Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/293 E. 2019/1632 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 25/12/2019
GEREKÇE TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle: Müvekkilinin 2002 ile 2017 yılları arasında Gaziantep …. Müdürlüğünde temizlik işçisi olarak çalıştığını, Gaziantep 5. İş Mahkemesinin .Esas sayılı dosyasında hizmet tespiti davası açıldığını, yargılama aşamasında Öğretmenevi işletmesini ihale yolu ile alan şirket olduğu ve dava sonucu verilecek kararın hak alanına gireceği anlaşıldığından dava dışı ….Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi isimli şirkete tebligat çıkarıldığını, ancak şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 2014 yılında resen kapandığını, bu nedenle söz konusu şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle: … Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin vergi dairesi terk ve adreste bulunamaması nedeniyle 15/04/2014 tarihinde kaydının resen silindiğini, Gümrük Ticaret Bakanlığının 30/12/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan tebliğinde belirtilen usulere uyularak silindiğini, şirketin yapılan ilanla ihtar edildiğini, müdürlüklerine herhangi bir başvuru yapılmadığını, ayrıca hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İncelenen Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından ihyası talep edilen şirketin 22/08/2013 tarihinde re’sen terkin edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde:Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Eldeki uyuşmazlıkta ihyası istenilen …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin davalı ticaret sicil müdürlüğü tarafından dosyaya sunulan belgelerden 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesine istinaden 15/04/2014 tarihinde terkin edildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nın geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumet sadece ticaret sicil memurluğuna yöneltilir. Tasfiye memurları veya yöneticilerine husumet yöneltilmez, davaya dahil edilmeleri gerekmez.
Eğer, şirket ihyası davasını ihyası istenen şirket ortak veya yöneticileri terkin şartlarının bulunmadığı iddiasına dayalı olarak açmış ise, bu davanın bir nevi iptal davası gibi düşünülüp, terkin iptal edildiğine ve şirket tekrar faaliyetlerine devam edeceğine göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur.
Ancak, şirket alacaklıları ihya davası açmış ise alacaklıların işbu davaya açmaktaki amaçları, alacak davasında husumet yöneltilecek bir hasım bulunması olup, alacak davası sonuçlandıktan sonra şirketin sicilde kaydının bulunmasında veya faaliyetine devam etmesinde, gerek alacaklı gerekse şirket için herhangi bir yarar bulunmadığından bu tip davalarda TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanması gerekir.
Yapılan yargılama sonucunda ticaret sicil memurluğu TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olarak bir şirketi terkin ettirmiş ise bu durumda, kendi hatalı eylemi ile şirket terkin edildiğinden oluşacak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumludur.
Şirketin TTK hükümleri uyarınca genel kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden terkin edilen şirketin ihyasına yönelik davalarda ise, husumet ticaret sicil memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilir. Bu tip davalarda ticaret sicil memurluğu yasal hasım olup, aleyhine yargılama giderine hükmedilemez. Her halükarda TTK’nın 547/2. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilirse ek tasfiye memuru atanır.(Gaziantep BAM 11 HD’nin 12.07.2018 tarih 2018/558 -1152 E.K sayılı ilamı)
Davalı, davanın 6102 sayılı yasanın geçici 7.maddesinin 15.fıkra hükmünde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığını ileri sürmüştür. Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın m.547’ye dayalı olarak açılan davalarda zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değilken, burada kanun koyucu tasfiye hükmü şeklinde bir düzenlemeye gitmiş ve 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 15.fıkra hükmünde, dava açılabilmesini silinmeden itibaren beş yıllık bir süreye bağlamıştır. Buradaki hak düşürücü sürenin hangi şartlarda tatbikinin gerektiği önem arz etmektedir. Sürenin usulüne uygun olarak tasfiye işlemi gerçekleştirilen şirketler ve kooperatifler bakımından uygulanması gerekmektedir. Zira kanun koyucu bu düzenlemeyi tasfiye hükmü gibi gerçekleştirmiş olup, amaçlanan sonucu doğurabilmesi için terkinin yasanın belirttiği şartların yerine getirilmesi ile yapılması gerekmektedir. Bu nedenle her ne kadar süre silinme tarihinden itibaren başlatılmış ise de; buradan usulüne uygun terkin sonucu gerçekleştirilen silinmenin anlaşılması gereklidir. Davamıza konu somut olayda yukarıda belirtilen nedenlerle terkinin usulüne uygun yapılmamış olması nedeniyle hak düşürücü sürenin işlemeyeceği değerlendirilmiştir. Aksi yöndeki bir değerlendirme Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen Hak Arama Hürriyetine aykırılık teşkil edebilecektir.
Davaya konu şirket 15/04/2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edildiği, TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a, 11. fıkralarına göre, şirkete ve şirket yetkililerine ihtar tebliğ edilmesi gerekirken dosyaya sunulan belgelerden terkin edilen şirkete ihtarın tebliğ edilmiş olduğu ancak şirket yetkililerine her hangi bir ihtar tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle terkin işleminin yapıldığı bu durumun usule aykırı olduğu anlaşılmıştır. (Gaziantep BAM 11 HD’nin 12.07.2018 tarih 2018/558 -1152 E.K sayılı ilamı) Davacıya Gaziantep 5.İş Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyasının beşinci celsesinde ihya davası açılması amacıyla süre verildiği ve mahkememizde açmış olduğu dava açısından husumeti yöneltebilmesi bakımından ihya kararı verilmesinde hukuki yararı bulunduğu ve bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine yukarıda belirtilen nedenlerle ek tasfiye memuru atanmasına karar verilmiş ve davalı ticaret sicil müdürlüğünün TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olarak terkin işlemi yapması nedeniyle yargılama giderinden sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,Gaziantep Ticaret Sicil Müdürlüğünün 25064 numarasında kayıtlı olan …… Gaziantep 5 İş Mahkemesi’nin…… esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-TTK’nın 547/2. maddesine göre …. T.C Kimlik numaralı……’un ek tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilanına
4-Alınması gereken 88,80 TL karar ve ilam harcı peşinen alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacının yaptığı toplam 180,70 TL yargılama giderinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına,
7-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre 2.725 TL maktu vekalet ücretinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine,
8-Yapılan giderin avanstan mahsubu ile bakiye kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafa içinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince incelenmek üzere istinaf yolu açık olarak oybirliği ile verilen karar açıkça okundu ana çizgileriyle anlatıldı. 25/12/2019