Emsal Mahkeme Kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/197 E. 2022/504 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ERZURUM
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/197
KARAR NO : 2022/504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ERZURUM ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2021 (Karar)
NUMARASI : 2019/512 Esas, 2021/398 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı … plakalı aracın 11/08/2019 tarihli tek taraflı trafik kazasında yolcu olan davacıların desteği …’un vefat ettiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarına ancak ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 500,-TL’nin davalıya başvuru tarihi olan 26/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davacı tarafların müvekkiline tazminat ödenmesi için başvurduklarını, ancak evraklarında eksiklik bulunduğunundan usulü eksiklikleri tamamlamadığından işbu davayı açamayacağını, tazminatın teminat dışı kaldığını, teminat kapsamında bir sorumluluk doğması için kusur ve aktüerya hesabı yapılması ile SGK’dan ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Davanın konusu, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm delillerin ikamesini müteakip, Diyarbakır …… Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/……..Esas sayılı dosyası ekinde bulunan Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 27/05/2020 tarihli tek taraflı trafik kazasında, davalının sigortalısı ve dava dışı sürücü …’ın asli kusurlu olduğuna ilişkin kusur raporunun mahkememizce taraflara tebliğ edildiği, kusur raporuna taraflarca herhangi bir itirazda bulunulmadığı görülmüştür.
Tarafların kusur raporuna karşı bir itirazlarının bulunmaması üzerine, dosyanın Aktüerya Uzmanı ……….’ya tevdi edilmesine karar verilmiş, 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya ibraz edildiği görülmüştür. Alınan bilirkişi raporunda özetle “Davacı ……..’un kusur indirimsiz, % 0 evlenme ihtimali indirimli zararının 255.438,99 TL, davacı ………’un kusur indirimsiz zararının 46.707,83 TL ve davacı…….’un kusur indirimsiz zararının 44.286,64 TL olduğu” yönünde görüş beyan edildiği anlaşılmış, sunulan raporun Yargıtay İçtihatlarına, dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun olduğu kanaatine varıldığından hükme esas alınmıştır.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazası nedeniyle yürütülen savcılık soruşturması ve ceza mahkemesi dosyası ile alınan bilirkişi raporunda davacıların murisinin yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsünün kusursuz olduğu sabit olmakla, aktüerya uzmanı tarafından hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile ……… için 255.438,99 TL, ………. için 46.707,83 TL, …….. için 44.286,64 TL. olmak üzere toplam 346.433,46 TL’nin 25/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesi” gerekçesiyle karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; başvuru yükümlülüklerini yerine getirmeden, doğrudan mahkemede dava açılması nedeniyle HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru olmadığını bu nedenle temerrüde düşme tarihinin kaza tarihi olarak hesaplanmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini
, bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yapıldığını, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz isteyebileceğini, yerel mahkeme tarafından eksik inceleme sonucu kurulan hükmün bu yönüyle de hukuka aykırı olması nedeniyle bozulması gerekmektiğini, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin dava dilekçesinde, dava dışı …’ın sevk ve idaresinde bulunan, davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın 11.08.2019 tarihinde tek taraflı trafik kazası geçirdiğini, araç içerisinde yolcu olan davacıların desteği …’un vefat ettiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yapmalarına rağmen ödeme yapılmadığını iddia ederek, şimdilik 500,00 TL’nin davalıya başvuru tarihi olan 26/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, 24.11.2020 tarihli dilekçesinde; müvekkili ……….. için 300,00-TL, ……… için 100,00-TL ve …………… için de 100,00 TL tazminat talep ettiklerini bildirdiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde, davalı sigorta şirketine başvuru yapılırken gerekli evrakların sunulmadığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun limitle sınırlı olduğunu, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, zarar hesabının aktüerya uzmanınca hesaplanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep ettiği, davacılar vekilinin 09.09.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini, davacı ………. için 255.438,98-TL, ………için 46.707,44-TL ve ……………… için de 44.286,64-TL olmak üzere toplam 346.433,46 TL olarak belirli hale getirdiği, mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, Davanın Kabulü ile davacı ………. için 255.438,99-TL, ……….. için 46.707,83-TL,……… için 44.286,64-TL. olmak üzere toplam 346.433,46-TL’nin 25/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, mahkemece kusur raporu alınması yoluna gidilmediği, Diyarbakır ……… Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/…….. Esas sayılı dosyası ekinde bulunan Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 27/05/2020 tarihli tek taraflı trafik kazasında, davalının sigortalısı ve dava dışı sürücü …’ın asli kusurlu olduğuna ilişkin kusur raporunun taraflara tebliğ edildiği, kusur raporuna taraflarca herhangi bir itirazda bulunulmadığı görülmüştür.
Davalı vekilinin istinaf nedenlerinin incelenmesinde; dava konusu kaza 11.08.2019 tarihinde meydana gelmiş, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile 25.01.2019- 25.01.2020 tarihleri arası için sigortalanmış olup davalı sigorta şirketi davacılar tarafından davadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. Maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince tazminatın hesaplanması sırasında TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yönteminin uygulanmasının hatalı olduğu ileri sürülmekte ise de Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6425 Esas- 2021/2044 Karar sayılı kararında “Dairemizin içtihat değişikliği nedeniyle, tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması gerektiğinden, İstinaf Mahkemesi’nin kabulü yerinde değildir. Ancak; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, destek tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı Dairemizce kabul edilmektedir.Açıklanan tüm bu nedenlerle; davacılar ile desteğin muhtemel bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapıldığı ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre (temyiz eden davalı ………. Sigorta A.Ş. yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” Denilmek suretiyle tazminat hesabında uygulanacak yöntem açıkça belirtilmiş olup, hükme esas alınan 14.04.2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunda da aynı yöntem ile hesaplama yapıldığından davalı vekilinin açıklanan hususa yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Yine davalı vekilince ıslaha konu edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, dava dilekçesinde açıkça davanın HMK’nın 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirtildiği, bu durumda bedel artarım dilekçesinin ıslah olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin açıklanan nedenlerle esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu aşamasında alınması gereken 23.664,86-TL karar harcından peşin alınan 5.916,21-TL harcın mahsubu ile bakiye 17.748,64-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafın bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
6-Kararın kesinleştirme ve gider avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 28/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.