Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/375 E. 2023/1196 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/375
KARAR NO : 2023/1196
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/140 Esas, 2022/593 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı borçludan alacağından dolayı borçlu aleyhine Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/…… Esas sayılı dosyasında 23.600,00.-TL anapara ve 1.582,82.-TL tutarında takip yapıldığını, borçlunun borca ve faize itiraz ederek takibin durdurulduğunu, davalının 2017 yılına ait tüm ticari defterleri celbedildiğinde de fatura bedellerinin müvekkiline ödenmediğinin açıkça görüleceğini, davalının HMK 222/5 maddesine göre ticari tüm defter ve elgelerini ibraz etmediğinde iddialarını kabul etmiş sayılacağının, duran icra takbiine devam edilebilmesi ve müvekkilinin alacağını tahsil edebilmeleri için mahkememizce itirazın iptaline, takibin devamına ve borçlunun haksız ve yersiz itirazı nedeni ile % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, davasını ıslah ile 2015-2016-2017 yıllarına ait tüm ticari defter ve belgelerin incelenmesini, yapılan ödemelerin karşılaştırılmasını talep etmiş, 23/01/2019 tarihli celse de davanın alacak davası şeklinde incelenmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın söz konusu itirazın kaldırılması talebiyle mahkememize başvurmuşsa da bu haksız talebin kaldırılması gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında bir takım ticari alış verişin meydana geldiğini ve bu ticari ilişki karşılığında da müvekkili tarafından bütün borçların ödendiğini, davacının yalnızca müvekkilin ticari defterlerine dayandığını, ticari defterlerin incelenmesi halinde müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığının anlaşılacağını, davacının kötü niyetli olarak takip başlattığını, bu sebeple takibe yapılan itirazın haklı itiraz olduğunu, davacının davasının reddine karar verilerek % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ” Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların cari hesap ilişkilerinin bulunduğu, davalının çek ile ödeme yaptığı savunmasının bulunduğu, çek ile yapılan ödemenin kural olarak borcun ifası amacıyla yapıldığı, bu nedenle tarafların 2015-2016-2017 yıllarına ait ticari defterleri incelenerek, defterlerde kayıtlı olmayan çek nedeniyle yapılan ödemenin önceki yıllara ait cari hesap borcu dolayısıyla olup olmadığının incelenerek, şayet önceki yıllara ait cari hesap ilişkisinde davalının davacıya borcunun bulunmadığının tespiti halinde …. Erzurum Şubesine ait 31/10/2017 tarihli, 20.000,00TL bedelli çekin mevcut borcun ifası için verilip verilmediği değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırılmıştır, kaldırma kararı kararı sonrası yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda incelenmesi yapılan 2015-2016-2017 yıllarına ait defterlerde davacının 2015 ve 2016 yılları borç alacak bakiyesinin olmadığı, dolayısıyla …. Erzurum Şubesine ait 31/10/2017 tarihli 20.000,00 TL bedelli çekin mevcut borcun (2017 yılı ) ifası için verilmiş olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, kaldırma kararı öncesi dosyaya sunulan 04/07/2018 tarihli raporda ise çeklerin borca istinaden verilmesi halinde; davalı şahıs işletmesinin 2017 yılı yevmiye defteri kayıtlarının (ödemelere ilişkin çek ve nakit ödemelerinin geçerli yazılı belgelerle ispat edilmesi şartıyla) esas alınması gerektiğinden hareketle, 31/12/2017 tarihi itibariyle davalı şahıs işletmesi sahibi …’ nın, davacı şirkete oları bakiye borcunun, davalı şahıs işletmesinin 2017 yılı yevmiye defterinin 31/12/2017 tarih ve … numaralı yevmiye maddesindeki kapanış maddesinde görülen 3.524,93 TL kadar olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, görülmüş, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı doğrultusunda yapılan incelemede, davalının 2015 ve 2016 yıllarına ait borcu bulunmadığından çek ödemelerinin 2017 yılına ait borçlara mahsuben yapıldığı, çek ödemeleri dikkate alınarak yapılan defter incelemesinde davalının bakiye 3.524,93 TL borcunun bulunduğu anlaşılmış” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi ……. imzalı rapora 2017 yılı defterleri değerlendirilmediği için itiraz ettiklerini mahkemenin itirazlarını değerlendirilmediğini, önceki raporlara atıf yapmanın rapor vermek olmadığını, itiraz değerlendirilip rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı tarafın defterlerinin ibraz etmemiş olması nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, bir an için atfı yapılan bilirkişi raporunun geçerli olduğu düşünülse dahi bilirkişi …… imzalı raporda ödemelere ilişkin çek ve nakit ödemelerin geçerli yazılı belgelerle ispat edilmesi şartı ile şeklinde beyanı bulunduğunu, davalı tarafça 24.000,00-TL elden ödeme olmadığını belirttiklerini, bu durumun defterlerinde de açıkça belli olduğunu, davalı yanın elden ödemesi olmadığı için elden ödemeyi ispat edemediğini, 2017 yılına devreden alacağı çek alınmış gibi hareketle verilen (20.000,00-TL’lik çekle ilgili olarak 02/11/2018 tarihli dilekçelerinde de belirtikleri üzere 20.000,00-TL’lik çekin 16/07/2017 tarihli 40.120,00-TL’lik fatura için verildiğini) yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, ödenmeyen 30/03/2017 tarihli faturanın icraya verildiğini, belirterek kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, davalı aleyhine Erzurum … İcra Dairesinin 2017/…… E. sayılı dosyasında, 30/03/2017 tarih ve… sayılı faturaya dayalı olarak 23.600,00 TL asıl alacak, 1.582,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.182,82 TL alacak için ilamsız takip başlatmış, davalının itirazı nedeniyle iş bu itirazın iptali davasını ikame etmiş, 02/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile ve 23/01/2019 tarihli celse de davayı alacak davasına dönüştürdüklerini beyan ile, 2015-2016-2017 yıllarına ait tüm ticari defter ve belgelerinin incelenerek 23.600,00 TL alacaklarının olduğuna karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karar karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 2019/2192 Esas 2022/292 Karar sayılı ilamı ile, “Taraf beyanları ve ticari defter kayıtlarından taraflar arasında süregelen ticari ilişki olduğu, 2017 yılı davalı ticari defter kayıtları uyarınca davalının çekler ile ödeme yaptığı, davacı tarafın çekler ile yapılan ödemelerin muteberliği konusunda bir itirazının bulunmadığı sabittir. Davalı taraf ticari defterlerde kayıtlı olmayan …. Erzurum Şubesine ait 31/10/2017 tarihli, 20.000,00TL bedelli çekin davacıya verildiğini beyan etmiş, bankaya yazılan müzekkere ile çek görüntüsü dosyaya kazandırılmış, davacı vekilinin de çekin ödenmediği yönünde bir iddiasının olmadığı anlaşılmıştır. Bilindiği üzere çek bir ödeme aracı olup mevcut bir borcun ifası için verilir. Mahkeme gerekçesinde çekin taraflara ait devam eden cari hesap ilişkisinde dava konusu faturaya ilişkin olup olmadığı dosya kapsamında ispat edilememiş olması nedeniyle davanın kısmen kabulü yönünde kararı verilmiş ise de, mahkeme kabulü ve tarafların beyanları ile sabit olduğu üzere taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, davalının da defterlerde kayıtlı olmayan çek ile ödeme yaptığı, çek ile yapılan ödemenin kural olarak borcun ifası amacıyla yapıldığı, bu durumda cari hesap ilişkisi içerisinde davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. O halde, davacı tarafın ıslahı da dikkate alınarak tarafların 2015-2016-2017 yıllarına ait ticari defterleri incelenerek, defterlerde kayıtlı olmayan çek nedeniyle yapılan ödemenin önceki yıllara ait cari hesap borcu dolayısıyla olup olmadığının incelenerek, şayet önceki yıllara ait cari hesap ilişkisinde davalının davacıya borcunun bulunmadığının tespiti halinde …. Erzurum Şubesine ait 31/10/2017 tarihli, 20.000,00TL bedelli çekin mevcut borcun ifası için verilip verilmediği değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş” gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece kaldırma kararı doğrultusunda mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, davalı taraf ticari defterlerini sunmamış, davacı tarafın ticari defterleri incelenmiştir. Davacının ticari defterlerinde 2016 yılı hesap bakiyesinin “0” olduğu, 2017 yılı açılış maddesinde davalı tarafla alakalı borç alacak ilişkisine rastlanmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar 2017 yılı ticari defterleri ve davalının ticari defterleri incelenmemiş ise de, kaldırma kararı öncesi 2017 yılı ticari defterlerinin incelendiği, 2017 yılında davacının ticari defterlerine göre davalıdan alacaklı olmadığı, davalının ticari defterlerine göre ise davacının 52.431,93 TL alacaklı olduğu, 2017 yılı sonunda davacı defterlerine göre 23.600 TL borç bakiyesi bulunduğu, davalı defterlerinde ise 3.524,93 TL borç bakiyesi bulunduğu, 2017 yılında davacının …. adet fatura düzenlediği, fatura konusunda taraf defterleri uyumlu olmakla birlikte, ödeme kayıtları konusunda taraf defterlerinin uyuşmadığı, davacı ticari defterlerinde 40.120,00 TL ödeme kaydı yer aldığı, davalının defterlerinde ise ciro edilen çek kayıtlarının bulunduğu, …. Erzurum Şubesine ait 31/10/2017 tarihli, 20.000,00TL çekin kaydının her iki tarafın defterlerde kayıtlı olmadığı ancak çekin, çekte lehdar olan davacı tarafından cirolanarak davalıya verildiğinin banka yazısı ile sabit olduğu, çek kural olarak bir ödeme vasıtası olup, taraflar arasında bir başka ticari ilişkinin varlığı konusunda bir iddia bulunmadığı, her ne kadar mahkemenin ticari defterlerin sunulması konusunda ki ara kararı usulüne uygun değil ise de, ödeme yapılan çekin keşide tarihinin 31/10/2017 yılı olması, bu nedenle davalının 2015-2016 yılı ticari defterlerinde kayıtlı olmasının mümkün olmaması, davacının defterleri uyarınca 2017 yılı öncesi davalının devreden borç bakiyesi bulunmadığının anlaşılması ve ödeme yapılan çeklerin 2017 yılındaki borcun ifası amacıyla verildiği ve davalının davacıya 3.524,93 TL borcu bulunduğu, davalının 2015-2016 yılı ticari defterlerinin incelenmesinin dosyaya katkı sağlamayacağı anlaşılmakla, dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
….-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.