Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/79 E. 2023/2090 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/79
KARAR NO : 2023/2090
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/404 Esas, 2021/390 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasında görülen trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin… plakalı aracı kasko poliçesi ile sigortaladığını, sigortalı araç sürücüsü dava dışı ……’ın tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası yaptığını, kazada davalı kurumun sorumlu olduğunu, kaza sonucunda başvuru üzerine sigortalısına 41.300,- TL’nin 09/01/2015 tarihinde ödendiğini belirterek davalının kusuruna tekabül eden 12.700,- TL rücuen tazminatın hasar ödeme tarihindin itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazada müvekkilinin kusurlu olduğu iddiasının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kaza yapan aracın direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu yoldan çıkarak devrildiği belirlenen çukur alanın, gidiş istikametindeki 12 metrelik yol platformunun tamamen dışındaki bir alan olduğu, yol platformu üzerinde herhangi bir çalışmanın bulunmadığının tespit edilmesine rağmen direksiyon hakimiyetini kaybettirecek bir neden tespit edilmediği, tahkik görevlisinin subjektif bir değerlendirme yaptığı, kusurun araç sürücüsünde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ” Dava konusu edilen olayın oluşuna göre; davacı şirkete sigortalı … plakalı otomobilin sürücüsünün hızını hava, yol, trafik durumu ve görüş mesafesine göre ayarlamadığı, mahalde müteyakkız seyretmediği, bu hali ile olayı önleme imkanını ortadan kaldırarak olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, mevcut hızıyla olay mahalline yaklaştığı, direksiyon hakimiyetini kaybettiği, aracı şeritte tutma becerisini gösteremediği, platform üzerindeki buzlu kesim üzerinden mevcut hızını yavaşlatmadan geçmesi sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybettiği, dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği; yolun bakım ve onarımından sorumlu olan davalının karayolunda can ve mal güvenliğini sağlamak yönünde gerekli düzenleme ve işaretleme yaptığı, karayolunda buzlanmaya dair olayın oluş yeri ve şekli itibariyle kazayı önleyici bir tedbir bulunmadığı, eksik ve kusurlu hal hareketinin de olmadığı ve bu haliyle kazanın meydana gelişinde kusurunun bulunmadığı, dosya içerisinde bulunan iki adet bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu raporların da aynı kanaatte olduğu” gerekçesiyle ” Davanın Reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunun tamamen eksik incelemeye dayalı tek taraflı hazırlandığını, raporda sürücü … ‘ ın %100 kusurlu; … Genel Müdürlüğüne ise hiç kusur atfedilmediği sonucuna varılmış olsa da kaza sonrası trafik ekiplerince hazırlanmış Trafik Kazası Tespit Tutanağında kaza yapılan yol yüzeyinin buzla kaplı olduğunun belirtilmesi karşısında … Genel Müdürlüğü K.T.K 13/b gereği kusurlu kabul edildiğini, kaza anında havanın karanlık olması (22:45 civarı), yolun aydınlatılmış yol olmaması da kazanın yaşanmasında büyük etken olduğunu, kazanın oluşmasında bir çok etken varken sürücünün %100 kusurlu sayılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, bilirkişi raporundaki tespitlere karşı bu itirazda bulunulduğunu, mahkemece itirazların kabul edilmediğini, bilirkişi raporunun hükme elverişli derecede açık ve gerekçeli olmaması sebebiyle verilen kararın hukuka uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanunu yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı nezdinde İMMS Poliçesi bulunan… plaka sayılı aracın dava dışı Keram Yıldız tarafından tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası neticesinde; sigortalısına 41.300,00-TL ödediği, davalı … Genel Müdürlüğü’nün kusuruna isabet eden 12.700,00-TL bedelin tahsili amacıyla açılan rücuen tazminat davasının ilk derece mahkemesince açılan davasında davanın reddi yönünde karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından ” dosya kapsamında kusur bilirkişi raporlarının eksik ve tek taraflı olarak hazırlandığı” ifade edilerek kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi ‘nin 25/08/2016 tarih ve ……….. sayılı kusur raporuna göre, sürücü …’ın % 100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, 01/12/2014 tarihli kaza tespit tutanağında ise “yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruluşun KTK 13/b çalışmaları gerekli önlemleri alarak, aldırarak ve devamlılığını sağlayarak trafik akımını ve güvenliğini bozmayacak tarzda yapmamak” şeklinde kanaat bildirdiği, yine dosya kapsamında bulunan İTÜ Fen Heyetinden alınan 03/….2021 tarihli kusur raporunda “otomobil sürücüsü …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu, davalı … Genel Müdürlüğü’nün olayda kusurlu olmadığı ve somut olayda bahsi geçenlerin dışında her hangi bir kimseye atfı kabil kusur imkanının bulunmadığı ” şeklinde kusur dağılımı yaptığı anlaşıldığından, gerek ATK ve gereksi İTÜ Fen Heyetinin kusur raporlarının yeterli ve detaylı açıklamalara yer verdiği, ulaştıkları sonuçları gerekçelendirdikleri, dosya kapsamında yer alan verileri ve kusur raporlarını irdeledikleri anlaşıldığından, söz konusu raporların denetime ve hüküm vermeye elverişli nitelikte olduğu, bu anlamda ilk derece mahkemesince bu kusur raporları esas alınarak hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemesine göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353-1-b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 269,85-TL harçtan başlangıçta alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına ,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.