Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/462 E. 2021/538 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/01/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
GEREKÇE TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 30.01.2017 havale tarihli dava dilekçesi ile özetle: Davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı …. plaka sayılı araç sürücüsünün 19.12.2016 tarihinde davacı …’e çarpması şeklinde gerçekleşen trafik kazasında sigortalı araç sürücünün bütünüyle kusurlu olduğunu ve vaki kaza neticesinde davacı …’in yaralandığı, geçici ve sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, davanın ikamesinden evvel sigorta şirketine müracaat edilmiş ise de zararın karşılanmadığını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 01.03.2017 tarihli cevap dilekçesi ile özetle: Vaki kazanın, davacının kusuru ile gerçekleştiğini ve ve bu sebeple davalı … şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, bulunsa dahi bunun sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının gerçek zararının tespiti kapsamında maluliyetinin belirlenmesi gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davacıya ait hasta dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Hasar dosyası davalı … şirketinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davaya konu kaza sebebiyle davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş olup, 27.02.2017 tarihli cevabi yazı ile, davacıya peşin sermaye değerli gelir bağlanmadığı bildirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının tespiti için dosya, trafik kazalarında kusur alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş olup 11.04.2017 havale tarihli raporda özetle: Kazanın meydana gelmesinde davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı …. plaka sayılı araç sürücünün %100 kusurlu olduğu ve davacı …’e atfı kabil kusur bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik durumunun tespiti için dosya Gaziantep Üniversitesinde vazifeli alanında uzman 6 kişiden müteşekkil bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup 28/04/2017 havale tarihli raporda özetle: Davacının % 3,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Aktüerya bilirkişinin 16.05.2017 havale tarihli raporunda özetle: Davaya konu kaza tarihi itibariyle geçerli TRH 2010 Yaşam Tablosu’ndaki kriterler esas alınarak inceleme yapıldığında davacının toplam zararının 20.973,02-TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Kusura, maluliyete ve zarara ilişkin bilirkişi raporlarının taraflara usulünce tebliğ edildiği ve taraf vekillerinin raporlara karşı itirazda bulunmadıkları anlaşılmıştır.
Davacı vekili 16.05.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle: Davacının gerçek zararının bilirkişi raporu ile belirlendiğini ve davayı 20.973,02-TL’ye ıslah ettiklerini beyanla, anılan tutarın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizin 06/11/2017 tarih, ….Esas, …. Karar sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarih, …. Esas, … Karar sayılı kaldırma kararı ilamı üzerine dava dosyası mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ KARARINDA:
“Bilirkişi raporunda itiraz edilmeyen hususlar, diğer taraf bakımından usuli kazanılmış hak oluşturur. Dosya içindeki tebliğ evrakına göre bilirkişi raporu davalı vekiline 18/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekili duruşmaya gelerek rapora karşı varsa itirazlarını bildirmediği gibi rapora karşı yazılı beyan da göndermemiştir. Bu halin, duruşmaya katılıp rapora karşı “bir diyeceğim yoktur” ya da “raporun şu kısımlarına itiraz ediyorum” şeklinde beyanda bulunulması, veyahut gönderilen yazılı beyanda itiraz edilmeyen kısımlar açısından usuli hak kazanılması ile karıştırılmaması gerekir. Bu nedenle tamamına karşı sessiz kalınan bilirkişi raporu yönünden karşı taraf için usuli kazanılmış haktan söz etme olanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan, HMK’nın 281/1.maddesine göre tarafların iki hafta içerisinde rapora itiraz etmemeleri hali, mahkemenin ihtiyaç duyması halinde aynı maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında öngörülen yetkilerini kullanmasına, yani bilirkişiden re’sen ek rapor talep etmesine engel bir durum oluşturmaz.Mahkeme bilirkişi raporunda bir eksiklik görüyorsa bu eksikliğin tamamlanması için ek ya da yeni bir rapor alabilir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde ve re’sen belirlenmesi gerekmektedir.Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekir.(HGK 17.06.2015, 2013/17-2423E., 2015/1661K. ) Bu nedenle mahkemece, gerekçede maluliyet hesabında uygulanan yönetmeliğin yanlışlığına değinilmesine rağmen kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken doğru yönetmeliğe göre ek rapor alınmadan hüküm kurulması hatalı olmuştur.
3-Davacı …’in kaza anında sürücü belgesinin olmadığı iddia edildiğine göre, bu hususun araştırılıp müterafik kusur indirimi yönünden gereğinin takdir edilmemesi de hatalı olmuş ve yukarıda ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan hususlarla ilgili istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir”
Bozma ilamına göre mahkememizce aldırılan maluliyet raporunda; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre; Özür durumunu olmadığı, buna göre tüm vücut kaybının oluşmadığı, tıbbi iyileşme süreci dikkate alındığında 9 ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğu, iyileşme dönemi içerisinde 1,5 tam gün bakıcı ihtiyacı olduğu, devamlı suretle başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı, rapor edilmiştir.
Oluşan yönetmelik farklılıklarının giderilmesi amacıyla mahkememizce aldırılan maluliyet raporunda; Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre; davacının %3,3 oranında meslekte kazanca gücünden kaybetmiş sayılacağı, tıbbi iyileşme süreci dikkate alındığında 9 ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğu, iyileşme dönemi içerisinde 1,5 ay tam gün bakıcı ihtiyacı olduğu, davamlı suretli başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı, rapor edilmiştir.
Gerçek zararın hesaplanması yönünde hazırlanan mahkememizce aldırılan hesap bilirkişi raporunda: TRH 2010 Yaşam Tablosuna Göre; geçici iş göremez için 11.401,61-TL zararının olduğu, maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği kapsamında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %3,3 maluliyet oranı kabulü halinde 59.815,14-TL zararının olduğu, PMF 1931Yaşam Tablosuna göre geçici iş göremezlik için 11.401,61-TL zararının olduğu, Maluliyet tespit İşlemleri Yönetmeliği Kapsamında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerine Göre %3,3 Maluliyet Oranı Kabulü halinde 50.705,64-TL zararının olacağı rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucunda oluşan geçici iş göremezlik, kalıcı maluliyet ve bakıcı gideri zararının, zorunlu mali mesuliyet sigortasına istinaden ve borçlar hukuku çerçevesinde tazmin edilmesi talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının 19/12/2016 tarihli trafik kazası sebebiyle oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik ve bakıcı zararının tazminini talep etmiş, davalı vekili ise davanın reddini dilemiştir.
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle sürücüsünün ve sigorta ettirenin …. olduğu, 8314050/0 numaralı poliçe ile davalı … tarafından sigortalandığı anlaşılmıştır.
Kusur yönünden yapılan incelemede; Kazanın meydana gelmesinde davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı … plaka sayılı araç sürücünün %100 kusurlu olduğu ve davacı …’e atfı kabil kusur bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Buna göre davacının kusurunun bulunmadığı, davalıya sigortalı aracın ise yüzde yüz kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu kaza 19/12/2016 tarihinde meydana gelmiş olup bu tarihte maluliyetin belirlenmesinde kriter olarak kullanılan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekeceğinden bu yönetmeliğe göre alınan maluliyet raporuna itibar edilmiştir. Buna göre davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme dönemi içerisinde dokuz ay süre ile işgöremezliğinin, birbuçuk ay tam gün bakıcı ihtiyacının olduğu anlaşılmıştır.
Kusur ve maluliyet durumu anlaşılınca dosya meydana gelen zararın hesaplanması amacıyla aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, Aktüer bilirkişi terditli olarak rapor sunmuş ise de Anayasa Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve … esas …. sayılı kararı ve Yargıtayın bazı dairelerinde yerleşik olarak, 17. Hukuk dairesinin ise son dönemlerdeki içtihatları gözetilerek; TRH yaşam tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması şeklinde uygulanan yöntemle yapılan hesaba itibar edilmiştir.
Buna göre 05.07.2021 tarihli aktüerya raporunda asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmış olup 11.401,61 TL geçici iş göremezlik zararının belirlendiği görülmüştür. Ancak davacının kaza tarihi itibariyle motosiklet kullanma ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davacının kazanın meydana gelmesinde müterafik kusuru olduğu gözetilerek %20 oranında indirim yapmak gerekmiş buna göre 11.401,61 TL’nin % yirmisine tekabül eden 2.2080,32 TL’nin indirilmesi gerektiği anlaşılmış, davacının talep edebileceği miktarın 9.121,29 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMMS’nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün haksız eylem tarihinde oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen 2918 sayılı KTK m. 98/1 hükmü uyarınca sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. Eldeki davada, davalıya 05/01/2017 tarihinde müracaat edildiği dosya kapsamından anlaşılmış, temerrüdün anılan tarihten 8 gün sonrasına tekabül eden 14/01/2017 tarihinde gerçekleştiği kabulü ile bu tarihten itibaren aracın hususi olduğu gözetilerek yasal faize hükmedilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile duruşmadaki beyanları, bilirkişi raporları ve dosya içeriğinde bulunan tüm evrakın birlikte değerlendirilmesi neticesinde; meydana gelen trafik kazasında davacıya sigortalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunduğu, dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının malul kaldığı, tüm raporların taraflara tebliğ edildiği, kusur raporunun kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, düzenlenen raporların dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olduğu, raporlar arasında çelişki olmadığı, mevzuata ve tüm dosya kapsamına uygun olarak hüküm kurmaya elverişli olduğundan, bu raporlar ve davacının bedel arttırım dikkate alınarak davalının temerrüde düştüğü 14/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacının uğradığı zararın tazmini cihetine gidilmiş, 9.121,29 TL’nin davalıdan tahsili yönüyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 9.121,29-TL’nin temerrüt tarihi olan 14/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alınması gereken 623,08-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 99,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 523,56-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının peşin yatırdığı 99,52-TL harcın yargılama giderlerine dahil edilmeksizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı ve karşıladığı toplam 3.320,47-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.805,11-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı ve karşıladığı toplam 100-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 45,64-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerine bırakılmasına,
6-Kabul edilen kısım üzerinden; davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen kısım üzerinden; davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe veya tutanağa bağlanacak beyan ile Gaziantep Bölge Adli Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, okundu, anlatıldı. 14/09/2021