Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/664 E. 2023/1062 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/664
KARAR NO : 2023/1062
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2023 (Karar)
NUMARASI : 2022/311 Esas, 2023/29 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde adli yargım talepli olarak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine; davacı vekili tarafından istinaf dilekçesi ekinde sunulan belgeler ile 13/09/2021 tarihli kolluk tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı değerlendirildiğinde, adli yardım talebinin 6100 sayılı HMK’nın 337. maddesi uyarınca kabulüne, karar verilerek HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, 13.09.2021 tarihinde ……. Gıda İmalat Paz. Ve Nakli. Tic. San. Ltd Şti’nin araç işleteni olduğunu, …….. kontrolündeki …… plakalı araç Erzurum ili, …. ilçesinden …. ilçesine seyir halindeyken; ……. kavşağında kamera çözümleme tutanaklarına yolda karşıya geçmekte olan müvekkiline bahse konu aracın sağ ön kısmı ile çarpıp yoluna devam ettiği kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, çarpmanın etkisi ile müvekkilinin yaralandığın, olay yerine gelen ambulans ile Erzurum ………. Hastanesine kaldırılarak gerekli tedavileri yapıldığını, ayrıca iş bu dava konusuna ilişkin olarak …. Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülmek olan soruşturma dosyası neticesinde davalı adına …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2022/…Esas sayılı dosyası kapsamında derdest ceza dosyası da bulunduğunu, olay sonucu bahse konu …… plakalı aracın …….. poliçe numaralı … Sigorta Trafik Sigortası Poliçesi ile sigortalı olması dolayısıyla taraflarınca sigorta şirketine gerekli başvurular yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından taleplerine yönelik herhangi bir geri dönüş yapılmadığını bunun üzerine taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle öncelikle davalı ……. Gıda İmalat Paz. Ve Nakli. Tic. San. Ltd Şti adına kayıtlı ve …….. adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulması talebinin kabulüne, haklı davanın kabulüne, meydana gelen kazanın bırakacağı olumsuz psikolojik etki gözetilerek, müvekkilinin yaşadığı üzüntü ve elemin bir miktar hafifletilmesi amacı ile 200.000,00 TL manevi tazıninatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile araç işleticisi olan davalı ……. Gıda İmalat Paz. Ve Nakli. Tic. San. Ltd Şti ve araç sürücüsü davalı ……..’tan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine meydana gelen kaza sonucunda müvekkilinin kazanç kaybı, çalışma gücünün azalması veya yitirilmesinden doğan kayıpları ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıpları için HMK md.107 gereğince şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar ……. Gıda İmalat Paz. Ve Nakli. Tic. San. Ltd Şti, …….. ve … Sigorta A.Ş ‘den müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta vekili, öncelikle davacı tarafın, davaya konu belgeleri iyi niyet kuralları çerçevesinde eksiksiz olarak sunmamış ise TMK m. 6. “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve haksız fiilden kaynaklı zararlara ilişkin olarak TBK m. 50 “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükümleri doğrultusunda, yargılamaya ilişkin HMK m.119 Dava dilekçesinin içeriği başlıklı, “f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği” hususunun dilekçe ve ekinde zorunlu gösterilmesi gerektiğinden bu hususta yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, tamamlatılmasına muvafaklerinin olmadığını belirtmek kaydıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, HMK 119/ğ hükmü kapsamında “Açık bir şekilde talep sonucu” gösterilmemişse davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verilmesi, tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, davacının, huzurdaki davayı açmadan önce, sigorta kuruluşuna yapmış olduğu başvurunun eksik olması, sigorta kuruluşuna usulüne uygun başvuru zorunluluğu dava şartının Sig.K. ve KTK ile özel kanunla düzenlenmiş olması sebebiyle, HMK m.114/2 “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü kapsamında bu husus tamamlanabilir dava şartı olmadığından, davanın öncelikle dava şartı eksiliğinden usulden reddine karar verilmesini, davanın esasa girilmesi halinde kabul anlamına gelmemekle, esas yönünden savunmaları kapsamında dosyanın esastan reddine karar verilmesini; aksi yönde kanaat halinde yine savunmaları kapsamında ve resen tespit edilecek müterafik kusur indirimlerinin uygulanarak, yargılama esnasında davacının, yolcu olduğu ve taşımanın maddi ve manevi karşılık kapsamında yapılmamış olduğu hususunun sonradan anlaşılması halinde şartları varsa TBK mad. 50 vd. kapsamında hatır indirimi uygulanmasını, ödeme var ise ödeme tutarı anılan indirimler yapılıp tazminat tutarı belirlendikten sonra kalan bakiyeden güncellenerek düşülmesine, ayrıca “fazlaya dair haklar saklı tutularak” açılan davalar, kısmi dava sayılacağından, bu durumda taleple bağlı kalınması gerektiğini belirterek ıslah edilen kısım açısından muvafakatlerinin olmadığını, bu kısım üzerinden davanın reddine karar verilmesini, yargılama esnasında davaya konu trafik kazası karayolunda gerçekleşmemiş olması durumu, sunulacak belgeler ile anlaşılacak olur ise bu hususun sigorta kuruluşu açısından teminat harici olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ……. Gıda Ltd. Şti. vekili, haksız fiilin meydana geldiği yerin olay tutanaklarına da bakıldığından görüleceği üzere …… olduğunu, davanın haksız fiilin meydana geldiği yerde açılmadığını, bu nedenle kanunun ilgili madde hükmü gereği yetkisizlik itirazlarının olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, meydana gelen olayda yayanın kusurunun dikkate alınmaksızın sadece aracın işletilmesinden kaynaklanan bir kazanın meydana geldiğinin savunulması hayatın olağan akışına ve hakkaniyet ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca müvekkilinin işleteni olduğu aracın bakımlarının düzenli olarak yaptırılmış olduğu sigortasının da bulunmadığını, her ne kadar ktk ‘da araç işletenine kusursuz sorumluluk yüklenmiş ise de bunun yanı sıra tehlike sorumluluğunun da yüklenmiş olduğu gözden kaçırılmaması gerektiğini, davacı tarafta meydana gelen hasarın aracın hasarından kaynaklanmadığını, zarar görenin ağır kusurunun aşikar olduğunu, bu nedenlerle davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ……..’ın davaya cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince, ” Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava trafik kazası nedeniyle davacının yaralanmasına ilişkin meydana gelen zararın tahsili için açılmıştır. Söz konusu kazanın oluşumunda davacının maluliyetinin tespiti için 2.600,00 TL delil avansı ikame edilmesine karar verilmiştir. Davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde delil avansı yatırılmamıştır. Mahkememizce davacı tarafın maluliyet oranının tespitine ilişkin adli tıp kurumu tarafından değerlendirme yapılmasına karar verildiğinden ve bunun için gereken delil avansı ikmal edilmediğinden ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle ” Davanın reddine, ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; tarafların birlikte aynı delilinin ikamesinin talep edilmesi halinde gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyeceklerini, davalı taraflardan … Sigorta A.Ş. ve ……. Gıda Ltd. Şti.’nin vermiş oldukları cevap dilekçelerinde sundukları deliller kısmında bilirkişi deline dayandıklarını, verilen kesin süre içerisinde müvekkilinin avans yükümlülüğünü yerine getirmemiş ise de, aynı delile başvuran davlı taraflara dayadıkları delinin gider avansını yatırmaları için bir süre verilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’ya göre taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir. (189.md). Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez.(196.md). Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (266.md). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.(281.md). Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.(282.md). Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir. (198.md).
“Delil ikamesi için avans” başlıklı HMK’nın 324. maddesinin birinci fıkrasında; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorundadır….”, ikinci fıkrasında ise; tarafların bu yükümlülüğü yerine getirmemesinin hukuki sonucu olarak, delil ikamesinden vazgeçmiş sayılacağının belirtildiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45/4. maddesinin de aynı doğrultuda hükümler içerdiği görülmüştür.
Bu nedenle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 163. maddesi ile HMK’nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararda; yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her bir iş için ne miktar ücret yatırılacağının hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması, özellikle tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonucun açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedilebileceğinin yine açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerekir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 19.11.2014 tarihli, 2013/22-1319 E., 2014/927 K., 28.04.2010 tarihli, 2010/2-221 E., 2010/241 K., 08.06.2011 tarihli, 2011/7-353 E., 2011/387 K., 10.06.2020 tarihli, 2017/675 E., 2020/390 K. sayılı kararlarında da bu hususlar aynen açıklanmıştır.
Somut olayda; Mahkemece 26/10/2022 tarihli celsede “3-Dosyanın maluliyet tespiti için Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderilmesine, davacının maluliyet oranının tespitinin düzenlenmesinin istenilmesine, dosyanın gidiş – dönüş posta masrafı, adli tıp fatura bedeli, maluliyet raporunun taraflara tebliğine ilişkin toplam da 2.600,00,- TL delil avansının dosyada bulunup bulunulmadığının davacı vekilince takip edilerek, eksiklik olması halinde eksik avansın ikmal edilmesine, eksik avansın ikmal edilmesi halinde dosyanın gönderilmesine, 4-Davacı vekiline 2.600,00-TL delil avansını yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, belirtilen süre içerisinde delil avansının yatırılmaması durumunda dosyadaki mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı) ” şeklinde karar verilmiş, 18/01/2023 tarihinde yapılan 2. Celsede, davacı vekilinin müvekkilinin durumu iyi olmadığından delil avansını yatıramadıklarını, yeniden süre verilmesini talep ettiği, mahkemece talep yerinde görülmeyerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere bilirkişi ücretinin davalı tarafından yatırılmasına yönelik ara karar kurularak parantez içerisinde davacı vekiline ihtar yapıldığı belirtilmekte olup, ara kararda her bir kalem iş için yatırılması gereken avans miktarı ayrı ayrı tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklanmadığı gibi kesin süre içinde delil avansının yatırılmaması halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına demekle yetinilmiş, açıkça mevcut delillere göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddine kararı verilebileceği ihtar edilmemiştir. Dolayısıyla mahkemenin bilirkişi ücretinin süresi içerisinde yatırılmaması durumunda uygulanacak olan yaptırıma ilişkin ihtarı usulüne uygun olmamıştır. (Y. 3. H.D. 04/10/2021 tarihli ve 2021/4728 E.-2021/9473 K. Sayılı ilamı)
HMK.nun 353/1-a-6. maddesinde “…Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” bölge adliye mahkemesince başvuruya konu kararın esası incelemeden kaldırılmasına karar verilmesi gereken haller arasında sayılmıştır. Somut olayda, yukarıda ayrıntılı biçimde izah edilen yargılamadaki eksiklikler uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz niteliktedir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz nitelikte delillerin usulüne uygun biçimde toplanılıp değerlendirilmediği, toplanılan bir kısım dellilerin hükme esas alınamayacak derecede yetersiz olduğu, tarafların iddia ve savunmalarının karar gerekçesinde değerlendirilmediği anlaşılmakla; HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca davanın esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, yerel mahkeme kararının, HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Adli yargım kapsamında harç alınmadığından iadesi gerekli harç bulunmadığına,
4-İstinaf başvurusu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………….tarihinde oy birliği ile karar verildi.