Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/886 E. 2023/1259 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/886
KARAR NO : 2023/1259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2021 (Karar)
NUMARASI : 2018/424 Esas, 2021/560 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/11/2017 Erzurum, …………..Bulvarı……. Kavşağında ………. plakalı …….’un idaresindeki aracın itfaiye kavşağına geldiğinde kendisine kırmızı ışık yandığı esnada ışık ihlali yaparak müvekkilinin yaya geçidinde karşıdan karşıya geçtiği esnada çarptığını ve müvekkilini aracın altına alarak yaklaşık 18 metre sürükleyerek durduğunu, müvekkilinin bu kaza sonucunda ağır yaralandığını, trafik kazası tespit tutanağında davalı araç sürücüsü …….’un kırmızı ışık ihlali yaparak tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ………. plakalı aracın kaza tarihi itibari ile ZMSS’nin … Sigorta A.Ş tarafından yapıldığını, davalı sigorta şirketine zorunlu başvurunun yapıldığını ve müvekkiline zararını karşılamayan kısmi bir ödeme yapıldığını, müvekkilinin meydana gelen trafik kazası nedeniyle günlerce hastanede yatmış olduğunu ve aylarca tedavi gördüğünü, ağır travma yaşadığını, manevi yönden çöktüğünü, bu nedenlerle müvekkili ………. için 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılar ……. ve …… yönünden kaza tarihi olan 07/11/2017 tarihinden diğer davalı … Sigorta A.Ş’den ihbar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili …….. için 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ……. ve ……’tan kaza tarihi olan 07/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun yolduğunu, davacı tarafından yapılan başvuruda defalarca istenmesine rağmen gerekli olan belgelerin taraflarına sunulmadığını, poliçe genel ve özel şartlarına açık bir aykırılık meydana geldiğini, davanın açılmasına bizzat davacının kendisinin neden olduğunu, manevi tazminat yönünden ise müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu nedenlerle haksız ve yersiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. cevap dilekçesinde özetle; kaza esnasında yolda seyir halindeyken davacının kendisine yeşil ışık yanmadığı halde koşarak karşıdan karşıya geçmek isterken kazanın meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, kaza meydana geldikten sonra davacının başında beklediğini, ambulansla davacıyı hastaneye götürdüğünü, gerek kaza günü gerekse de kazadan sonra sürekli olarak davacının yanında durduğunu, kendisine maddi ve manevi destek olduğunu, davacı taburcu olduktan sonra 2 defa da evine gittiklerini, evine giderken 2-3 aylık temel gıda malzemesi aldığını, hastanede kaldığı süre içersinde bizden maddi talebimiz yoktur demelerine rağmen hastane masraflarını karşılamak için zorla 1.000-TL yardımında bulunduklarını, hastanede yattığı süre içerisinde hastane ziyaretine gelen akrabalarına 40-45 kişiye yemek verdiklerini, maddi ve manevi alarak imkanları dahilinde yanlarında olduklarını, manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu ve zenginleşmeye sebep olacak nitelikte olduğunu, bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı …… cevap dilekçesinde özetle; kaza yapan aracın maliki olduğunu ancak işleteni olmadığını, söz konusu aracı …….’un kullandığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde kendisinin herhangi bir kusuru olmadığını, oğlunun araçla kaza yaptığı esnada orada olduğunu, kazanın hemen akabinde ambulansla davacıyı hastaneye götürdüğünü, tedavisi için ellerinden gelen maddi ve manevi desteği verdiklerini, davacının açmış olduğu tazminatları ödeyecek durumlarının olmadığını, aracı zaten kredi ile aldığını, zaten sigorta şirketinin davacıya tazminat ödemesi yaptığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası olduğundan, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2021/19605 Esas 2021/6472 Karar 11.10.2021 tarihli ilamı ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/10352 Esas 2021/2596 Karar 11.03.2021 tarihli ilamı doğrultusunda davacının maluliyetinin kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğ’e göre tespiti yaptırılmıştır. Yine bu ilamlar doğrultusunda aktüerya raporu TRH 2010 yaşam tablosu ve işleyecek devre bakımından progresif rant yöntemi kullanılarak düzenlettirilmiştir. Aktüerya raporunun Mahkememiz’in 7. celsesindeki ara kararda belirtildiği üzere Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğ’e göre düzenlenen maluliyet raporu esas alınarak düzenlenmesi gerekirken, bilirkişi raporunda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybuı Oranı Tespi İşlermleri Yönetmeliğine Göre düzenlenen maluliyet raporu esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Bilirkişi raporunda hesaplama yöntemi ve kullanılan yaşam tablosu doğru olduğundan davacının maluliyetinin %10 olduğu rapor dikkate alınarak Mahkememiz’ce hesap yapılmış ve bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Açıklanan hususlar doğrultusunda Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen maluliyet, kusur raporları ve aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen rapor hükme esas alınarak davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 110.433,63 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketi yönünden 05/12/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden 07/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının yaşı, meydana gelen kazada kusurunun bulunmaması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının maluliyeti nedeniyle çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alınarak ve davalının kusur durumu nedeniyle manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 20.000,00 TL’nin 07/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ten tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili katılma yollu istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kusur raporu ve aktüerya raporunda isabetsiz karar vermiş olduğunu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 16 Mart 2021 tarihli ikinci raporunda %13.0 (yüzdeonüçnoktasıfır) oranında maluliyet tespit etmiş olduğunu, aktüerya hesabın bu oran üzerinden değil İstanbul Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’nin 15/06/2020 tarihli raporunda; Vücut Engellilik Oranının %10 (yüzdeon) üzerinden hesap edilmiş olup bu hesaplamaya göre 151.733,89-TL yerine 110.433,63-TL tazminata hükmedilmiş olduğunu, hesaplama ve kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, yerel mahkemenin manevi tazminat konusunda yanılgılı karar verdiğini, 20.000-TL manevi tazminata hükmedildiğini, davalı idaresindeki aracın kendisine kırmızı ışık yandığı esnada ışık ihlali yaparak müvekkilinin yaya geçidinden karşıdan karşıya geçtiği esnada çarpmış olduğunu, müvekkilinin aracının altına alarak yaklaşık 18 metre sürükleyerek durduğunu, müvekkilinin bu kaza sonucunda ağır yaralandığını, bu olay neticesinde aylarca tedavi gördüğünü, vücudunun farklı noktalarına platin takıldığını, müvekkilinin manevi olarak ağır bir psikolojik yıkıma uğradığını, olayın etkilerini uzun süre yaşadığını, yaşanan olay karşısında hükmedilen manevi tazminat miktarının ölçülü ve adil olmadığını, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme bünyesinde verilen ilgili kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı vekili dava dilekçesinde ilgili kazanın meydana geldiğini ve bu kazaya ilişkin müvekkili sigorta şirketinden hasara ilişkin ödemenin yapılmasını talep ettiğini ancak buna rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığından bahisle meydana gelen zararların tazminini talep ettiğini, davacı tarafından yapılan başvuruda defalarca istenmesine rağmen taraflarına gerekli olan belgeler sunulmadığını, yine bu belgelerin taraflarına teslim edildiğine ilişkin bir posta kağıdının mahkeme dosyasına sunulmadığını, bu nedenle poliçe genel ve özel şartlarına açık bir aykırılık meydana geldiğinin tespit edildiğini, davacının iş bu davanın açılmasına sebep olduğu gibi ilgili kasko sigortası genel ve özel şartlarına aykırılık nedenleri ile haksız olduğunu, bu nedenler ile davanın reddi gerektiğini, mahkeme bünyesinde alınan kusur ve aktuer raporlarına yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadığını, ayrıca ilgili hesap raporlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; 07/11/2017 tarihinde sürücü ……. idaresinde bulunan ………. plakalı aracın, ışık ihlali yaparak, yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı yaya ……….’e çarpması neticesinde davacının yaralandığı, yapılan yargılamada Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 10/05/2019 tarihli raporda; kazanın oluşumunda sürücü …..’un %100 oranında kusurlu olduğu, yaya davacının kusursuz olduğunun tespit edildiği, 15/06/2020 tarihli ATK raporu uyarınca; Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmeliği uyarınca davacının sürekli iş göremezliğinin %10 oranında geciçi iş göremezliğinin 6 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, 16/03/2021 tarihli ATK raporu uyarınca; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca davacının sürekli iş göremezliğinin %13 oranında, geciçi iş göremezliğinin 6 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, kaza dolayısıyla davalı sigorta şirketi tarafından 23/03/2018 tarihinde 27.579,00 TL ödeme yapıldığı, ilk derece mahkemesince 30/06/2021 tarihli aktüer ek bilirkişi raporuna itibarla davacının kalıcı maluliyeti %10 kabul edilerek yukarıda yazılı gerekçe ile karar verildiği ve karara karşı davalı sigorta şirketi ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kazanın 07/11/2017 tarihinde meydana gelmesi nedeniyle zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca tespitinin gerekmesi, mahkemece 15/06/2020 tarihli ATK raporu ile tespit edilen %10 kalıcı maluliyet oranının kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması, davalı sigorta şirketi vekilinin kusur raporuna ve aktüer bilirkişinin ek raporuna karşı süresi içerisinde sunulmuş bir itirazının bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı sigorta şirketi ve davacı vekilinin maddi tazminat yönünden yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf talebinde bulunması ve manevi tazminat talebi yönünden istinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi yönünden açılmış bir dava bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davacı vekilinin maddi tazminat talebine yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Manevi tazminat yönünden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun USULDEN REDDİNE,
3-Adli yardım kapsamında alınmayan istinaf karar harcının iadesine yer olmadığına,
4-Adli yardım kapsamında alınmayan ve alınması gerekli istinaf kanun yoluna başvurma harcı olan 220,70-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına
5-İstinaf başvurusu aşamasında alınması gereken 7.543,72-TL karar harcından peşin alınan 1.885,93-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.657,79-TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak hazineye irat kaydına,
6-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan taraflarca bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………tarihinde oy birliğiyle karar verildi.