Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/960 E. 2023/998 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/960
KARAR NO : 2023/998
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2023 (Karar)
NUMARASI : 2023/49 Esas, 2023/86 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/07/2012 tarihinde saat:21:30 sıralarında…….. istikametinden Erzurum yönüne seyir halinde olan sürücüsü ve plakası belli olmayan bir araç tarafından ………… civarında yolun sağ tarafında bulunan müvekkiline çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazayı yapan sürücünün kazadan sonra müvekkilini yaralı halde bırakıp kaçtığını, sonrasında müvekkilini yoldan geçen başka bir aracın alıp hastaneye götürdüğünü, kaza tarihinde sürücünün çarpıp kaçması ve müvekkilinin de ağır yaralı olması sebebiyle trafik ekiplerince kazanın meydana geldiği yerde trafik kazası tespit tutanağının düzenlenemediğini, kazadan sonra müvekkilinin kaldırıldığı Erzurum ………………. Hastanesi tarafından düzenlenen 20/07/2012 tarih ve … rapor numarası ile Adli Muayene raporunun düzenlenmiş olduğunu, ilgili raporda müvekkilini yaralayan olayın trafik kazası olduğunun belirtilmiş olduğunu, müvekkilinin durumu için raporun sonuç kısmında basit tıbbı müdahale ile giderilemeyecek durumda olduğunu, beyin cerahisi yoğun bakımına sevkinin yapılıdığını, hayati tehlikesinin mevcut bulunduğunu belirtilmiş olduğunu, ayrıca müvekkiline ait sağlık durumunu gösteren Epikriz raporunun düzenlenmiş olduğunu, 20/07/2012 tarihinde vukuu bulan trafik kazasının oluşumunda plakası ve kimliği belli olmayan sürücü aracı ile şeritleri ihlal ederek yoldan çıktığını ve yaya olan müvekkilinin arkadan çarptığını, müvekkilinin havanın karanlık olması sebebiyle kazaya neden olan aracın geldiğini göremedeğini, plakası ve kimliği belli olmayan sürücünün trafik güvenliğini tehlikeye sokarak hareket ettiğini, müvekkilini ağır yaralı olarak olay yerinde bıraktığını, kazanın oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza nedeniyle müvekkilinin 7 gün boyunca yoğun bakımda tutulduğunu, yine aynı şekilde müvekkilinin kaza nedeniyle tramva yaşadığını psikolojik nörolojik ve beyin cerahisi açısından da %10 oranında engelinin olduğunu, ayrıca 6 ay boyunca psikiyatri polikinilik kontrollerinin yapıldıktan sonra nihai kararın verilebileceğinin ………… Sağlık Araştırma ve Merkez Müdürlüğü tarafından 28/01/20.. tarihli engelli sağlık kurulu raporu ile tespit edildiğini, bu sebeple belirlenecek iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın beyan edilen şekilde gerçekleştiğinin kesin olarak ispatlanması gerekiğini, dava dilekçesinin delillerle ispatlanamadığını, kazaya sebebiyet veren aracın ve sürücüsünün araştırılması gerektiğini, davacının davasını ispatlaması gerektiği ve davacının dava dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil kurumun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limitleri ve kazaya karışan aracın kusuru oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince kusur incelemesi yapılmasını, aracın kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, müvekkil kuruma davadan önce başvuru yapılmadığından temerrüdün gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda;” Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının 20/07/2012 tarihinde yol kenarında yaya olarak bulunduğu esnada sürücüsü ve plakalı belli olmayan bir aracın çarpması neticesinde yaralandığı, dinlenen tanıkların beyanları, yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporu ile davacının davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde 2918 sayılı kanunun 68. Maddesini ihlal ederek %75 oranında kusurlu olduğu, sürücüsü ve plakalı belli olmayan aracın ise %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, yine Atatürk Üniversite Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından 25/09/2019 tarihinde düzenlenen maluliyet raporu ile dava konusu kaza nedeniyle davacının %37 oranında iş gücü kaybı bulunduğunun bildirildiği, alınan kusur ve maluliyet raporlarının ayrıntılı, gerekçeli ve yasal mevzuatlara uygun olması nedeniyle mahkememizce hükme esas alındığı, belirlenen kusur ve maluliyet oranları neticesinde bilirkişi …………………….tarafından dosyaya sunulan 09/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda toplam 60.572.75 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı ve işbu raporun ayrıntılı ve gerekçeli olması nedeniyle mahkememizce hükme esas alındığı, zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan araçların sebep oldukları trafik kazalarında mağdurların bedensel zararlarının teminat dahilinde Güvence Hesabı tarafından karşılanacağın yasal mevzuat ile hüküm altına alındığı, somut olayda kazaya neden olan aracın tespit edilemediği ve hesap olunan tazminattan Güvence Hesabının sorumlu olduğu ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın beyan edilen şekilde gerçekleştiğinin ve plakası tespit edilemeyen aracın sebep olduğunun ispatı gerektiğini, kazaya ilişkin sunulan evrakta tespit edilemeyen aracın varlığına ilişkin bir belge bulunmadığını, davacının ifadesi dışında kaza anına ilişkin tanık beyanı, kamera görüntüsü vs. hiçbir delil bulunmadığını, somut verilerle ispat edilmeden davanın kabulüne dair verilen karar hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kazaya karışan aracın kusur oranının denetime elverişli olarak belirlenmesi, bu kapsamda sorumluluğun tayin edilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun ZMMS sigortasını yaptırmamış aracın kusur oranı ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, 15.10.2018 tarihli kusur raporunda da tespit edilemeyen araç sürücüsünü kusurunun tespit edilemediğini, yargılama aşamasında yapılan kusur incelemesinin denetime elverişli olmadığını, davacıların maluliyetine ilişkin olarak alınan raporlar arasında çelişki bulunduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; 20/07/2012 tarihinde, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın yol kenarında bulunan davacıya çarpması neticesinde davacının yaralandığı, yapılan keşif sonrası alınan 04/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın oluşumunda yaya …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, 25/09/2019 tarihli ………… Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 25/09/2019 tarihli raporunda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca davacının %37 oranında sürekli iş göremezliğinin olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 90 gün olduğunun tespit edildiği, 09/11/2019 tarihli aktüer bilirkişi raporu uyarınca yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verildiği ve davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı itibariyle; keşif sırasında dinlenilen tanık …………’ın halk otobüsü çalışanı olduğu, olay günü lastiğinin patlaması nedeniyle davacıyı aradığını, davacının lastiği tamir ederken yolcuları bir başka otobüse aktardığı, aracın temizliği ile ilgilenirken, gürültü duyduğunu ve aşağıya indiğinde davacıyı yerde gördüğünü, davacının eşini aradığını, hemen yoldan araç durdurduğunu, çarpma anını tam olarak görmediğini beyan ettiği, davacının eşinin olay günü kendisinin aranarak eşinin kaza yaptığı ve hastaneye kaldırıldığının haber verildiğini beyan ettiği, aynı gün davacının hayati tehlikesi mevcut şekilde Erzurum ………………. Hastanesine yatırıldığı, olayın trafik kazası olarak rapora geçirildiği, hastane başhekimliği tarafından davacının durumunu bildirir raporun …….. İlçe Jandarma Komutanlığına bildirilmesine dair 25/07/2012 tarihli yazının düzenlendiği, tanık beyanları ve davacının tedavi evrakları birlikte değerlendirildiğinde, davacının araç lastiği tamiri için yol kenarında bulunduğu sırada plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarpması neticesinde yaralandığı, olayın trafik kazası olduğu ve davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğunun anlaşıldığı, mahkemece hükme esas alınan 04/04/2019 tarihli bilirkişi raporunun olay ve oluşa, tanık beyanlarına uygun, açık ve yeterli olduğu, davacının maluliyetinin yerleşik Yargıtay kararları uyarınca ………… Adli Tıp Anabilim dalı Başkanlıklığından rapor alınarak belirlendiği anlaşılmakla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu aşamasında alınması gereken 4.137,72-TL karar harcından peşin alınan 1.034,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.103,29-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere …………………. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.