şartının yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. HMK m. 114/2 düzenlemesi gereğince, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 46,11 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1,71 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı ve karşıladığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yararına A.A.Ü.T.’nin gereğince ölçümlenen 2.700,00 TL (dava değeri) nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2019

Katip …