Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/83
KARAR NO : 2023/2081
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/244 Esas, 2021/389 Karar
DAVA : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı asıl borçlu…’in müvekkili bankadan kredi kullandığını, davalının anılan krediye müteselsil kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine borçlulara ihtarname gönderildiğini, söz konusu ihtarnamenin tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine Erzurum…. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiğinden takibin durduğunu, yetki itirazının ve borca itirazın yersiz olduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada Yusufeli mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, borcun teminatı olarak 2 adet aracın rehin alındığını ve rehin yolu ile satış gerçekleşmeden kendisi hakkında takibe geçilmesinin hatalı olduğunu, kendisinin kefil olurken bu teminatlara güvenerek kefil olduğunu, ancak kendilerinin rızası alınmadan bu rehinlerin kaldırıldığını, yine rızası olmadan beton pompasının teminattan çıkartıldığını, pandemi kapsamında takip süresinin uzatılmış olmasına rağmen takibe girişilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava, kredi sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İcra dosyasına konu edilen 25.05.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi incelenmiş, asıl borçlusunun…, davalı …’ın ise müteselsil kefil olduğu, kefaletin usul ve esasa uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davalı savunmalarında özetle …,…ve…plakalı araçlar üzerinde asıl borçlu lehine rehinlerin olduğu, alacaklı tarafından ilk olarak bu araçların rehin yoluyla satışının gerçekleşmesinden sonra kefil olarak kendisine takip başlatılabileceği hususunda beyanda bulunmuşsa da söze konu ….,…..araçlara dair rehin sözleşmeleri incelendiğinde, rehnin dava dışı ….. tarafından, ‘kendisinin ve asıl borçlu…’in her türlü kredi sözleşmelerinden veya her ne sebepten olursa olsun doğmuş ve doğacak, kefalet dahil her türlü borçlarının teminatı’ olarak verildiği anlaşılmıştır. … plakalı araç üzerine rehin veren… tarafından, kendi borçlarının teminatını oluşturmak üzere konulan 30.05.2017 tarihli rehnin, 30.05.2019 tarihinde… lehine düzenlenmiş olan 150.000,00TL tutarlı teminat mektubunun iadesi karşılığında kaldırıldığı görülmüştür.
Davalının 25.05.2015 tarihli davacı ile asıl borçlu… arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine 300.000,00TL tutarla sınırlı olmak üzere müteselsilen kefil olduğu, daha sonra bu tutarın artırılarak 1.000.000,00TL’ye çıkarıldığı, kefilin eş rızasının mevcut olduğu ve kefaletin usul ve esas uygun kurulduğu anlaşıldığından dosya hesap bilirkişisine tevdii edilmiş, dosyaya sunulan rapor hükme esas alınmış ve davalının borç tutarı ve faize ilişkin itirazı olmadığı da gözetilerek davanın kısmen kabulü ile Erzurum… İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine girişilen takipte davalının itirazının iptali ile takibin 188.389,55 TL asıl alacak, 24.129,04 TL işlemiş faiz, 1.206,46 TL BSMV üzerinden devamına, alacağın yapılan yargılama sonucunda tespit edilebildiği” gerekçesiyle “Davanın KISMEN KABÜLU ile Erzurum …. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine girişilen takipte davalının itirazının iptali ile takibin 188.389,55 TL asıl alacak, 24.129,04 TL işlemiş faiz, 1.206,46 TL BSMV üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 28.06.2021tarihli bilirkişi raporundaki izahatı, hesaplama usul ve yöntemleri ile sonuç ve kanaati kabul etmediklerini, söz konusu bilirkişi raporu dosya münderecatı ile örtüşmediği gibi davaya konu edilen alacağa ilişkin dosyada mevcut bilgi ve belgelerle de bağdaşmadığını, müvekkilin kefaletinden önce 2 adet aracın rehin alındığını ve bu araçlar olan … , … Plakalı araçların rehin yolu ile satışı gerçekleşmeden müvekkili hakkında takibe geçilmesinin hatalı olduğunu, önce bu rehinlerin paraya çevrildikten sonra rehin açığı çıkarsa bu miktar açısından müvekkili hakkında takip yapılması gerekirken bu yapılamayarak doğrudan takibe geçilmesinin hatalı olduğunu, rehinler kaldırılırken müvekkilinin rızasının alınmadığını, alacaklı bankanın teminatları devre dışı bırakarak kefil olan müvekkili hakkında icra takibine geçmesi bankanın kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin geçersiz bir sözleşme olduğunu, bu nedenle bilirkişinin saptadığı sebeplerle bu sözleşme kapsamında sorumlu tutulmasının beklenmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanunu yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Erzurum … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasında alacaklı davacı ….. Bankası A.Ş tarafından borçlular …. ve … gösterilmek suretiyle Genel Haciz Yolu ile İlamsız İcra takibi yapıldığı, bu takibe borçlulardan …’ın itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü yönünde karar verildiği, karara karşı davalı … vekili tarafından ” dosya kapsamında yer alan 28/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun yeterli olmadığının dosya kapsamı ile örtüşmediğini, borcun teminatı olarak müvekkilinin kefaletinden önce iki adet araç rehninin alınmış olduğunu, bu araçların rehin yolu ile satışı gerçekleşmeden takibe geçilmesinin hatalı olduğunu, kaldırılan rehinler bakımından müvekkilinin rızasının alınmadığını, bu nedenle kefaletin sona erdiğini, dolayısı ile yapılan takibin usulsüz olduğunu ” ifade ederek kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ile dava dışı… arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmesinde davalı …….n müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile yer aldığı, …. Bankasına yazılan müzekkereye 10/05/2021 tarih ve …. sayılı cevabi yazıda ” …. ve …. plakalı araçlar rehin veren malik ….. tarafından… ‘in bankamıza olan doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının güvencesini teşkil etmek üzere 30/05/2019 tarihli rehin sözleşmesi bankamıza rehnedilmiştir. Her iki araç üzerindeki bankamız rehni mevcut ve geçerli olarak devam etmekte olup, araçlar hakkında Erzurum … İcra Müdürlüğü’nün 2020/….Esas sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takibimiz bulunmaktadır. … plakalı araç üzerinde rehin veren… tarafından kendi borçlarının teminatını oluşturmak üzere konulmuş olan 30/05/2017 tarihli bankamız rehni 30/05/2019 tarihinde… lehine düzenlenmiş olan 150.000,00-TL tutarlı teminat mektubunun iadesi karşılığında kaldırılmış olup, söz konusu …. plakalı araç üzerinde mevcut rehnimiz bulunmamaktadır ” şeklinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yer alan kredi sözleşmesinin 25/05/2015 tarihinde imzalandığı bu kredi sözleşmesinde…’in borcuna karşılık …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile 300.000,00-TL için 25/05/2015 tarihinde kefalet beyanını imzaladığı, yine 1.000.000-TL için 03/05/2017 tarihinde kefalet beyanını imzaladığı görülmüştür. Dosya kapsamında alınan 28/06/2021 tarihli bankacı bilirkişi raporu mevcut olup bu raporun incelenmesinde; detaylı ve gerekçeli açıklamalara yer verdiği, hesaplamaların bu açıklamalar kapsamında detaylı olarak yaptığı ve neticede bulmuş olduğu, rakamların gerekçelerini ifade ittiği anlaşıldığından denetime ve hüküm vermeye elverişli nitelikte olduğu davacı vekili tarafından söz konusu rapora karşı yapılan itirazların tüm bu nedenlerle yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesince bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK ‘nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine, dosya kapsamında dava dışı asıl borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarına teminat teşkil etmek üzere alınan plakaları yukarıda belirtilen araç rehinleri teslime bağlı olmayan taşınır rehnidir. Teslime bağlı olmayan taşınır rehinlerinde öncesinde rehnin paraya çevrilmesi zorunluluğu bulunmadığından alacaklı bu yola başvurmaksızın asıl borçlu ve kefile karşı takip yapabilir. Bu nedenle de; davalı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde olmayıp ilk derece mahkemesi kararının bu yönden de usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353-1-b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 14.599,55-TL harçtan başlangıçta alınan 3.649,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.949,66-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ….. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.