Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/379
KARAR NO : 2024/16
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2021 (Karar)
NUMARASI : 2018/33 Esas, 2021/327 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı traktör’ün 22/11/2014 tarihinde Bayburt-Köse karayolu … km’sinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkillerinin yaralandığını, söz konusu oluşan kazada sigortalı olan … plakalı aracın kusurlu bulunduğunu, kaza nedeniyle müvekkillerinin Kati Sağlık Kurulu raporlarının mevcut olduğunu, müvekkillerinden …’in öğrenci olduğunu ve yüzündeki iz nedeniyle sosyal ilişkilerinin etkilendiğini, …ve …’ın ise köyde yaşadıklarını, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraştıklarını, kaza nedeniyle işlerinde ciddi aksaklıkların oluştuğunu, kazanç kaybı ve çalışma gücünün yitirildiğini, sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketince eksik ödeme yapıldığını, bu nedenlerle …için 500,00 TL, … için 500,00 TL, … için 500,00-TL olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplamda 1.500,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsilini, sigorta şirketinin daha önce yapmış olduğu ödemelerin, hesaplama sonrası mahsubuna karar verilesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin geçici ve sürekli iş göremezlikten doğan maddi tazminat talebinin yerinde olmadığını, davacıların söz konusu kaza nedeniyle müvekkiline müracaat etmesi sonrasında müvekkil şirketin nezdinde hasar dosyasının açıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve davacıların maluliyet oranına göre maddi tazminat hesabı yaptırıldığını, davacı… için 92.307,00 TL davacı … için 52.211,40-TL ve davacı …için 32.450,79 TL maluliyet tazminatının hesaplandığını ve davacılara ödeme yapıldığını bu nedenle davanın reddini aksi halde maddi tazminat talepleri bakımından hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda;” Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. Davacıların maluliyet durumlarına ilişkin adli tıp raporu, adli tıp kurumu tarafından düzenlenen kusur raporu ve aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen hesap raporu hükme esas alınmıştır. Davacıların başvurusu üzerine sigorta şirketi tarafından davacı …’e 32.450,79 TL ödeme yapılmıştır. Davacı …’ın sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 14 gün olacağı adli tıp kurumu raporu ile sabittir. Davacı …’ın kaza tarihinde 18 yaşını doldurmamış olması ve sürekli maluliyetinin bulunmaması nedeniyle maddi tazminat konusu geliri olmadığından bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı…’nın ise maluliyeti nedeniyle 87.252,81 TL iş gücü kaybı tazminatına hak kazandığı sabittir. Ancak sigorta şirketi tarafından bu davacı için yapılan ödeme de bu tutarın üzerinde olduğundan” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili … yönünden; 22/11/2014 tarihinde gerçekleşen kaza sonucunda 24/11/2014 tarihinde Atatürk Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı’nın düzenlemiş olduğu raporda hayati tehlike geçirdiğinin tespit edildiğini, 27/04/2016 tarihli Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu …… Hastanesi tarafından düzenlenen engelli sağlık kurulu raporunda maluliyetinin % 39 oranında tespit edildiğini, yerel mahkemenin hükme esas aldığı ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 18/02/2019 tarihli raporunda sürekli maluliyetin % 13,2 oranında olduğunun belirtildiğini, kaza tarihinden yaklaşık 5 yıl sonra alınan bilirkişi raporunda hesaplanan maluliyet oranın dikkate alınmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, % 13,2 maluliyet oranın yanlış olarak belirlendiğini, Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2020 tarihli duruşmada ATK 3. İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verildiğini ne var ki tekrardan ATK 2. İhtisas Kurulu’na dosyanın gönderildiğini, müvekkilinin maluliyet oranın objektif ve eksiksiz değerlendirilmediğini, maluliyet oranları arasındaki fahiş farkın sebebinin anlaşılır yalın bir dille anlatılmadığını, yapılan eksik incelemenin müvekkilinin mağduriyetinin artmasına neden olduğunu, müvekkili … yönünden; Erzurum …… Hastanesi tarafından düzenlenen raporda vücut fonksiyon kaybı oranın % 5 olduğu belirtilmesine rağmen 24/03/2019 tarihli ATK 2. İhtisas Dairesi’nin raporunda malullük oranın olmadığının bildirildiğini, iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yapmış oldukları itirazlar sonucunda ATK 2. İhtisas Dairesi’nin tekrar bir rapor düzenlediğini ancak raporlar arasındaki çelişkinin nedenini açıklamak yerine önceki raporu tekrar ettiğini, bu sebeple raporun usule aykırı olduğunu, kazadan iki yıl sonra Bayburt …..Hastanesinde tedavi sırasında “alın, orta ve sağ kaş üzerinde skar mevcut olduğu” teşhis edildiğini, ne var ki bilirkişi raporunda bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını, çelişkinin giderilmediğini, bu çelişkilerin giderilmesi amacıyla dosyanın İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi ardından aktüerya uzmanı tarafından değerlendirme yapılması gerektiğini, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi itibariyle Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükte bulunup, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği eki sadece %60 oranındaki maluliyeti belirlemek için düzenlenmiş olduğundan, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınması gerekmektedir. (Bknz.Y.4.H.D.,2021/19186 E.- 2022/15126 K. sayılı ilamı)
Dosya kapsamında bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak hazırlanan 06/03/2019 tarihli raporda davacı …’ın sürekli işgöremezliğinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 14 gün olacağının bildirildiği, 17/10/2019 tarihli ATK raporunda davacı…’nın %13.3 oranında sürekli maluliyeti olduğu ve 3 aya kadar iyileşme süresi olacağı yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu raporları ile belirlenen maluliyet oranları kabul edilmiş, bu oranlar dikkate alınarak hazırlanan hesap raporuna itibarla yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
Kaza neticesinde davacıların maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu …… Hastanesi tarafından düzenlenen 27/04/2016 ve 16/06/2016 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporlarının hangi yönetmelik esas alınarak düzenlendiği belli değildir. Bu durumda raporlar arasında çelişkiden bahsedilemeyeceği anlaşılmış olup, dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Başvuru sırasında peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 346,90-TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Gerekçeli kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere …….. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.