Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1243 E. 2023/1277 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1243
KARAR NO : 2023/1277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/08/2023 (Ön İnceleme Tensip Tutanağı)
NUMARASI : 2023/436 Esas
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İşleten ve sürücü davalıların taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ve davaya konu kazaya karışan ………..plakalı araca “ihtiyati haciz” konulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz. Davalıların mal kaçırma saiki ile taşınmazlarını veya taşınır mallarını başkasına devretme ihtimalleri çok yüksektir. Zira bu gibi trafik kazalarında genellikle açılacak tazminat davalarını sonuçsuz bırakmak için mal kaçırma yoluna gidilmektedir. Dosyamızda ihtiyati haciz şartları oluşmuştur. Şöyle ki: İİK’nın 257. maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” demektedir. Bilindiği gibi davalılar haksız fiil nedeniyle davacı müvekkile karşı maddi ve manevi tazminat yönünden borçlanmıştır. Davacı müvekkilin, davalılardan maddi ve manevi tazminat yönünden bir alacağı olduğu kesindir. Yine haksız fiillerde temerrüt tarihi haksız fiilin gerçekleşme tarihidir. Başka bir anlatımla talep edilen maddi ve manevi tazminat alacağı vadesi gelmiş bir borçtur. Bu bakımdan İİK 257.maddesi uyarınca davacı müvekkil vadesi gelmiş para borcu (maddi manevi tazminat) nedeniyle davalıların taşınır ve taşınmaz malları üzerinde ihtiyati haciz talep etmektedir. Mahkemece verilecek ihtiyati haciz kararı için tarafımızdan teminat istenilmemesini talep etmekteyiz. Zira talep edilecek teminatın asıl amacı borçlunun uğrayacağı zararları karşılamak ve kötüniyetli taleplerin önüne geçmektir. Dava konusu olayımızda davalı sürücü ağır kusuru ve dikkatsizliği ile davacı müvekkilin mağdur olmasına sebep olmuştur. Yine talep etmiş olduğumuz ihtiyati haciz, davalıların taşınır veya taşınmaz mallarının kullanımını kısıtlamayacağı gibi bunların satışına da engel değildir. Buradaki amaç davalının taşınmazı başkasına devir ve satış yaptığında bu taşınmazı alan kişinin ben iyiniyetli 3.kişiyim iddiasına engel olmaktır. Bütün bu nedenlerle mahkemenin teminatsız ihtiyati haciz kararı vermesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ ÖN İNCELEME TENSİP TUTAĞI:
Mahkemece yapılan yargılama sırasında ön inceleme tensip tutanağı 12 nolu maddesinde; ” Davacı vekili dava dilekçesinde, işleten ve sürücü davalıların taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ve davaya konu kazaya karışan…….. plakalı araca ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş ise de; dava konusu alacağın yargılama gerektirdiği anlaşıldığından” İhtiyati Haciz talebinin REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinin reddi kararlarının istinafı kabil kararlardan olduğu düşünüldüğünde yerel mahkemenin çok kısa bir ara kararla talebi reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme red kararı ile alacağın ispat edilmesi ve net olarak belirlenmesini istediğini, bu kısa gerekçe ihtiyati haczin ruhuna amacına ve ihtiyati haciz kurumu ile korunmak istenen hukuki yarara aykırı olduğunu, somut olayda haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiğinin açık olduğunu, davanın açıldığı ilk aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek ve belirlenmediğinden cihetle ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermenin hakkaniyetle bağdaşmadığını nedenleri ile 18/08/2022 tarihli ön inceleme tensip tutanağının …….. numaraları kararının kaldırılması, teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesine dair kararın yerinde olup olmadığı noktasındadır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İİK’nun 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3.şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Kanun’un 258/1 maddesine göre ihtiyati haczi kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir.
Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık alacak muaccel hale gelmiş olur.
Uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemli davalarda ihtiyati hacze karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Dairemizin daha önceki 2022/280 Esas, 2022/380 Karar sayılı ilamı ve benzeri diğer ilamlarında manevi tazminat istemine ilişkin ihtiyati haciz verilemeyeceğine dair kararlar verilmiş ise de Yargıtay 4. H.D. 2022/8964 Esas, 2022/15530 Karar sayılı ilamında özetle “…Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki muacceliyet kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Borçlunun temerrüdüne ilişkin 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesine göre haksız eylemlerde eylemin işlendiği tarih itibariyle borçlunun temerrüde düşmüş olacağı düzenlenmiştir. Az yukarıda açıklanan yerleşik yargısal içtihatlarda da bu hususlara işaret edilmiştir. Haksız eylemden kaynaklı manevi tazminat istemiyle açılan davalarda ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen yasal bir hüküm mevcut olmadığı gibi, İİK’nın 257 vd. maddelerinde de bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkün..” olduğu yönündeki kararı gözetilerek dairemizce görüş değişikliğine gidilerek manevi tazminat istemi ile açılan haksız eylemden kaynaklanan davalarda somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkün olduğuna karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; 23/01/2022 tarihinde…….. plakalı otobüsün sürücü …………’ün sevk ve idaresinde … ilçesi istikametinden… istikametine seyir halindeyken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması şeklinde meydana gelen trafik kazasında otobüste yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, dosya içerisindeki kaza tespit tutanağına göre otobüs sürücüsü …………’ün 2918 sayılı KTK 52/1-A( araçların hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmak… kuralına uymamak) kuralını ihlal ettiğinde kusurlu olduğu, yönündeki tespit ve dosya kapsamındaki tüm deliller dikkate alındığında davacının maddi ve manevi zararlarının olabileceğinin kuvvetle muhtemel olduğu anlaşılmakla, davacının alacağının rehinle de temin edilmemiş olmasına göre, borçlunun elinde veya üçüncü kişilerde bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklar için somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde maddi tazminat ve manevi tazminat bakımından makul bir miktar üzerinden ihtiyati haciz karar verilebileceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken talep edilen miktarın tamamı bakımından talebin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK ‘nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile, mahkemece verilen hükmün HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harçların yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesinde verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere ……………….. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.