Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1066 E. 2023/1388 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1066
KARAR NO : 2023/1388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2023 (Karar)
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı borçluya ait işyeri kirası için teminat mektubu verildiğini ve kira ödenmediğinden teminat mektubu iade alınarak kira ödemesinin müvekkil tarafından yapıldığından bu bedelin ve ihtarname masrafının ödenmesi için ilamsız takip başlatıldığını, davalı borçlunun Erzurum …. İcra Müdürlüğü 2016/… esas sayılı dosyasında ödeme emrini tebliğ aldığını ve yasal süresi içerisinde haksız olarak icra takibine itiraz ettiğinden iş bu davayı açtığını, müvekkili ve ortağı olan …’nun davalı borçluya ait Erzurum … AVM’de bulunan … adlı iş yerinin devri için şifahi anlaşma yaptığını, bu işyerinin devir bedeli olarak müvekkil tarafından davalı borçlunun talebi üzerine 81.000,00 TL davalının kardeşi … hesabına ödeme yapıldığını, ayrıca işyeri devri için müvekkilin ortağı tarafından …’e araç devredildiğini, işyeri devri için anlaşılan bedelin nakit olarak ve araç karşılığı ödenmiş olmasına rağmen sürekli olarak oyalanan müvekkilinin yaptığı harici araştırma ile işyerinin KOSGEB hibe projesi kapsamında desteklendiğini ve devrin mümkün olmadığını öğrendiğini, davalı borçlarını ödemediğinden teminat mektubunu paraya çevrilme aşamasına gelen müvekkilin bankalar nezdinde sıkıntıya düşmemek adına kira borcunu ödeyerek teminat mektubunu iade aldığını, ancak işyeri devrinin gerçekleşmediğini ve işyerinin kapatıldığı bu nedenle müvekkilnin ödediği bedellerin iadesini talep ettiğini, davalı borçlu adına kayıtlı olarak çalışan işyeri için müvekkil tarafından ödenen kira bedellerini iade etmediğinden ve haksız olarak icra takibine itirazın iş bu davanın açılmasının zaruret haline geldiğini, borçlunun icra takibine yaptığı haksız itirazının iptalini, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen %9 faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda davacının elinde herhangi bir alacağa dayanan borç belirtir senedi olmadan haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı iddiada bulunduğunu, 04/12/2015 tarihinde … isimli işyerinin devri için … ve … ile şifahi anlaşma yapıldığını, 80.814,00TL değerinde araç ve 81.000,00 TL banka havalesi karşılığında işyeri devredildiğini, davacı işyerinin KOSGEP hibe projesi kapsamında olduğunu bilerek ve isteyerek işyerini devraldığını, davacı tarafın ortaklarıyla anlaşamadığı için devrin gerçekleştirilemediğini belirterek haksız mesnetsiz davanın reddine, İİK md 67 ye göre takibinde haksız görülen alacaklı tarafa iddia olunan meblağın %20 sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
YEREL MAHKEME KARARI;
Mahkemece, “… Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlık, işyeri devrinin gerçekleşip gerçekleşmediği, devrin gerçekleşmemesi hususunda tarafların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce KOSGEB Erzurum Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında; söz konusu işletme 17.03.2015 tarihinde Yeni Girişimci Desteği Taahhütnamesi sunarak destek sürecini başlattığı, yeni Girişimci Desteği Taahhütnamesinin 9. maddesinde, “Yeni Girişimci Desteği kapsamında satın alınan makine, teçhizat, yazılım ve ofis donanımını taahhütnamenin evrak kaydına alındığı tarihten itbaren 3 (üç) yıl süre ile satmayacağımızı, kiralamayacağımızı, kullanım hakkını hakkı her ne ad ve suretle olursa olsun devretmeyeceğimizi, rehin göstermeyeceğimizi (KGF tarafından düzenlenmiş Geri Ödemeli Destek Kefalet Mektubu kapsamındaki taşınırlar hariç), ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, tedbiri haciz konulması halinde durumu 7 (yedi) gün içinde tüm belgeleriyle birlikte KOSGEB’e yazılı olarak bildireceğimizi, aksi halde destek miktarını yasal faiziyle birlikte ödeyeceğimizi …. taahhüt ederiz.” ifadelerine yer verildiği, dava dışı …’in devre konu işyeri ile ilgili 17.03.2015 tarihinde Yeni Girişimci Taahhütnamesi imzaladığı, imzalanan taahhütname kapsamında işyerinin devrinin yapılamadığı, davacı ile dava dışı … arasındaki şifai işyeri devri sözleşmesinin hukuki imkansızlık nedeniyle kurulamadığı, bu nedenle tarafların birbirlerine ödedikleri tutarların sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesinin gerekeceği, davacının icra takibine konu tutarın işyeri devri kapsamında ödendiğinin her iki tarafın kabulünde olduğu, işyeri devri gerçekleştirilemediğinden ödenen bedelin iadesinin istenebileceği kanaatine varıldığından, davacının 16…2016 tarihli dekontla lehdar … olan …nolu 18.03.2016 tarihli teminat mektubunun tazmin bedelinin kefaleten ödenmesi açıklaması ile 40.000TL’nin davalıya gönderildiği anlaşıldığından davanın kabulüne, Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin 40.000,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si olan 8.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmesi gerekmiş, kısa kararda sehven Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı dosya yazılmış, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratmamak adına gerekçeli kararda hüküm kısmında değiştirme yapılmamış, hüküm tashih yoluyla düzeltilmiştir.” gerekçesiyle “Davanın kabulü ile, Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas (Tashih Şerhi ile düzeltilmiştir.) sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin 40.000,00-TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağın %20’si olan 8.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” şeklinde karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacının müvekkiline ait …&… isimli işletmenin 04/12/2015 tarihinde yapılan şifahi sözleşme ile işyerinin devri ve işletilmesi konusunda anlaştıklarını, işyerini devralan davacının bir yıl sonra işletmeyi geri iade etmek istediğini, daha sonra davacının 40.000,00-TL değerindeki teminat mektubu ile ilgili olarak müvekkili aleyhine söz konusu işyerine ait kira ödemesine dayalı icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiklerini, icra takibinin durduğunu ve iş bu itirazın iptali davasını açtıklarını, davacının ikrarı ile de işyerinin devrinin gerçekleştiğini, davacının kendi adı ve ünvanı ile işyerini işletmeye başladığını, kira ödemelerini yaptığını, dosyaya sunulan cari hesap ekstrelerinin davacı tarafından kendi adına yapılmış olan MULTINET kaydıyla ilişkili olduğunu, MULTINET ödemelerinin 2016 yılında davacı tarafından yapılmasının da dava konusu işyerinin devrinin gerçekleştiğini doğruladığını, 2016 yılında dava konusu işyerinin davacı tarafından işletilmesine rağmen Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ait kira ödemeleri yapılmadığından verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesinin gündeme geldiğini, teminat mektubuna davacının kefil olduğunu, davacının teminat mektubunun kendileri tarafından verildiği yönündeki iddialarının asılsız olduğunu, davacının işletmeyi başarılı bir şekilde yürütemediğinden kapandığını, davacının başarısızlığının faturasını müvekkiline ve dava dışı … …’e çıkarma çabasında olduğunu, söz konusu işyerinin açılmasında KOSGEB ile yapılan anlaşma gereği işyeri devrinin yapılamamasını tesadüfen öğrendiği yönündeki beyanlarının dahi davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, sürekli geçiştirmeleri nedeniyle işyerinin devrine davacının engel olduğunu, KOSGEB’den gelen müzekkere cevabında belirtilen sözleşmeye aykırılığın cezai şarta bağlanmasının hukuki ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, davacı taraf ile yapılan devir sözleşmesinde KOSGEB’den alınan hibe desteğinin karşılığının hemen ödenip kapatılmasının kararlaştırıldığını, ancak gelinen noktada davacı tarafça bu durumun mahkemeden gizlenmeye çalışılarak müvekkilinin malvarlığından haksız ve sebepsiz zenginleşmeye çalışıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte devre engel hukuki bir durum olup olmadığının davacı tarafça araştırılmaması veya bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının tacir olduğundan basiretli davranmakla yükümlü olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, davacının sözleşmeye bağlılık ilkesine aykırı davrandığını, tüm bu nedenlerle öncelikle tehir-i icra talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, işyeri devri kapsamında yapılan ödemelerin işyerinin resmi olarak devredilmeyip kapanması nedeniyle iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasında işyeri devri sözleşmesi yapıldığı ve akabinde devredilen işyerinin davacı tarafça bir süre işletilmiş olduğu her iki tarafın da kabulündedir. Uyuşmazlık, işyeri devrine engel hukuki bir ayıbın bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak da iade edilmesi gereken ödeme olup olmadığı noktasında toplanmakta olup, işyeri devrine ilişkin yasal hükümlerin irdelenmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı …’in devre konu işyeri ile ilgili 17.03.2015 tarihinde Yeni Girişimci Taahhütnamesi imzaladığı, imzalanan taahhütname kapsamında işyerinin devrinin yapılamadığı, davacı ile dava dışı … arasındaki şifai işyeri devri sözleşmesinin hukuki imkansızlık nedeniyle kurulamadığı, davacı tarafından davalı hesabına, lehdar … olan …nolu 18.03.2016 tarihli teminat mektubunun tazmin bedelinin kefaleten ödenmesi açıklamalı 40.000,00TL virman yapıldığı, … Erzurum Alışveriş Merkezi Müdürlüğü’nce davaya konu işyerinin 2016 yılı Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ait kirasının …’e ait teminat mektubundan 16.11.2016 tarihinde tahsil edildiği, …’in işletmesini taahhütname ve mevzuat hükümlerine aykırı bir şekilde kapattığından verilen desteğin faizi ile birlikte tahsilinin istendiği, davaya konu olan … & … isimli iş yerinin ve taraflarının KOSGEB ile bir bağlantısının bulunmadığı, bu kapsamda yapılan değerlendirmede davalının işletmesini taahhütname ve mevzuat hükümlerine aykırı bir şekilde kapatmış olması sebebiyle davacıya işyerinin devrini aralarındaki sözlü anlaşma gereğince gerçekleştirmemesi sebebiyle davacıya karşı sorumlu olduğu, bu sebeple de davacının işyerinin kendisine devredileceği inancıyla davalı adına vermiş olduğu kira bedelinin ödenmesine yönelik teminat mektubundaki bedeli faizi ile birlikte davalının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödemesi gerektiği, sebepsiz zenginleşme davalarında davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerektiği, bu kapsamda davalının kendi kusuru ile işletmesini taahhütname ve mevzuat hükümlerine aykırı bir şekilde kapatması ve KOSGEB tarafından yapılan desteğin geri istenmesi ve işyerinin ödenmeyen kira bedellerinin davacının ibraz ettiği teminattan ödenmesi ve işyerini de kendi kusurlu eylemi ile kapatması sebebiyle davacının teminat olarak gönderdiği miktarı davacıya iade etmeyerek davacı aleyhine sebepsiz olarak zenginleştiği aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf aşamasında alınması gereken 2.738,96-TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 683,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.055,86‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere …… tarihinde oy birliğiyle karar verildi.