Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/663 E. 2023/1256 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/663
KARAR NO : 2023/1256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/254 Esas, 2022/647 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin, …. sevk ve idaresindeki …. plaka numaralı araç ile seyir halinde iken, …..’ın sevk ve idaresindeki ……… plakalı araç sol şeride geçmek isterken aynı istikamette ………’ın sevk ve idaresindeki …… plaka sayılı raca çarptığını, bu araç çarpmanın etkisiyle orta refujden karşı istikamete geçtiğini müvekkillerinin bulunduğu araca çarptığını ve müvekkillerinin bulunduğu aracın takla atmasına ve müvekkillerinin hayati tehlike geçirerek yaralanmasına neden olduğunu, kaza nedeniyle Pasinler Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığını, dosya içerisinde sürücü …..’ın kusurlu, diğer sürücülerin kusurunun bulunmadığına dair kaza tespit tutanağının bulunduğunu, ……… plakalı aracın ZMMS gereği sigortalı bulunduğu … Sigorta Anonim Şirketine kaza ihbar edildiğini, ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını, meydana gelen kaza sonrası müvekkillerinin hastanelerde tedavileri yapılmış, kaza sonrasında da tedavi gördüklerini, müvekkillerinin geçirmiş oldukları kaza neticesinde hem geçici iş gücü kaybı yaşadıklarını hem de kalıcı maluliyetleri oluştuğunu, iş bu davayı açmadan önce arabulucuğa müracaat ettiklerini ancak sonuç alamadıklarını, fazlaya ilişkin ve faize ilişkin haklarının saklı kalmak suretiyle belirlenebilir olduğu andan itibaren artırılmak üzere şimdilik her bir müvekkili için ayrı ayrı 200,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ikame edilen davada davalı şirketin herhangi bir kusurunun olmaması nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı, iş bu sebepten dolayı davanın husumet yokluğu gerekçesi ile davalı şirket açısından davanın reddinin gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, haksız, mesnetsiz, yasal mevzuata, hukuka ve hukukun genel ilkelerine aykırı olarak açılan iş bu davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda;” üm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacılardan ….’nin sevk ve idaresindeki ……. plakalı, ….. sevk ve idaresindeki …… plakalı ve …… plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen zincirleme trafik kazası sonucu oluşan maluliyet nedeniyle maddi tazminat taleplidir. Davacılar vekili müvekkillerinin kaza nedeniyle hem geçici iş gücü kaybı hem de kalıcı maluliyetlerinin meydan geldiğini ileri sürerek, fazla ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla şimdilik her bir davacı için 200TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir. Adli Tıp Kurumu tarafından dosyaya ibraz edilen kusur raporuna göre meydana gelen kazada sürücü …..’ın %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş, davacıların geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle maluliyetlerinin belirlenebilmesi için üç nolu celsede dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığı’na tevdiine karar verilmiş, bu karar doğrultusunda davacı vekiline delil avansının sunmak üzere kesin süre verilmiş, belirtilen süre içerisinde delil avansının yatırılmaması durumunda dosyadaki mevcut delil durumuna göre karar verileceği ihtar olunmuş, davacı vekilince adli yardım talebinde bulunulmuş, mahkememizce adli yardım talebinin reddine dair verilen karara itiraz edilmesi üzerine Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince adli yardım talebi reddi kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiş, davacı vekili dört nolu celsede mevcut delil durumuna göre karar verilmesini talep etmiştir, davanın trafik kazası sonucu oluşan maluliyet nedeniyle maddi tazminat davası olduğu, maluliyetin tespiti içi verilen kesin süreye rağmen delil avansının yatırılmadığı, davacı vekilince mevcut delil durumuna göre karar verilmesinin talep edildiği anşaıldığından ispatlanamayan davanın reddine” gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece davanın tümden reddedilmesinin hiçbir izahı bulunmadığını, mevcut maluliyet raporları doğrultusunda bakıldığında dahi müvekkillerinin maluliyetlerinin olduğunun sabit olduğunu, adli yardım taleplerinin hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildiğini, itirazlarının da gerekçesiz olarak reddedildiğini, müvekkillerinin maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle gider avansının karşılanamadığını, yerel mahkemenin 20/06/2022 tarihli ara kararında yalnızca adli yardıma ilişkin olarak davacıların kendilerini vekille temsil etmelerinin adli yardım başvurusunun reddi için yeterli görülerek adli yardım taleplerinin reddine karar verildiğini, verilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, adli yardım taleplerinin hangi mahkemeden yapıldığı dahi kontrol edilmeden matbu bir şekilde reddedildiğini, dosyada bulunan mevcut raporlar dahilinde davanın ispatlanamadığından bahisle reddi kararının yerinde olmadığını, zira müvekkillerin de kaza nedeniyle maluliyet oluştuğunu, belirterek kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacılar 29/05/2023, 05/06/2023 havale tarihli dilekçeleri ile; dava konusu tüm alacak hakları saklı kalmak kaydı ile davayı takipsiz bırakacaklarını ve müracaata bıraktıklarını bildirerek dosyanın işlemden kaldırılmasını ve düşürülmesini talep etmiş, 19/06/2023 havale tarihli dilekçe ile, HMK 123. maddesi uyarınca dava dosyasından vazgeçtiklerini, yeni dava açma veya davalıya başvuru haklarının saklı kalacağını, davadan feragat etmediklerini beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’ya göre taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir. (189.md). Delil gösteren taraf, karşı tarafın açık izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez.(196.md). Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (266.md). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.(281.md). Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.(282.md). Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir. (198.md).
“Delil ikamesi için avans” başlıklı HMK’nın 324. maddesinin birinci fıkrasında; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorundadır….”, ikinci fıkrasında ise; tarafların bu yükümlülüğü yerine getirmemesinin hukuki sonucu olarak, delil ikamesinden vazgeçmiş sayılacağının belirtildiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45/4. maddesinin de aynı doğrultuda hükümler içerdiği görülmüştür.
Bu nedenle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 163. maddesi ile HMK’nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararda; yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her bir iş için ne miktar ücret yatırılacağının hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması, özellikle tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonucun açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedilebileceğinin yine açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerekir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 19.11.2014 tarihli, 2013/……. E., 2014/….. K., 28.04.2010 tarihli, 2010/…… E., 2010/……. K., 08.06.2011 tarihli, 2011/…… E., 2011/…… K., 10.06.2020 tarihli, 2017/….. E., 2020/….. K. sayılı kararlarında da bu hususlar aynen açıklanmıştır.
Somut olayda; Mahkemece 09/06/2022 tarihli celsede “1-Dosyada maluliyet durumunun tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, davacının maluliyet oranının belirlenmesinin istenilmesine, dosyanın gidiş – dönüş posta masrafı, adli tıp fatura bedeli, maluliyet raporunun taraflara tebliğine ilişkin toplam da 12.500,00-TL gider avansının dosyada bulunup bulunulmadığının davacı vekilince takip edilerek, eksiklik olması halinde eksik avansın ikmal edilmesine, eksik avansın ikmal edilmesi halinde dosyanın gönderilmesine, 2-Davacı vekiline 12.500,00-TL delil avansının yatırması için 2 hafta kesin süre verilmesine, belirtilen süre içerisinde delil avansının yatırılmaması durumunda dosyadaki mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı) ” şeklinde karar verilmiş, 03/11/2022 tarihli celse de, davacı vekilinin mevcut delil durumuna göre dosyanın aktüer bilirkişisine tevdini talep ettiği, mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere ara kararda her bir kalem iş için yatırılması gereken avans miktarı ayrı ayrı tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıklanmadığı gibi kesin süre içinde delil avansının yatırılmaması halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına demekle yetinilmiş, açıkça mevcut delillere göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddine kararı verilebileceği ihtar edilmemiştir. Dolayısıyla mahkemenin bilirkişi ücretinin süresi içerisinde yatırılmaması durumunda uygulanacak olan yaptırıma ilişkin ihtarı usulüne uygun olmamıştır. (Y. 3. H.D. 04/10/2021 tarihli ve 2021/4728 E.-2021/9473 K. Sayılı ilamı)
HMK.nun 353/1-a-6. maddesinde “…Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” bölge adliye mahkemesince başvuruya konu kararın esası incelemeden kaldırılmasına karar verilmesi gereken haller arasında sayılmıştır. Somut olayda, yukarıda ayrıntılı biçimde izah edilen yargılamadaki eksiklikler uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz niteliktedir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında uyuşmazlığın esasının çözümü için olmazsa olmaz nitelikte delillerin usulüne uygun biçimde toplanılıp değerlendirilmediği, toplanılan bir kısım dellilerin hükme esas alınamayacak derecede yetersiz olduğu, tarafların iddia ve savunmalarının karar gerekçesinde değerlendirilmediği anlaşılmakla; HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca davanın esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın istinaf isteminin KABULÜ ile, yerel mahkeme kararının, HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere …………. tarihinde oy birliği ile karar verildi.