Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2110 E. 2022/2262 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/2110
KARAR NO : 2022/2262
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2022 (Tensip Ara karar)
NUMARASI : 2022/493 Esas,
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sırasında; 11/10/2022 tarihli tensip ara karar ile ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP
Davacı vekili dava dilekçesi ile, ………… Köprüsü ve … Çevre Otoyolu’nun işletmesinin davacı şirket tarafından yürütüldüğünü, davalıya ait ………, ………., ………, ………., …………, plakalı araçların 08/01/2020- 21/10/2020 tarihleri arasında ücret ödemeksizin geçişler yaptığını, müvekkili şirketin güncel 184.313,20-TL alacağın bulunduğunu, müvekkili şirketin alacağının rehinle temin edilmemiş olduğunu, davalı-borçlunun hiçbir açıklama göstermeksizin likit borcunu ödemekten kaçınmasının davacı-alacaklı müvekkilinin alacağına kavuşmasını zorlaştıracağını ve hatta imkânsız hale geleceğini, tüm bu gerekçelerle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 257 vd. maddeleri uyarınca; ihlalli geçiş yapan araçların sahibi olan davalı-borçluya ait menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yetecek kısmının ihtiyaten haczedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince 11/10/2022 tarihli ön inceleme tensip tutanağında 11. maddesinde “Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının borcu karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla 3. kişilere satışının önlenmesine ilişkin haciz kararı verilmesini talep etmiş ise de; HMK’nın 390/3 maddesi gereğince davacının haklılığını tüm iddialarının yargılama faaliyeti sonucunda ortaya çıkacağı anlaşıldığından davacının işbu haciz talebinin bu aşamada reddine,” şeklinde gerekçe ile talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
İhtiyati haciz talebinde bulunan davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı geçiş ücretini ödemeden geçiş yaptığını, ilgili tutarı kanunun öngördüğü sürede yatırmadığını ve temerrüde düştüğünü, zira davalının araçları ile müvekkilinin işletme sahibi olduğu yollardan ve köprülerin ücretini ödemeksizin kullandığını dava dilekçesi ekinde sunmuş oldukları görüntü ve provizyon kayıtları ile de sabit olduğunu, delil niteliği olan tüm kayıtların dava dosyası içinde mevcut olduğunu, işbu sebeple mahkemenin ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmediği kanaatinin kabul edilemeyeceğini, itirazın iptali davalarının uzun sürmesi nedeni ile borçlunun mal kaçırma riskinin bulunduğunu, bu durumun müvekkilinin mağduriyetinin artmasına sebep olacağından bahisle ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, ilgili kanun hükümlerinde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatı kuralının geçerli olduğunun düzenlendiğini, dava konusu alacağın varlığının ise dosyada mübrez deliller ile ortaya konulduğunu, kaldı ki; dava dilekçesi ekinde ihlalli geçiş listesi sunulmakla birlikte, dava dilekçe ekinde sunulmasının mümkün olmayan ancak dava dilekçesinde delil olarak dayanılan görüntü ve provizyon kayıtlarının da dosyasına 11.10.2022 tarihinde sunulmuş olduğunu, 11.10.2022 tarihinde verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının dosya incelenmeksizin verilen acele bir karar olduğunu,
bu sebeplerle ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından işletilen otoyol ve köprüden davalıya ait araçların ihlalli olarak geçtiği iddiasına dayalı geçiş ücreti ve ceza alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olup olmadığı noktasındadır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkili tarafından işletilen otoyol ve köprüden, 08/01/2020- 21/10/2020 tarihleri arasında davalıya ait araçların ücret ödemeksizin geçişler yaptığını, müvekkilinin geçiş ücreti ve ceza alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek, iş bu davayı açmış, müvekkilinin güncel alacağı olan 184.313,20-TL’yi karşılayacak şekilde davalı borçlunun malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep etmiş, mahkemece davacının haklılığının yargılama faaliyeti sonucunda ortaya çıkacağı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır, yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıslarda olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer haklarını haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise, ancak borçlunun muayyen yerleşim yeri mevcut değil ise, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da kaçar veyahut bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebilir.
İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.
Somut olayda ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, geçiş ihlallerinin olduğu bir kısım kayıtlar sunulmuş ise de; kaçak geçişlerin olup olmadığı, geçiş sırasında davalıya ait araçta HGS/OGS bakiyesi olup olmadığı, bakiye varsa tahsilat yapılıp yapılmadığı, geçiş anında bakiye yetersiz kalırsa sonradan yapılan yükleme ile geçişten itibaren 15 gün içerisinde tahsilat yapılıp yapılmadığı, sonradan yükleme yapılmış ise geçiş bedellerinin tahsil edilememesinin sebebi, tahsilat yapılmasına rağmen kaçak geçiş olarak sisteme geçmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde alacak miktarı belirlenebileceğinden, bu aşamada alacağın varlığı ve muaccel olduğu yaklaşık ispata yeterli olmayıp, yargılamayı gerektirmektedir. O halde, İİK 257.maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığından ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu aşamasında yeteri kadar harç alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı tarafça bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi/ikmaline ilişkin işlemlerin mahal mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere ………tarihinde oy birliğiyle karar verildi.