Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/832 E. 2023/747 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/832
KARAR NO : 2023/747
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/01/2023 (Karar)
NUMARASI : 2021/513 Esas, 2023/12 Karar
BİRLEŞEN 2018/597 ESAS
SAYILI DOSYASINDA
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkillerinin yaklaşık 40 yıl önce 4 kardeş olarak Erzurum’da ticari faaliyete başladıklarını, daha sonra ikinci nesil çocuklarını yetiştirerek yapıya dahil olması ile birlikte grup şirket mantığı ile faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkillerinin grup şirket olarak ticari faaliyetlerini Erzurum ve çevresinde yürüttüklerini, doğu Anadolu gibi sekiz ay kış, iki ay sonbaharın yaşandığı, bir buçuk iki aylık bir yaz mevsiminin olduğu bir bölgede müvekkillerinin perakende sektöründe temiz ve etik bir ticari faaliyet yürüttüğünü, müvekkili grubun ……. olarak bilinen bölgede 5 katlı AVM tarzında mağazacılığa geçtiğini, bu mülkün müvekkili gruptan …… Tekstil Ltd. Şti.’ye ait olduğunu, son 5 yıl içerisinde 8 mağazaya ulaştıklarını, ilk dönemlerde 4 kardeşin günün şartlarına göre yaptıkları perakende ticaretinin ikinci nesil ile birlikte çeşitlenerek yeni bir şekil aldığını, müvekkili grup büyüme ve yatırım hedeflerini gerçekleştirdiği son sekiz yıl içerisinde Türkiye’nin ve dünyanın değişen ekonomik şartlarına karşıda mücadele ettiğini, müvekkilinin 2007-2015 yılları arasında franchise alımına ve ticaretine başladığını, çeşitli markaların bayiliklerini ve franchise temsilciliklerini alarak yeni iş yerleri açtığını, yapılan bu atılımın ve yatırımın kararının müvekkili grubun mali yapısında ciddi bir bütçe oluşturduğunu, müvekkili grup ve ortaklarının bu maliyeti karşılamak için öz sermayelerinden karşılık koyduklarını ancak yeterli gelmediğini, bu nedenle finansmanı bankalardan sağladıklarını, bu durumun büyüme hedefi olarak bütçede ciddi bir maliyet oluşturduğunu, müvekkili grubun ortaklarının aldığı ortak karar ile zarar eden şubelerin, bayiliklerin ve franchise işletmelerinin dönemsel olarak kapatılmasına karar verildiğini, marka bayilikleri oluşturmak üzere karlı bir yatırım olarak düşünülen bu sistemin gruba ciddi bir banka borcu ve faiz yükü bıraktığını, müvekkili grubun 4.000.000,00 TL olan bir mülkü, pazarlama faaliyetinde kullandığı bir aracı, 2.725.000,00 TL civarında cari alacağı ve 4.825.000,00 TL stoğu ile dosyada sunulan nakit akış tablosu ile mevcut krizden kurtulacağını, bu nedenlerle müvekkili şirketler ve gerçek kişiler lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine, şirketlere ve gerçek kişilere birer geçici konkordato komiseri atanmasına, müvekkillerine ait mal varlıklarının muhafazası için gerekli tedbirlerin zımnında, şirketler mal varlıklarının korunması amacıyla konkordato mühletinin sonuna kadar 6183 sayılı kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere şirketi karşı icra ve iflas yoluyla takip başlatılmasının engellenmesine, işbu konkordato talebinden önce müvekkili şirketlere karşı yapılan takiplerde dahil olmak üzere başlatılmış bulunan tüm icra takiplerinin durdurulmasına, rehinin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde malların muhafaza altına alınması ve satış işlemlerinin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına, şirketin keşide ettiği çeklere karşılıksız şerhi vurulmasının önlenmesine, alacaklı bankalardaki şirket hesaplarında mevcut blokajların kaldırılmasına, mühlet ve tedbir öncesinde gönderilen müstakbel alacaklarında haczini içeren haciz müzekkereleri ya da haciz ihbarnamelerinin mühlet içinde uygulanmamasına, mühlet kararından sonra hesaplara gelecek muhtemel paraların ve şirket lehine doğacak alacakların şirkete ödenmesine, geçici mühlet kararı ile birlikte mühlet içinde alacaklılar içinde yapılabilecek takas ve mahsup işlemlerinin engellenmesine, konkordato projesinin gerçekleştirilebilmesi için zorunluluk arz ettiğinden şirket malları üzerindeki mevcut muhafaza işlemlerinin hacizler baki kalmak kaydıyla kaldırılarak şirkete yediemin olarak teslimine, müvekkillerinin konkordato talebinin kabulü ile konkordato işlemlerine başlanarak alacaklılara bildirilmesine ihtiyati tedbir yoluyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya yönünden;
Davacı vekili 18/12/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ………. ile ilgili olarak ilk açılan 2018/… Esas sayılı dava dosyasında vekaletnamesinin, tapu kayıtlarının, borç alacak tablosu çizelgesinin, malvarlığı detay tablosunun bulunduğunu, dava dilekçesi içeriğinde kendisine değinildiğini, ancak davacılar kısmında müvekkili ………. ‘in davacı olarak eklenmesi başvurularının reddedildiğini, bu nedenle müvekkil ………. için aynı talepler, bilgi ve belgeler alacak-borç tablosu yönünden iş bu davayı açtıklarını, İİK 235 ve TTK 286.maddeleri hükümleri gereği, ödeme güçlüğüne düşen müvekkilinin alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesin ve konusu tarafları aynı olan Mahkememizin 2018/… Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda;” Dava ve birleşen dava Adi Vade Konkordatosuna ilişkindir.
Konkordato; bir borçlunun alacaklıları ile yasada ön görülen çoğunluğu ile mahkeme gözetiminde yaptığı ve ticaret mahkemesi tarafından tasdik edildikten sonra sonuç doğuran cebri anlaşmadır. Bu anlaşma doğrultusunda alacaklılar alacaklarının bir kısmından feragat etmekte veya borçluya borcunu ödemesi hususunda vade tanımakta, borçlunun da mahkemece tasdik edilen bu anlaşmaya uygun şekilde borçlarını ifa etmesi halinde borçlarından kurtulmasını sağlayan hukuki bir kurumdur. Konkordatoda hedeflenen amaç, borçlu ile alacaklıları arasında mahkemenin gözetiminde yapılan ve borçlunun malvarlığının iflas usulüyle tasfiyesini önlemek veya durdurmaktır. Bu şekilde yapılan anlaşmada mali durumu bozulmuş olan borçlunun iflası önlenerek hem borçlu hem de alacaklılar korunmaya çalışılmıştır. Konkordato sayesinde iflasa tabi olan borçlu muhtemel bir iflastan ve iflasın ağır sonuçlarından, iflasa tabi olmayan borçlu ise tüm mal varlığını kaybetmekten kurtulacaktır. Aynı şekilde alacaklılarda iflasa uğrayan borçludan alacaklarını alma konusunda iflas ve haciz masrafları yapmadan, iflas halinde ellerine geçebilecek olan muhtemel miktardan daha fazlasını tahsil ederek avantajlı konumda bulunabileceklerdir.
2004 sayılı İİK’nın 287.maddesinde konkordato talep edilmesi sonrasında geçici mühlet kararı verebileceği ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı hususunda yakından inceleme yapılması amacıyla geçici konkordato komiseri tayin edebileceği düzenlenmiştir. İİK ‘nın 289/3.maddesinde de konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Bu doğrultuda davacının konkordato talebi ile mahkememize başvurmasının ardından 30/11/2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verilmiş ve davacıya mahkememizce konkordato komiserleri tayin edilmiştir. Daha sonra Konkordato komiserinin yapmış olduğu incelemeler sonucunda konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunu belirterek hazırlamış oldukları raporları mahkememiz sunmaları sonrasında duruşma açılmış olup; davacı borçlu ile konkordato komiserlerinin konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna ve davacı borçlunun iyi niyetli girişimlerde bulunduğuna dair duruşmada beyanda bulunmaları üzerine mahkememizce davacı borçluya İİK’nın 289/3.maddesi uyarınca 1 yıllık kesin mühlet verilmiştir. Mahkememizce verilen 1 yıllık kesin mühlet süresi sonrasında konkordato komiserlerinin sunmuş oldukları raporda, konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunu, davacı borçlunun borçların ödenmesi ve yapılandırılması hususunda girişimlerinin bulunduğunu belirtmesi üzerine mahkememizce 16/06/2020 tarihinde konkordato mühletinini 6 ay uzatılmasına karar verilmiştir. Mahkememizce davanın reddedilmesi sonrasında Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından mahkememiz kararının kaldırılması sonrasında 17/11/2021 tarihinde yeniden tedbir kararı verilmiş ve konkordato komiserleri tarafından alacaklıların alacaklarını bildirmeleri amacıyla hazırlanan davet ilanı 03/12/2021 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi sonrasında yine alacaklılar genel kurul toplantısının yapılması amacıyla hazırlanan ilanın yayınlanması sonrasında 10/05/2022 tarihinde alacaklılar genel kurul toplantısı yapılmıştır.
Davacı borçlulardan alacaklı olanların alacaklarını bildirmeleri amacıyla yapılan davet ilanı üzerine…. Bankası A.Ş, ….Bankası A.Ş ve ……… Bankası A.Ş’nin rehinli alacaklarının bulunduğunu belirterek alacaklarını bildirmişlerdir. Toplamda 76 adet alacaklı ise davacı borçlulardan imtiyazsız alacaklı olduklarını belirterek alacak bildiriminde bulunmuşlardır. Yapılan alacaklılar genel kurul toplantısında imtiyazlı alacaklıların tamamı konkordato projesine red oyu vermişlerdir. İmtiyazsız alacaklılardan ise 41 adet alacaklı konkordato projesine kabul oyu vermiş olup; bu alacaklıların alacak tutarlarının 3.176.453,72 TL olduğu, red oyu veren alacaklıların ise alacak tutarlarının 2.379.491,17 TL olduğu konkordato komiserleri raporunda belirtilmiştir.
Bilindiği üzere konkordato talepli davanın açılmasından sonra 2004 sayılı İİK’nun 294/3 maddesinde düzenlendiği üzere kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracaktır. Bu düzenlemeye göre kesin mühletin verilmesi tarihinden sonra rehinle temin edilmemiş adi alacaklar yönünden faiz işlemesi duracak olup; buna karşılık rehinle temin edilmiş imtiyazlı alacaklara faiz işlemeye devam edecektir. Konkordato projesinin tasdikine karar verilebilmesi için İİK’nun 302. maddesinde ön görülen çoğunlukların sağlanması gerekmektedir. Ancak rehinli alacaklılara faiz işlemesi devam edeceğinden bu alacaklıların rehinle karşılanmayan alacak tutarlarının adi alacak olarak değerlendirilerek toplantıda yasada aranan çoğunluk içerisinde ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
Rehinli alacaklılardan ….Bankası A.Ş davacılardan …… Limited Şirketinden 4.430.114,24 TL tutarında, …. Limited Şirketinden 417.777,23 TL tutarında rehinli alacağının bulunduğunu, bu alacağa karşılık ….. ilçesi, … mahallesinde bulunan ….ada …… parsel sayılı taşınmazın ipotek olarak verildiğini beyan etmiştir. Mahkememizce yaptırılan kıymet takdiri sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda bu taşınmazın değerinin 16.605.430,00 TL olduğu belirtilmiş olup; buna göre taşınmazın değeri toplam rehinli alacak tutarını karşılamaktadır.
Rehinli alacaklılardan ……… Bankası 1.102.273,74 TL tutarında alacaklarının olduğunu bildirmiş olup; bu alacağın …… ilçesi, …… mahallesinde bulunan … ada ….. parselde bulunan zemin kat …. nolu bağımsız bölüm ile birinci dereceden 200.000,00 TL, ikinci dereceden 250.000,00 TL bedelli ipotek ile teminat altına alındığını beyan etmiştir. Mahkememizce yaptırılan kıymet takdiri sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda bu taşınmazın değerinin 1.507.164,00 TL olduğu belirtilmiş olup; buna göre taşınmazın değeri toplam rehinli alacak tutarını karşılamaktadır.
Rehinli alacaklılardan…. Bankası A.Ş ise alacak miktarını 9.027.640,81 TL olarak belirtmiş olup; bu alacağın …… ilçesi, …… mahallesinde bulunan … ada, … parsel ve … ada …. parsel sayılı taşınmazlar ile ipotek tesis edilerek teminat altına alındığını beyan etmiştir. Alacaklılar genel kurul toplantısında bu rehinli alacaklının alacağı 3.576.387,34 TL olarak kabul edilerek oylamaya sunulmuştur. Mahkememizce yaptırılan kıymet takdiri sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda … ada …. parsel sayılı taşınmazın değeri 1.510.354,00 TL olarak, … ada …..parsel sayılı taşınmazın değeri ise 1.398.817,00 TL olarak belirlenmiştir. Buna göre ipotekli taşınmazların toplam değerinin 2.909.171,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Alacak bildiriminde bulunan…. Bankası A.Ş’nin alacağının rehinli olduğu dikkate alındığında bu alacağa faiz işlemeye devam edecektir. Alacaklı…. Bankası A.Ş tarafından alacak tutarı 9.027.640,81 TL olarak bildirilmesine rağmen konkordato komiserleri tarafından alacaklılar toplantısında bu alacaklının 3.576.387,34 TL tutarında alacağı dikkate alınmıştır.
Rehinli alacaklı…. Bank A.Ş tarafından borçlular aleyhine icra takibi başlatılması sonrasında davalı borçlunun itirazı üzerine Erzurum …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden dava açılmış ve alınan bilirkişi raporunda asıl alacak tutarının 2.908.174,97 TL olduğu, bu alacağa %38 oranında akdi faiz uygulanması neticesinde asıl alacak tutarının 3.068.777,22 TL olarak belirlendiği, işlemiş faizin ise 2.007.610,12 TL olarak hesaplandığı, toplam alacağın ise 5.076.387,34 TL olduğu, temerrüt faiz oranının ise normal faizin %50 fazlası olacağının sözleşmede karalaştırıldığını, buna göre temerrüt faizi oranının %57 olarak hesaplanması gerektiğini belirtilmiştir. Mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda 20/11/2020 tarihli icra emrinde alacak tutarının bu miktar olduğuna karar verilmiştir. Konkordato komiserleri bu rehinli alacaklının alacağının 5.076.387,34 TL olduğunun mahkeme kararı ile belirlendiğini, davacı borçlu tarafından 1.500.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, bu durumda bu rehinli alacaklının toplam bakiye alacağının 3.576.387,34 TL olduğunu beyan etmektedirler. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere rehinli alacaklara kesin mühlet tarihinden itibaren faiz işlemeye devam edecek olup; rehinle karşılanmayan alacak tutarlarının adi alacaklara eklenmesi gerekmektedir.
Davanın açılma tarihi ve dava konusunun konkordatonun tasdiki talebi olması nedeniyle yargılamanın daha fazla sürüncemede kalmaması adına rehinli alacaklı…. Bankası A.Ş’nin alacağının çekişmeli hale gelmesi nedeniyle mahkememizce dosyadaki veriler üzerinden hesaplama yapılmıştır. Rehinli alacaklı…. Bankası A.Ş tarafından başlatılan takip sonrasında itiraz üzerine Erzurum …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/…. esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda takip tarihi olan 20/11/2020 tarihi itibariyle asıl alacak tutarının 3.068.777,22 TL olduğu belirtilmiştir. Bu alacak rehinle teminat altına alındığından faiz işlemeye devam edeceği göz önünde bulundurulduğunda alacaklı bankanın bildirimde bulunduğu 16/03/2022 tarihine kadar faiz işlemeye devam edecektir. Takip tarihi olan 20/11/2020 tarihinde temerrütün gerçekleştiği dikkate alındığında alacak bildirim tarihi olan 16/03/2022 tarihine kadar (481 gün) bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre belirlenen %57 oranında temerrüt faizi uygulandığında;
3.068.777,22 TL asıl alacak X %57 temerrüt faizi oranı / 100 / 360 X 481 gün = 2.337.129,58 TL tutarında temerrüt faiz alacağının bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu temerrüt faizinin %5’i oranında BSMV alacağının ise; 2.337.129,58 TL / 100 X 5 = 116.856,47 TL olduğu sonucuna varılmaktadır.
Buna göre; rehinli alacaklı…. Bankası A.Ş’nin alacak tutarının 3.068.777,22 TL asıl alacak + 2.007.610,12 TL işlemiş faiz + 2.337.129,58 TL temerrüt faizi + 116.856,47 TL BSMV olmak üzere toplam 7.530.373,39 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Belirlenen bu toplam alacak tutarından davacı borçlu tarafından yapılan 1.500.000,00 TL tutarındaki ödeme mahsup edildiğinde bakiye alacak tutarı 6.030.373,39 TL olarak kalmaktadır. Bu borç miktarından da ipotekle karşılanan 2.909.171,00 TL mahsup edildiğinde alacaklı bankanın 3.121.202,39 TL tutarındaki alacağının rehinsiz alacak olarak kabul edilmesi gerekmekte olup; bu tutarın adi alacak olarak kabul edilmesi ve nisaba dahil edilmesi gerekmektedir.
Alacaklılar genel kurul toplantısında toplam adi alacaklar tutarı 5.555.944,89 TL olarak belirlenmiş olup; bu tutar içerisinde…. Bankasının adi alacak tutarı 170.505,69 TL olarak dikkate alınmıştır. Ancak…. Bankası A.Ş’nin imtiyazsız alacak tutarı (rehinli alacağa faiz işleyeceğinden ve en iyi ihtimalle alacak bildirim tarihi olan 16/03/2022 tarihine göre hesaplama yapıldığında dahi) 3.121.202,39 TL olduğu anlaşılmakla bu tutarın imtiyazsız alacaklar içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre hesaplama yapıldığında imtiyazsız alacaklar tutarının (5.555.944,89 TL – 170.505,69 TL + 3.121.202,39 TL =) 8.506.441,59 TL olduğu sonucuna varılmaktadır. Alacaklı…. Bankası A.Ş gerek imtiyazlı alacağı yönünden gerekse imtiyazsız alacağı yönünden konkordato projesi oylamasında red oyu verdiğinden hesaba dahil edilen bu tutar yönünden de red oyu verdiği sonucuna varılmaktadır. Alacaklılar genel kurul toplantısında kabul oyu veren alacaklıların alacaklar tutarının 3.176.453,72 TL olduğu dikkate alındığında; her ne kadar kabul oyu veren alacaklı sayısı yönünden yasada aranan 1/2 oranında nisap sağlanmış ise de; kabul oyu veren alacaklıların alacak tutarları toplam alacağın 1/2’sini aşmadığı için alacak miktarı yönünden yasada aranan nisap sağlanmamıştır.
Kaldı ki; alacaklı …… Bankasının alacağı BAM kaldırma kararı öncesinde rehinli alacak olarak değerlendirilmiş olup 1.449.183,41 TL olarak nisapta hesaba dahil edilmiştir. Mahkememiz kararının kaldırılması sonrasında yeniden verilen tedbir kararına kadar imtiyazsız alacaklara faiz işlemeye devam edecektir. ….. .. Bankası tarafından alacağın işleyen faiz ile birlikte 2.996.780,16 TL olarak bildirilmesine rağmen alacaklılar kurulu toplantısında bu alacaklının alacak tutarı 1.176.075,25 TL olarak dikkate alınmıştır. Mahkememizce yeniden verilen tedbir tarihine kadar adi alacaklılar yönünden de faiz işlemeye devam etmesine rağmen konkordato komiserleri tarafından bu alacaklının alacak tutarı önceki alacak tutarından bile düşük olarak belirlenmiştir. Alacağın tespiti yönünden mahkememizce yeniden rapor alınmış ise de; bilirkişi raporunda hesap kat ihtarnamesinin 14/03/2019’da tebliğ edilmesine rağmen faiz başlangıcının 02/08/2021’den başlatıldığı, ayrıca sözleşmede kararlaştırılmış olan akdi ve temerrüt faiz oranlarının eksik alınarak hesaplama yapıldığı, bu nedenle alacaklı… Bankası alacağının düşük olarak belirlendiği, yeniden bilirkişi raporu alınması halinde bu alacaklının da alacağının daha fazla belirleneceği, … Bankasının alacağının imtiyazsız olması nedeniyle yukarıda yapılan açıklamada da belirtildiği üzere zaten nisap sağlanmadığından yeniden rapor alınmasının dosyaya bir katkı sağlamayacağı ve yargılamanın daha fazla sürüncemede kalacağı anlaşılmakla yeniden rapor alınmamıştır.
2004 sayılı İİK’nun 302. maddesinde göre konkordatom projesinin alacaklılar toplantısında kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birine alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayıldığı düzenlenmektedir. Somut olayda davacı borçludan rehinli alacaklı olanlar alacaklılar toplantısında konkordato projesine red oyu vermiş olup; imtiyazsız alacaklılar yönünden ise yukarıda da açıklama yapıldığı üzere toplam alacak tutarının 8.506.441,59 TL olarak belirlendiği, toplam da 76 adet imtiyazsız alacaklının bulunduğu, alacaklılar toplantısına 44 adet alacaklının katıldığı ve 41 adet imtiyazsız alacaklının konkordato projesine kabul yönünde oy kullandığı, konkordato projesine kabul yönünde oy veren alacaklıların alacak tutarlarının 3.176.453,72 TL olduğu, buna göre her ne kadar alacaklı sayısı yönünden 1/2’yi aşan çoğunluk sağlanmış ise de; alacak tutarının yarısını aşan miktarda kabul oyunun verilmediği sonucuna varılmakla; adi alacaklılar yönünden konkordatonun tasdiki talebi için yasada aranan nisap sağlanmadığından davacıların konkordatonun tasdiki talepleri yönünden asıl dava ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
Gerçek kişiler yönünden yapılan değerlendirme de ise; konkordatonun tasdiki için gereken şartlar her bir borçlunun şahsından gerçekleşmiş olmalıdır. Davacılar gerçek kişilerin talebi davacı şirketlerin borçlarına kefil olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davacı kefillerin, sunmuş olduğu ön projede borcun ödenmesine ve nakitin teminine ilişkin kendisi yönünden ayrıca değerlendirmeleri belirtmelidir. Davacı gerçek kişiker yönünden bağımsız bir proje sunulmamış olup; şirketler yönünden sunulan projede bu davacılar açısından kendine özgü tedbir ve hedeflere yer verilmemiştir. Davacı şirkete ilişkin proje üzerinden yapılan ön görüler davacı gerçek kişiler yönünden de ileri sürülmüş, alacaklılara yönelik davacı gerçek kişiler adına bir proje sunulmamıştır. Sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep etmek, konkordato kurumunun amacına uygun değildir. Kaldı ki; davacı şirketler yönünden konkordatonun tasdiki için yasada aranan şartlar gerçekleşmediğinden davacı gerçek kişiler yönünden de konkordatonun tasdikine yasal olarak imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle de davacı gerçek kişilerin konkordatonun tasdiki taleplerinin reddi gerekmiştir.
2004 sayılı İİK ‘nın 292.maddesinde aynen; “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse;
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmü mevcuttur.
Konkordato komiserleri tarafından mahkememize sunulan 30/11/2022 havale tarihli raporda da davacı şirketlerden …. Limited Şirketi ile … A.Ş’nin gayrifaal işletmeler niteliğinde bulunduğunu, davacı …… Şirketinin ise aktif faaliyetlerine devam ettiğini, …. Limited Şirketinin ise aktif mal varlığının 479.613,30 TL, pasif mal varlığının ise 617.777,23 TL olduğunu belirterek bu şirketin borca batık konumda bulunduğunu belirtmişlerdir. Mahkememizce …. Limited Şirketinin yetkilisi ve temsilcisi olan … adına meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olup; yetkili … duruşma esnasındaki beyanında …. Limited Şirketinin temsile yetkili kişisi olduğunu, konkordato sürecinde tüm iyi niyetle çabalarını sürdürdüklerini beyan etmiştir. Davacı şirketlerden …. Limited Şirketinin borca batık durumda olduğu, 2004 sayılı İİK ‘nın 292.maddesinde ön görülen şartların gerçekleştiği anlaşılmakla, konkordato projesinin başarıya ulaşamayacak olması gerçeği karşısında borca batık durumdaki davacı şirketin konkordato talebinin reddi” gerekçesi ile ” davacıların konkordatonun tasdiki taleplerinin ayrı ayrı reddine, 2-davacılardan erzurum …… müdürlüğünün ….-…… sicil numarasında kayıtlı kazım karabekir vergi dairesi müdürlüğünde …. vergi kimlik numaralı, …. tekstil konfeksiyon gıda canlı hayvan inşaat taahhüt ticaret limited şirketinin iik’nun 287/5 maddesi yollamasıyla iik’nun 292. maddesi gereğince iflasına, iflasın 06/01/2023 günü saat 10.14 itibariyle açılmasına, 3-davacılara mahkememizce komiser olarak tayin edilen konkordato komiserleri …, … ve …’un görev ve yetkilerinin karar tarihi itibariyle kaldırılmasına,4-davacılar hakkında verilen kesin mühletin kaldırılmasına, kesin mühletin kaldırıldığına ve konkordato talebinin reddi ile davacı …. tekstil konfeksiyon gıda canlı hayvan inşaat taahhüt limited şirketi hakkında iflas kararı verildiğinin iik’nun 289. maddesi gereğince ilanına, 5-davacılar hakkında verilen kesin mühletin kaldırıldığına ve konkordato talebinin reddi ile davacı …. tekstil konfeksiyon gıda canlı hayvan inşaat taahhüt limited şirketi hakkında iflas kararı verildiğinin iik’nun 289. maddesi uyarınca ilgili yerlere bildirilmesine6-davacılar hakkında mahkememizce geçici mühlet ve kesin mühlet ile verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına, gereği için ilgili yerlere müzekkere yazılmasına ” dair karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Asıl dava ve birleşen dava davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;Asıl dava ve birleşen dava davacılar vekili tarafından konkordato talebinin alacaklıları korumaya yönelik olarak yasal mevzuata uygun olduğu, konkordato projesinin kanunun ön gördüğü çoğunluk ile kabul edildiği, konkordato komiseri raporuna rağmen adi alacak miktarlarının kaydedilen alacak miktarının üzerinde miktarla esas alındığı ve mühlet içerisinde faiz hesaplandığı, konkordato tasdik şartlarının oluştuğu ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönünde talepte bulunarak kararın kaldırılması istemi ile konkordatonun tasdikine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava; Konkordato tasdik istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacılar ……, …, ……, ….., …., ….., …….. ile …. Tekstil Konfeksiyon Gıda Canlı Hayvan İnşaat Taah. Tic. Ltd., …… Tekstil Giyim Gıda San. Tic. Ltd.Şti., … Tekstil Züccaciye İnşaat Malzemeleri San. Tic. A.Ş ile birleşen 2018/597 Esas sayılı dosyada davacı ………. tarafından Konkordato tasdikinin talep edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; 02/08/2021 tarih ve 2018/… Esas, 2021/267 Karar sayılı kararı ile asıl dava yönünden davacıların konkordato tasdik talebinin reddine, birleşen dava yönünden konkordato tasdik talebinin reddine yönelik karar verilmiş; karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz 21/10/2021 tarih ve 2021/1555 Esas, 2021/1073 Karar sayılı karar ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; 06/01/2023 tarih ve 2021/513 Esas, 2023/12 Karar sayılı kararı ile asıl dava yönünden davacıların konkordato tasdik taleplerinin ayrı ayrı reddi ile, davacılardan …. Tekstil Konfeksiyon Gıda Canlı Hayvan İnşaat Taah. Tic. Ltd. A.Ş,’nin iflasına, birleşen dava yönünden ise konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı asıl ve birleşen dosya davacılar vekili tarafından konkordato talebinin alacaklıları korumaya yönelik olarak yasal mevzuata uygun olduğu, konkordato projesinin kanunun ön gördüğü çoğunluk ile kabul edildiği, konkordato komiseri raporuna rağmen adi alacak miktarlarının kaydedilen alacak miktarının üzerinde miktarla esas alındığı ve mühlet içerisinde faiz hesaplandığı, konkordato tasdik şartlarının oluştuğu ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönünde talepte bulunarak kararın kaldırılması istemi ile konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 285 ve devamı maddelerinde düzenlenen iflas dışı adi konkordato, vadesinde borçlarını ödeyemeyen ya da ödeyememe tehlikesi ile karşılaşan iflasa tabi olsun veya olmasın her hangi bir borçlunun kanunda ön görülen prosedür çerçevesinde, ön proje denilen ödeme teklifini kamunun gözetimi altında alacaklıları ile kanunda ön görülen belirli bir çoğunlukla müzakere edilerek alacaklılar tarafından kabulü neticesinde, iflastan avantajlı bir şekilde, kendi kaynakları ile orantılı olarak alacaklıları arasında eşitlik ilkesine uygun olacak şekilde iyi niyetli ve dürüst borçluların mali durumunun düzeltilmesini ve bu amaçla faaliyetlerinin devamını sağlayarak alacaklılar ve borçluların menfaatine olarak kabul edilmiş iyileştirme hukukuna ilişkin bir cebri icra kurumudur.
Konkordato talep eden davacıların asıl dava dosyası yönünden 3 ayrı ticaret şirketi ile 7 gerçek kişiden oluştuğu ve ayrıca birleşen dosya yönünden bir gerçek kişinin bulunduğu, gerçek kişilerin diğer şirketlerin ortağı ve çeşitli borçlarına şahsi veya ayni teminatlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Şu halde, konkordato talep eden davacı tüzel kişilerin işlemlerinin birbirleri ile bağlantılı olması, ortaklarının diğer davacı gerçek kişiler bulunması karşısında grup şirketler olarak değerlendirilmesi gereklidir. Konkordato talebinde grup şirketler ve gerçek kişilerin konkordatoya yönelik taleplerinin nasıl değerlendirileceğini açıklayan Yargıtay 6. Hukuk Dairesi ‘nin 05/10/2022 tarih ve 2022/559 Esas, 2022/4551 Karar sayılı kararı; ” Somut olayda konkordato talebinde bulunan grup şirketler ve gerçek kişilerin ayrı ayrı projelerini sunmalarından ve malvarlıkları ayrı ayrı değerlendirilmesinden sonra alacaklılar toplantısında her bir grup şirket ve gerçek kişi alacaklıları için ayrı alacaklılar listesi oluşturularak, projeler için ayrı toplantı yapılıp ayrı tutanaklar tutulmak suretiyle ve her bir konkordato talep eden için İİK 302’deki çoğunluk koşulunun ve İİK 305’deki koşulların varlığının mevcut olup olmadığının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken konkordato talep eden grup şirketler ve gerçek kişiler bakımından alacaklılarının kül halinde yazılarak tek toplantıda tek tutanakla oylama yapılarak sonuca gidilmesi isabetli olmamıştır” şeklindedir. Bu sebeple, konkordato tasdik şartlarının her bir davacı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gereklidir.
Uyuşmazlık; ilk derece mahkemesince; konkordato tasdik taleplerinin konkordato komiseri nihai raporundan farklı olarak nisap hesaplaması yapılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu farklı hesaplamaya ……… Bankası A.Ş ile….. ….. Bankası A.Ş ‘nin alacakları sebep olmuştur. İlk olarak konkordato talebi kapsamında, alacakları rehinli ve adi/rehinsiz alacak olarak sınıflandırmak gereklidir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi ‘nin 15/09/2021 tarih ve 2021/1792 Esas, 2021/100 Karar sayılı kararı; “Uyuşmazlık 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir.
17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (…, …., ……) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.
Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.
Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.
İ.İ.K.nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir.
İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren 3. kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır.
İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. 3. kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tesbit edilemeyeceğinden 3. kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan 3. kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir.
Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır.
İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. 3. kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.
Tüm bu gerekçeler nazara alındığında 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır.
Bu gerekçeler ışığında alacağı 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3.kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekeceğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir”şeklindedir.
Rehinli alacaklar, konkordato talep eden borçlu tarafından alacaklıya ayni teminat sağlanmak suretiyle alacağının ….altına alındığı alacaklardır. Bu anlamda; konkordato talep eden borçlu dışında 3. Kişiler tarafından, konkordato talep eden borçlu lehine, ayni teminat sağlanması durumunda, rehni sağlayan 3. kişi olduğundan bu alacağı adi/rehinsiz alacak olarak değerlendirmek gereklidir. Yine, konkordato talep eden borçlu tarafından rehin sağlanan alacaklının alacağı, rehinli alacak olduğuna göre ve kesin mühlet içerisinde konkordato komiseri tarafından rehin konusu malın kıymeti takdir edileceğine göre, değerlendirmenin bu rakamlar üzerinden yapılması gereklidir. Şu halde, rehinli malın takdir edilen kıymeti, rehinli alacaklının alacağını tam olarak karşılıyor ise, burada bir problemle karşılaşılmamaktadır. Ancak, rehinli malın takdir edilen kıymeti, kendisine rehin verilen alacaklının alacağını karşılamıyor ise, alacağın karşılanmayan kısmı kadar adi/rehinsiz alacak olarak kabulü gereklidir. Başka bir deyişle; rehinli alacaklının alacak miktarı, rehinli malın kıymetinden daha fazla olup rehin açığı ortaya çıkarsa, bu fazlalık adi/rehinsiz alacak olarak konkordato yargılamasında değerlendirilmelidir. Bu halde, alacaklı kendisine rehin verilen malın kıymeti kadar rehinli alacaklı ve ortaya çıkan rehin açığının miktarı kadar da adi/rehinsiz alacaklı olarak bulunmaktadır.
İkinci husus ise, konkordato sürecinde faiz işleyip işlemeyeceği konusudur. Yukarıda ifade edilen rehinli alacaklar yönünden konkordato sürecinde dahi faiz işlemeye devam edecektir. Adi/rehinsiz alacaklar bakımından ise, faiz işlemesi duracaktır.
23/05/2022 havale tarihli konkordato komiserleri nihai raporunun incelenmesinde; ………. Bankası A.Ş ‘nin imtiyazlı alacaklılar arasında 3.576,387,34-TL alacak tutarı ile red oyu verdiğinin görüldüğü, açıklama kısmında ” ……… Bankası A.Ş ‘nin bildirmiş olduğu alacak tutarı faiz yönünden İcra Hukuk Mahkemesi ‘ne taşınmış, Erzurum …. İcra Hukuk Mahkemesi ‘nin 30/12/2021 tarih ve 2020/… Esas sayılı kararındaki işlemiş faiz olmak üzere takip çıkış miktarının 5.076,387,34-TL olarak düzeltilmiştir; ……….’e ait iş yeri satışından 1.500,000,00-TL banka hesabına aktarılması nedeniyle bakiye borç 3.576,387,34-TL olarak listeye alınmıştır” şeklindedir. Öncelikle ifade etmek gerekir ki, konkordato komiserlerinin 23/05/2022 havale tarihli nihai raporunda “imtiyazlı alacaklar” olarak belirtilen alacaklarla “rehinli alacakların” kastedildiği, yine konkordato komiserleri nihai raporunda “imtiyazsız alacaklar” olarak belirtilenlerin de “rehinsiz/adi alacakları” ifade ettiği anlaşılmıştır. 3 kişiden teşekkül eden ve heyet şeklinde faaliyet gösterdiği anlaşılan konkordato komiserlerinin, konkordato süreci içerisinde yürüttükleri faaliyetlerde ve sundukları raporlarda konkordato kurumunda kullanılan hukuki kavramları (imtiyazlı alacak, rehinli alacak gibi) farklı anlam ifade edecek şekilde kullanmaları anlam karmaşasına yol açacaktır. Bu nedenle, kullanılan kavramların anlam itibariyle farklılaştırılmadan kullanılması, anlatılmak istenilen merama uygun ve doğru kavramların kullanılması son derece önemlidir. Bu açıdan konkordato komiserlerinin 23/05/2023 havale tarihli raporunun da eleştirilmesi gereklidir.
Yine, konkordato komiserleri nihai raporlarının incelenmesinde; her bir davacı yönünden ayrı bir toplantının yapılmadığı, her bir davacı borçlunun alacaklarının ayrılıp tek tek belirlenmediği ve aynı zamanda da rehinli ve rehinsiz alacak olarak tasnif edilmediği anlaşılmaktadır. Şu hali ile, yukarıda belirtilen Yargıtay kararına aykırı olarak alacaklılar toplantısının yapıldığı, alacakların tasnif edilmediği ve her bir borçlu açısından ayrılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesi kararında asıl ve birleşen dosya davacıları yönünden konkordato tasdik talebinin reddi kararı yerinde olup, ayrıca karar gerekçesine bu hususların da eklenmesi yerinde olacağı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi bu yönden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Alacaklı …… Bankası A.Ş ‘nin 11/02/2019 havale tarihli müdahale talebi ile “29/01/2019 tarihi itibariyle faiz ve masraflar hariç olmak kaydı ile 3.068,777,22-TL alacak bildiriminde bulunduğu, söz konusu tarihin hesap kat ihtarname tarihi olduğunun belirtildiği” anlaşılmıştır. Yine, müdahil …… Bankası A.Ş vekili tarafından uyap ortamında sunulan 29/06/2022 tarihli dilekçenin ekinde yer alan 16/03/2022 tarihli alacak bildirimi hakkında konulu müdahil ………. Bankası A.Ş Erzurum Şubesi yazısının incelenmesinde;” asıl borçlu firma ve kefillerinden geçici mühlet tarihi olan 30/11/2018 tarihi itibariyle 4.035.161,21-TL nakit alacağımız bulunmaktadır. Borçlu firmaya kullandırılan kredilerin teminatında davalı borçlu ………. ‘in maliki olduğu, Erzurum ili …… ilçesi ….. mah. ….Pafta, ….Ada, … Parsel’de yer alan dükkan nitelikte taşınmaz üzerinde 1.000,000,00-TL birinci derece ve 1.500,000,00-TL ikinci derece olmak üzere toplam 2.500,000,00-TL ipoteğimiz mevcuttur. Yine davalı borçlu müteselsil kefil …….. ‘in maliki olduğu, Erzurum ili ….. İlçesi … Mahallesi …. Pafta, … Ada, … Parselde yer alan mesken nitelikte taşınmaz üzerinde birinci derecen 500.000,00-TL ipoteğimiz mevcuttur. Rehinle temin edilen alacaklar bakımından faizin işlemeye devam edeceği İİK 294 hükmü ile sabittir. Bu sebeple Yukarıda belirtilen ipotekler sebebiyle bankamız alacağı asıl borçlu ve kefiller yönünden rüçhanlı olacağından faiz işlemeye devam edecek ve faiz talep hakkımız yasal olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple, borçlular …… Tekstil Giyim ve Gıda san. Ltd.Şti., ………. … ve …. için 10 Mart 2022 tarihi itibariyle 9.004,600,81 nakit (Anapara-4.035,161,21-TL, faiz + BSMV 4.816.645,03-TL ve 152.794,57-TL vekalet ücreti olmak üzere) 23.040,00-TL gayri nakit olmak üzere toplama 9.027.640,81-TL alacağımız bulunmaktadır. Diğer borçlulardan … Tekstil Züccaciye İnşaat Malzemeleri San. Ve Tic. A.Ş, …. Tekstil Konfeksiyon Gıda Canlı Hayvan İnşaat Taahhüt Ltd.Şti. ……, …….., ……., ……, …… ‘in ise İİK 294 kapsamında teminat olmaması nedeniyle 10 mart 2022 tarihli yazı itibariyle muaccel hale gelmiş 4.035,161,21-TL nakit ana para alacağımız bulunmaktadır” şeklindeki ifadelere yer verdiği anlaşılmıştır.
18/07/2019 havale tarihli konkordato komiserleri gözetiminde yapılan rehinli alacaklılar genel kuruluna ilişkin toplantı raporunun ekinde yer alan alacaklı ……… Bankası A.Ş Erzurum Şubesi ‘nin 20/05/2019 tarih ve 455 Sayılı …… Tekstil Giyim ve Gıda San. Ltd.Şti konulu yazısının incelenmesinde; ” Şubemiz müşterilerinden ……….. vergi numaralı …… Tekstil Giyim ve Gıda San. Ltd.Şti. Firmasının konkordato geçici mühlet kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği 12/12/2018 tarihi itibariyle yayınlanmış olup, ilgili firmaya 29/01/2018 tarihinde ihtarname tebliğ edilmiş ve 30/01/2019 tarihinden 20/05/2019 tarihine kadar Asıl Alacak: 3.064.508,42-TL temerrüt faizi 521.867,99-TL temerrüt BSMV 26.093,40-TL toplam 3.612.469,81-TL nakit ve 29.160,000,00-TL gayri nakit ( Firmaya verilen çeklerin bankamız sorumluluğunda bulunan ve ödenmesi gereken çek yaprak bedelleri) olmak üzere toplam 3.641.629,81-TL muccel hale gelmiş alacağımız bulunmaktadır… Bankamız tarafından borçlu firmaya kullandırılan kredilerin teminatını teşkil etmek üzere ; 1- Erzurum ili …… İlçesi ……. mah. …. Pafta, …Ada, ….. Parselde kayıtlı iş yeri vasıflı birinci derece 1.000.000,00-TL bedelli ipotek ( Malik ……….), 2- Erzurum ili …… ilçesi ……. mah. … Pafta, ….Ada, ….. parselde kayıtlı iş yeri vasıflı ikinci derece 1.500.000,00-TL bedelli ipotek ( malik ………. ), 3- Erzurum ili …. ilçesi …….. ……, …. parsel, ……. kat… blokta kayıtlı ….. mesken vasıflı birinci derecede 500.000,00-TL bedelli ipotek ( malik ….), 4- Erzurum ili …. ilçesi …. … Ada, … Parsel, ….. kat …..blokta kayıtlı Dubleks mesken vasıflı birinci derece 500.000,00-TL bedelli ipotek ( malik …)…” şeklinde ifade edilmiştir. Tüm bu yazılardan anlaşıldığı üzere, ……. Bankası A.Ş Erzurum Şubesinin davacılardan …… Tekstil Giyim ve Gıda San. Ltd.Şti.’nden alacaklı olduğu; asıl borçlunun bu davacı olarak yer aldığı borç ilişkisinde ve bu asıl borçlu lehine kullandırılan kredilere teminat olarak diğer davacılar ………., …. ve … ‘in taşınmazlarının ipotek verildiği anlaşılmıştır. Dolayısı ile …… Tekstil Giyim ve Gıda San. Ltd.Şti. yönünden konkordato incelemesinde ……… Bankası A.Ş ‘nin alacağının 3. kişi konumunda bulunan kişilerin taşınmaz rehni kurması sebebiyle rehinsiz/adi alacak niteliğinde değerlendirilmesi gereklidir. Zira, konkordato talep eden borçlu …… Tekstil Giyim ve Gıda San. Ltd.Şti. alacaklı …….. Bankası A.Ş ‘den kullandığı kredilere kendi mülkiyetinde bulunan bir taşınır ya da taşınmazı rehin olarak vermemiştir. Bu sebeple de, ilk derece mahkemesi kararında asıl ve birleşen dosya davacıların konkordato taleplerinin reddi gerekçesine bu hususların da eklenmesi yerinde olacağı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi bu yönden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Konkordato komiserlerinin nihai raporunda ve ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında ………. Bankası A.Ş ‘nin alacağının tüm borçlu davacılar yönünden rehinli alacak olarak değerlendirilmesi bu sebeple usul ve yasaya aykırıdır. İkinci olarak konkordato talep eden borçluların her biri yönünden konkordato projesinin ve konkordato tasdik şartlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği gibi, alacaklılar toplantısının da ayrı ayrı yapılması gereklidir. Aksi yöndeki davranış ile tek bir toplantı yapılması, her bir borçlunun kefil ve borçlu olduğu alacakların ayrılmaması ve her bir borçlu yönünden alacakların tasnifinde ( rehinli/rehinsiz alacak) hataya düşülmüş olması sebebiyle ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi yetersizdir. Aynı zamanda bu durum konkordato sürecinin kanunda belirtilen prosedüre göre yürütülmediğini de göstermektedir. Bu sebeple, ilk derece mahkemesince konkordato taleplerinin reddi kararının gerekçesine bu hususların da eklenmesi yerinde olacağı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi bu yönden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Diğer taraftan davacılar vekilinin 28/11/2018 havale tarihli dilekçesinde konkordato projesinin izahı başlığı altında 9. sayfada ” Ön proje vade konkordatosu teklifi içermektedir. Konkordato projesinin temel konsepti konkordatoya tabi alacaklılar ile anlaşarak borçları konkordatonun tasdiki tarihinden başlamak üzere 4 yıl vadede 3 ‘er aylık taksitlerle garameten ödemektir… Alacaklılara % 7 yıllık faizi ile birlikte alacaklarının tamamının ödenmesi teklif edilmektedir.” ifadelerine yer vermektedir. Her ne kadar dava dilekçesinde vade konkordatosu öngörüldüğü ifade edilmiş ise de; yıllık % 7 faiz ile birlikte (yani yıllık % 9 olan yasal faizden daha az oranda ve alacaklılarla aralarında akdedilen sözleşmelerde belirtilen faiz oranlarından farklı olarak) borçların tasfiyesi örtülü bir tenzilat konkordatosu olduğunu da göstermektedir. Dolayısı ile talep edilen konkordato türü karma/kombine konkordatodur. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre; tenzilat konkordatosu talep edebilmek için borçlunun borca batık olması şarttır. Aksi halde, konkordato tasdik şartlarından kaynakla orantılılık şartı gerçekleşmeyecektir. Bu nedenle, davacı borçlulardan sadece …. Tekstil Konfeksiyon Gıda Canlı Hayvan İnşaat Taahhüt Ltd.Şti’nin borca batık olması sebebiyle bu tür konkordato talebinde bulunabileceği, diğer davacıların ise bulunamayacağı anlaşılmakla, asıl dosya davacıları ….., …, ……., …., ……., ……., ………, …… Tekstil Giyim ve Gıda San. Ltd.Şti. Ve … Tekstil Züccaciye İnşaat Malzemeleri San. Tic. A.Ş’nin ve birleşen dosya davacısı ………. ‘in konkordato tasdik taleplerinin tasdik şartının oluşmaması sebebiyle reddi kararı usul ve yasaya uygun olup, ilk derece mahkemesi gerekçeli kararına yukarıda belirtilen kaynakla orantılık konkordato tasdik şartına ilişkin gerekçeye de yer verilmek suretiyle davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddi gereklidir. Bu nedenle de, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi, neticede verilen hükmün doğru olması sebebiyle ve gerekçeye Dairemiz kararında belirtilen hususların da eklenmesinin yerinde olacağı anlaşılmakla eleştirilmekle yetinilmiştir.
Hakkında iflas kararı verilen …. Tekstil Konfeksiyon Gıda Canlı Hayvan İnşaat Taahhüt Ltd.Şti’nin borca batık olması, son celsede şirket yetkilisinin dinlenilmiş olması, ayrıca yukarıda ifade edilen grup şirketlerin konkordato talebinde ayrı ayrı değerlendirme yapılması kuralı, ayrı bir alacaklılar toplantısı yapılması kuralı ihlal edildiğinden, ayrıca söz konusu şirketin gayri faal işletmeler niteliğinde bulunduğu da anlaşıldığından, hakkında iflas kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemesine göre ilk derece mahkemesinin neticede ulaştığı sonuç olan hükmü usul e yasaya uygun olduğundan aksi yöndeki davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK ‘nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddi gerekmiştir.
Her ne kadar asıl ve birleşen dosya davacılar vekili tarafından istinaf dilekçesi ile birlikte ihtiyati tedbir kararlarının verilmesi de talep edilmiş ise de, tüm dosya kapsamına göre konkordato talebinin verilen mühletler ile tedbirlerin uygulandığı, neticede ilk derece mahkemesince konkordato taleplerinin reddi yönünde karar verildiği, Dairemizce incelenen dosya kapsamına göre, yukarıda belirtilen hususlar da dikkate alındığında konkordato sürecinin ve tedbirlerinin devamında iyi niyet ve hukuki yarar da görülmediğinden davacılar vekilinin bu yöndeki talebinin de ayrıca 6100 Sayılı HMK ‘nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddi gereklidir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan asıl dava ve birleşen dava davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında davacılar tarafından yeteri kadar harç alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacılar tarafından bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
6-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren on günlük yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere …………. tarihinde oy birliği ile karar verildi.