Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/734 E. 2023/979 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/734
KARAR NO : 2023/979
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2023 (Karar)
NUMARASI : 2022/79 Esas, 2023/93 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili, 12/06/2016 günü sürücü ………….’nın yönetimindeki …… plakalı otomobil ile kaza tutanağında belirtildiği gibi ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkillerinin kardeşi olan sürücü …………., ve yolcu olan yine müvekkillerinin annesi ……….nın vefat ettiklerini, Sürücünün % 100 kusurlu olduklarını, ancak yolcu olan anne ……….nın kusurunun söz konusu olmadığını, sigorta şirketinin destek tazminatından sorumlu olduğu halde ……. nolu bedeni hasar dosyası açarak 11.737 TL …..’ya, 8.954,00TL’yi de …….’ya ödediğini, bu ödemenin ölen annenin desteği, yaşı ve kusuruna göre son derece az olduğunu, cenaze ve gömü giderleri dahi bu ödemenin karşılamadığını, 30/08/1968 doğumlu ……….nın kaza ve ölüm tarihinde 48 yaşında olduğunu, ailenin tüm iş ve işlemlerinde katkısının olduğunu, müteveffanın ölümü sonucu ailenin tüm işlerinden yoksun kaldığını ve ev işlerini de yaptıramadıklarını, müteveffaların ansızın ölümü ile sigorta şirketi poliçe bedeliyle sınırlı olarak cenaze ve gömü giderleriyle beraber destekten yoksunluk tazminatlarından sorumlu olup ödenen 20.691,00 TL’nin düşülerek geri kalan cenaze, gömü dinsel tören giderleriyle beraber destek tazminatı mahkeme, avukatlık ve diğer masraflarında ilgili sigortadan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle müvekkillerinden ….. için, ……….’nın vefatı nedeniyle 100,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faiziyle birlikte tahsiline, ……. için, ………’nın vefatı nedeniyle 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile; müvekkillerinden … için 93.134,55-TL, …… için 64.901,18-TL, maddi tazminat olmak üzere toplam 158.035,73-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsiline karar verilmesi istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacıların yaptığı başvuru üzerine müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, ödemenin yetersiz olduğu yönünde ikinci bir başvuru yapılmaksızın huzurdaki dava ikame edilmiş olduğundan işbu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacıların, müvekkil şirket tarafından ZMMS Poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı kaza neticesinde ……….’nın vefat etmesi üzerine desteğinden yoksun kaldıkları gerekçesiyle müvekkili şirkete başvurarak kendilerine destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesini talep ettiklerini, bu başvuru üzerine, aktüer hesap raporu alınarak meydana gelen kaza neticesinde başvuranlara ödenmesi gereken tazminat miktarı hesaplatıldığını, iş bu aktüer hesap raporu ile hesaplanan tazminat miktarı müvekkili şirket tarafından başvuranlara ödendiğini, ancak herhangi bir bedel göstermeksizin sigorta şirketine başvuran ve başvuru sonrası yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri süren davacıların dava açmadan önce öncelikle sigorta şirketine ikinci kez başvurması ve eksik kalan bedelin tamamlatılmasını talep etmesi gerektiğini, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri süren davacıların, müvekkili şirkete yeniden bir başvuru yapmaksızın huzurdaki davayı ikame etmiş olduğundan davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddinin gerektiğini, öte yandan davanın esasına girilecek ise destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilecek olması ihtimalinde desteğin muhtemel bütün hak sahiplerinin araştırılarak paylarının ayrılmasının gerektiğini, emniyet kemeri takmayan müteveffanın zararın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunduğunu, davacıların olay tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesi yönündeki taleplerinin reddini gerektiğini ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı davası olduğundan, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2021/19605 Esas 2021/6472 Karar 11.10.2021 tarihli ilamı ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/10352 Esas 2021/2596 Karar 11.03.2021 tarihli ilamı doğrultusunda aktüerya raporu TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak düzenlettirilmiştir. Mahkememiz’ce dosya içeriğine uygun bulunan Adli Tıp Kurumu kusur raporunda da belirtildiği üzere, dava konusu kazanın meydana gelmesinde …… plakalı aracın sürücüsü olan……….’nın yola gereken dikkatini vermeyip hızını yolun geometrik özelliklerine uygun olarak azaltmadığı ve direksiyon hakimiyetini kaybederek kazaya %100 kusurla sebebiyet verdiği kanaatine varılmıştır.
Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen kusuru raporu ve aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen rapor hükme esas alınarak ve taraflar arasındaki ibranamenin geçersizliği hususunda istinaf ilamında yapılan değerlendirme doğrultusunda davacıların maddi tazminat davasının kabulü ile; …… için 64.901,18 TL, … için 93.134,55 TL olmak üzere toplam 158.035,73 TL maddi tazminatın 19/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Davanın kabulü ile; …… için 64.901,18 TL, … için 93.134,55 TL olmak üzere toplam 158.035,73 TL maddi tazminatın 19/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hesap bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, yapılan itirazların giderilmesi hususunda rapor alınmadığını, sürücü……….’nın azami hız limiti aştığının tespit edilmediğini, olayda müteveffa ……….’nın müterafik kusurlu olduğunu, kusur indirimi yapılmadığını, davacıların başvurusu nedeniyle müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, ödemenin yetersiz olduğu yönünde ikinci bir başvuru yapılmaksızın davanın açıldığını, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilecek olması ihtimalinde desteğin muhtemel bütün hak sahipleri araştırılarak paylarının ayrılması gerektiğini, cenaze giderinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, olay tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2019/40 Karar sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90. ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal etmiş olmasına göre aktüerya raporunda 1,8 teknik faiz uygulanmamış olması yerindedir. Somut olaya ilişkin kaza tespit tutanağında müteveffanın emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belli olmadığı belirtilmiş olup, dosya kapsamına göre müteveffanın müterafik kusuru ispat edilememiş olmasına göre müterafik kusur indirimi yapılmamış olması yerinde olup, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir.
Destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, herşeyden önce, destek alma hakkı olan kişinin destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir.
Destekten yoksun kalınacak sürenin, çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, öğrenimlerinin sona erdiği tarih, yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabulü gerekmektedir.
Somut olayda; davacıların yüksek öğrenim yapacakları varsayımına dayalı olarak düzenlenen rapora itibar edilmiştir. Ancak anılan davacılardan ………’nin 24/03/2022 tarihinde evlendiği anlaşılmakta diğer davacının yüksek öğrenime devam edip etmediğinin araştırılmadığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, davacı çocukların öğrenim durumları ve öğrenimlerine devam edip etmediklerinin araştırılarak üniversite eğitimine devam edip etmedikleri tespit edilerek davacı………’nın evlendiği de gözetilerek destek görecekleri sürelere göre ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HMK.’nun 353/1-a-6. maddesinde “…Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” bölge adliye mahkemesince başvuruya konu kararın esası incelemeden kaldırılmasına karar verilmesi gereken haller arasında sayılmıştır. Somut olayda, yukarıda ayrıntılı biçimde izah edilen yargılamadaki eksiklikler uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz niteliktedir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz nitelikte delillerin usulüne uygun biçimde toplanılıp değerlendirilmediği, toplanılan bir kısım delillerin hükme esas alınamayacak derecede yetersiz olduğu, tarafların iddia ve savunmalarının karar gerekçesinde değerlendirilmediği anlaşılmakla; HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca davanın esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, yerel mahkeme kararının, HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf peşin karar harcının davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………… tarihinde oy birliği ile karar verildi.