Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/90 E. 2023/2084 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/90
KARAR NO : 2023/2084
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/374 Esas, 2020/273 Karar
DAVA : Tazminat
Taraflar arasında görülen trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 10/02/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında ….plakalı aracın çarpması soınucu davalı şoförün kusurlu haraketi ile meydana gelen trafik kazasında hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, sigorta şirketince herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin ev hanımı olması nedeni ile evde işlerini yerine getiremediğini, büyük ıstırap çektiğini, bu nedenlerle 1.000,00 TL iş göremezlik tazminatı ( fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan ( sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminatları ile maddi tazminat ile sınırlı olması kaydı ile ) kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ….plakalı aracın dava dışı …… adına kayıtlı olduğunu, müvekkil şirketçe ZMMS kapsamında olduğunu, davacının müvekkil şirketten yazılı bir müracaatta bulunmadan dava açtıklarını, bu nedenle müvekkil sigorta şirketinin temerrüdünün sözkonusu olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafça davalı ……’nin sürücüsü olduğu, davalı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı ….plakalı aracın davacıya çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafın maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile geçici iş görememezlikten kaynaklı 927,61 TL ‘nin kabulüne karar verilmiş, kat’i maluliyetten kaynaklı son ATK raporuna göre herhangi bir maluliyetinin bulunmadığından bahisle kat’i maluliyet talebi ile ilgili maddi tazminat isteminin reddi ile 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, Mahkememizin bu hükmünün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/…. E- 2019/…. K sayılı ilamı ile “… 21/01/2014 tarihli Atatürk Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürlüğü tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporunda davacının % 18 oranında engelli olduğunun belirtildiği, mahkememiz hükmüne esas alınan ATK 3. İhtisas Dairesi’nin çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre düzenlenen 28/11/2016 tarihli raporda ise davacının trafik kazasına bağlı arızasının maluliyet tayinine neden olacak düzeyde olmadığından, maluliyet ( sürekli iş göremezlik oranı ) tayinine mahal olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, her iki rapor arasında çelişki mevcut olduğundan 2659 sayılı ATK Kanununun 15/a maddesinde verilen görev gereği ATK Genel Kurulu’ndan ayrıntılı, gerekçeli, çelişki gideren rapor aldırılması…” gereği mahkememiz hükmünün ortadan kaldırılmasına karar verilmiş, 07/07/2020 tarihli celsede davacı vekiline 1.200,00 TL ATK gider masrafının yatırılması yönünde bildirimde bulunmakla birlikte davacı vekilince müvekkilleri asile ulaşamadıklarından, gider avansının yatırılması yönünde ihtarlı tebliğ yapılmasını talep etmiş, yapılan ihtarlı tebliğe rağmen davacı asil tarafından verilen kesin süreye rağmen gider avansı yatırılmamıştır. Sürekli iş göremezlikten kaynaklı davacı tarafından ATK gider avansı ücretini yatırmaması nedeniyle, mevcut delil durumuna göre de davacı tarafın davasını ispat edemediği, geçici iş göremezlikten kaynaklı daha önce hükmedilen tazminat yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, keza manevi tazminat isteminde de davacı tarafın yaralanmasının sabit olduğu”gerekçesiyle ” Mahkememizin 2015/51 Esas sayılı dosyasında: ” geçici iş göremezlikten kaynaklı 927,61TL’nin sigorta şirketi yönünden 19/02/2013 tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin Reddine, Davacı tarafın Manevi Tazminat Taleplerinin Kısmen Kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ……’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE” ilişkin mahkememizce daha önce karar verildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 2-)Davacı tarafın Sürekli İş Göremezlikten Kaynaklı Maddi Tazminat istemiyle ilgili davasını ispat edemediğinden REDDİNE ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının maluliyetinin sıfırlanmış olma ihtimalinin bulunmadığı bu nedenle maluliyetinin bulunduğu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığı, manevi tazminatın düşük belirlendiği 4 aylık iyileşme süresi için verilen tazminatın düşük olduğu, ayrıca önceki karar tarihindeki avukatlık asgaru ücret tarifesi ile sonraki karar tarihindeki asgari ücret tarifesinin farklı olması sebebiyle ilk karara göre vekalet ücreti verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
10/02/2013 tarihinde davacı ile ….plaka sayılı davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS Poliçesi bulunan ve diğer davalının sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, davacının yaralanmasından kaynaklı açılan maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 14/03/2017 tarih ve 2015/.. Esas, 2017/….. Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü yönünde karar verildiği, karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz 04/10/2019 tarih 2018/627 Esas, 2019/1728 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması üzerine 2019/…. Esas sayılı dosya üzerinden yeniden yapılan yargılama neticesinde, 29/09/2020 tarih ve 2020/273 Karar sayılı kararı ile karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından ” davacının maluliyetinin sıfırlanmış olma ihtimalinin bulunmadığı bu nedenle maluliyetinin bulunduğu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olmadığı, manevi tazminatın düşük belirlendiği 4 aylık iyileşme süresi için verilen tazminatın düşük olduğu, ayrıca önceki karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi ile sonraki karar tarihindeki asgari ücret tarifesinin farklı olması sebebiyle ilk karara göre vekalet ücreti verilmesinin de hukuka aykırı olduğu” ifade edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 29/09/2020 tarih ve 2019/374 Esas, 2020/273 Karar sayılı gerekçeli kararının hüküm kısmında önceki kaldırma kararına konu 2015/.. Esas sayılı dosyasından verilen karara atıf yapılmak suretiyle, karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi hükmün infazında tereddüte yol açacağı gibi ortada Dairemiz kaldırma kararı üzerine ortadan kalkmış bir hükme atıf yapılarak neticede karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek, kamu düzenine, usul ve yasaya aykırı olup, ilk derece mahkemesi kararının davacı vekilinin istinaf başvurusunda belirttiği sebepler incelenmeksizin kamu düzenine aykırılık sebebiyle 610 Sayılı HMK ‘nun 355 ve 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2020 tarih ve 2019/374 Esas, 2020/273 Karar sayılı kararının, HMK’nın 355 ve 353/(1)-a-6. maddesi gereğince RE’SEN KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 355, 353/(1)-a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Dairemiz kararının niteliği itibariyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının davacıya iadesine,
5-İstinaf başvurusu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
6-İİK 36. maddesi gereğince istinaf aşamasında tehiri icra talebi doğrultusunda yatırılan teminat olması halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Gerekçeli kararın yerel mahkemece taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere …… tarihinde oy birliği ile karar verildi.