Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2104 E. 2023/216 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/2104
KARAR NO : 2023/216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/383 Esas, 2020/35 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14/06/2017 tarihinde davalı firma ….. Kargo A.Ş’ye, ……………………………………….. Hiz. San. Ltd. Şti ne teslim edilmek üzere içerisinde paketlenmiş ders kitapları olan 14 koliyi alıcıya teslim sırasında kolilerin üzerine yağ dökülmüş olduğunu ve yırtıldığı gerekçesi ile alıcının kolileri teslim almadığını, kargo paketlerinin müvekkili tarafından şirket şubesine teslim edilmeden önce alıcı firmaya faturaya ek olarak ibraz delimiş olduğunu, aynı zamanda davalı şirket şubesine fatura ve kitap listesi ayrıca da kolilerle birlikte teslim edildiğini, kargo paketindeki ürünlerin toplam bedelinin 17.322,36 TL olduğunu, müvekkilinin taşıma eylemi sırasında tamamen kusursuz olduğunu, davalı şirketin kolilerde herhangi bir kusur bulunması halinde sözleşme yapmayacağını veya taşıma sırasında sözleşmeden dönceğini, kusursuz bir şeklide davalı şirket şubesine teslim edilen kitap kolilerinin hasara uğradığı için müvekkillinin zarara uğradığını, bu durumun tespitini ve 14 koli kitapların bedeli olan 17.322,36 TL’nin yasal faizi ile birlikte tazminini talep ve dava etmiş, duruşmadaki beyanlarında da özetle gönderilen kargonun zamanında teslim edilmemesine ilişkin faturayı dosyaya sunduk, kargoya verilen kitaplar sınav kitapları olup bunlar süreli kitaplardır, kitapların birkaç hafta sonra teslim edilmesi halinde kitapların teslimi mümkün olmamaktadır, zira sınav süresi dikkate alındığında bu kitaplar öğrenciler tarafından satın alınmamaktadır, kargo firması kolileri yağ döküldüğünü bize söylediğinde aynı zamanda bize alıcı firmayla görüşüp bunları teslim edeceklerini söylediler ve bizi oyaladılar, şayet bize bir kısmının zarar gördüğünü zarar görmeyen kısımların teslim edileceğini söyleselerdi biz de ………….. ya gitip zarar göremeyen kolileri alıp zamanında teslim edebilirdik, ancak kargo firması bizi oyaladığından tüm koliler yönünden zarara uğramamıza sebebiyet vermiştir, bu nedenle davanın kabulünü talep ederiz demiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu ………. Sulh Ceza Hakimliği 17/11/2015 tarih 2015/…… Diş sayılı kararı ile müvekkil şirket yönetiminin kayyumlara devredildiğini, sonrasında ise 677 Sayılı KHK ile 22/11/2016 tarihinde TMSF’ye devredildiğini, dava şartı yokluğu sebebiyle iş bu davanın reddinin gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, davacı yanın iş bu davaya konu kargonun ne alıcısı ne de göndericisi olduğunu, iş bu davanın esas incelemesine girilmeksizin usulden reddi gerektiğini, açılan davanın haksız olduğunu bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında kargo taşınması konusunda anlaşma yapıldığı, ders kitaplarını içeren kolilerden 4 tanesinin zarar gördüğü ve bu nedenle kargo alıcısının kargonun tümünün almaktan kaçındığı, davacı tarafça davalı kargo firmasının kolileri alıcıya teslim edeceklerini belirterek kendilerini oyaladıklarını ve bu nedenle ders kitaplarının hiçbirinin teslim edilemediğini ve bu nedenle de süreli yayınlar olan sınav kitaplarının hiçbirinin satılamayacak olması nedeniyle tüm ders kitaplarını içeren kitaplar nedeniyle zararının mevcut olduğu iddia edilmiş ise de davalı kargo şirketince davacının oyalandığı ve sınav kitaplarının hiçbirinin teslim edilememesine neden olduğu yönünde bir delil sunulmadığı, davalı kargo şirketinin yukarıda belirtilen yasal mevzuat uyarınca davacıya vermiş olduğu kısmi zarardan sorumlu olduğu ve buna ilişkin bilirkişi raporunda yapılan tespitin 4.949,24 TL olduğu, aynı şekilde 110,92 TL’lik kargo bedelinden de davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; 5.059,40 TL alacağın 14/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil …………………… Dağıtım A.Ş.’den iadeli kitap aldığını, yayın evine iade edilmesi gereken kitapların iade tarihine son 5 iş günü kala listesi ve faturası ile birlikte kargoya teslim edildiğini, kitaplar kargoda taşınırken bazı kolilerin üzerine yağ dökülmesinden dolayı hasar gördüğü ve alıcı firmanın kitapları tespim almadığını, müvekkilin zarara uğramasına sebep olan en önemli detay ise koliler içerisinde alıcı firmaya ifade edilmek amacıyla gönderilen kitapların sezonluk sınav kitapları olması ve kargo teslim tarihinden sonra sınav sisteminin yıllık olarak değişmesi ve artık kitapların tedavülden kalkması ve yeni sınav sistemine uymaması neticesinde piyasada alıcı bulmasının mümkün olmadığı, nitekim sağlam olan kitapların dahi müvekkile geri gönderilmediği nedenleri ile kararın bozularak müvekkilin 17.322,36-TL zararının 14/06/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketinden rücuen tahsili, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki temel ilişki kargo taşımacılık ilişkisi olup taşıma sözleşmesine göre de yetkili yer İstanbul Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan yetkili itirazları gereği davanın öncelikle yetki yönüyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kargoların hasarının tespiti açısından tümünün incelenmesi gerekmekte iken bilirkişilerin incelemeyi tam olarak gerçekleştiremediklerini, bilirkişinin mevcut durumu tespit etmesi ve raporlaması gerekirken görevi dışına çıkarak yorum ve uyuşmazlık çözme fikrini ortaya attığını, müvekkil şirketin harçtan muaf olduğu nedenleri ile kararın kaldırılması, davanın reddi, tehiri icra talebinin kabulü, harç muafiyetinin nazara alınması, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı hasar nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Ancak 6102 sayılı TTK 882. maddesine göre, 880. ve 881. maddeleri uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.(Yargıtay 11. H.D. 2016/75 Esas, 2016/8778 Karar) Bu itibarla mahkemece, taşıma sırasında oluşan hasardan davalı taşıyıcı sorumlu tutulmuş olmasında ve hasar miktarı ve tazminatın tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre; istinaf talebinde bulunan davacı vekili ve davalı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 179,90-TL harçtan başlangıçta alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 345,60-TL harçtan başlangıçta alınan 86,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 259,20-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafınca bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere …………….. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.