Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/828 E. 2023/1125 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/828
KARAR NO: 2023/1125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2023 (Karar)
NUMARASI: 2020/508 Esas, 2023/60 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı taraf vekillerince yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili, müvekkillerinden …’nın diğer müvekkil şirket olan …. Ltd. Şti’nin ortağı ve temsile yetkili müdürü olduğunu, diğer müvekkil …’nın ise şirketin diğer ortağı olduğunu, müvekkil şirket ile davalı …’in sahibi olduğu ……. Un A.Ş. arasında 2004-2008 yılları arasında un alım satımına ilişkin ticaret olduğunu, müvekkillerinin davalılardan aldıkları ve alacakları una karşılık teminat olarak açık senet verdiklerini, ticari alışverişleri devam etmekte iken ek teminatlar talep edilmesi üzerine 2007 yılında …’nın 150.000,00 TL bedel ile kendisine ait Erzurum ili … ilçesi; ….. Mah. ….parsel, … nolu taşınmazı davalı … lehine ipotek tesis ettiğini, davalıların bununla birlikte un sevkiyatının devam etmesinin temini amacı ile …’dan kendi payına karşılık 150.000,00 TL ‘lik senet talep ettiğini, müvekkili tarafından bu senedin düzenlenip verildiğini, mal alışverişi devam ederken peşin para talep etmeleri üzerine 2013 yılı ilk aylarına kadar 100.000,00 TL’lik senetleri ödemeye devam ettiklerini, ipoteği kaldırmadıkları gibi icra takiplerine devam edeceklerini bildirdikleri 150.000,00 TL’lik senet için Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2008/…. Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, ödemelere rağmen 150.000,00 TL’lik senet nedeni ile icra takibi yapmaya devam ettiklerini, keza ipoteği de kaldırmadıklarını, un alışverişi devam ettiğinden borçlu olmadıkları rakamı net olarak bilmediklerinden dolayı dava sonucunda artırılmak üzere müvekkillerin davalılara 5.000,00 TL borcunun olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili, menfi tespit davasının belirsiz miktarla veya kısmı bir miktarla açılamayacağını, dava dilekçesinin baştan sona açıklattırılarak çelişkilerin giderilmesi gerektiğini, davacılar vekilinin öne sürdüğü Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün 2013/… Esas sayılı dosyasından takibe geçilen ipoteğin teminat ipoteği olmadığını, kesin borç ipoteği olduğunu, senedin teminat olarak verildiğinin ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, karşı tarafın tanık ve bilirkişi deliline muvafakatları bulunmadığını, senedin teminat senedi olmadığını ve tüm bu nedenler göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” …Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yapılan yargılama neticesinde; davacıların davalılar ile aralarında un alım satımına ilişkin ticaret olduğunu, davalıların talebi üzerine teminat olarak açık senet verildiğini, ek teminat talep edilmesi üzerine davacı …’ya ait taşınmazın davalı … lehine ipotek olarak verildiğini, daha sonra davalıların talebi üzerine davacı …’nın 150.000,00 TL’lik senet düzenleyerek davalılara verildiğini, bu senedin Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2018/…. esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine konulduğunu, davacılar tarafından ödemeler yapıldığını, 01/…./2009 tarihinde sözleşme yapılarak borç tutarının belirlendiğini, buna göre tüm borcun 166.000,00 TL olarak sabitlendiğini, bu sözleşme doğrultusunda ödemeler yapılmasına rağmen davalıların takibe devam ettiğini, bu nedenle davalılara borçlarının olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı …. tarafından Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2008/…. esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip borçlusunun … olduğu anlaşılmıştır. Davalılardan … tarafından Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı dosyası üzerinden borçlu … aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte mahkemece tedbir kararı verilmesi sonrasında bu sefer alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine Antalya …. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davacılar vekili yargılamanın devamı sırasında senet nedeniyle başlatılan Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2008/…. esas sayılı ve ipoteğin paraya çevrilmesi talebiyle başlatılan Antalya … İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacılar tarafından işbu davanın açılmasından önce davalı …. ile davacı … arasında 01/…/2009 tarihli sözleşme imzalanmış olup; bu sözleşmeye göre 204.565,00 TL tutarındaki borca karşılık 32.165,00 TL tutarında evrak alındığı, 6.400,00 TL’nin ödenmesi sonrasında bakiye borcun 166.000,00 TL olarak belirlendiği, bu borcun ödeme tarihlerinin ayrı ayrı belirlenmesi sonrasında ödemelerin herhangi bir tanesinin yapılmaması halinde ipoteklerin satıcı firma tarafında işleme konulacağının belirtildiği anlaşılmaktadır. Daha sonra yargılamanın devamı sırasında davalılar ile davacı … arasında 04/04/2014 tarihli protokol imzalanmış olup; buna göre senet nedeniyle başlatılan icra takibi ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takiplerinden dolayı toplam borcun 250.000,00 TL olduğu, vekalet ücretinin 20.000,00 TL olarak belirlendiği, bu borcun 5.000,00 TL’sinin elden alındığı, kalan borç için 47 adet senet alındığı, senetlerin gününde ödenmemesi halinde her iki icra takip dosyasında icrai işlemlere devam edileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Davacılar tarafından yapılan bu her iki sözleşme sonrasında davalılara peyderpey bir kısım ödemelerde bulunduğu her iki tarafında kabulündedir.
Somut olayda taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacılardan … tarafından davalı şirket lehine 150.000,00 TL’lik senet verildiği ve bu senedin Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2008/…. esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine konu edildiği, daha sonra taraflar arasında 01/…./2009 tarihli sözleşme yapılarak borç miktarının belirlendiği ve borcun ödenmesinin yapılandırıldığı, bu sözleşme gereğince ödemeler yapılmadığı takdirde ipoteklerin paraya çevrilmesi yoluna gidileceğinin kararlaştırıldığı, davacının bu sözleşme nedeniyle bir kısım ödemeler yapması sonrasında davalı … tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, bu takip ve işbu davanın açılması sonrasında yine taraflar arasında 04/04/2014 tarihli protokol yapılarak borç miktarının belirlendiği ve borcun ödenmesinin yapılandırıldığı, bu protokol doğrultusunda ödemeler yapılmaması halinde her iki takibe devam edileceğinin kararlaştırıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Takibe konu edilen senet nedeniyle taraflar arasında 01/…/2009 tarihli sözleşme sonrasında davacının bir kısım ödemeler yaptığı, bu sözleşme doğrultusunda tüm ödemeler yapılmadığı için sözleşmedeki hüküm nedeniyle sözleşmenin ve borç yapılandırılmasının sona erdiği sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki; taraflar arasında 04/04/2014 tarihli 2. bir protokol yapılarak borcun belirlenmesi ve yapılandırılması yoluna gidilmesi bu ilk sözleşmenin ortadan kaldırıldığı yönünde tarafların irade gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Bu nedenle dava tarihinden önce borç miktarının belirlendiği 01/…/2009 tarihli sözleşme hükümlerinin dikkate alınması mümkün değildir. Aynı şekilde taraflar arasında işbu davanın açılması sonrasında 04/04/2014 tarihli borç miktarının belirlenmesi ve ödemelerin yapılmasına yönelik ikinci protokol yapılmış olup; bu protokol nedeniyle borcun ve ödeme şeklinin belirlenmesi sonrasında protokol doğrultusunda ödemeler yapılmadığı takdirde her iki takip nedeniyle icrai işlemlere devam olunacağı belirtildiğinden ve bu protokol gereğince davacılar tarafından ödemeler tam olarak yapılmadığından bu protokolünde sonuçları ile birlikte ortadan kalktığı anlaşılmaktadır. Zira davalı taraf bu protokol doğrultusunda ödemelerin yapılmaması nedeniyle her iki icra takibinden dolayı alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Buna karşılık her iki protokolden dolayı davacılar tarafından bir kısım ödemeler yapılmış olup; bu ödemelerin de dikkate alınması zorunludur.
Dava tarihinden önce davalı …. A.Ş tarafından borçlu … aleyhine senet nedeniyle Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2008/…. esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatılması sonrasında davacıların işbu menfi tespit davasını açtıkları, davanın devamı sırasında davalı … tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davacıların gerek davadan önce gerekse davadan sonra bir kısım ödemeler yaptıkları anlaşılmaktadır. Davacılar dava dilekçesinde davalı tarafa verilen ipotekten bahsetmişler ise de; esas itibariyle hem senet hem de ipoteğin aynı borçtan kaynaklı olduğunu belirterek menfi tespit talebinde bulunmuşlardır. Her ne kadar davacılar senedin teminat senedi olduğunu beyan etmişler ise de; senet metninde teminat amacıyla verildiğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi taraflar arasında da bu yönde bir sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle senedin teminat senedi olduğuna dair davacı tarafın iddialarına itibar edilmemiştir. Mahkememizce davacılar tarafından dava tarihinden önce ve sonra yapılan ödemelerin belirlenmesi amacıyla bilirkişiden rapor aldırılmış olup; buna göre davacıların dava tarihinden önce toplam yaptıkları ödemeler tutarının 139.895,00 TL, dava tarihinden sonra ise toplam da 130.000,00 TL tutarında ödemeler yaptıkları anlaşılmıştır. Dava tarihinden önce yapılan ödemeler ilk takip senetten kaynaklı olduğu için bu takibe istinaden yapılmış sayılmalıdır. Davacılar tarafından dava tarihinden önce yapılan bu ödemelerin toplam faiz alacağını karşılamadığı, son ödeme tarihi itibariyle takip borcunun 257.172,62 TL olarak belirlendiği bilirkişi raporunda açıklanmıştır. Yapılan bu kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz ve ferilere mahsup edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacı …’nın borçlu olduğu Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2008/…. Esas sayılı dosyası nedeniyle dava tarihinden önce yapılan ödemeler tutarı olan 139.895 TL tutarında faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine, dava tarihinden sonra yapılan 130.000,00 TL tutarındaki ödemelerin ise takip dosyasında infaz aşamasında dikkate alınmasına karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesinde davacılardan … tarafından davalı … lehine tesis edilen ipoteğin de teminat amaçlı verildiği belirtilmektedir. Ancak bu ipoteğin teminat amaçlı tesis edildiğine dair taraflar arasında herhangi bir sözleşme veya resmi senette bu yönde bir beyan bulunmamaktadır. Bu nedenle ipoteğin davacıların belirttiği gibi teminat amaçlı olarak verilmediği, borç nedeniyle tesis edildiği anlaşılmaktadır. Dava tarihinde bu ipotek nedeniyle başlatılmış herhangi bir takip bulunmadığından davacıların ipotekten kaynaklı borçlu olmadıklarının tespitine yönelik taleplerinin yerine olmadığı sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki; davacılar tarafından dava tarihinden önce yapılan ödemelerin senetten kaynaklı başlatılan icra takibine ve borcun belirlenmesine ilişkin 01/…/2009 tarihli sözleşmeye ilişkin olduğu dikkate alındığında ipotekten kaynaklı dava tarihinden önce ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin de ilk muaccel borç olan senetten kaynaklı takibe yönelik olduğunun değerlendirilmesi ve bu ödemelerin senetten kaynaklı takipte infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verildiği değerlendirildiğinde; dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin ipotekten kaynaklı borca yansıtılamayacağı sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca her ne kadar dava dilekçesinde davacılar … ve …’nın ortağı ve yetkilisi oldukları …. Limited Şirketi de davacı olarak gösterilmiş ise de; davaya konu senedin … tarafından tanzim edilerek verildiği, ipoteğin ise davacı … tarafından tesis edildiği, borçlu sıfatının bu kişilere ait olduğu, davacı şirketin herhangi bir borçlu sıfatının bulunmadığı, bu nedenle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmekte hukuki yararının olmadığı anlaşılmakla davacı …. Limited Şirketi tarafından açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın REDDİNE, Davacı …. Gıda Tem. Mal. Teskt. İnş. Malz. Tic. San. Ltd. Şti tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, Davacı … tarafından açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; Davacı …’nın Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2008/…. esas sayılı dosyası nedeniyle davalı … San. Tic. A.Ş’ye 139.895,00 TL tutarında faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine, dava tarihinden sonra yapılan 130.000,00 TL tutarındaki ödemenin icra takip dosyasında infaz aşamasında dikkate alınmasına, fazlaya dair talebin reddine, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; diğer müvekkillerinin davalılarla olan ilişkisinin tamamen şirketin ticaretinden kaynaklı unsurlar olduğunu, davanın ana sebebin oluşturan müvekkili şirket hakkında verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket yönünden verilen karar sebebiyle nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu, un sevkiyatı için düzenlenen senet sonrası sevkiyatın devamı için davalı taraflarca peşin para istenildiğini, mal tesliminin öncesinde peşin para gönderilemeyeceğinin müvekkillerine söylenmesi sonrası davalılar …’nın vermiş olduğu 150.000,00 TL’lik senedi icra takibine koymaları akabinde yapılan sözleşme gereği un sevkiyatının devam edileceğinin kararlaştırıldığını, davalıların daha sonrasında sevkiyatı durdurarak 2008 yılından sonra şirket arasındaki ticaretin sonlandırıldığını, bozma öncesi yargılama esnasında da şirketler arasındaki alacak verecek hesaplarının tespitine ilişkin yargılama yapıldığını, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığını, müvekkili şirketin maliye kayıtları, ticari defterler ve faturaların bilirkişi vasıtasıyla tespit edildiğini, taraflar arasında imzalanan 01/…/2009 tarihli sözleşmede müvekkili şirketin un alım satımına ilişkin ödeme yapıldığının tespit edildiğini, yargılama esnasında müvekkillerinden …’nın davalı …’e vermiş olduğu ipoteğin ve …’nın vermiş olduğu senedin şirketler arasındaki borca karşılık teminat olduğunun dosya kapsamında ispat olunduğunu, mahkemece istinaf önceci verilen kabul kararı gerekçesinde de iddialarının doğrulandığını, müvekkilleri davalı şirket ile yapılan ticari alım satımdan kaynaklanan borçlarını ödediklerini, buna rağmen bu ticari satıma yönelik teminat olarak verilen senetlerin iade edilmediği ve ipoteğin kaldırılmadığı, yeni borç çıkarıldığını, mahkeme aracılığı ile şirketler arsında alacak verecek olup olmadığın tespitinin talep edildiğini, dava öncesi imzalanan protokol dava aşamasında taşınmazlın cebri icra yoluyla satılması tehtidi altında imzalanan protokolda senetlerin ipoteğin bu ticari satıma yönelik olarak teminat alındığının sabit olduğunu, davalını kötüniyetli olduğunu, önceki raporlarda da borlu oladıklarının sabit olduğunu, müvekkilleri ve davalılar arasındaki faturalı alacak vereceği dışlayarak sadece icra takipleri üzerinden faiz ve alacak hesabının yapılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
Davalı … San. Tic A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacılar tarafından Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı icra takibine konu senedin teminat senedi olduğunun ispat edilemediğini, dava tarihinden önce yapılan 139.895,00 TL ödeme icra takibine konu senede istinaden değil, müvekkilinin cari hesabına istinaden yapılmış oluğundan, mahkemenin Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı dosyası nedeniyle dava tarihinden önce yapılan ödeme tutarı olan 139.895,00TL tutarındaki faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı iş bu ödemenin senede istinaden yapıldığını yazılı belge ispat edemediğini, kabul anlamına gelmemek üzere 139.895,00TL’lik ödemenin Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı icra takibine dayanak yapılan senede istinaden yapıldığı kabul edilse dahi bu miktar üzerinden davalı müvekkili aleyhinde vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından davanın 150.000,0TL üzerinden açıldığını, kabul anlamına gelmemek üzere iş bu 139.895,00TL’lik ödemenin Erzurum ….İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı dosyasına istinaden yapıldığı kabul edilse dahi bu ödemeler icra dosyanın masraf , faiz ve vekalet ücretine mahsup edilmesi gerektiğinden ve ana para borcunun helen devam ettiği de bilirkişi raporu ile sabit olduğundan 139.895,00TL’lik ödemenin de takip dosyasının infaz aşamasında dikkate alınmasını ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, 150.000,00-TL’lik bonoya dayalı olarak yapılan Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı dosyası ile Erzurum Tapu Müdürlüğü tarafından düzenlenen 26/…/2007 tarihli ve… yevmiye numaralı ipotek resmi senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, davacı … Ltd. İle davalılardan ……. Un A.Ş. Arasında un alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında teminat olarak keşidecisi … olan 150.000,00-TL bedelli bononun davalı …’ye verildiğini, yine ek teminat talep edilmesi nedeniyle davacı …’nın adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalılardan … lehine 150.000,00-TL bedelli ipotek tesis edildiğini, davalı şirketin davacı … hakkında 150.000,00-TL’lik bonoya dayalı takip başlatması üzerine davalılar ile …/09/2013 tarihli sözleşmeni yapıldığını, bu sözleşme kapsamında davacılar tarafından yapılan ödemeler olmasına rağmen hiç ödeme yokmuş gibi davalı tarafça noter ihtarı çekilerek 150.000,00-TL ödeme yapılmasının talep ediliğini ve ödeme yapılmaması halinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlanılacağının belirtildiğini, esasen bono ve ipoteğin un alım satımının teminatı olduğunu, davacıların bu ticaret nedeniyle yaptıkları ödemelerin yok sayılarak alacak talebinde bulunulmasının doğru olmadığını ileri sürerek davacıların bono ve ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, davalı velilinin bono ve ipoteğin teminat olarak alındığının yazılı delille kanıtlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istediği, mahkemece yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamında göre dava konusu bono ve ipoteğin teminat amacıyla verildiği ve davacının taraflar arasında yapılan sözleşme ile belirlenen borç miktarından fazla ödeme yaptığını saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne yönelik verilen 30/03/2018 tarih ve 2015/360 Esas – 2018/138 Karar sayılı ilamı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 15/12/2020 tarihli ve 2018/1320 Esas – 2020/1563 Karar sayılı kararı ile kaldırıldığı, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, dava konusu bono ve ipoteğin teminat amacıyla verildiğinin yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı …’nın açtığı ipotek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik davanın reddine, davacı …’nın açtığı bonoya dayalı takip nedeniyle borçlu olunmadığına yönelik davada, davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile yapılan ödemelerin bonoya dayalı takipte işlemiş faiz borcuna ilişkin olup, 139.000,00-TL yönünden borçlu olunmadığının tespitine, davadan sonra ödenen 130.000,00-TL’nin icra müdürü tarafından infaz aşamasında gözetilmesine, davacı … Ltd.’nin açtığı davanın aktif husumet yoluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri tarafından istinafa başvurulmuştur.
Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, 01/04/2008 tarihinde alacaklı ……. Un A.Ş., tarafından borçlu … hakkında 01/03/2008 tanzim 25/03/2008 ödeme tarihli 150.000,00-TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu takipten sonra davacılardan … ile diğer tarafta ……. Un A.Ş. ve şirket kaşesi üzerinde … ismi yazılı 01/…/2009 tarihli “sözleşme başlıklı” belgenin düzenlendiği, bu belgenin 1. maddesinde; “borçlu firmanın 204.565 YTL olan borcuna karşılık alınan 32.165 YTL evrak alınmış olup 6.400 YTL’si 03/…/2009 tarihinde havale yapıldıktan sonra kalan 166.000 YTL’lik borcun aşağıda belirten ödeme şartları da yapacağını, ilgili ödemelerin herhangi bir tanesinin dahi yapılmadığı takdirde alınan ipoteklerin satıcı firma tarafından işleme konulacaktır. ” denilmekte, 2. maddesinde; “ödeme aşağıdaki belirtilen şartlarda olacaktır… Tarafların herhangi bir uyuşmazlık halinde bu belgenin il selayetinde bulunan mahkemelere ibrazının uygun olduğunun taraflarca kabul edilmiş olup, iş bu sözleşme 01/…/2009 tarihinde tarafların firma yetkililerince imza altına alınmıştır. ” yazılıdır. Görüldüğü üzere 01/…/2009 tarihli taraflar arasındaki sözleşmede davaya konu edilen icra takip dosyasından ve takip dosyasına dayanak teşkil eden bononun teminat bonosu olduğundan bahsedilmediği gibi sözleşmede belirtilen “alınan ipoteklerin” ifadesinden de hangi ipotek senetlerinden bahsedildiği de anlaşılamamaktadır.
… ile … arasında düzenlenen 26/02/2007 tarihli ipotek senedinde; “Yukarıda özellikleri belirtilen ….. Köyü ….Parselin 1/2 hissesi …, adına kayıtlı iken; bu defa adı geçen …’den aldığı 150.000 YTL (yüzellibinYTL) borca karşılık için … lehine 3. derecede faizsiz faiz ve F.B.K. Süre ile ipotek tesis ettiğini ve ipotek alacaklısı … bizzat bu ipoteği … lehine aynı bedel ve şartlarla kabul ettiğini,” denilmekte olup, görüldüğü üzere davaya konu edilen ipoteğin teminat ipoteği olmayıp kesin borç ipoteği olduğu anlaşılmaktadır.
Davalılar vekili ile davacı … arasında eldeki dava açıldıktan sonra 04/04/2014 tarihinde bir protokol düzenlendiği, bu protokolün davaya konu ipoteğin paraya çevrilmesi için başlatılan Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… Esas sayılı dosyası ile Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı dosyalarına ilişkin olduğu ve protokolün 1. maddesinde; “Yukarıda numaraları verilen iki dosyaya istinaden asıl alacak 250.000,00-TL (ikiyüzellibinTL), vekalet ücreti 20.000,00-TL (yirmibin) üzerinden anlaşılmıştır.” denildikten sonra 250.000,00-TL’nin ne şekilde ödeneceğine dair hususların belirtildiği, bu protokolde de ne davaya konu bononun teminat bonosu olduğuna dair ne de davaya konu ipoteğin teminat ipoteği olduğuna yönelik bir açıklamaya yer verilmiştir.
Davaya konu bono üzerinde ihdas nedeni olarak “Bedeli nakden ahzolunmuştur.” denilmekte olup, bilindiği üzere bono metnindeki ihdas nedenini talil eden tarafın bu hususu kesin delille kanıtlaması gerekir. Davacılar vekili davaya konu bono ve ipoteğin teminat ipoteği olduğunu ileri sürmesine karşılık dosya kapsamı itibariyle bono ve ipoteğin teminat ipoteği olduğuna yönelik yazılı bir delil ortaya koyamadığı gibi taraflar arasında takip ve davadan sonra düzenlenen sözleşme ve protokolde de bono veya ipoteğin teminat olarak alındığına dair herhangi bir açıklamaya yer verilmediği görülmektedir.
Bu itibarla ilk derece mahkemesince davacıların bono ve ipoteğin teminat olduğuna yönelik iddialarını ispat edemediklerine dair varılan sonuçta herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilini bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir.
Yine bono ve kesin borç ipoteği nedeniyle borçlu olmadığını ileri süren tarafın borçlu olmadığını HMK’nın 201. maddesi uyarınca kesin delille kanıtlaması gerekir. Dosya kapsamında davacılar tarafından bu yönde sunulmuş bir kesin delil de bulunmadığı görülmektedir.
Davalı vekili yapılan ödemelerin taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine ilişkin olup, bonoya dayalı başlatılan Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı dosyasına ilişkin olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmakta ise de, davalı vekili 24/10/2022 tarihli bilirkişi raporuna itirazlarımızın ve beyanlarımızın sunulması konulu dilekçesinde “Davacılar tarafından yapılan ödemeler Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı dosyasında mahsup edilmiştir. ” şeklinde beyanda bulunduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin de yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ve davalı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, dava açıldıktan sonra taraflar 04/04/2014 tarihli protokol ile davaya konu iki ayrı icra takibine dair borcun 250.000,00-TL olduğu hususunda anlaşıp, bu protokolde kararlaştırılan ödeme şartlarına uyulmaması halinde takiplerin kapak hesabı üzerinden devam edeceğini kabul ettiklerinden ve davalı vekilinin yapılan ödemelerin Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2008/…. Esas sayılı dosyasına mahsup ettiklerini bildirmiş olmasına göre,
mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, davacıların dava açılış tarihinden önce yaptıkları ödemeler toplamının 139.895,00-TL olduğu, işlemiş faizi bile karşılamadığı, 146.438,35-TL ana borcunun devam ettiğinin bildirildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu ve faize faiz yürütülmediği, davacıların icra takibinden sonra yapılan ödemelerin davalı tarafça dikkate alınmadığı iddiası bulunmasına göre mahkemece icra dosyasına dava tarihinden önce yapılan ödemeler yönünden menfi tespit hükmü kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf talebinin ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili ve davalı … San. Tic A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Başvuru sırasında alınması gerekli 9.556,22-TL harçtan peşin alınan 2.389,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.167,16-TL harcın davalı … San. Tic A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
7-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere …. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.