Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1560 E. 2023/1759 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1560
KARAR NO : 2023/1759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2023 (Karar)
NUMARASI : 2023/309 Esas, 2023/570 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şube müşterisi…..Koll. Şti. …… ve … tarafından imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden adı geçen firmaya ticari krediler kullandırıldığını, yine aynı şahısların kurmuş olduğu …Kollektif Şti. Adına kullanılan ticari krediler için de müşterek ve müteselsil kefil olarak sözleşme imzaladıklarını, adı geçen şirketin gerek asıl borçlu olarak gerekse …Koll. Şti.’ye müştereken ve müteselsil kefil olduğu kredilerden kaynaklanan müvekkil bankaya olan borcun ödenmemesi üzerine Erzurum …… İcra Müdürlüğü’nün 2019/…-… Esas ve Erzurum …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Mahkememizin 2019/138 Esas sayılı itirazın iptali davasında yapılan yargılama sırasında şirketin 12/07/2019 tarihinde Ticaret Sicil kaydından terkin edildiğini, mahkeme tarafından ihya davası açmak üzere süre verildiğini, şirket tüzel kişiliğinin Ticaret Sicilinden terkin ile sona erdiğini, tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması için şirketin ihya edilmesi gerektiğini, bu nedenle…..Kollektif Şirketi …… ve … firmasının ihyasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Erzurum Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; müdürlüklerinin şeklen davanın tarafı olduğunu, ihya davalarında husumet sıfatı bulunmadığından aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin talep edilemeyeceğini, dava konusu şirketin 05/…/1988 tarihinde kurulduğunu, 12/07/2019 tarihinde ise ticaret sicilinden terkin edildiğini, ihya hususunda takdir mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Somut olayda dosyaya celp edilen belgelere göre; davacının Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/138 esas sayılı dosyası üzerinden…..Koll. Şti. …… ve … aleyhine itirazın iptali davası açtığı, yargılamanın devamı sırasında davalı şirketin ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edildiğinin tespit edildiği, ilgili davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamaya devam edilmesi açısından ticaret sicilinden terkin edilen davalı şirketin ihyasına karar verilmesi talebiyle dava açması için davacı tarafa 18/09/2020 tarihli celsede mahkemece yetki ve izin verildiği ve davacının bu izne dayalı olarak mahkememize dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davacının ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararlarının bulunduğu kabul edilmelidir.
Ticaret sicilinden terkin edilen…..Koll. Şti. …… ve …’nin tasfiyesi yönünde 06/11/2018 tarihinde karar alındığı ve davalı ………….’ın tasfiye memuru olarak tayin edildiği, tasfiye sürecinin tamamlanması sonrasında şirketin ticaret sicil kaydından 12/07/2019 tarihinde terkin edildiği ve bu hususun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, ticaret sicilinden terkin edilen bu şirket aleyhine açılan itirazın iptali davasında davacının hukuki yararının bulunduğu, şirket aleyhine bu şekilde yasal işlemlere devam edilebilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, açılan davanın kabulü ile Erzurum Ticaret Sicil Müdürlüğünün ”………-23/…” sicil numarasında kayıtlıyken ticaret sicilinden terkin edilen …….. Koll. Şti. …… ve …’nin ihyasına, şirkete önceki tasfiye memuru olan ………….’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş” gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı tasfiye memuru istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin şirketin ihyasına karar verirken TTK gereği yapması gereken işlemleri yapmadığını, TTK 547/2 maddesi gereğince ilgili hususlarda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini, sadece şirketin ihyasına karar verildiğini, mahkemenin tasfiye memuru olarak kendisini atadığını ancak ücret takdir etmediğini, bu davaları takip etmek zorunluluğu olup hem mesai hem de yapacağı işlemler için hukuki destek almak zorunda olduğunu, bunun için kendisine ücret takdir edilmesi gerektiğini, mahkemenin ihya davası sebebi ile 9.200,00-TL avukatlık ücreti takdir ettiğini, dava şirket aleyhine açılmış olmasına rağmen kendi aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin açıkça kanuna aykırı olduğunu, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir.
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi, “ (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.
İstinaf talebinde bulunan davalı tasfiye memurunun ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacının ihya istemekte hukuki yararının bulunduğu, tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmasından davalı tasfiye memurunun sorumlu olduğu, davalı tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin yerinde olduğu, ayrıca tasfiye memuru lehine ücret takdir edilmemesinin doğru olduğu, anlaşıldığından davalı tasfiye memurunun istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tasfiye memurunun istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında alınması gerekli 269,85-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 193,75-TL harcın davalı tasfiye memurundan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere ……. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.